Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Sana kırmızı çok yakışıyor

        Oray EĞİN/ GAZETE HABERTÜRK

        Perşembe günleri Los Angeles’taki Fairfax Caddesi’nde upuzun bir kuyruk göreceksin, şaşırma. Supreme mağazasına yeni ürünler gelmiş ve bir gece önceden kaldırımda kamp yapan gençler için önemli olan tek şey herkesten önce bu kıyafetlere sahip olmak.

        Supreme’in birkaç dükkân yukarısındaki Open Space Cafe’de konuşlanan gençler, önlerinde defter, bir ellerinde kalem diğerinde telefonla hangi ürünün eBay’de daha yüksek fiyata satılacağını araştırıp liste yapıyor. Kuyrukta onları temsilen biri bekliyor zaten; o satın alıcı, bunlar araştırma ekibi.

        Yıllar önce Yahudilerin ağırlıkla yaşadığı Fairfax Mahallesi 90’lardan beri şehrin kaykaycılarının istilası altında. Supreme, sokak kültürünün ve kaykaycıların adeta Mekke’si. Stüssy’nin kurucusu Shawn Stussy’nin mağazasında tezgâhtar olan James Jebbia 1994’te kendi kanatları altında uçmaya karar verdi ve New York’taki ilk Supreme mağazasını açtı.

        Los Angeles’taki Supreme mağazasının içinde kaykay pisti de var; fotoğraf çekmek yasak. Zamanla aynı mahallede takılan diğer kaykaycı gençler de aynı cadde üstünde kendi kıyafet markalarını yarattılar. Diamonds, The Hundreds, Pink Dolphin gibi niceleri Fairfax’in incileri.

        Cadde üzerindeki Legends berber dükkânı, değişimin birinci elden tanığı: “Hepsi hâlâ arkadaş, rakip gibi görünseler de aynı yerden çıktılar” diye anlatıyor bana makas kutusunda dört-beş tane Supreme çıkartması bulunan berberim Iman.

        CADDENİN BERBERİ

        Fairfax üzerindeki Legends isimli berber dükkanı caddenin değişimine birinci elden tanık. Steph Curry başta olmak üzere pek çok ünlünün de saçını kesen bu berber dükkanına her Los Angeles’a gittiğimde mutlaka uğrayıp Iman’a saçlarımı kestiriyorum. Iman’a her saçımı kestirdiğimde illaki bir-iki kişi durdurup nerede tıraş olduğumu soruyor.

        Supreme’in dava konusu olan LV kaykay tahtaları.

        LOUIS VUITTON NEYSE SUPREME O

        Supreme belki de dünyanın en kutuplaştırıcı markası. İçine girmeyenler için pek anlam ifade etmiyor, tasarımları özel olarak bir şey çağrıştırmıyor. Ama Futura font’uyla yazılı kırmızı kutu logosunun bulunduğu ürünler hem kapış kapış gidiyor hem de fahiş fiyata internette ikinci el satılıyor. Ünü kaykaycıları çoktan aştı, ünlülerin gardırobunun vazgeçilmez parçaları oldu.

        Geçen hafta Paris Moda Haftası’nda Louis Vuitton’ın Supreme’le özel olarak hazırladığı koleksiyon podyumda görücüye çıktı... Ve internet “yandı”. Sokak “lingo”sunda çok havalı ürünlere “heat” deniyor, genellikle de instagramda falan ateş emojisiyle anlatılıyor. Perşembe günü Supreme kırmızısının LV ürünlerini kapladığı bavullar, çantalar, sandıklar ve kıyafetler (spor ayakkabı da var) tek konuşulan konuydu. Louis Vuitton’ın erkek bölümünün tasarımcısı Kim Jones’un kökenleri sokak kültürüne dayanıyor aslında. Supreme de 2000 yılında LV logosunu kaykay tahtalarına uygulamış ancak markanın avukatları tarafından dava edilince ürünleri apar topar geri çekmişti. Bütün bu sokak markalarının evveliyatı Stüssy, iki S harfini Chanel gibi iç içe getirerek ya da Stüssy No. 4 gibi grafikler basarak geleceği çok önceden öngörmüştü. Bir anlamda iki markanın evliliği kaçınılmazdı, ama 2017 yılında gerçekleşmesi modanın gittiği yön hakkında da ipuçları içeriyor.

        Rick Owens müridi veKırmızı kutu logocu.

        YENİ POPÜLER KÜLTÜR

        Öncelikle dünyada ultra lüksün en bilinen markası olan LV ile sokak kültüründen çıkma Supreme kendi dünyalarının devi. Daha da önemlisi sokak kültürü artık bir alt kültür değil, günümüzün popüler kültürü. Marjinal bir sanatçının MoMA’da sergi açması gibi bir zamanların kaykaycı markası da artık ana akıma terfi etti. Moda giderek alt kültür ile ultra lüksün işbirliğiyle kendinden söz ettiriyor ve hiç akla hayale gelmeyecek ürünler bu sayede fahiş fiyata alıcı buluyor: Gucci’nin üç-dört bin dolarlık yılan işlemeli kazakları.

        Perşembe günü Paris’te Supreme LV logolu tişörtü giyenler arasında Carine Roitfeld de vardı. Vogue Paris’in editörlüğünden ayrıldıktan sonra moda dünyasındaki gücü ve etkisi katlanarak da artan Roitfeld bu birlikteliğe onay verdi. Şimdiden söyleyeyim, bu koleksiyon yıllarca konuşulacak ve değeri katlanarak artacak. Bir sanat eserine yatırım yapmak gibi. Para biriktirin, ileride satarsanız servet yaparsınız.

        Hood By Air’in tasarımcısı Shayne Oliver.

        BEN BİR GÖZOĞLANI MIYIM?

        Rick Owens’ın yaşayan en büyük yaratıcı beyinlerden biri olduğunu düşünüyorum. Yüksek modanın antitezi gibi duran ama aslında kendisi de lüks bir marka olan Alexander Wang’e bayılıyorum. Riccardo Tisci’nin Givenchy tasarımlarından her sezon birkaç parça almak zorunda hissediyorum kendimi. Üzerimde HBA yazan sweat shirt’lerle dolanıp duruyorum ve Yeezy ayakkabı peşinde koşuyorum (her ne kadar almayı beceremesem de). Ayağım kırıldığından beri spora ara verdim ve kilo aldım, yeniden zayıflamamın en büyük motivasyonu Alessandro Michele’in Gucci’sine sığabilmek... Hip-hop yıldızlarından veya Brooklyn’deki A trenindeki gençlerden öğreniyorum neyin moda olup olmadığını... Gardırobumdaki renkleri siyah, gri ve koyu yeşile (kamuflaj dahil) indirdim...

        “Bayan Dalloway sessizliği örtmek için daima partiler verir” misali ben de hayatımdaki boşluğu doldurmak için modaya sığınıyorum sanırım. Hiçbir “fuccboi” böyle anılmak istemez, ama belki de Hood By Air tasarımcısı Shayne Oliver’ın yaptığı gibi kavramı sahiplenmek, olumsuz anlamını olumluya dönüştürmek... Bazen sokağa çıktığımda kendimle dalga geçiyorum, “Tam bir gözoğlanına döndüm” diye.

        PARAYI NERDEN BULUYORLAR?

        Dünyada pek çok zengin var artık; eski Rus cumhuriyetlerinden, Birleşik Arap Emirlikleri’nden falan çıkan pek çok kişi internet sayesinde global fuccboi tarzına adapte oluyor. Fiziken mağazalarda olmasalar bile binlerce dolara ikinci elden almak falan koymuyor.

        ABD’de okumak masraflı bir iş olduğundan okumaya gelen uluslararası öğrenciler zaten belli bir gelir düzeyinin üstünde. Özellikle Asyalı öğrencilere Fendi’nin aşırı “şirin” çanta ve ayakkabılarıyla pasaport kuyruğunda ya da kampusta rastlamak mümkün.

        Kıyafetleri ödünç alıyorlar ve Instagram’da poz verdikten sonra mağazaya iade ediyorlar. Bazı mağazalar bunu önlemek için iade kabul etmiyor ya da giysinin en görünen yerine “Çıkartırsanız iade edemezsiniz” yazılı bir etiket yapıştırıyor.

        Para biriktiyorlar... Fuccboi’lar kariyer yapmayan işlerde çalışıp aileleriyle yaşayarak kazandıklarını tek bir parça giysiye yatırıyorlar. Paris Moda Haftası partilerinde aynı simaları görmeye başladıkça üzerlerinde hep o tek parçayı fark ediyorsunuz: Bir adet Rick Owens X Adidas veya Raf Simons X Adidas ayakkabı, bir Bape kapüşonlu, bir Yeezy parça...

        İndirimleri çok iyi takip ediyorlar, neyin hangi sitede ne kadar ucuza alınabileceğinin adeta doktorasını yapmışlar. Yüzde 75 indirim olunca hemen satın al düğmesine basıyorlar.

        EN BÜYÜK MÜŞTERI KİTLESI GÖZOĞLANLARI

        Moda dünyasında “fuccboi” diye bir kavram epeydir oturdu. Hatta Hood By Air bir koleksiyonuna doğrudan bu ismi verdi. Yazılışı farklı olsa da “f” ile başlayan o sözcükten türüyor tabii ki. Ama cinsel bir çağrışımı yok. Türkçe’ye nasıl uyarlayacağımı düşünürken Twitter’da bir takipçim yardımıma koştu. Zamanında Leman’da falan kibarca kullanılan “gözoğlanı” versiyonunu uyarlayıp gazetede yazılır hale getirmek benim fikrim.

        Moda dünyasının en büyük alıcıları şu anda fuccboi’lar. Özellikle kendilerine özgü bir moda zevkleri yok, ama bir başkasının üzerinde gördüklerini (özellikle bir rap’çinin) hemen kendilerine uyarlıyorlar. Bu gençler üzerlerindeki kıyafetlerin pahalı olmasını, pahalı olduğunu belli etmesini özellikle istiyorlar.

        Aslında lüks markalar logolarını gizler veya küçültürdü. 80’li yıllarda Dapper Dan adlı bir tasarımcı, Gucci ve Chanel logolarını büyütüp kendi ceketlerini hatta koltuk kaplamalarını yapıp New York sokak modasına damga vurmuştu. Mike Tyson’ın da butiğinden çıkmadığı Dapper Dan bir süre sonra bu dev firmalar tarafından dava edildi ve hapse girdi.

        Bugün Balmain ya da Givenchy dev logolarını göstermekten çekinmiyor. Fuccboi’lar da nereden parayı buluyorsa yatırıyor.

        Tabii fuccboi’lar da kendi içinde ayrılıyor: Kanye West gibi giyinenler, Supreme kataloğundan fırlayanlar, Bape kamuflaj sevdalıları, Japon animelerinden esinlenenler, Rick Owens tarikatına teslim olanlar...

        Paris Moda Haftası’nın en çok konuşulan konusu, Supreme ve Louis Vuitton’un ortak koleksiyonuydu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ