Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı 'Faili meçhul cinayetler' davasında o isimler tanık sıfatıyla dinlendi

        Bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin Mehmet Ağar, özel harekat polisleri ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 19 kişinin yargılandığı davada, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, emekli Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ve gazeteciler Uğur Dündar ile Hikmet Çiçek'in, davaya konu olaylarla ilgili bilgileri olabileceği gerekçesiyle tanık olarak dinlenmeleri kararlaştırıldı.

        Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde, şikayetçi ve sanık avukatlarının katıldığı duruşmada önce, celse arasında dosyaya giren belgeler tutanağa geçirildi.

        Buna göre, sanık Mahmut Yıldırım'ın henüz yakalanamadığı, talimatla tanıklığına başvurulması kararlaştırılan iş adamı Halis Toprak'ın İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesine gitmediği belirtildi.

        Başbakanlık Teftiş Kurulu'ndan mahkemeye gönderilen yanıtta, "Başbakanlık Teftiş Kurulu eski Başkanı Kutlu Savaş tarafından tek nüsha düzenlenerek, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'a sunulan Susurluk Olayları Raporu'nun aslı ve tam bir fotokopisi ile rapora ilişkin hiçbir ek başkanlığımız kayıtlarında yer almamakta olup, başkanlığımız arşivinde raporun 'devlet sırrı' niteliğindeki bilgilerin çıkarılmış (eksiz) fotokopisi bulunmaktadır" denildiği aktarıldı.

        Mahkemenin bilgi ve belge talep ettiği Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin ise "dava konusu olaylar ve bu olayların failleri ile ilgili kurumda bilgi ve belge bulunmadığı" yönünde yanıt verdiği belirtilirken, MİT Müsteşarlığının cevabında da, "Müsteşarlık kayıtlarında yapılan incelemede, mezkur iddianameye konu hususlara ilişkin olarak dönem içerisinde teşkilatımızdan muhtelif talepler yapıldığı ve bu taleplerin mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde karşılandığı anlaşılmış olup, teşkilat kayıtlarında ilave bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır" denildiği kaydedildi.

        Duruşmada daha sonra dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu'nun "tanık" sıfatıyla beyanı alındı. Yazıcıoğlu, İstanbul'dan görüntülü sistemle verdiği beyanda, iddianamedeki cinayetlerden Ömer Lütfi Topal dışındakilere yönelik bilgisi olmadığını söyledi. Aradan uzun zaman geçtiğinden detayları hatırlamadığını bildiren Yazıcıoğlu, şunları kaydetti:

        "Topal cinayetiyle ilgili 4-5 kişi yakalanmıştı. Olay İstanbul'da cereyan ettiğinden konuyla ilgilendim. Teknik takipler sonucu, yakalanan şahısların olayla ilgili oldukları anlaşıldı. Daha sonra İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın talimatıyla Ankara'ya gönderildiler. Bütün bilgim bu kadar. Yakalananlar Ayhan Çarkın, Ali Fevzi Bir, Sami Hoştan ve Oğuz Yorulmaz'dı. Bunları İstanbul'da bizden alan da sanıyorum o zamanın Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin'di. Operasyon ve bu kişilerin gönderilmesi işi bana bağlı Emniyet Müdür Muavini Bilgi Ünal tarafından yürütüldü."

        Yazıcıoğlu, şüphelilerin neden Ankara'ya götürüldüklerinin sorulması üzerine, "Sayın bakanın talimatı olduğu söylendi. Bunu da bana zamanın Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil Tuğ, bizzat İstanbul'a gelerek söyledi. Ertesi sabah yakalananları bizden teslim aldılar. Bu kişilerin Ankara'ya götürüldükten sonra serbest bırakıldıklarını duydum. Bu beni son derece rahatsız etmişti. Zamanın İstanbul Valisi ile Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel'e giderek, bu rahatsızlığımızı aktarmıştık. Şahıslarla birlikte adli soruşturma evrakları da Ankara'ya gitti" diye konuştu.

        Şikayetçi avukatlarından Levent Kanat'ın, "Şahıslar gözaltına alındığına göre bundan savcılığın da bilgisi var. Bu soruşturma nasıl kapatıldı?" sorusuna Yazıcıoğlu, "Dosya asayiş şubesindedir, bende değildir. Ben emniyet müdürüyüm, bütün olayların dosyasını tutacak değilim" yanıtını verdi.

        Dönemin İçişleri Bakanının, gözaltına alınanların Ankara'ya götürülmesi konusunda kendisini aradığının hatırlatılması ve olayın "sıradan olmadığının" söylenmesi üzerine Yazıcıoğlu, "Efendim o dosyayı ben takip etmiyorum. İlgili birimler takip ediyor. Onlara sorulsun. Benimle alakası yok. Ben arada sadece yöneticiyim" diye konuştu.

        ESKİ BEYANI HATIRLATILDI

        Yazıcıoğlu'na, daha önce savcıya verdiği ifadedeki, "Sayın Bakan'ı (İstanbul'da) karşıladık. Bakanla bir odaya geçtik. Odada vali bey de vardı. Bakan bey, vali beye 'Siz ayrılabilirsiniz. Ben müdür beyle bir şey konuşacağım. Zaten buradan da parti toplantısına geçeceğim' dedi. Vali bey ayrıldı. Bakan bey olayı sordu. Kendisine anlattım. 'Herhangi bir şey var mı' diye sorduğunda, herhangi bir somut bilgi bulgu elde edemediğimizi söyledim. Mehmet Ağar bana, 'O zaman ne yapacaksınız bu adamları' dedi. 'Serbest bırakacağız' dedim. Bunun üzerine bakan bey, 'Bir de Genel Müdürlük incelesin. Onlara teslim edin' dedi" beyanı hatırlatıldı.

        Yazıcıoğlu, bunun üzerine, "Bunları söylediğime göre, doğrudur herhalde. Beyefendi, aradan 20 seneden fazla zaman geçmiş. 75 yaşındayım. Her şeyi detaylı hatırlamam mümkün değil" ifadelerini kullandı.

        "Üst düzey bir dosyaya ilişkin, sizin bilginiz dışında işlem yürütülüyor mu?" sorusuna Yazıcıoğlu, "Soruşturmayı ben yürütmüyorum. Savcıya bilgi verecek olan ben değilim, ilgili birimdir" karşılığını verdi.

        "Madem usulüne uygundu, bu kişilerin teslim edilmesi neden içinize sinmedi?" sorusunu, "Bir karine meselesi. O karine dolayısıyla içime sinmedi" diye yanıtlayan Yazıcıoğlu, "Bu karinenin ne olduğunu sorabilir miyim?" sorusuna da, "Karinenin anlamı delil başlangıcıdır" yanıtını verdi.

        Cumhuriyet Savcısı Yasemin Banu Aksoy, eski Başbakan Tansu Çiller, eşi Özer Uçuran Çiller, eski Başbakan Mesut Yılmaz, eski İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, eski İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, emniyet görevlileri Halil Tuğ ve Bilgi Ünal, gazeteci İsmet Berkan, Veli Küçük ve Vekin Aktan'ın tanık olarak dinlenmesini istedi.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ