Cumhurbaşkanı Erdoğan: Aynı ihlal bugün yine yapılırsa aynı karşılık verilir

HABERTURK.COM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15. muhtarlar toplantısında muhtarlara hitap etti. Angajman kuralları gereği düşürülen Rus uçağı ile ilgili uçağın milliyetinin olaydan sonra anlaşıldığını ve beş dakika boyunca 10 kez uyarı yapıldığını kaydeden Erdoğan,"Bölgede yeni gerilimler çıkarmak istemiyoruz. Rusya'yı hedef almak için herhangi bir nedenimiz yok. Rusya ile Suriye konusunda anlaşamamız başka bir şeydir, angajman kurallarını işletmek başka bir şeydir. Aynı ihlal bugün yapılsa Türkiye yine bu karşılığı vermek durumundadır" dedi.

DAEŞ konusunda en ciddi mücadeleyi Türkiye'nin verdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı, DAEŞ'ten petrol alındığı iddialarına da "Yazıklar olsun" tepkisini göstererek "DAEŞ çıkardığı petrolü Esed'e satıyor. parayı da oradan alıyor" diye konuştu.

Darbe anayasası ile Türkiye'nin yola devam edemeyeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı, "Başkanlık sisteminin konuşulmasından da kimse rahatsızlık duymasın" dedi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

"ÖNÜNDE PROFESÖR YAZIYOR AMA ANLAMIYOR"

Güç mücadelesi için insan hayatının ayaklar altına alınmasıdır mesele. İşte bu yüzden dünya beşten büyüktür diyoruz. Bizim Suriye başta olmak üzere bölgedeki sorunlara yönelik samimiyetimizi anlamayabilirler. Bakıyorsunuz önünde profesör yazıyor ama anlamıyorlar. Bunlar damdan düşen değil, sadece ideolojik bir kafa yapısıyla olaylara bakanlardır. Nerede bu ülkenin, milletin çıkarı var bunun hesabını yapmazlar.

Başkaları için düşünenler kökünden kopmuş mankurtlardır. DAEŞ'in bombalı saldırılarında benzer bir güruhun çıktığını görüyoruz.

Tarihimize, coğrafyamıza karşı sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Suriyeli kardeşlerimizin kurtuluş mücadelesinde yanında yer almaya devam edeceğiz.

Sadece rejime karşı mücadele eden ılımlı grupları hedef alanların gayesi ortadadır.

"DAEŞ İLE TÜRKİYE'DEN BAŞKA CİDDİ MÜCADELE EDEN ÜLKE YOK"

DAEŞ meselesinin açıkça ortaya çıkmasını istiyorum. Bu örgütü bahane ederek bölgeyi dizayn etmenin peşinde olanların asıl yüzlerini hep birlikte görmüş olduk. Türkiye'den başka ciddi olarak bu örgütle mücadele eden ülke yok. Öteden beri tutumumuz net. Cumhurbaşkanı olarak, başbakanlığım döneminde de bunu söyledim. En çok zarar gören ülkeyiz. Niğde, Şanlıurfa, Ankara ve Gaziantep'te, Adıyaman'da DAEŞ saldırılarına maruz kaldık. 140 vatandaşımızı kaybettik. 7 güvenlik görevlimizi şehit verdik. 2011 yılından beri 3000 kişi gözaltına alındı, bunlardan yaklaşık 800'ü tutuklandı.

"TÜRKMEN BÖLGESİNDE DAEŞ YOK, KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN"

DAEŞ'le mücadele adı altında Türkmen köyleri bombalanıyor. Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu yerde DAEŞ yoktur, kimse kimseyi kandırmasın.

Dün de iki insani yardım götüren tır bomlanmak suretiyle yandı. 3 kişi şehit... Şimdi bütün bunlarla beraber ne diyorlar, biz DAEŞ ile mücade ediyoruz. Kusura bakmayın DAEŞ ile mücadele ettiğiniz yok. Oradaki Türkmen kardeşlerimizi, Suriye vatandaşlarını öldürüyorsunuz. DAEŞ'in en büyük destekçisi Esed rejimidir.

DAEŞ'TEN PETROL ALINIYOR İDDİASINA YANIT: YAZIKLAR OLSUN

Diyorlar ki, Türkiye DAEŞ'ten petrol alıyor. Yazıklar olsun. Türkiye'nin petrolünün de, doğalgazını da aldığı yerler bellidir. Bu iddiayı ortaya atanlar ispatla mükelleftir. DAEŞ çıkardığı petrolü Esed'e satıyor. parayı da oradan alıyor. Para kaynağı da belli. Biz bu noktaya gelmek istemezdik. DAEŞ'in finans gücünün ardında bir yere aranacaksa Esed rejimi olmalıdır.

"İYİ OLDUĞUMUZ ZAMANLARDA ESED'E TAVSİYE ETMİŞTİM..."

Bizi itham eden ülkelere soruyorum. Bizim DAEŞ ile mücadelede yaptıklarımız ortada. Siz ne yaptınız? Kimyasal silahlarla bin 500 silahla sivilleri katleden muhalifler mi? 380 bin insanı, konvensiyonel silahlarla, ağır silahlarla öldüren muhalifler mi? 12 milyon insanı göçe zorlayan muhalifler mi? Tüm bunların sorumlusu Esed rejimidir. Benim Esed ile olumlu dönemlerdeki görüşmelerimi, 'Bir zamanlar gayet iyiydi' diye soruyorlar. O zamanlar on binlerce insanı öldüren Esed yoktu. O zaman da tavsiyem demokrasiye geçmeleriydi.

"SURİYE KONUSUNDA ANLAŞAMAMAK BAŞKA ANGAJMAN BAŞKA"

Daha önce ilan ettiğimiz angajman kuralları gereği sınır ihlallerine anında karşılık veriyoruz. Bu izinleri önceden verilmiş otomatik bir tepkidir. Daha önce de benzer olayları yaşadık. Tüm ikazlara rağmen milliyeti belli olmayan uçağın ihlali üzerine bu kurallar işletilmiştir. Beş dakika içinde 10 uyarı yapılıyor. Sesli olarak da bu uyarılar televizyonlarda yayınlanıyor. Uçağın hangi ülkeye ait olduğu olaydan sonra anlaşılmıştır. Bu olay bizi üzmüştür. En başından beri kimse ölmesin diye uğraşıyoruz. Buna rağmen Rusya tarafından yapılan açıklamaları, konu ile ilgisi olmayan tepkileri üzüntüyle takip ediyoruz. Bizim Rusya ile stratejik ortaklıklarımız var. Bu birlikteliğimiz dayanışmayı gerektiriyor. Bölgede yeni gerilimler çıkarmak istemiyoruz. Rusya'yı hedef almak için herhangi bir nedenimiz yok. Rusya ile Suriye konusunda anlaşamamız başka bir şeydir, angajman kurallarını işletmek başka bir şeydir. Aynı ihlal bugün yapılsa Türkiye yine bu karşılığı vermek durumundadır.

"TÜRKİYE'Yİ İSLAMLAŞTIRMA GAYRETİ İÇİNDEYMİŞİZ..."

(Putin'in "Bu ülkede idarecilerin Türkiye’yi İslamlaştırma gayreti var” sözleri)Türkiye'yi İslamlaştırma gayreti içindeymişiz. Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman ya, bu açıklamayı nasıl yapabilirsin? Tayyip Erdoğan Müslümandır, Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman o zaman ben neyin gayreti içinde olacağım?

"BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN RAHATSIZLIK DUYULMASIN"

Başbakanlığım döneminde Türkiye'yi yeni bir anayasaya kavuşturamamanın üzüntüsü içindeyim. Başkanlık sisteminin konuşulmasından da kimse rahatsızlık duymasın. Başkanlık olur, partili cumhurbaşkanı olur. Bunlar tartışılabilir. Yeni anayasa çalışmalarının cesaretle yürütülmesi gerekiyor. Hazırlansın, millet versin kararı. Milletimiz yeni anayasayı hak etmiştir. Artık darbe anayasası ile bu iş gitmez.