Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Slikon Vadisi'nin devleri bizden mühendis transfer ediyor"

        Türkiye’den Zuckerberg Çıkarmak dizimizin ilk gününde dünyaya yön veren isimlerin Silikon Vadisi’nden çıkmaya başladığını, ülkelerin bir sonraki teknoloji dehasını yetiştirebilmek için amansız bir yarışa girdiğini, bu yarışın belkemiğini de yazılım üretebilmenin önkoşulu olan kod yazmanın çok erken yaşlardan itibaren öğretilmesinin oluşturduğunu gördük. Bugün bu eğitim sayesinde gençlerin dünyayı nasıl değiştirebileceklerini görüyor ve ülkemizden Silikon Vadisi’ne uzanacak başarı öykülerinin rotasını çıkarıyoruz.

        Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yavuz Akpınar, herkesin kod yazmayı öğrenebileceğini söylüyor: “Bu kesinlikle herkesin edinebileceği bir beceridir.” Ancak kod yazmanın öğrenilebilmesinin, belli becerilerin gelişmesine bağlı olduğunu vurguluyor. “İyi bir kod eğitimi öncelikle iyi bir eğitimden geçer” diyor ve sıralıyor: “Kod yazmak için ne gerekiyor? Birey okuduğunu ve yazdığını anlayabilmelidir. Bir mantıksal çıkarım becerisi geliştirmiş olmalıdır. Akıl yürütme ve muhakeme yeteneği gelişmelidir. ‘Sıcak suyla soğuk suyu karıştırırsak ılık su elde ederiz’ deneyi bile muhakeme becerisini geliştirmeye yöneliktir. Ardışık düşünebilme, bir olayın bir dizi alt olaydan oluşacağını düşünme yetisi gelişmiş olmalıdır, bu da temel anlamda bir analitik düşünme becerisi gerektirir. Karşılaştırma, ayırt etme, soyut düşünebilme, genelleme gibi beceriler gelişmiş olmalıdır. Bunları en temel haliyle okul öncesinde ya da en geç ilkokul yıllarında kazandırabilmeliyiz ki ileride sorunsuzca üzerine inşa edebilelim.”

        ‘HERKES KOD ÖĞRENEBİLİR’

        Yukarıda saydığı beceriler kazanılırsa herkesin rahatlıkla kod yazabileceğini belirtiyor. Ancak söz konusu becerilerin gelişmemiş olmasının, sadece çocukların değil, yetişkin bireylerin de öğrenimlerini sekteye uğratacağını anlatıyor: “Bir problemi analiz ediyorsunuz, ‘Ben en kısa yoldan bunu nasıl çözerim ve bilgisayara nasıl çözdürebilirim’ diyorsunuz. ‘Bunu sürdürülebilir hale nasıl getirebilirim’ diyorsunuz. ‘Bir araç geliştireyim, bu çözüm yöntemini bu çeşit problemlere bilgisayar uygulasın’ diyorsunuz. Neyi yapacak, hangi koşullarda neyi değiştirecek, bunları kodluyorsunuz. Bunları yapabilmek için saydığımız beceriler gerekir. Bu olmadan kodlama öğretmeye kalkarsanız birçok birey burada sıkıntı yaşıyor ve bu işten kaçıyor. Bunu üniversitelerde, hatta bilgisayar mühendisliği bölümlerinde bile görüyoruz. 50 saatlik bir kursla bilgisayar programlamasını öğretebilir miyiz? Öğretebiliriz ama bahsettiğimiz koşulların gelişmiş olması, bunların üzerine inşa edebilecek olmamız kaydıyla.”

        Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yavuz Akpınar
        Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yavuz Akpınar

        ‘MÜFREDATA GİRDİ’

        Prof. Akpınar’a şu an itibarıyla okullarımızda bilgi teknolojilerine dair hangi derslerin verildiğini sordum: “Ortaokulda zorunlu olarak verilen bilişim teknolojileri ve yazılım dersimiz var. 5 yıl önce müfredata girdi, şu anda güncelleniyor. ‘Milli Eğitim kod yazma dersi getiriyor’ denilen işte bu dersin güncellenmesi. Aslında müfredatta şu anda da kod yazma var ama birçok okulda girilemiyor. Çünkü aynı sınıftaki bazı öğrenciler web sitesi bile oluşturabilirken bazıları ise neredeyse fare kullanımı dışında bir şey bilmiyor. Bu ders oluşturulurken denildi ki, çocuklar temel bilişim ihtiyaçlarını karşılamada zorluk yaşıyorlarsa önce bu giderilsin. Daha sonra kodlamaya geçilsin. Böyle olunca sıra gelmiyor.” Liseye geçildiğinde de seçmeli olarak devam edilebildiğini söyleyen Prof. Akpınar, öğrencilerin ilkokuldan lise sona kadarki öğrenim hayatlarının sadece ortaokul yıllarında bu dersi zorunlu olarak aldıklarını ve birçok okulda kod yazma müfredatına geçilemeden dersin sona erdiğini anlatıyor.

        MEB’in şu anda yapmakta olduğu müfredat çalışmalarıyla mevcut dersin programlamaya dair kısımlarının geliştirileceğini belirtiyor. Ancak kod yazma becerisini kazandırmak istiyorsak en azından liselerde de zorunlu olması gerektiğinin altını çiziyor. “İlkokulda olması için de herhangi bir çalışma yok. Ancak Batı’da artık ilkokuldan başlıyor ve lise sona kadar zorunlu. Yani dünyada bizdeki düzenlemenin çok ötesine geçiliyor.” Akpınar’a göre müfredat açısından Avrupa ülkeleriyle büyük bir farkımız yok, ancak orada bu derse, bu becerinin kazandırılmasına verilen önem çok daha fazla.

        ‘APPLE’A APP’ HAYAL Mİ?

        Peki bu ders tamamlandığında bir öğrenci hangi yetkinliği kazanmış oluyor? Örneğin Apple’ın ünlü Uygulamalar Mağazası’nda (App Store) satılabilecek bir app (İngilizce’de uygulama anlamına gelen application’ın kısaltması) yazacak noktaya gelmek mümkün mü? “Lisedeki versiyonunu bitirdiğinde bunu üretebilecek noktaya gelebilir. Bunun kodunu yazabilir. Tabii bu sadece kod yazmakla olmuyor. Bir oyun yazmayı düşünün mesela. Bunun iyi grafiklere sahip olması, saldırılara karşı yeterli koruma mekanizmalarına sahip olması gerekir, daha bir sürü etken vardır. Ancak App Store’da satabileceğiniz bir uygulamanın kod dizgisini yazabilecek noktaya gelinir.” Herkesin bir sonraki Facebook’u kurabileceğini düşünmemesi gerektiğini söylüyor Akpınar: “Herkes kod yazabilir demek herkes bir sonraki Zuckerberg olabilir demek değildir. Bilgisayarın dilinden anlayacak insanı yetiştirmek olmalıdır çağımızda amaç. Ve evet biz bunu başarabiliriz. 1 ile 12. sınıf arasında biz bunu başarabiliriz.

        ” Bu eğitimle Silikon Vadisi’nde çalışabilecek kalibrede mühendislere gerekli altyapıyı vermiş olur muyuz? “Kesinlikle. Silikon Vadisi’ne mühendis ihraç edecek noktaya gelmemiz mümkün. Ayrıca sadece böyle de düşünmeyin. Bilişim; matematik, fen, kimya kadar temel bir konu. Sorunları analiz edip çözmeyi, bilgisayara çözdürebilmeyi öğretmek çok önemli bir kazanım. Analitik düşünceye, perspektif kazandırmaya müthiş bir katkı olur. Ortaokul ve liseye zorunlu olarak taşıdığımız zaman hem diğer dersleri de besleyecek düşünme becerilerini geliştiririz, matematiği, feni programlama yoluyla daha iyi öğretebiliriz, hem de daha çok bireyimizi bu işlere kanalize edebiliriz.”

        Prof. Akpınar da konuştuğum birçok girişimciyle aynı düşünüyor. İlkokuldan üniversite çağına kadar bilgisayarın dilinden korkmayan, bu dile hâkim bireyler yetiştirilebilirse, üniversitelerimizde zaten bu bireyleri en kalifiye şekilde yetiştirecek programlar olduğunu belirtiyorlar.

        ‘MÜHENDİSLERİMİZİ GOOGLE, AMAZON, FACEBOOK TRANSFER EDİYOR’

        Türkiye’nin en önemli teknoloji girişimcilerinden, ödeme sistemleri şirketi Monitise’ın Ortadoğu ve Afrika bölgesi COO’luğunu yürüten Fırat İşbecer’e, Türkiye’de Silikon Vadisi’nde başarılı olabilecek kalibrede mühendis yetiştirmekte ne noktada olduğumuzu sordum: “Türkiye’de bu işi iyi verebilen 10 tane okul vardır. İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent, Koç, Sabancı’yı sıralayabilirim. Burada verilen eğitimler dünya çapında yazılımcı olunmasını sağlayabilecek nitelikte. Özellikle Boğaziçi’nden aldığımız öğrencilerin ciddi bir kısmını Facebook’a, Google’a, Spotify’a, Angry Birds’e, Amazon’a, Booking.com’a, Tripadvisor’a yerleştirdik. Bunlar bu kalibredeydi. Kod yazma dersinin herkese verilmesiyle bu gençlerin sayısı katbekat artabilir.”

        İşbecer bunu bir beyin göçü olarak değil, Türkiye’yi bilişim sektöründe haritaya koyacak bir yolculuk olarak görüyor: “Şu an bizim şirketten çıkıp yurtdışına transfer olmuş, yazılım geliştirme alanında çalışan 20’den fazla genç Türk mühendis var. Ve bulundukları yerlerde de çok başarılılar. Oradan çok daha farklı deneyimlerle gelerek burada kendi teknoloji şirketlerini kurabilirler. Bunu 2007-2008’de yaşadık. Çok uzun yıllar yurtdışında yaşamış insanlar, ABD ve Batı Avrupa ekonomisinin küçülmesiyle de birlikte Türkiye’ye geri dönüp bir e-ticaret furyası yarattılar. Markafoni, Trendyol gibi sektörün en önemli şirketleri bu sayede kuruldu. Şimdi gidenler de dönecek ve aynısını başka alanlarda yapacak. Bu süreç bizim girişimcilik ekosistemimizin oluşmasını da sağlıyor.”

        Monitise’ın Ortadoğu ve Afrika bölgesi COO’luğunu yürüten Fırat İşbecer
        Monitise’ın Ortadoğu ve Afrika bölgesi COO’luğunu yürüten Fırat İşbecer

        DÜNYA VATANDAŞLARI YETİŞTİRMEK İÇİN KOD VE İNGİLİZCE

        Fıratİşbecer, kod yazma dersinin Türkiye’ye çağ atlatacağını söylüyor: “Global düzeyde belirli bir seviyeye gelmek için herkesin kod öğrenmesi çok önemli. Bu bize seviye atlatabilir. Bir de bu eğitimi alanların sayısı arttıkça, aralarından dünyayı değiştirecek fikirlerin çıkması ihtimali de yükselir. Aradan bir Facebook çıkma şansı daha fazla olur. 1 milyon öğrencinin bunu aldığını düşünün, muazzam yetenekler çıkabilir. 2-3 tane böyle kişi çıksa Türkiye’ye yeter. Yemeksepeti bile 600 milyon dolarlık bir değer yarattı. Milyar dolarlık bir şirket kurulduğunda ekonomimizin ciddi yüzdelerine tekabül eden değerler yaratılmış olur. Sınıftaki öğrencilerden hepsi olmasa da birkaçını A’dan Z’ye uygulama yazıp Apple Store’a verebilecek noktaya getirmek mümkün olabilir. Lisede vereceğiniz 2 yıllık iyi bir kod eğitimi bunu sağlayabilir bence. Özellikle geleceğimiz olan Türk gençliğinin dünyayla bütünleşmesi açısından çok önemli bir işlev görür bu kod dersi. Kademe atlarız. Çok daha dünya vatandaşı olabilecek, dünyadaki akranlarıyla aynı dili konuşabilen bireyler yetiştirmiş oluruz. Vizyon getirir. Global düşünmeyi sağlar.” Ancak öğrencilerin dünyayla entegre olmalarını sağlamak istiyorsak çok iyi bir İngilizce eğitiminin daha da öncelikli olduğunu düşünüyor.

        “Hindistan çok iyi bir örnek. Hindistan’da kod bilen muazzam bir insan topluluğu var. Ama İngilizce yeterlilikleri sıkıntılı olduğu için Batı’da ciddi bir iş kaybı yaşıyorlar. Sadece kod bilmek yetmiyor. Dünya vatandaşı olabilmeli, rahat iletişim kurabilmelisiniz."

        Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile birlikte. Silikon Vadisi Hindistan'dan ciddi bir mühendis akımına uğruyor.
        Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile birlikte. Silikon Vadisi Hindistan'dan ciddi bir mühendis akımına uğruyor.

        ‘DÜNYA TİCARETİNİN ÜÇTE BİRİNİ BİLGİ TEKNOLOJİLERİ OLUŞTURUYOR’

        PROF. Akpınar çarpıcı rakamlar veriyor: “Dünya Ticaret Örgütü rakamlarına göre 2005 yılında bilgi ve iletişim teknolojileri servisi toplam dünya ticaretinin yüzde 9’unu oluştururken, 2015’te bu rakam yüzde 32’ye çıkmış. Biz gençlerimizi yetiştirerek bundan daha fazla pay almalıyız.”

        Ülkelerin de pay kapmaya çalıştıkları pasta bu. Gençler Facebook’un başarı hikâyesine özenirken ülkeler de Silikon Vadisi’nin yarattığı emsalsiz ekonomik değere gıptayla bakıyor. Sanayileşebilmek muazzam maliyetler gerektiriyor ancak bilişim sektöründe milyar dolarlık değerleri küçük ekiplerle yaratabilmek mümkün.

        İşbecer farklı bir noktaya değiniyor: “Bilgi teknolojileri harcamalarının ülkelere büyük maliyetler getirdiği bir dönemdeyiz. Ülkemizde de çok ciddi bir iç talep var, bunu kendi içimizde karşılayabilsek bile müthiş bir tasarruf olur. Türkiye’deki yazılım ihtiyacımızı yabancı firmalar yerine Türk mühendislerden karşılamak ekonomimize muazzam bir katkı sunar.”

        YARIN: KOD YAZMA ‘SEFERBERLİĞİ’. GİRİŞİMCİLİĞİN EN BÜYÜK DÜŞMANI NEDİR? SİLİKON VADİSİ NASIL ‘KOPYALANIR’?

        ANIL EMRE/GAZETE HABERTÜRK

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ