Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem ‘General ihraç listesini hazırlayan 3 gün sonra FETÖ’den tutuklandı’

        Balçiçek İLTER / GAZETE HABERTÜRK

        -Ergenekon, Balyoz, Kafes... Siz “Bu davaları tek tek değerlendirmemek lazım, hepsi aslında bir” diyorsunuz. Neden?

        Çünkü bütün bu davalara sahte delil üreten, tek merkez. Bunlar, günü gelen askerin tasfiyesi için kimi daha önce, kimi daha sonra açılmış davalar. Kumpas davası bir ağaç ise bu davaları o ağacın dalları gibi düşünün. Kimisi Kafes, kimisi Poyrazköy, kimisi Askeri Casusluk; zaten amacın belli olduğu konusunda herkes mutabık herhalde.

        -Nedir o amaç?

        15 Temmuz 2016’daki kalkışmayı TSK içinden önleyecek unsurları önceden ortadan kaldırmak.

        -“Arka planında, dönemin Başbakan’ı Tayyip Erdoğan’ı da işin içine sokmak var’’ diyorsunuz.

        Evet, iddianamede bile var. Bunları tam 7 yıldır söylüyorum. Maalesef çeşitli siyasi gerekçeler ve birtakım işbirlikleri yüzünden, bu sözlerimiz hiç duyulmadı, duyulmak istenmedi. Ne zaman ki MİT Müsteşarı’nı almaya çalıştılar, o gün bazı şeyler kırıldı. Halbuki bunun bir altyapısı var. Çünkü bu terör örgütü (FETÖ) on yıllardır bunun için çalışıyor. Nihai hedef yeni Meclis ya da Cumhurbaşkanı değil, Pennsylvania’dan o zatın (Fethullah Gülen) dönüşü.

        -“İddianamede var” dediğiniz o detay ne?

        İnternet Andıcı davasını hatırlayın. Yasal belge oluşturuldu, bu belgenin sahte ekleri oluşturuldu. Sonrasında biliyorsunuz, iş taa eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a kadar uzandı. O da dahil edildi. İddianameyi Cihan Kansız yazdı, biliyorsunuz şu anda yurtdışında. Cihan Kansız, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Alaattin Sevim için aynen şunları yazmıştı: “Alaattin Sevim, Ergenekon Terör Örgütü faaliyetlerini kolaylaştırmak ve gerçekleştirmek için oraya atanmıştır.” Yahu aklınızı başınıza alın! Alaattin Sevim’i Genelkurmay’a, o göreve alan kim? Dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan. Yani aslında iddianamede böyle diyerek, geleceğe bir altyapı hazırlıyorsunuz, ileride herkes ve her şey içine katılacak. Bütün engeller ortadan kalktığı gün, TSK, emniyet, bürokrasinin ardından sıra siyasi iktidara geldiğinde diyecekler ki: “Tayyip Erdoğan Ergenekon’a hizmet ediyordu.” 2011’de bunu iddianameye bile koydular. Mahkemede itiraz ettim.

        -Ama kimse dinlemedi.

        Dinlememeyi bırakın, sesimiz uzayda adeta yok oldu, o derece. Bugünü anlamak için devletin ele geçirilmeye çalışıldığı o ilk davalara dönmek, o davalara yakından bakmak lazım. Tasfiye edilenler bile “Askerler tasfiye ediliyor, başka askerler yerimize geçecek’’ diye yorumluyordu. Peki başka askerler geldiğinde durum ne olacak? O fikri derinlik yoktu. Ne olacağını maalesef 15 Temmuz gecesi gördük. Darbe tehlikesi karşısında kendini siper edecek insanlar bir bir tasfiye edildi.

        ‘HAŞHAŞİ TANIMI ÇOK DOĞRU’

        -Siz, kumpaslarla ordudan tasfiye edilen pek çok askerin avukatısınız.

        Hem avukatlarıyım hem de çoğunu yakından tanıyorum. Onlar öyle bir yapıda askerlerdi ki, siyasi iktidar kim olursa olsun, seçilmiş siyasi iktidara karşı meşru olmayan hiçbir harekete izin vermezlerdi. Ne kişisel terbiyeleri ne de dünya görüşleri buna uyar. Bunun çok önemli bir detayı MAK’lardır, yani Muharebe Arama Kurtarma.

        -Yani 15 Temmuz gecesi Marmaris’e Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikasta giden askerlerin içinde de yer alan grup?

        Maalesef evet. Orası bir kırılma noktasıdır. Bir kısmı yakalandı. Müvekkillerim izin vermiyor, çünkü muvazzaf olanlar var, o yüzden içeriğini anlatamıyorum ama çok dikkat etmemiz lazım.

        -Neye?

        MAK’lardaki kadrolaşma çok önemli bir örnek... Çok küçük bir grup onlar aslında. Şuraya geliyorum; asker devşirince ne oldu? Yurtsever, hukuka ve milletine saygılı, cumhuriyete ve Ata’sına bağlı askerleri yolladın. Siyasi iktidar da buna göz yumdu ya da aldatıldı, o tarafı beni ilgilendirmiyor. Sonuca bakıyorum, bu askerler tasfiye edildi. Peki niye? Neyin ordusu bu? Geleceklerin milletin ordusu olmayacağı belli. İnsana sorarlar: “O tasfiye ettiğiniz askerler bu milletin askerleri değil miydi?’’ Kumpasla onların hayatıyla oynadınız. Sahte belgelerle, müthiş iftiralarla... Adamın karısıyla fotoğrafını basıp “Rus sevgili” diye gazeteye manşet yaptılar. Nereden anlatacaksın? Gazeteye basıldı bile. Demek istiyorlar ki: “Bu fuhuşçu, devletin bilgilerini yabancı ajana verdi.’’ Bu kumpası yapanlara sadece “Alçak” demek yetmez. Ordudan kumpaslarla tasfiye edilenlerin yerine gelenlerin, bu milletin askeri olmadığı belli. Onlar, Haşhaşi yapılanması içerisinde imamların askeriydi. “Haşhaşi” tanımı son derece doğrudur. Yargıda yemin edersiniz, Türk milleti adına karar vereceksiniz. Bunlar ‘imam’ adına karar verdiler. O Pennsylvania’daki, yakın zamana kadar devletten imam maaşı alıyordu. Bataklığı kurutmak lazım. Bataklık imam değil ki! FETÖ bataklıktaki bir sinek.

        ‘TEHLİKE GEÇMEDİ’

        -FETÖ için “TSK’da önce personel başkanlıklarını ele geçirdi” deniliyor.

        Yıllarca. Askeri yapılanma içerisinde askerin tercih ettiği koltuklar vardır. Mesela askeri hâkim, Askeri Yargıtay üyesi olmanın hayalini kurar. Eski Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse, 15 Temmuz kalkışmasının önemli isimlerinden... Askeri Yargıtay üyeliğine atanıyordu biliyor musunuz? O kadar büyük bir makama gidecekti, ama kabul etmedi.

        -Hangi makamı seçti?

        Genelkurmay Adli Müşavirliği’ni... Bir insan, Yargıtay üyeliği yerine orayı seçer mi? Ama neden seçtiği anlaşılıyor. Bu kalkışmada adli müşavirlikte olmak çok daha önemli. Her şey yıllar öncesinden planlanmış. Bakın, Genelkurmay’da General- Amiral Şubesi var. Kim nereye gönderilecek, ne yapılacak, onların akıbetlerini bildirecek şube... O şubede görev alan kişi Kurmay Albay Cemil Turan, o raporları hazırlıyor. İkincisi Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Personel Daire Başkanı, havacı... Genelkurmay Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu... Hep personel bölümlerini seçmişler. Bu 3 kişi de darbe girişiminde vardı. Hatta Turan ve Partigöç, Genelkurmay’ın mesaj sistemini kullanarak birliklere haber gönderen iki isim. Alın size, niye personelde örgütlendiklerinin en önemli nedeni.

        -Kumpas davalarında, kamuoyunda öne çıkanların dışında, bizim gözümüzden kaçan başka tasfiyeler de var mı?

        O kadar çok ki... Ama bir tanesini çok çarpıcı bir örnek olması açısından aktarmak istiyorum. İzmir’deki Casusluk davasında yargılanan bir tabip asker var. Akademik unvanı doçent. Binbir iftirayla buna bir sürü suç atıyorlar. Önce ‘şüpheli’, sonra ‘sanık’ oldu. 2014 yılında da adamı ordudan attılar.

        -Davası bitmeden mi attılar?

        Evet. Dava devam ederken atıldı. Burada bir parantez açalım. FETÖ ile mücadele etmesi gereken kurum Genelkurmay Başkanlığı’dır. Niye etmediler? “Bize somut delil getirin de öyle atalım’’ dediler. FETÖ’cüyü, somut delil olmadan ordudan atamıyorsun? Peki demin bahsettiğim tabip asker doçent hakkında somut delil var mıydı? Benim müvekkilim karacı kurmay albayı, er yaptılar, er... Üstelik daha yargılanırken. Delil var mıydı? Dönelim tekrar tabip askere... Bu çocuk TSK’dan atıldı, idari mahkemeye gitti ve kazandı, çünkü 17-25 Aralık süreci başlamıştı. TSK’ya tekrar girdi. Ama ne oldu? 15 Temmuz’dan sonra TSK’dan tekrar atıldı.

        -Nasıl yorumlamamız gerekiyor bu anlattığınızı?

        15 Temmuz’dan sonra, sistemdeki FETÖ’cü elemanları deşifre edecek olanlar kim? Böyle okuyun. Çok önemli bir nokta bu. “Bunlar FETÖ’cü” diye Genelkurmay’a ve Cumhurbaşkanı’na kim söylüyor? Bilgiyi istihbarata personel birimi veriyor. Personel kim? Personel cephesini çok iyi biliyorum. Darbeden önceki personel neyse, bugün de o. Değişiklik yok. Hiçbir değişiklik olmadı ve onların “Ordudan atılsın” önerilerini görüyor musunuz? Casusluk davasıyla kumpas kurulmuş bir askeri, bu defa “FETÖ’cü” diye atıyorlar.

        -İsmi ne bu kişinin?

        Ahmet Turan Ilıca... Buradaki riski görüyor musunuz? Karşınızda, dünyanın gelmiş geçmiş en sayılı terör örgütlerinden biri var. Çünkü karşınıza ananız, babanız, kardeşiniz, kurmayınız, yaveriniz gibi geliyor.

        -Şu anda TSK’da personel birimlerinin başında halen FETÖ’cülerin mi olduğunu iddia ediyorsunuz?

        Bunu diyemem. Ama “Yaptıkları ortada, uygulamalarda niye değişiklik yok?” diye soruyorum. En azından şaibelerin ortadan kalkması ve alınacak tedbirlerin sağlıklı olabilmesi için personel şubeden de FETÖ’cüler temizlenmeli. Orası bildiğiniz, güvendiğiniz isimlerden oluşmalı. Mesela Cumhurbaşkanı’na yaver olarak 3 isim önerilmiş. Cumhurbaşkanı, Trabzonlu diye bugün tutuklu olan yaveri seçmiş. Peki diğer 2’si kimdi? Onlar da araştırılmalı. Bakın çok daha önemli bir bilgi vereyim. Generallerin ihraç edildiği listeyi hazırlayan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Şube Müdürü Fethi Artuk, o listeyi hazırladıktan 2 gün sonra tutuklandı. Bu çok önemli. Tehlike geçmedi demektir. Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) için çok acele edildi.

        MURAT ERGÜN KİMDİR?

        Avukat Murat Ergün, İzmir Barosu’na kayıtlı... Balyoz soruşturmasında tutuklanan bazı subayların avukatlığını üstlendi. 365 kişi hakkında açılan Balyoz davası ile Poyrazköy soruşturması için İstanbul-İzmir arasında mekik dokudu. Ergün, İstanbul ve İzmir Askeri Casusluk soruşturmalarının ‘FETÖ’nün dijital kumpası’ olduğunu savundu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ