Çukurca'da öldürülen PKK'lıların cebinde 'kristal' hapı bulundu!
Teröristlerin sızma, baskın ve çatışma anlarında en büyük yardımcıları ceplerindeki 'Kristal'lerdi. Teröristler, kendilerinin imal edip kullandıkları cesaret veren haplara 'kristal' ismini veriyor
AİLESİNE HASRET BİR ASKER
“64 gün boyunca İkiyaka Dağları’ndaki Beybuta Tepe Üs Bölgesi’nde kaldık. Bundan sonraki görevimiz de dev bir çanağın içindeki Yeşiltaş Karakolu’nun emniyetini sağlamaktı. Doski Vadisi’nin kayalık yamaçlarında bir yerlerdeydik. Karakolu tutan bu keskin yamaçlarda bir hafta kaldık. Aylardır dağda yaşamaktan sadece kamuflajlar değil, elimiz yüzümüz derimiz bile kayış gibi olmuştu
Dağdan ve doğadan da yemediğimiz sopa kalmamıştı. Taş kaya üzerinde yaşayıp dururken soğuk, sıcak, yağmur, rüzgâr, ayaz, fırtına görmüştük. Çiğ yağdı sabahları üzerimize. Üstüne bir de kar gördük. Anların geçmediği zamanlarla, aylarca karanlıklarla boğuştuk. Ver elini Hakkâri Otluca... Nasıl da sevinmiştim. Aylardır göremediğim eşimi nihayet görebilecektim. Eşim Hakkâri Otluca’da lojmanda. İki buçuk aydır ben dağda, o yalnız.
Gece 01.00 gibi Çukurca Otluca’ya vardık. Evli olan, burada evi olanlara izin verdiler. Arkadan da ikaz ettiler: ‘Her an hazır olun.’ Koşa koşa gittim evime. Sevinçle özlemle hasretle kucaklaştık eşimle. Oturduk kanepeye...
‘Bir yorgunluk kahvesi yapayım sana.’ Kahveyi içerken hem konuştuk hem dertleştik kısa kısa. Kahveyi bitirememiş, koltukta sızıp kalmışım. Kıyamamış, dokunmamış. Uyandırmadan üstümü örtmüş. Sabahın köründe sarsarak uyandırdı beni: ‘Telefon’ dedi, ‘Seni arıyorlar.’ Açtım. ‘Acil dönmem’ isteniyordu. Koşturarak çıktım evden. Özlem gidermem bir kahve iki kırık sözle kaldı.”
KANDİL DEVREYE GİRDİ, PKK'YI KARAYILAN YÖNETMEYE ÇALIŞTI
Komandoların Han-Seni-Kale-Dağbaşı tepelerindeki teröristlerin üzerlerine zirveden atmaca gibi inmelerinden sonra büyük çatışmalar yaşandı. Kimi yerde gırtlak gırtlağa girilen bu çatışmalarda bu dört tepenin bütün zirveleri, teröristlerin bütün mukavemetlerine rağmen ellerinden alındı. Çekemedikleri kaçıramadıkları onlarca teröristin cesedi tepelerin zirvelerinde ve yamaçlarında kaldı.
Bu büyük kırıma rağmen teröristler alanı bırakmak istemediler. Özellikle de ilk dört günde. Kandil doğrudan devreye girdi. Başyılan Karayılan ile yavrusu Fehmi Atalay teröristleri yönetmeye soyundu. Irak’tan ve diğer yuvalandıkları alanlardan takviye üstüne takviye getirdiler, sayısız baskın ve sızma girişimlerinde bulundular.
Özellikle bu ilk dört günde, her gün ama her gün çok sert çatışmalar yaşandı. Cephe savaşlarına benzer görüntüler ortaya çıktı. Ayrıca teröristler hemen her gece ve sabah sızma ile baskın denedi. Bütün bu günler ve geceler boyunca bölgede yuvalanmış onlarca Doçka, uçaksavar, havan ve roket mevzilerinden Mehmetçikleri çok yoğun ateş altına aldılar.
CESARET VEREN ‘KRISTAL’LER
Teröristlerin sızma, baskın ve çatışma anlarında en büyük yardımcıları ise ceplerindeki ‘Kristal’lerdi. ‘Kristal’ teröristlerin kendilerinin imal edip kullandıkları uyarıcı, kafa yapan, uyuşturan ve cesaret veren hap için kullandıkları isimdi. Bu hapların etkisiyle operasyon sırasında hoyratça, anlaşılmaz biçimde bağırıp, nara atıyorlardı. Hapın etkisindeki teröristlerin çatışma, baskın ya da sızma kurallarına hiç uymayacak şekilde davrandıkları görüldü. Tabii bir de moral bozma gayretleri vardı. Bölücü örgüt üyelerinin anlayamadığı ise ‘Kristal’in ileri atılmak kadar kaçmayı da kolaylaştırdığıydı.
Bu noktada da PKK çaresizdi. Çünkü ‘Kristal’in yerini doldurabileceği ‘Bir bilinç ve cesareti yoktu’. İmanı, irfanı ve haklılığı da. Ortaya çıkan boşluğu da böyle doldurmaktaydı. İçine kattığı zavallıları bu şekilde ölüme gönderebilmekteydi.
Han-Seni-Kale- Dağbaşı Tepe... Burası teröristlerin ‘sözde’ Ertuşi Kampı dedikleri alandı. Kale Tepe’de de bu kampın ‘sözde’ karargâhı bulunurdu. “Alandı, bulunurdu...” diyorum, çünkü artık oralar Mehmetçik’in kanıyla sulanmış birer “Bayrak Tepe” oldu.
KENDİ ÖLÜLERİNE BILE SAYGI DUYMADILAR
Bulunan PKK’lı teröristlerin birçoğunun el bombalarıyla tuzaklandığı görüldü. Bu yolla bize zayiat verdirmek istiyorlardı. Ölenin üzerinden şeytan bile elini çekerdi ya, teröristti işte. İlkesi, ölçüsü, değeri yoktu ki. Kan bürümüş gözleriyle kendilerinden olana bile bunu yapıyorlardı. Başyılan Karayılanlar hiçbir fırsatı kaçırmıyordu.