Terör uzmanı Ağar’dan Kilis ve Gaziantep saldırıları yorumu

Kübra PAR / GAZETE HABERTÜRK

Türkiye pazar gününe yine bir canlı bomba haberiyle uyandı. IŞİD mensubu olduğu belirlenen terörist Gaziantep Emniyet Müdürlüğü önünde bombalı saldırı düzenledi, iki polis şehit oldu. Son iki haftadır hemen hemen her gün Kilis’e roket mermileri düşüyor. Katyuşa ve havan saldırıları nedeniyle ölenlerin sayısı dün itibarıyla 20’yi buldu. Peki, IŞİD Türkiye’ye yönelik saldırılarını neden artırdı? Bu saldırılara karşılık etkin bir mücadele yürütebiliyor muyuz? ABD ile sınıra HIMARS füzeleri yerleştirilmesi için yapılan anlaşma etkili olur mu? Bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden eski Özel Harpçı, savunma ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar’a sordum...

-Pazar günü Gaziantep Emniyet Müdürlüğü önünde IŞİD’li (DAEŞ’li) terörist canlı bomba eylemi yaptı, 2 polis şehit oldu. Kilis’te Katyuşa ve havan saldırıları nedeniyle ölenlerin sayısı 20’yi buldu. IŞİD saldırılarını neden artırdı? Neyi hedefliyor?

IŞİD Türkiye’ye doğrudan mesaj veriyor. “Nefesimi kesmeye çalışırsan bedelini ödersin” demeye çalışıyor.

-Türkiye IŞİD’in nefesini nasıl kesiyor?

IŞİD, Irak ve Suriye’de 60 ülkenin oluşturduğu hava gücüyle mücadele ediyor. Karada da peşmergelerle, Irak ordusu ve polisiyle, Şii Haşdi eş Şabi milisleriyle, İran’ın Kudüs tugaylarıyla mücadele ediyor. Suriye ordusu ve Rusya’yla mücadele ediyor. Sincar’daki Ezidi milisleriyle mücadele ediyor. Mücadele ettiği o kadar çok güç var ki rakamlara baktığımızda ortaya muazzam bir güç çıkıyor. Ama son dönemde Irak ve Suriye’de kazanımlarını kaybetti.

-Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın Kilis’e atılan havan mermileriyle ilgili olarak “Bunların bir kısmı yanlışlıkla geliyor olabilir, bir kısmı kasıtlı atılmış olabilir. Bilemiyoruz” dedi. Sizce kasıtlı mı?

Saldırıları Kilis’le sınırlı değil ki, canlı bomba saldırıları da yapıyor. Türkiye’yi tahrik ederek “Gel bana Suriye’de müdahale et” diyor. Türkiye’yi devletlerarası bir savaşa sürüklemeyi, mezhepsel bir savaş çıkarmayı amaçlıyor. Türkiye’nin Suriye’ye müdahale edebilmesi için BM Güvenlik Konseyi’nin onayı olmalı. Suriye hükümetinin de Türkiye’yi davet etmiş olması gerekiyor. Türkiye bu şartları gerçekleştirmeden IŞİD’e müdahale ederse, orada varlık savaşı veren İran’la, Irak’la, Hizbullah’la ve diğer bütün Şii orijinli milislerle karşı karşıya kalacak. Kısacası bu coğrafyada kaos yaratılmak isteniyor.

KİLİS’E SALDIRMALARININ 5 NEDENİ

IŞİD’in son günlerde özellikle Kilis’e saldırmasının sebebi ne?

Bunun arkasında 5 neden yatıyor:

1- IŞİD ayda 1050- 1100 arası militanını kaybediyor. Türkiye sınır geçişlerini sıkılaştırınca dışarıdan insan transfer edemiyor. Türkiye’ye ‘Beni boğarsan sana bunun karşılığını ödetirim’ diyor.

2- IŞİD, Çobanbey saldırısının arkasında Türkiye’nin olduğunu düşünüyor çünkü orada Türkiye’ye yakınlığıyla bilinen Ahrar’u Şam, Feylak’u Şam, Sultan Murat ve Muhtasam Tugayları ile savaştı

3- İncirlik’in devreye girmesi. Eskiden IŞİD’e karşı hava saldırılarının aralığı ortalama 3 saatti. İncirlik devreye girince ortalama müdahale süresi 15 dakikaya indi. Bu IŞİD için çok büyük kayıp oldu.

4- Türkiye’nin IŞİD’e saldırı sayısını artırması. Bir taraftan koalisyon güçleriyle hava saldırıları düzenliyoruz, bir taraftan da topçularımız karadan vuruyor.

5- IŞİD’in bizi ‘tağut’ olarak yani Allah’a karşı haddini aşan devlet olarak tanımlaması. ‘Siz dinden çıktınız’ diyor. Bu da bizi hedef seçmesi için geçerli bir gerekçe...

'IŞİD CANLI BOMBA SALDIRILARINI ÜSTLENMEYEREK TOPLUMSAL BİRLİĞİMİZ BOZMAYA ÇALIŞIYOR'

-IŞİD Türkiye’deki canlı bomba saldırılarını neden üstlenmiyor?

Gri bir alan yaratarak toplumsal anlamda birlik olmamıza engel olmaya çalışıyor. Psikolojik bir savaş üretiyor. Türkiye’den taban bulma derdi de var. Dünya üzerindeki IŞİD’e destek veren Müslüman sempatizanların oranı % 9. Yani 1 milyar 7 milyon kişilik camia içinde yaklaşık 150 milyon kişi ediyor...

-Bu çok tehlikeli. Türkiye’deki canlı bomba saldırılarını yapanların Türk olduğu ortaya çıktı.

Özellikle Ankara saldırısında o bölünmeyi gördük. IŞİD ve PKK üzerinden psikolojik olarak bölünmek çok tehlikeli. Bütün terör örgütleri bir araya gelse Türkiye’yi fiziki varlıklarıyla yok edemezler. Türkiye’yi sadece Türk halkının birbirine düşmesi böler. Irak’ta ve Suriye’de bunu başardılar. Aynı senaryoyu Türkiye’ye uyarlamaya çalışıyor. Bunu da sözde dinsel ve etnik kimliği olan örgütler üzerinden yapmaya çalışıyorlar.

'HIMARS FÜZELERİNİN GELİŞİ KİLİS SALDIRILARINI ÖNLEMEZ'

-Peki Türkiye IŞİD’e karşı kendisini korumakta ne kadar etkili olabiliyor? Nasıl oluyor da Kilis’e her gün füzeler düşebiliyor?

Taktik sahada Türkiye IŞİD ile istediği gibi bir mücadele yürütemiyor. Bunun için sıcak temas sağlaması, hedefleri tespit edip yok etmesi gerekiyor. Onun yerine zaman zaman Fırtına obüsleriyle bombardıman yapıyor. Bu elbette IŞİD’e zarar verecektir ama askeri anlamda netice üretmeyecektir.

-Hükümet IŞİD ile daha etkin mücadele etmek için ABD ile daha fazla işbirliği yapılacağını açıkladı. HIMARS füzelerinin sınıra yerleştirilmesi konusunda ABD ile anlaşmaya varılmış. İncirlik’teki Cehennem Ateşi Füzesi yüklü insansız hava araçları da daha sık kullanılacakmış. Bu iki yeni karar Kilis’e yönelik saldırıların azaltılmasında etkili olabilir mi?

HIMARS füzelerinin menzili 90 km diye tercih ediliyor. İşin gerçeği, HIMARS’ların gelmesi IŞİD’in Türkiye’ye yönelik havan ve Katyuşa saldırılarını önlemek açısından fazla bir anlam ifade etmiyor çünkü zaten şu anda bizim Fırtına obüslerinin menzili içinden ateş ediliyor bize. Yani bir nevi burnumuzun dibinden, etki alanımız içinden ateş ediyorlar.

-Peki Kilis saldırılarını önlemek için ne yapmalıyız?

IŞİD’in en başından beri girişmiş olduğu hareketli mücadele konsepti var. Katyuşa’yı Toyota’nın sırtına koymuş, hareket halinde vuruyor. Bu tür saldırılara karşı ABD’nin elinde Phalanx diye bir sistem var. Hareketli bir namludan ateş edildiğinde alarm veriyor ve gelen ateşin koordinatlarını tespit edip, uçuş yolu üzerinde dakikada 6 bin mermi atarak ateşten bir duvar örüyor. Rusların elinde ise buna benzer Kashtan sistemi var. Kilis saldırılarını önlemek için bu tür bir sistem kullanılabilir.

‘KOALİSYON UÇAKLARI YETERİNCE BOMBARDIMAN YAPMIYOR’

-Peki, bunca devlet ve yerel gücün savaşına rağmen IŞİD nasıl ayakta kalabiliyor?

O toprakların geçmişte yaşadığı travmalardan besleniyor. Toplumsal dayanağı buradan geliyor. Mücadele aklı ise örgütün ana omurgasını oluşturan bazı Baasçı subaylardan geliyor. IŞİD homojen bir örgüt değil. IŞİD şemsiyesi altında Irak’ta varlığını devam ettiren Sünni orijinli 60 civarında örgüt var. Kırktan fazla aşiret var. Bu grupların 2003’teki Amerikan işgalinden tecrübeleri var. Suriye’deki yapıda ise profesyonel yabancı cihatçılar var. IŞİD’in varlığının temel sebebi Irak’ta yaşanan mezhepsel kırılmaydı. İşgale Şii Araplar ve Kürtler destek verdi. Sünni Araplar işgalin en mağdur tarafı oldu. Ötekileştirilmelerinin sonucu önce marjinalleşme sonra da militanlaşma oldu...

-Koalisyon güçlerinin desteklediği kuvvetlerin etkili olmadığı tezine katılıyor musunuz? Özgür Suriye Ordusu, IŞİD karşısında zayıf mı kalıyor?

Obama’nın ifadesi IŞİD’le mücadelenin uzun zaman alacağını söyledi. Belli ki hiç aceleleri yok. Rusya 70 uçakla günde 210 sorti yapıyor. Koalisyon kuvvetlerinin ise 180 uçağı var ama günlük uçuş ortalaması 0.15. Sivil halkı vurmamak için seçici davrandıklarını gerekçe gösteriyorlar ama fazla rahat davranıyorlar.

-Türkiye’nin desteklediği gruplar ne kadar güçlü? YPG ile işbirliği kurulursa IŞİD’e karşı daha etkin bir mücadelenin olacağı tezine ne diyorsunuz?

Bu Türkiye’yi tuzağa düşürmek için kurulmuş bir cümledir. YPG bir terör örgütüdür. Bunu kabul edip, kavram kaosuna sebep olmamalıyız. Stratejik hatalar taktik başarılarla ölçülemez.

-Türkiye’nin desteklediği gruplar üzerinden Sünni bir cephe oluşturmasına yönelik eleştirilere ne diyorsunuz?

Bu coğrafyadaki kaos bu mahallenin problemidir. Bu problemi mahallenin sakinleri bir araya gelerek çözebilir. Dışarıdan müdahale geldikçe Türkiye, Irak, İran, Suriye, Ürdün kaybediyor. IŞİD, PYD, PKK, YPG ve diğer terör örgütleri üzerinden bir dizayn var. Bu coğrafyadaki devletler bir araya gelemedikleri ve ortak uyum yaratamadıkları için bu senaryoyu yaratan kişilerin ekmeğine yağ sürüyorlar.

'YPG, TÜRKİYE'YE SALDIRABİLİR'

-Bir sabah uyandığımızda IŞİD’in Kilis’i işgal ettiğini görme ihtimalimiz var mı?

Taktik anlamında şu an için yok ama bu cümleyi ileriki yıllarda YPG için kurabiliriz. IŞİD, Türkiye’de canlı bomba saldırılarını artırabilir, bombalı araç saldırıları yapabilir. Türkiye’nin turizm hedeflerini vurabilir. Diplomatik temsilcilerimize karşı saldırılar düzenleyebilirler. IŞİD, Türkiye’yi tahrik etmeye çalışıyor.

-Neden Kilis’i IŞİD’in değil de YPG’nin işgal etme tehlikesi var dediniz?

Türkiye’nin gelecek dönemde en büyük problemi YPG olacak. Güneydoğu’da PKK üzerinden yoğun bir mücadele veriyoruz. PKK isyanda başarılı olsaydı, Türkiye bölünecekti. TSK’nın kararlı tepkisi Türkiye’nin bölünmesine engel oldu. Türkiye içerde PKK ile uğraştığı için YPG’yle sınır ötesinde uğraşamadı. Türkiye’nin yurtdışı operasyonlarını yapabilecek elit kuvvetlerin büyük bir kısmı buralara angaje oldu. Gelecekte PKK ile yaptığımız teröre kıyasla ağır silahlı bir terörle karşı karşıya kalacağız. YPG’nin direkt Türkiye’ye saldırma ihtimalinin olduğunu düşünüyorum. Kafasında böyle bir hayal var. Nusaybin’i bir günlüğüne alsalar dünyada sansasyon olur...

-YPG’nin politik stratejisi ve hedefleri açısından bu biraz aşırı bir yorum değil mi?

Hemen olacak bir şeyden bahsetmiyorum. YPG dediğimizde 60 bin civarında silahlı varlıktan bahsediyoruz. Bunlar şu an Türkiye’ye yönelmiyorlar ama gelecekte ne olacağının garantisini veremeyiz.