Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Her yurttaşın inancını özgürce yaşadığı bir düzen kurmalıyız

        Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesinin laiklik olduğunu belirten CHP Lideri, partilerine yönelik eleştirileri de yanıtladı: “İnançları siyasete malzeme etmek, siyaset için kullanmak çok doğru değil. Kurumların dini olmaz. Merkez Bankası’nın dini var mı? Haksız eleştiri ve ithamlara inanmayın”

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Ataşehir Belediyesi’nin himayesinde İstanbul’un Anadolu yakasında görev yapan din adamları, cami yaptırma ve yaşatma derneği temsilcileri ve müftülük çalışanlarıyla sabah kahvaltısında buluştu.

        Edinilen bilgiye göre, basına kapalı gerçekleştirilen ve yaklaşık 300 kişinin katıldığı kahvaltıda, din adamları ile cami yaptırma dernek ve vakıflarının temsilcileri yaşadıkları sorunları anlattı. Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu’nun; adalet, laiklik, aklın üstünlüğü ve bilim konularına vurgu yaptığı öğrenildi. CHP Lideri’nin özetle şu ifadeleri kullandığı bildirildi:

        BİZDEN DİNLEYİN: Beni tanımıyorsunuz. Beni ekranlarda kimi zaman bağırırken, kızarken, kimi zaman da kısık sesle konuşurken izliyorsunuz. Birbirimizi tanımamız lazım. Bizi bizden dinleyin, başkasından dinlemeyin. Bu toplantıyı da bunun için yaptık. Bizim yanlış- larımız, hatalarımız da olabilir. Bizi eleştirmekten çekinmeyin. Eleştirilmekten çekinmeyiz.

        KURUMLARIN DİNİ OLMAZ: İnançları siyasete malzeme etmek, siyaset için kullanmak çok doğru değil. Bizi bazı çevreler “dinsiz parti” olarak göstermeye çalışıyorlar. Bu haksız ithamlara inanmayın. Kurumların dini olmaz. Merkez Bankası’nın dini var mı? Maliye Bakanlığı’nın dini var mı? Bu tür haksız eleştiri ve ithamlara inanmayın. O nedenle söylüyoruz; inanç üzerinden siyaset olmaz, kimlik üzerinden siyaset olmaz, yaşam tarzı üzerinden siyaset olmaz.

        NEDEN GERİ DÜŞTÜK?: 700 yıl önce robotik alanı kuran El-Cezeri’yi, matematikte Sabit Bin Kurra’yı ve Harizmi’yi, astronomide Ali Kuşçu’yu, coğrafyada İbn-i Batuta’yı, felsefede Farabi’yi ve İbn-i Rüşd’ü, tıp alanında İbn-i Sina’yı yetiştiren İslam dünyası, neden bugün bu derece gerilere düştü? Bilime, tekniğe bu kadar önem veren ve dünya çapında önemli bilginler yetiştiren İslam dünyası bugün neden bu kadar geriye düştü? Mademki “Âlimin ölümü âlemlerin ölümüdür” diyor Sevgili Peygamber’imiz. Âlimlere, hocalara, yani akademisyenlere, yani bilim insanlarına neden değer vermiyoruz? Neden onları düşünceleri dolayısıyla hapislere atıyoruz?

        HESAP VEREN DEVLET: Demokrasisi gelişmiş ülke, siyasetçinin halkına hesap verdiği ülke demektir. Toplanan vergilerin her kuruşunun hesabını veren, kul hakkı yemeyen bir anlayışı siyaset kabul etmiş devlet demektir. Soluduğunuz hava dışında her şeyin vergisini veriyorsunuz. Bu paralar nereye gidiyor? Bunun hesabının verilmesi gerekiyor.

        LAİKLİK GÜVENCEDİR: Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi laikliktir. Laiklik, sadece devletin dine saygılı, dini koruyan, dinlere eşit mesafede olan durumunu tanımlamaz. Laiklik, herkesin birlikte yaşamasını güvence altına aldığı kadar, günümüz İslam dünyasında kimin daha İslami olduğu tartışmasının militarist bir zemine taşınmasının da engelleyicisidir. Devletin inanç dayatması yapmadığı, her yurttaşın inancını özgürce yerine getirdiği bir düzeni kurmamız gerekiyor. Laikliğin özünde yatan budur. Siyasilerin insanların inançlarını kullanarak oy devşirmelerinin önüne geçmemiz gerekiyor. Ve Allah ile kulun arasına kimsenin girmemesi gerektiğini hepimizin daha yüksek sesle dile getirmemiz gerekiyor.

        Düzgün KARADAŞ / GAZETE HABERTÜRK

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ