Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Cumhurbaşkanlığında muhtarlar toplantısı

        Erdoğan, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Erzincan, Hakkari, Iğdır, Malatya, Muş, Tunceli, Batman, Şanlıurfa ve Ankara'dan gelen muhtarlarla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen "dokuzuncu muhtarlar toplantısı"nda bir araya geldi.

        Erdoğan burada yaptığı konuşmada, bombayla, silahla, molotofkokteyliyle maske ve baskı ile gerçekleştirdiği eylemlere tevil yoluyla gidenleri, başını kuma gömen deve kuşuna benzetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçeklerin tüm çıplaklığıyla ortada olduğunu ancak bu saldırıları gerçekleştirenlerin kendi yalanlarına ve iftiralarına boğulmuş bir şekilde başka bir alemde yaşadığını bildirdi.

        Erdoğan, üzerinde ciddi şaibeler de olsa da son seçimlerde aldıkları oyları demokrasiye değil teröre alan açmak için kullananların bunun hesabını millete de adalete de vereceğine dikkati çekerek, "Gelinen noktada örgüte değil, devlete silah susturma çağrısı yapanlar da apaçık bir gaflet ve hatta ihanet içindedir. Devletin güvenlik gücü silah bırakır mı? Onun o enstrümanıdır. Niçin enstrüman bu? Halkının güvenliği için, halkının huzuru için. Bunu yapacak. Terörist silahı bırakacak. Sadece bırakmayacak betona gömecek ve bu da tespit edilecek. Şimdi çıkmış, bunlar uyanık ya ne diyor 'Silahlar sussun.' Sakın bu oyuna gelmeyin. Ne demek 'silah sussun?' Silahı bırakıp betonla gömeceksin. Bak dünyada terör örgütlerine böyle yapıldı. Silahı betona gömdüler. Gömüldü üzeri betonlandı ve bu da tespit edildi. Ya teslim ya da bu ülkeyi terk. Çünkü bunlar bu ülkeye yakışmıyor" diye konuştu.

        - "İHANETE DESTEK OLAN SÖZDE AYDIN GÜRUHU, KÖŞE YAZARLARI"

        Erdoğan, devletin, ülke ve milletin güvenliği için her türlü silaha sahip olma ve gerektiğinde onu kullanma hakkına sahip yegane yapı olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Tabi bu yönde ifadeler kullananların asıl niyetleri başkadır. Kan döken, can alan, silahları kullanan teröristlere sırtlarını dayadıklarını söyleyenler ve onları destekleyenler bu duruşlarıyla ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri bu vatanın sırtına hançer saplamanın peşindeler" ifadelerini kullandı.

        "Bu ihanete destek olan sözde aydın güruhu, köşe yazarları, yaşanan her ölümün, dökülen her göz yaşının sorumluluğuna ortaktır" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

        "Bunlar ihanet içindedir. Ekmeğinin peşinde ve görevinin başında olan insanları hunharca öldüren teröristlere tek çift söz söylemeyip, bu teröristleri etkisiz hale getiren güvenlik güçlerine saldıranların yeri, alçaklık çukurunun en dibidir. Vatan ve millet aidiyeti olmayan bu köksüz, ahlaksız, vicdansız güruh sanmasın ki yaptıkları yanlarına kar kalacak. Milletin, masum insanların ölümünü dahi kendi sapkın ideolojileri için kullanmaktan geri durmayan bu 'belhüm adal' güruhuna hak ettiği dersi mutlaka verecektir.

        " Erdoğan, devletin ve hükümetin ne bölücü örgüte ne onun güdümündeki partiye ne de sözde aydın güruhuna karşı herhangi bir yükümlülüğü herhangi bir borcunun da olmadığını belirtti.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu o köşe yazarlarına, o aydın geçinenlere söylüyorum. Kariyeriniz ne olursa olsun. Önünde bir çok kariyeri olanlara da söylüyorum. Sizin kariyeriniz, sizin kalemlerinizden akan mürekkep, kandır. Benim için önemli olan şehidimin o ulaştığı makamdır. En başından beri çözüm sürecinin muhatabı bizatihi milletin kendisiydi. Biz sözümüzü millete söyledik. Yaptıklarımızı da milletimiz ve onun aydınlık geleceği için yaptık. Bugün de tek sorumluluğumuz yine milletimize karşıdır" dedi.

        Bütün bu olaylardan sonra çözüm sürecinin artık "buzdolabında" olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesiyle yolumuza şu anda devam ediyoruz. Bu mesele kesinlikle bir al-ver meselesi, bir taviz meselesi değildir. Bu bir demokrasi meselesidir, hak ve özgürlük meselesidir hatta hak ve batıl meselesidir, kalkınma meselesidir" diye konuştu.

        - "TERÖRÜN YOLU İSE KANA, ÖLÜME, ACIYA ÇIKAR"

        Erdoğan, böylesine ulvi temeller üzerinde yürüyen bir süreci, yeniden güvenlik ve asayiş sorunu haline dönüştürenin terör örgütü olduğunu belirterek, buna karşı çıkmayan siyasetçilerin de kendi varoluş gerekçelerini ortadan kaldıran bir duruma düştüğünü aktardı.

        "SİYASETİN YOLU DEMOKRASİYE VE KALKINMAYA, TERÖRÜN YOLU İSE KANA, ÖLÜME , ACIYA ÇIKAR" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

        "Türkiye'nin önündeki bu meselenin birlik, beraberlik, kardeşlik, ortak gelecek ve ortak hedefler etrafında bütünleşme yoluyla çözüleceğine olan inancımı huzurlarınızda bir kez daha ifade etmek istiyorum. Terörde ısrar edenler, hak ettikleri karşılığı görmektedirler ve görmeye devam edecekler. Anadolu coğrafyasında bin yıldır devam eden bu kutlu mücadele öyle görünüyor ki ilanihaye sürecektir. Söylüyorum, Kabil ile Habil arasında katil kimdi? Kabil idi. Kardeşi Habil'i öldürdü. Mücadele orada başladı ve öyle sürdü geldi ki sevgili peygamberimize kutsal kitabımız Kur-an'ı Kerim indi ve orada 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz onlar diridirler ama siz bilemezsiniz' hükmü geldi. Bu ne demektir? Demek ki bu mücadele kıyamete dek sürecek bir mücadele. Ama biz onlara hiçbir zaman 'ölü' demeyeceğiz. Onlar diridir, peygamberlikten sonra en yüce makam olan şehitlik makamındadır. Bu mücadelede kanlarıyla bu toprakların bir kez daha vatan olarak milletimize tescilini yapan tüm şehitlerimize Allah'dan rahmet diliyorum. Onların fedakarlıklarını milletimiz hiçbir zaman unutmamıştır, unutmayacaktır."

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ