Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika 'MHP her şeye 'Hayır' demiyor bu, AKP'nin algı operasyonu'

        Kübra PAR/GAZETE HABERTÜRK

        FOTOĞRAFLAR:Ece OĞULTÜRK

        -Malum soruyla başlayalım. Muhalefet blokuyla koalisyona “Hayır” dediniz, AK Parti’yle koalisyona “Hayır” dediniz, Meclis Başkanı seçiminde işbirliğine “Hayır” dediniz, Ahmet Davutoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşme taleplerine de “Hayır” dediniz. MHP neden her şeye “Hayır” diyor?

        Aslında MHP her şeye “Hayır” demiyor. Bu, AKP’nin uyguladığı bir algı operasyonu. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki seçmenleri terör örgütünün insafına bıraktıkları için 28 ilden istedikleri oyu alamadılar ve gözlerini MHP’ye verilen 7.5 milyon oya diktiler. Davutoğlu, balkon konuşması yaparken “Ya azınlık hükümeti ya da erken seçim” dedi. Yani zaten erken seçim kararı alınmıştı. “Hayır”ların kaynağı burada başladı. Sayın genel başkanımız bizim, adına “yıkım süreci” dediğimiz çözüm sürecini baz alarak AKP ile HDP’nin koalisyon yapmasını teklif etti. Çözüm sürecini beraberce oluştururken iyiydi, ne oldu da bir araya gelemediler? Terör örgütünün siyasi uzantısıyla beraber Dolmabahçe’de kararlar aldılar. Oylar düşmeye başlayınca işler değişti. Genel başkanımız “HDP ile kurmazsanız CHP ile kurun” diye de ekledi. Çünkü CHP’nin çözüm süreciyle ilgili duruşuna baktığımızda AKP, HDP ve CHP’nin birlikte hareket ettiğini görüyoruz.

        -MHP’nin Kürt meselesi konusundaki tavrını biliyoruz ama Türkiye yönetim boşluğu yaşıyorken, anamuhalefet partisi olma konusunda ısrarcı olup tüm tekliflere “Hayır” demeniz ne kadar doğru?

        Dediğim gibi, algı operasyonu yapıyorlar. Her şeye “Hayır” demedik. “Eğer ülke kaosa giderse, istikrarsızlığa sürüklenirse biz elimizi değil bedenimizi taşın altına koyarız” dedik.

        -Ama tam tersine MHP sorumluluktan kaçıyor gibi bir imaj oluştu. Bu süreçte MHP’nin hiç hatası olmadı mı sizce?

        Burada bir siyasi ahlak problemi var. Davutoğlu, MHP’ye koalisyon görüşmeleri için geldiğinde genel başkanımız konunun uzmanlarına birçok dosya hazırlattı. Bunlar arasında bakanlıkların dağılımları, alternatif bakanlıklar, çözüm sürecinde neler yapılması gerektiği hakkında dosyalar ve koalisyon protokolleri vardı. Yani biz 4 yıllık bir koalisyona hazırdık. Ama Davutoğlu sadece iki alternatifle geldi; ya azınlık hükümeti ya da AKP ve MHP’nin kuracağı seçim hükümeti... Sayın genel başkanımız “Terör olaylarının azdığı, ekonominin kötüye gittiği bir ortamda erken seçime gitmek yanlış olur, uzun soluklu bir hükümete ihtiyaç var. Biz buna hazırız” dedi. AKP bunu kabul etmediği gibi, Davutoğlu genel başkanımıza “Toplantı hakkındaki ilk açıklamayı ben yapabilir miyim?” diye sordu. Genel başkanımız da nezaket gereği kabul etti. Davutoğlu, basının karşısına geçtiğinde “MHP, her teklifimize ‘Hayır’ dedi” dedi. ‘Hayırcı’ olarak bizi göstermeye çalıştı...

        "DEVLET BAHÇELİ İLE HER ŞEYİ RAHATLIKLA KONUŞABİLİRİZ"

        -Devlet Bahçeli’yi insan olarak nasıl tarif edersiniz?

        İnsan olarak çok yardımseverdir. Çok okuyan biridir. Bir tarihçi kadar tarih bilgisi vardır. Buna divan üyeleri olarak şahidiz. Çok da esprilidir. Her pazartesi divan toplantılarımız olur. Gündemle ilgili ne düşündüğümüzü sorar. Herkes görüşünü dile getirir. Her şeyi rahatlıkla konuşabiliriz. Zaten genel başkanımız en başta kendi fikrini beyan etmez. Önce bize sorar. Herkes fikrini söyler, sonra ortak karar alınır.

        -Ama dışarıdan bakınca, partide herhangi biri öne çıktığında bunun faturasını ödüyor gibi görünüyor…

        Koray Aydın, 2012’de genel başkan adayı olarak çıktı ve 450 gibi bir oy aldı. Şu anda da Meclis Başkanvekili konumundadır. Demokrasi yarışı içinde böyle şeyler olabilir.

        Bir kadın siyasetçi olarak Meral Akşener’in aday gösterilmemesini nasıl karşılıyorsunuz?

        Bunun cevabını genel başkanımız verdi.

        "SİYASET BİRÇOK ŞEYE GEBE 5. PARTI DEVLET BEY’İN ÖNGÖRÜSÜ"

        -Toplumda “1 Kasım’dan sonra aynı tablo çıkarsa yine benzer krizler mi yaşayacağız?” endişesi var. Bu siyasi sıkıntıdan çıkmak için MHP adına ne öneriyorsunuz?

        Genel başkanımız önerileri yaptı. 3 Ekim’de seçim beyannamesini açıklarken, onların algı operasyonlarının önünü baştan kesebilmek için “Biz MHP olarak HDP hariç diğer partilerle koalisyona hazırız” dedi.

        -1 Kasım’dan sonra daha farklı bir strateji izleyecek misiniz yani?

        MHP’nin dili değişmeyecek, çünkü MHP “Hayır” demedi. “Biz koalisyon kurmaya hazırız ama uzun soluklu olmalı” dedi. AKP, baştan her iki tarafa da “Hayır” dedi. CHP ile de koalisyon yapmadılar, çünkü birileri çıkıp “Kan uyuşmazlığı var” dedi.

        -Peki, toplumdaki kutuplaşmayı aşmak için ne öneriyorsunuz?

        1999 yılından 2002 yılına kadar olan 3.5 yıllık iktidar döneminde MHP, torpili ortadan kaldırmak için KPSS’yi getirdi. Amacımız mülakatlarda kul hakkı yenmemesi, hak edenin hak ettiği yerde olmasıydı. Ama AKP iktidarı her şeyi değiştirdi. Sınavı kazanan müdürlerin görevlerinden alındığını, ALES ve KPSS puanı yüksek olanların atanması gerekirken, mülakata tabi tutulduklarını, AKP ile ilişkileri yoksa göreve getirilmediklerini gördük. Kadınları başörtülüler ve açıklar diye ikiye ayırdılar. İnançlı bir nesil istediklerini söylediler. Oysa inanç sistemi kimse tarafından sorgulanamaz. Bizim dinimizde ibadet, kul ve Cenab-ı Hak arasındadır. Bugüne kadar kimse kimsenin etnik yapısını ya da mezhebini sorgulamazdı. Reyhanlı’daki patlamada “36 Sünni kardeşimiz öldü” dediler. Buna gerek var mıydı? Bu ülkeye yazık günahtır. İnanç sisteminin asla siyasete alet edilmemesi gerekiyor. Bunları giderdiğimizde kutuplaşma zaten ortadan kalkacaktır.

        -Devlet Bey geçen haftaki Habertürk yayınında “Ya tek başımıza ya da koalisyon ortağı olarak mutlaka iktidarda olacağız” dedi ve Meclis’te 5. partinin olabileceğine işaret etti. Bu sözlerinden ne anlamalıyız?

        Aslında siyaset birçok şeye gebe. Bunu Devlet Bey’in öngörüsü olarak alın. 13 yıldır miyopiye kapılmış bir iktidar var. Sorunları çözemiyor. Yanlış yaptığını söyleyenlere karşı da despotlaşıyorlar. Artık yoruldular. Önümüzdeki dönemde Meclis’te 5. bir parti olabilir, farklı tablolar çıkabilir. Bu millet feraset sahibidir.

        "ÜNİVERSİTEDE KARL MARX OKURDUK"

        Hiç olmadı. Ergenlik dönemi zamanlarımda Gaziantep’teydik. Babam bizi ocaklara götürürdü. Partinin geceleri olurdu. Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş gelirdi. 1980 öncesi küçük bir gruptuk. Olaylar sırasında birbirimize daha çok dayanmıştık. Bu da benim için pekiştirici bir rol oynadı. 1980 sonrasında da üniversiteye hoca olarak girdim. Öğrencilerimizin önünde misyonumuzun ve söylemimizin olması gerekiyordu. Bunun için geçmişimden çok beslendim.

        -Nasıl bir entelektüel dünyanız vardı? Kimlerden etkilenmiştiniz?

        Felsefe ve sosyoloji okudum. Mümtaz Turhan’ın, Ziya Gökalp’in, Prens Sabahattin’in nasıl olgunlaştığını gözlemliyordum. Siyasi bakışımın temelinde onların teorileri yer etti.

        -Üniversite yıllarınızı komünizmle mücadele içinde geçirmişsiniz. Şimdi geriye baktığınızda Marksizm’e sempati duyduğunuz oluyor mu? Devir değişince düşüncelerinizde yumuşama oldu mu?

        Üniversitede derslerde Karl Marx’ın kitaplarını okurduk. Ekonomik sistem teorilerini incelerdik. O zamanlar komünizmle mücadele ediyorduk. Şimdi de küresel güçlerin ortaya koyduğu belirli dinamikler var. Toplumun düzenini bozacak, geleceğe emin adımlarla yürümemizi engelleyecek bir şeyler sunuluyor. Bu 1980 öncesinde komünizm ayağıyla sunulmuştu. Şu anda da başka şeylerle sunuluyor. Terör sorununu Türkiye’de Kürt-Türk çatışması varmış gibi sunmak istiyorlar. Afrika gibi az gelişmiş ülkelerde de bunu görebiliyoruz. Bizim ülkemiz G20 ülkeleri arasında yer alsa da bu oyunlar bizim ülkemiz üzerinde de oynanıyor.

        #BİRTÜRKİYEİSTİYORUM

        Zühal Topcu’ya “MHP olarak nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?” diye sordum, işte cevabı…

        -Bireysel özgürlüklerin ve hukukun üstünlüğünün zedelenmediği bir Türkiye istiyoruz.

        -Kadın cinayetlerinin olmadığı, kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde ötekileştirilmediği bir Türkiye istiyoruz.

        -Terörün olmadığı, insanların Türk milletine ait olmaktan gurur duyacakları bir yapıda, Doğulusuyla, Batılısıyla, Kuzeylisiyle, Güneylisiyle birlikte yaşayacakları bir Türkiye istiyoruz.

        -Eğitimdeki kalitenin uluslararası standartlarda olacağı, kalite anlayışının bütün eğitim kurumlarına geldiği, üniversitelerin dünya sıralamasına girdiği bir Türkiye istiyoruz.

        -Sosyal politikaların çok daha güçlü bir şekilde uygulandığı, sağ elin verdiğini sol elin görmediği, AKP’ye bağlı kılınan bireylerin bu zincirlerinden kurtularak istihdam edildiği bir Türkiye istiyoruz.

        - Ülkemizin dengeli bir şekilde kendi ihtiyacını giderdikten sonra dışarıya satabilecek konuma geldiği bir Türkiye istiyoruz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ