Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika CHP'li vekiller Dündar ve Gül'ü ziyaret etti

        CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Can Dündar ve Erdem Gül'ün birlikte kalması için gereken izinlerin verilmesini, insan hakları uygulamaları açısından olmazsa olmaz saydıklarını belirtti.

        Özkan, CHP İstanbul milletvekilleri Dursun Çiçek ve Mahmut Tanal, Silivri Cezaevi'nde, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ü ziyaret etti.

        Özkan, ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Dündar ve Gül'ün moralini yüksek gördüklerini ifade etti.

        Dündar ve Gül'ün ayrı koğuşlarda tutulduğunu dile getiren Özkan, "Arkadaşlarımızın birlikte kalmaları için gereken izinlerin verilmesini, insan hakları uygulamaları açısından olmazsa olmaz sayıyoruz. Uzatılması durumunda bu bir tecrit olacaktır. Tecrit, yasalarımıza göre suçtur. Bu konuda hem Adalet Bakanlığı'nı hem cezaevi yönetimini uyarıyoruz. Bu konudaki düzenlemenin, arkadaşlarımızın isteklerine bağlı olarak yerine getirilmesinin aciliyetini kamuoyu ile paylaşıyoruz" diye konuştu.

        Tuncay Özkan, yapılanın gazetecilik faaliyeti olduğuna ve dünyada gazeteci olan herkesin söz konusu haberi yapacağına değinerek, "Türkiye'deki ve dünyadaki gazetecilik kuruluşlarını, bu haksız, hukuksuz uygulamanın, tutuklu yargılamanın sonlandırılması için Türkiye'ye yardıma çağırıyoruz" dedi.

        Can Dündar'ın "Bu destek, moral, dayanışma, hukuksuzluğu bitirecek. Hep birlikte düze çıkacağız" notunu aktaran Özkan, "Arkadaşlarımızın daha fazla mağdur edilmemesi, Türkiye'de adaletin, özgürlüğün ve barışın sağlanması için Can'ın ve Erdem'in tutuksuz, adil yargılanması gerektiğini dile getiriyorum" ifadelerini kullandı.

        Özkan, Erdem Gül'ün çocukları Sarp Güney ve Deniz'e yazdığı, "Bilmezsiniz, zor zamanlardan geçiyoruz. Bilmemesi gereken yaştasınız, ama size bu hakkı tanımıyorlar. Öyle bir zor zamanki illa size de bunu bildirecek ve yaşatacaklar. Neyse... Dün Ankara'ya ilk kar yağmış. İkinci karda kartopu oynayarak sizlerle kucaklaşıyor, ikinizi de öpüyorum" notunu okudu.

        Mahmut Tanal da Dündar ve Gül'ün tutukluluğunun "siyasi bir karar" olduğunu savunarak, "Amaç, mevcut tutuklama kararıyla basının üzerine baskı uygulamak, korkutmak, sindirmek, yok etmektir. Yargı mensupları lütfen gücünüzü hukuktan, adaletten, demokrasiden, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerden alın. Siyasi iktidarlardan güç almayın" değerlendirmesinde bulundu.

        "ONLARIN SESİ OLMAYA ÇALIŞACAĞIZ"

        Ziyareti öncesinde gazetecilere konuşan Dursun Çiçek de Silivri'nin hayatında özel bir yeri bulunduğunu ifade ederek, Silivri Cezaevi'nin Türkiye tarihinde karanlık bir sayfa olduğunu, Silivri halkının da bu karanlık sayfayla anılmak istemediğini dile getirdi.

        Çiçek, CHP Silivri İlçe Başkanlığı'nın cezaevinin adının değiştirilmesi için önerisi olduğuna değinerek, isim konusunda "Onun en güzelini Silivri halkı bilir. Mevki Kınalı olduğu için Kınalı cezaevi diye bir öneri getirmişler. Belediye Başkanlığına da uğrayacağım, resmi önerilerini elden alıp Adalet Bakanı'na götüreceğim" diye konuştu.

        Masum olduğu halde yaklaşık 3,5 yıl Silivri Cezaevi'nde manevi işkence gördüğünü, bütün hak ve özgürlüklerinin ellerinden alındığını anlatan Çiçek, "Şimdi 2 gazeteci kardeşimiz sadece mesleklerini yaptıkları için içeri atıldılar. Onları ziyaret edip, onlara destek vereceğiz, onların sesi olmaya çalışacağız" dedi.

        Çiçek, yargılama ve hukukun herkes için geçerli olduğunu ancak tutuklu yargılamanın anlamı olmadığını ifade ederek, "Bize kumpas kuranlar, bazı savcılar, polisler yurtdışına kaçtı. Onların örgüt üyesi olduğunu bu hükümet de yargı da biliyordu. Onlar hakkında yakalama, tutuklama kararı çıkmazken, gazetecilik yapan insanlarımızın tutuklu yargılanmasını hiçbir vicdan kabul edemez" diye konuştu.

        Dursun Çiçek, bir soru üzerine, yargılanmalarına ilişkin olarak devlete ve şahıslara karşı açtıkları davaların devam ettiğine değinerek, "Bu tazminatların, milletin vergisinden değil, yanlış, hukuk dışı karar veren, insanları mağdur eden, manevi işkence yapan hakim ve savcılardan alınması esastır. Kanun da buna amirdir. Adalet Bakanı başta olmak üzere Türkiye'yi idare edenlere de baskı yapmaya, tazminatın yanlış karar verenlerden tahsil edilmesini sağlamaya çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

        Bu arada Can Dündar ve Erdem Gül'e destek vermek amacıyla Silivri Cezaevi önünde gazetecilerin tuttuğu "Umut Nöbeti"ni, bugün Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Doğan Satmış devraldı.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ