Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Moda Deniz Kulübü'nde Encümen-i Danış toplantısı

        Ergenekon operasyonunda gözaltına alınan eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç'a ' Encümen-i Danış' üyesi olup olmadığının sorulmasıyla gündeme gelen 'Encümen-i Danış' toplantısı, dün Moda Deniz Kulübü'nde gerçekleştirildi. Ergenekon operasyonun 11. dalgasıyla aynı güne rastlayan toplantıya Başkan Necmettin Karaduman, Genel Sekreteri Cahit Aral'ın yanı sıra emekli Büyükelçi Fahir Alaçam, eski bakanlardan Emre Gönensay, Sefa Reisoğlu, emekli Orgeneral Aytaç Yalman, eski Kültür Bakanı İlhan Evliyaoğlu, Nahit Özgür, emekli Orgeneral Necdet Üruğ, eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen, eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal ve eski Genelkurmay Başkanları Hüseyin Kıvrıkoğlu ile İsmail Hakkı Karadayı'nın da aralarında bulunduğu isimler katıldı.

        'Encümen-i Danış' üyeleri Moda Deniz Kulübünün girişinde gazetecilerin sorularını yanıtladılar. 'Encümen-i Danış'in gizli ve esrarengiz bir yapılanma olmadığını vurgulayan katılımcılar Ergenekon Davası'nda sorulmasına da bir anlam veremediklerini belirttiler.

        Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, 'Encümen-i Danış'in neden Ergenekon Davasında yer aldığına ilişkin bir soru üzerine "Tuncer Kılınç, buranın üyesi değildir. Burada hiçbir toplantıya katılmadı. Basın, Ankara'da katıldığı bir toplantıyı burada katılmış gibi yorumladı. Bu ne bir dernek, ne de bir vakıftır. Doğrudan doğruya bir düşünce kuruluşudur. Her biri yıllarca devletin en üst kademesinde görev yapmıştır. Benim 47 yıl mesela. Diğerlerinin de en az benim kadar. Her türlü bilgiye sahip. Bu bilgileri bugünkü ortamda kullanmak suretiyle gerek dünya gerekse Türkiye'nin meseleleri görüşülür. Uygun bulunduğu takdirde hepimizin imzalarını içerecek tarzda ilgili yerlere gönderilir" dedi.

        "Ben anlamış değilim"

        Ergenekon ismini dava açıldıktan sonra duyduğunu belirten Kıvrıkoğlu, Ergenekon'u nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de "Ben anlamış değilim. Anlayan varsa anlatsın. Pek çok kişiyi televizyonlarda izledik. Fakat hiçbiri doğru dürüst 'şudur' diyemiyor. Ergenekon ismini kim vermiş bilmiyorum" diye konuştu.

        "Derin devleti kabul etmiyorum"

        Kıvrıkoğlu, derin devlet diye bir şeyi kabul etmediğini ifade ederek "Derin Devlet nedir o da belli değil. Herkes işine geldiği gibi derin devlete bir anlam veriyor. Bu da yanlış" dedi. Hüseyin Kıvrıkoğlu, isminin 1 numara diye geçmesi ile ilgili olarak da Ergenekon diye suçlanan kişilerle ne tanışıklığının nede görüşmüşlüğünün olmadığını söyledi.

        "Düşünceleri kapımızı çalmayı gerektiriyorsa çalarlar"

        Kıvrıkoğlu "Bir gün kapınızın çalınması söz konusu olabilir mi" şeklindeki bir soru üzerine "Neye göre kapıyı çalıyorlar. Onların düşünceleri kapımızı çalmayı gerektiriyorsa çalarlar. Eğer bir suçumuz varsa" şeklinde konuştu.

        "Toplantının gizemli bir tarafı yok"

        'Encümen-i Danış' Genel Sekreteri eski bakanlardan Cahit Aral ise toplantının gizemli bir tarafının olmadığını belirterek " Bu bir sohbet meclisidir. Ayda iki kez 13.30-16.30 arası toplantı yaparız. Gizlimiz saklımız yok. Geçen haftalarda Gazze'yi konuştuk mesela. 'Encümen-i Danış' ın isim babası da eski cumhurbaşkanlarımızdan Fahri Korutürk'tür" dedi.

        "Ergenekon suçlaması bizi deli edecek"

        Aral, 'Encümen-i Danış' isminin Ergenekon ile anılmasına ise "Bu bizi deli edecek. Burada devlete hizmet etmiş kişiler bir araya geliyor" diye konuştu.

        "Çoğunluk sivillerden oluşuyor"

        Emekli Büyükelçi Fahir Alaçam, toplantılarda belirli bir gündem maddesi olmadığını ve nelerin konuşulacağına içeride karar verildiğini söyledi. Aytaç Yalman sorulara cevap vermeden içeri girerken İsmail Hakkı Karadayı ise gerekli açıklamayı başkanın yaptığını söyledi. Sönmez Köksal, kahvehane alışkanlıkları bulunmayan kişilerin burada bir araya geldiklerini belirterek 'Encümen-i Danış'de çoğunluğun sivillerde olduğunu vurguladı.

        "Beyin takımı olsaydık emekli olmazdık"

        İlter Türkmen ise Moda deniz Kulübünün girişinde gazetecileri görünce "Bugün herhalde toplantıyı gazetecilerle yapacağız" diye espri yaptı. Türkmen "Beyin takımı olsaydık emekli olmazdık" diye konuştu. Türkmen, "Hayrola darbe mi oldu?" şeklinde espri de yaptı.

        "Tuncay Güney ismin hiç duymadım"

        Eski MİT Müsteşarı Köksal Sönmez da, görevde olduğu sürece Tuncay Güney'in ismini hiç duymadığını söyledi.

        "Başkanlık çekişmesi yok"

        Necmettin Karaduman, Encümen-i Daniş'te başkanlık çekişmesi olduğu yönündeki iddiaların sorulması üzerine "Böyle bir çekişme sözkonusu değil. Bir yanlış anlaşılma olmuş" dedi. Karaduman, toplantının Ergenekon operasyonuyla aynı güne rastlamasının tesadüf olduğunu söyledi.

        3 saat sürdü

        13.30'da başlayan toplantı 16.30'da sona erdi. Toplantı çıkışında bir açıklama yapan Necmettin Karaduman, "Toplantıda bugün basına yaptığım açıklamalar ile Filistin konusu ve Obama'nın ABD Başkanı oluşunu konuştuk" dedi. Katılımcıların çoğunun kullandığı otomobillerin Renault Laguna marka olması dikkat çekti. Toplantıya katılan emekli askerler koruma ve şoförleriyle gelirken, bazı eski bürokratların eşlerinin yanlarında olduğu görüldü. Toplantı bittikten 45 dakika sonra dışarıya Kıvrıkoğlu, soruları yanıtlamadan Moda Deniz Kulübü'nden ayrıldı.

        Ellerinde "Soykırım Tacirleri" kitabı vardı

        Bu arada toplantıya katılanların hepsinin elinde Şükrü Server Aya'nın kaleme aldığı "Soykırım Tacirleri ve Gerçekler" adlı kitabın olduğu dikkat çekti.

        15 günde bir toplanıyorlar

        Eski genelkurmay başkanları, başbakanlar, meclis başkanları, kuvvet komutanları, büyükelçilerden oluşan ve İstanbul'da belli aralıklarla toplanarak ülke sorunlarını değerlendiren bir topluluk olarak adlandırılan Encümen-i Danış, Ergenekon operasyonu sonrasında gündeme gelmişti. Topluluk, 15 günde bir Moda Deniz Kulübü'nde biraraya geliyordu. Toplantılar Ekim ayından Mayıs ayı sonuna kadar yapılıyordu.

        Eski TBMM Başkanlarından Necmettin Karaduman, Encümen-i Danış'ı bir düşünce topluluğu olarak tanımlamış, "Devlete yön vermeye kalkıp, devlete akıl fikir vermeye kalkacak bir kuruluş hatıra gelmemelidir. Bu topluluk, çok eski bir tarihten beri bu isim altında faaliyetini sürdürür. Devlette yüksek görevlerde bulunmuş insanlar, zaman zaman biraraya gelerek yaptığı sohbet toplantıları. Bu toplantılarda memleket ve dünya meselelerinin değerlendirildiği düşünce kuruluşudur. Bunun ötesinde hiç bir amacı yoktur. Bu toplantılarda çok önemli dünya satında çok önemli olaylar cereyan ederse o zaman bir katkı sağlamak amacıyla görüşlerimizi cumhurbaşkanları, başbakanlık ve meclis başkanlığına sunarız. Bu da çok nadir olur. Bu tamamen çok önemli olayların cereyan etmesine bağlıdır."

        Encümen'i Daniş'in tarihteki yeri

        1850 yılında Osmanlı yönetimine akıl hocalığı yapmak için içerisinde dönemin 'bilim' adamlarının yer aldığı ve padişah tarafından resmi olarak kurulmasına izin verilen fiili bir devlet kurumudur. Osmanlı İmparatorluğu yıkıldı ama 'Encümen-i Daniş' kurumunun varlığı, yeni kurulan Cumhuriyet'te de devam etti. Bir bakıma devletin politikalarının belirlenmesinde önemli bir rol oynadı. Bu kurumda yer alanların isimlerine ve devlet içerisindeki konumlarına bakıldığında etki gücünün sanılandan çok daha büyük olduğu tahmin edilebilir. Cumhuriyet'in kuruluşundan beri Encümen-i Daniş'in kurucuları arasında yer alan veya üyesi olanlardan bazıları şunlar: "Tayfur Sökmenoğlu haricinde, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Şükrü Kaya, Esat Bozkurt, Şemsettin Günaltay, Falih Rıfkı Atay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refet Bele, Fahrettin Altay, Kazım Orbay, Kazım Özalp gibi isimler var.

        Sonraki yıllarda gruba Hasan Saka, Nihat Erim, Suat Hayri Ürgüplü, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, S. Osman Avcı, eski bakanlar Fethi Çelikbaş, (Encümen-i Daniş üyesi) Vefa Poyraz, İlhan Evliyaoğlu, (Encümen-i Daniş üyesi) Doğancan Akyürek, Mükerrem Taşçıoğlu, Ömer Ucuzal, Sadık Batum, Mete Tan, eski milletvekilleri Hakkı Kurmel, Mehmet Kaşıkçı, Doğan Öztunç, Muammer Alıcı, Salim Erel, Hilmi Çeltikçioğlu, Muhlis Arıkan, Erol Ağagil, Selahattin Güven ve Sami Kumbasar ile eski senatörlerden Osman Çetin. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal Kayacan, emekli orgeneraller Kemal Atalay, Fikret Esen, Adnan Ersöz, Ragıp Uluğbay, İrfan Özaydınlı, emekli oramiral Haydar Olcaynoyan, emekli korgeneral Faruk Güventürk, emekli tümamiral Sezai Orkunt, eski bakanlar Hıfzı Oğuz Bekata, İlyas Seçkin, Tıp Profesörü Hikmet Altuğ, emekli büyükelçi Necdet Özmen.

        12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra bu kurum toplantısına katılanlardan bazılarının ismi şunlar: Eski genelkurmay başkanları Necdet Üruğ, İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu, 12 Eylül 1980'den sonra başbakan olan Bülent Ulusu, Turgut Özal döneminin TBMM eski başkanları Necmettin Karaduman ve Kaya Erdem, eski dışişleri bakanları Emre Gönensay ve İlter Türkmen, emekli orgeneraller Atilla Ateş, Ahmet Çörekçi, Necdet Öztorun, Süreyya Yüksel, Nahit Özgür, İbrahim Şenocak, eski bakanlar Fethi Çelikbaş, Cahit Aral, Mustafa Aysan, Safa Reisoğlu, emekli büyükelçiler Oğuz Gökmen, Temel İskit, Fahir Alaçam, Oktay İşcen, Radikal gazetesi yazarı Profesör Mustafa Aysan. Devletin 'büyük jürisi' olarak tanımlanan bu kurum, sistemin temel politikaları ve belirleyeceği stratejiler üzerine fikirler oluşturup, hazırladığı raporları devletin yönetici kurumlarına bildiriyor. Öncelikli olarak Milli Güvenlik Kurulu Sekreterliğine, Genelkurmay Başkanlığına, Cumhurbaşkanlığına, Meclis Başkanlığına, Başbakanlığa sunuluyor.Ergenekon ile ismi gündemleşen Encümen-i Daniş'in hazırladığı raporlar öncelikli olarak devletin stratejik kurumlarına sunulmaktadır. Örneğin Türkiye'nin NATO'ya alınmasında, Amerika'nın politikalarına bağlı olarak, Türkiye'nin antikomünist strateji ekseninde yeşil-kuşak projesine dâhil olması, Türk-İslam sentezinin devlet politikası olarak belirlenmesinde ve Kürt sorununda devletin izlediği politik strateji gibi konularda, söz konusu bu kurumun önemli bir etkisi olduğu biliniyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ