Füzeleri Ankara’ya gönderen generalin yaveri o geceyi anlattı
"Aygün sürekli, 'Araçlar (füze rampaları) çıktı mı? Neden daha çıkamadılar' diyordu. Kışlada hareketlilik başlayınca etrafa sorup öğrenmeye çalışsam da kimse cevap vermiyor, tatbikat olduğunu söyleyip sağa sola gidiyorlardı"
15 Temmuz darbe girişiminin en hareketli noktalarından biri olan Polatlı’da yaşananları tanık Astsubay Kadir Şeker anlattı. Darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından tutuklanan ve TSK’dan ihraç edilen Tuğgeneral Murat Aygün’ün yaveri Astsubay Şeker ifadesinde, 15 Temmuz gecesi 22.27’de tüm personele, “Birliğiniz görev almıştır, ivedi birliğinize katılın” mesajı gittiğini belirtti.
İzinde olduğu sırada kendisini arayan Tuğgeneral Aygün’ün “Gaziantep’e keşfe gideceğiz. Perşembe burada ol. Eşini, anne-babasına bırak, sonra alırsın” talimatı üzerine birliğine döndüğünü anlatan Astsubay Şeker, özetle şunları söyledi:
YENİ MERMİ İSTEDİ: Aygün, poşet içinde 13 adet eski tabanca mermisini verdi, bunları değiştirmemi ve yedek şarjör için mermi istememi söyledi. Komutan kışlada boş şarjörle dolaşırdı. Keşfe gideceğimiz için istediğini düşündüm.
MURAT NEREDE?: Saat 20.30 gibi bende bulunan makam cep telefonunu bir şahıs aradı. Telaşla ‘Murat nerede? Çabuk telefonu Murat’a götür’ dedi. Konuşması bittikten sonra yanında bulunan Serhat Albay’a ‘Tüm şube müdürlerini ve birlik komutanlarını tugay harekât merkezine toplayın’ emri verdi.
YOL KESECEKMİŞİZ: Toplantıya ana ast birlik komutanları, şube müdürleri, GAYE eğitimine gelen bazı subaylar da katıldı. İçeriden çıkan Üsteğmen Bilal Akdoğan’a ‘Komutanım neler oluyor?’ diye sordum, o da ‘Bilmiyorum, yol kesecekmişiz’ deyip gitti. Aygün sürekli, ‘Araçlar (füze rampaları) çıktı mı? Neden daha çıkamadılar’ diyordu. Kışlada hareketlilik başlayınca etrafa sorup öğrenmeye çalışsam da kimse cevap vermiyor, tatbikat olduğunu söyleyip sağa sola gidiyorlardı.
MÜDAHALE ETMEK LAZIM: Topçu Okulu girişinde Aygün’ü, Güngör Gazi Karslı karşıladı. Sela sesleri duyuluyordu. Aygün, Gazi Albay’a ‘Halkı galeyana getiriyorlar, müdahale etmemiz lazım’ dedi. O da ‘Evet komutanım, doğru söylüyorsunuz’ dedi. Daha sonra Gazi Albay’la harekât merkezine ilerledik. Olayları buradan takip ettiler, televizyon izlediler. Kamera kayıtlarından dışarıdaki halkın hareketliliğini takip ettiler, daha sonra Yarbay Abdülkerim Ceyhan harekât merkezine geldi, suratı yaralıydı. Sonradan, camiden gelen seslerin kesilmesi için gönderildiğini öğrendim.
Fevzi ÇAKIR /ANKARA
