Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Perinçek savunmasını verdi

        Tutuksuz sanıklar Güler Kömürcü Öztürk ve Rafet Arslan ile geçen duruşmada tahliye olan gazeteci-yazar Vadet Yenerer ile emekli astsubay Orhan Tunç da duruşmada hazır bulundu.

        Tutuklu sanık Doğu Perinçek, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye cezaevinden bölmeye çalıştığını ve bunun için faaliyetlerde bulunduğunu öne sürerek, "ABD, Barzani ve Talabani üzerinden Türkiye'yi bölmeye başlamıştır. Bu da yerel yönetimler üzerinden yapılmaktadır" dedi.

        RECEP BOLAT -AJANS HABERTÜRK

        Tutuklu sanık İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, cuma günü başladığı savunmasına devam etti. Savunmasında çarpıcı iddialarda bulunan Perinçek, kendilerini ''Kürt örgütü'' olarak adlandıran örgütlerin liderlerine gönderdiği 26 Mayıs 2000 tarihli mektubun da iddianamede suç unsuru olarak yer aldığını kaydetti.

        "Öcalan'ın avukatları gelip görüşümü sordu"

        2000 yılında Abdullah Öcalan'ın avukatları bir heyet halinde ziyaretine geldiğini söyleyen Perinçek, "Görüşlerimi sordular. Bizzat Öcalan'ın görüşlerimi öğrenmek istediğini, ona aktaracaklarını söylediler. Ben de Kürt meselesinin çözümü dahil, Türkiye'nin yaşadığı sürece ilişkin tahlilimi ve programımızı anlattım. Daha sonra bu çözümlerin yetersiz ve eksik aktarılmasından kaygılanarak, görüşlerimi yazılı hale getirdim ve bütün Kürt örgütü liderlerine ve basına gönderdim. Resmi makamlara da yolladım ve ayrıca Teori Dergisi'nin Aralık 2000 tarihli sayısında tam metin halinde yayımladım.''

        Söz konusu mektubun gizli olmadığını belirten Perinçek, mektubun yayımlandığı Teori Dergisi'nin Aralık 2000 sayısına ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan sorulmasını talep etti. Perinçek, ''Bu mektubun her satırının altına bugün de imza atarım. Herkese de dikkatle incelemelerini ve bu meselenin çözümünde değerlendirmelerini öneririm'' dedi.

        ''Kürt meselesi konusunda sorunu halkı kazanarak çözmeyi amaçladıklarını'' belirten Perinçek, bu konudaki görüşlerini anlattı.

        Toprak reformunun olmaması olayı bugünkü durumuna getirdi

        Atatürk'ün ''Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir'' dediğini, ''bunun Kürt ve Türk'ü kaynaştırdığını'' söyleyen Perinçek, ''Atatürk'ün başlattığı sürecin daha sonra kesildiğini'' savundu. Perinçek, ''Atatürk devrimlerin tamamlanamaması, Atatürk'ün üzerinde durduğu Güneydoğu Anadolu'daki toprak reformunun yapılamaması nedeniyle bugün bulunulan noktaya gelindiği'' görüşünü dile getirerek, ''İP'in can ve kan pahasına bunları uygulamaya çalıştığını'' söyledi.

        "Her seçimden önce tutuklanıyoru, sonra beraat ediyoruz"

        ''İP'in bu konudaki çalışmaları nedeniyle tutuklandıklarını'' öne süren Perinçek, ''Türkiye'yi bölme senaryolarının 1987 yılından itibaren yeniden gündeme geldiğini, hatta 1960'lar da benzer planların yapıldığını'' iddia etti. Perinçek, 1986 yılında dönemin ABD Savunma Bakanı'nın Türkiye'ye geldiğini, görüşmek istediği konuların Türkiye'nin bölünmesiyle sonuçlanabilecek şeyler olması nedeniyle dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ'un görüşmeyi reddettiğini savunarak, kendisinin Üruğ ile görüşerek bu konuyu yazdığını söyledi. Doğu Perinçek, ''Bunun bedeli de 1990 yılında hapsedilmem olmuştur. Daha sonra beraat ettim. Beraat ettim ama 1991 yılındaki seçimlere hazırlanamamış oldum. Zaten her seçimden önce tutuklanıyoruz, sonra da beraat ediyoruz'' diye konuştu.

        "Türkiye'yi bölmeye çalışıyorlar"

        ''Abdullah Öcalan'ın Suriye'de bulunduğu süre içerisinde PKK'da 2 başlı bir durumun ortaya çıktığını'' söyleyen Perinçek, PKK'nın Kuzey Irak'ta bulunan kadrolarının ABD'nin kontrolünde olduğunu, Öcalan'ın ise Suriye'nin etkisinde bulunduğunu kaydetti.

        Perinçek, ''bu nedenle ABD'nin bir operasyonla Öcalan'ı Şam'dan çıkarttığını'' iddia ederek, ''Dünyada başka bir ülke var mıdır? Kendi hapishanesinde bulunan hükümlüyü, kendisini bölmek isteyen ABD'nin eline versin. Abdullah Öcalan hükümlü bulunduğu cezaevinde Türkiye'yi bölmek için faaliyetlerde bulunmaktadır'' dedi. ''Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Barzanileştirilmeye çalışıldığı'' görüşünü dile getiren Perinçek, ''AK Parti'nin bu bölgedeki adaylarının da Barzanici olduğunu'' iddia etti.

        Perinçek, ABD'nin Barzani ve Talabani üzerinden Türkiye'ye bölmeye başladığını, bunun da yerel yönetimler üzerinden yapıldığını savundu.

        "Ermeni soykırımı yoktur" dediği için İsviçre'de hakkında soruşturma başlatıldığını hatırlatan Perinçek, 22 Temmuz 2005'te İsviçre'de Rauf Denktaş'ın da aralarında bulunduğu bazı kişiler ve akademisyenlerle bir dizi etkinlik yaptıklarını anlatarak, duruşma salonunda bu etkinliklerin görüntülerini izlettirdi. Doğu Perinçek, ''Ergenekon örgütü yapıyorsa bunları, herkes Ergenekoncu olur'' dedi.

        Çıkışta gözaltına alındığı İsviçre'deki konferansın görüntülerini de izlettiren Perinçek şöyle devam etti: "Aynı yargı burada da devam ediyor. Çünkü o yargının merkezi aynı. İsviçre'yi o yargıya zorlayan da iddianameyi yazdıran da ABD'dir. O yargı benim her yerde peşimden geliyor. AİHM'de bu konuda dava açmıştık. Beni arkamdan vurdular. 'Onu kendi ülkesinde bu Talatpaşa Komitesi'nin çalışmalarından dolayı hapse tıktılar' deniyor. Şimdi gelin AİHM'den adil bir karar bekleyin. Beni bırakın, AİHM'den 'Ermeni Soykırımı yalandır' deme hakkını alayım geleyim.''

        Talatpaşa Komitesi

        Talatpaşa Komitesi'nin İsviçre'de yaptığı etkinlikleri ayrıntılarıyla anlatan Perinçek, hakkında açılan soruşturmanın önce kapatıldığını, 6 ay sonra ise dışarıdan bir müdahale ile yeniden açıldığını söyledi. Perinçek, Talatpaşa Komitesi'nin Almanya'da yaptığı etkinliklere de değinerek, buradaki çalışmalara her kesimden insanın katıldığını, aralarında AK Partili Nevzat Yalçıntaş, İbrahim Özdoğan ve Mehmet Dülger'in de olduğunu kaydetti.

        Almanya'daki etkinlikten bir ay sonra Avrupa Parlamentosu'nun Talatpaşa Komitesi'nin lav edilmesi için bir karar aldığını söyleyen Perinçek, bunun ardından Başbakan Erdoğan'ın bu çalışmalara katılan AK Parti üyelerini Kızılcıhamam'daki toplantıda azarladığını öne sürdü.

        "Darbelerin arkasında ABD var"

        Perinçek, vatanseverler arasında ''Ülkenin gidişatı nereye?'' şeklinde yapılan konuşmaların darbe faaliyetleri olarak gösterildiğini, olmayan darbelerin yargı önüne getirildiğini, bunun da ABD tarafından gerçekleştirildiğini öne sürdü. Doğu Perinçek, Türkiye'deki darbelerin arkasında ABD'nin olduğunu savunarak, 12 Eylül askeri müdahalesinin ABD'nin olduğunu savundu. ''Bugün bizi bu huzura getirenler de ABD. 600 bin kişiyi hapislere atmış koskoca darbe var. O darbenin yavruları bugün Türkiye'yi yönetiyor'' görüşünü dile getiren Perinçek, şöyle konuştu:

        Vurulanlarla sanıklar aynı adamlar

        ''12 Eylül darbesinin çocukları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla vatanseverlerin yakasına yapışıyor. Kemalist devrimi tasfiye sürecinde Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Eşref Bitlis katledildi. Kim bunlar? Eşref Bitlis, Şener Eruygur, Uğur Mumcu, İlhan Selçuk. Aynı adamlar bunlar. Vurdukları adamlarla sanık sandalyesine koydukları aynı.''

        Eşref Bitlis'in öldürülmesi

        Orgeneral Eşref Bitlis'in ''Ergenekon'' şemasında yönetici olarak yer aldığını ileri süren Perinçek, ''Gladyocular Eşref Bitlis'i öldürdünüz, hıncınızı alamadınız mı?'' dedi.

        Orgeneral Bitlis'in ölümünden kuşku duymaları üzerine uzmanlara araştırma yaptırdıklarını belirten Perinçek, yaptıkları çalışma sonucu buzlanmanın olmadığı, pilotaj ve yapım hatasının bulunmadığının belirlendiğini kaydetti.

        Hrant Dink bizden biriydi

        Perinçek, bu nedenle olayın kaza olamayacağını saptadıklarını ifade ederek, görevde olan bir generalin, 3 albayın önünde Aydınlık muhabirine, uçağın Amerika tarafından düşürüldüğünü söylediğini, bunu da bazı komutanlardan teyit ettiklerini iddia etti. Perinçek, ''Orhan Pamuk'a benzeyen, batıya yaranmak için ne yaptığını şaşıran bir adam var mı öldürülen? Hrant Dink bizden biriydi. Bizi birbirimize kırdırmak isteyen bu oyuna gelmeyin diyordu'' diye konuştu.

        "Uğur Mumcu benim can arkadaşım"

        Perinçek, 1956'dan beri tanıdığı Uğur Mumcu ile karınca kararınca gazetesini çıkarttıklarını, liseyi ve üniversiteyi beraber okuduklarını, Mamak Cezaevi'nde de birlikte kaldıklarını dile getirdi. Perinçek, ''Benim can arkadaşım Uğur Mumcu'yu, İlhan Selçuk ile falan öldürecekmişiz. Bu derece gerçekle tamamen kopmuş, bu kadar büyük yalan olur mu?'' dedi.

        "Susurluk olayını biz ortaya çıkardık"

        Susurluk olayını da parti olarak kendilerinin ortaya çıkardıklarını öne süren Perinçek, Susurluk Komisyonu'na ilk olarak kendisinin çağrıldığını ve ifade verdiğini, Susurluk'un arkasında ABD olduğunu söylediğini kaydetti.

        ''Susurluk'u yapanlar, Susurluk ile mücadele edenleri yargının önüne çıkardı'' diye konuşan Perinçek, 12 yıl önce düzenledikleri konferansa konuşmacı olarak katılanların şimdi ''Ergenekon'' davasının sanığı olduğunu dile getirdi.

        "Susurluk'un üzerine kim gitmişse tutuklanmış"

        Doğu Perinçek, ''Kim Susurluk'un üzerine gitmiş, tutuklanmıştır. Demek ki Ergenekon iddianamesini Susurlukçular yazmıştır. İddianame, Susurluk'un üzerine gidilmesi için değil, kapatılması içindir'' diye konuştu.

        İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasına devam eden İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, İP'nin bütün faaliyetlerinin iddianamede belirtilen terör örgütünün faaliyetleriymiş gibi gösterildiğini ifade ederek, İP tarafından gerçekleştirilen çeşitli etkinliklere ilişkin görüntüleri izlettirdi. Bu faaliyetlerden biri olan

        Paris Metrosu'nda dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun yere yapıştırılan fotoğrafının üzerinin boyayla kapatılması olduğunu belirten

        Perinçek, şunları söyledi:

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ