Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Kemal Kılıçdaroğlu: En az 2 bin 20 kanun değişecek

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da yapılacak referandumda "evet" çıkması durumunda,en az 2 bin 20 kanun değişeceğini söyledi.

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor. Eğer anayasayı toplumsal uzlaşma belgesi olmaktan çıkarıp bir bölünme anayasası, toplumu ayrıştırma anayasası haline dönüştürürseniz felaket o zaman başlar." dedi.

        Kılıçdaroğlu, Hilton Garden Inn Otel'de iş adamlarıyla bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada Türkiye'de teröre karşı ortak mücadele konusunda bir konsensüs oluştuğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Hep birlikte teröre karşıyız." dedi. Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

        "Adalet ve Kalkınma Partisinin Yüksekova ilçesi Esendere beldesinin Başkanı Tayfun Ayhan ve ağabeyi, dün saldırıya uğradı terör örgütleri tarafından ve Murat Ayhan hayatını kaybetti. Bir siyasal partiye böyle bir saldırının yapılmasını, hatta bir vatandaşımıza, hep birlikte kınamalıyız. Ben hayatını kaybeden Murat Ayhan'a Allah'tan rahmet diliyorum. Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Genel Başkanı'na ve bütün camiasına da baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Farklı düşünebiliriz, farklı görüşlerimiz olabilir ama terör konusunda bir ortak paydamızın olması lazım. Terör kimden, nereden gelirse gelsin hep birlikte kınamalıyız. Hep birlikte üstüne gitmeliyiz. Zaman zaman bizi de suçlarlar ama hepiniz çok iyi bilirsiniz ki Şavşat'tan Ardanuç'a giderken terör örgütünün saldırısına uğrayan kişi benim. Ağır silahlarla saldırıya uğradık. Bu, bizi yıldırmadı. Dik durduk, onurlu durduk, teröre karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Terör kimden, nasıl gelirse gelsin, amacı ne olursa hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Bu, bizim insani görevimizdir."

        "BU MEMLEKET MESELESİ"

        Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin ne getirip ne götürdüğünü bir partinin genel başkanı olarak değil, sade bir vatandaş olarak anlatmak istediğini dile getirdi.

        Vatandaşların önce kendisine "Türkiye Cumhuriyeti'nde taraflı bir cumhurbaşkanı mı istiyoruz, tarafsız mı?" sorusunu sorması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, tarafsız bir cumhurbaşkanının, devletin sigortası olduğunu söyledi.

        Cumhurbaşkanının aynı zamanda bir partinin genel başkanı olması durumunda, tarafsız olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

        "Şöyle düşünün, salı konuşmaları olacak. Sayın Bahçeli konuşacak, ben konuşacağım, HDP konuşacak, Adalet ve Kalkınma Partisi adına da cumhurbaşkanı konuşacak. Ne diyecek bize? Her salı gelecek, bizleri kötüleyecek, eleştirecek. Bu kabul edilebilir bir tablo mudur? Bir de sayın başkan anayasaya göre tarafsızlık yemini edecek, olmaz. Bu doğruysa 'evet' oyu verelim, 'Hayır, bu yanlıştır, cumhurbaşkanı tarafsız olması lazım' deniyorsa 'hayır' oyu vereceğiz, bu kadar basit. 'Bir partinin genel başkanı, aynı zamanda başkan, Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12'sini tayin etsin mi, etmesin mi?' Bir partinin genel başkanının hakim tayin etmesini olağan karşılıyorsak 'evet' diyeceğiz. 'Olmaz böyle saçma şey, bir partinin genel başkanı hakim tayin eder mi, bu olursa o adalete güven olur mu?' diyorsak, 'hayır' oyu kullanacaksınız. Bu kadar basit."

        Vatandaşın oyu ne olursa olsun buna saygı duyduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bütün mesele nedir, bütün açıklığıyla doğruların vatandaşa anlatılması lazım. Bu toplantıyı yapmamızın nedeni de o. Hiçbir tarafta siz CHP bayrağı görüyor musunuz? Niye yok, çünkü bir partinin sorunu değil, bu memleket meselesi. Beni ne kadar ilgilendiriyorsa, herkesi ilgilendirir." diye konuştu.

        Salondaki bir iş adamının "Kuvvetler ayrılığı derseniz, vatandaş bundan çok fazla bir şey anlamaz. Bunu başka şekilde anlatın" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, CHP'nin "camiye, kışlaya, adliyeye ve okula siyaset girmesin" dediğini anımsattı.

        "GERİLİMDEN BIKTIK"

        CHP'nin "hayır" diyen kesimleri de "evet" diyen kesimleri de kucakladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına siz kavgadan, gerilimden bıkmadınız mı? Kavga, gerilim yeter artık, biz de bıktık. Biz de istemiyoruz ama bizi zorla o alana çekmek istiyorlar. Hatta bir bakan televizyonda diyor ki, 'hakaret ediyoruz yine seslerini çıkarmıyorlar', yani illa kavga etsinler. Kavgadan bıktı bu millet. Sanayici üretmeli, esnaf çalışmalı, kar etmeli, alın terinin karşılığını almalı, işsizlik önlenmeli, dolar almış başını gidiyor, bunlar çözülmeli. Bunları çözdüler de engel olan mı oldu?" şeklinde konuştu.

        Hükümetin referandumdan "evet" oyu çıkması halinde terörün biteceğini söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, "15 yıldır iktidardalar, terörü bitirdiler de kim engel oldu?" değerlendirmesini yaptı.

        Anayasaların toplumsal uzlaşma belgesi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "İlk kez bir anayasa değişikliği toplumu karpuz gibi ikiye bölüyor. Eğer anayasayı toplumsal uzlaşma belgesi olmaktan çıkarıp bir bölünme anayasası, toplumu ayrıştırma anayasası haline dönüştürürseniz felaket o zaman başlar. Çünkü toplumun yarısı diyecek ki (bu anayasa benim anayasam değil.)" dedi.

        Bu anayasa değişikliği kabul edilirse en az 2 bin 20 kanunun değişeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, insanların kanunları takip etmekten işlerini yapmaya zaman bulamayacağını söyledi.

        "YEĞENİNİ BAŞKAN YARDIMCISI ATAYABİLİR"

        Yeni sistemle cumhurbaşkanının istediği kişiyi, istediği yere atayabileceğine ve liyakatın tamamen ortadan kalkacağına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Dayısının oğlunu, yeğenini başkan yardımcısı atayabilir. Eğitimi de önemli değil. Bütün şartları o belirliyor. Siz buna 'evet' diyorsanız, 'evet' oyu, 'hayır böyle saçma şey olmaz' diyorsanız 'hayır' oyu kullanacaksınız. Bu kadar basit." diye konuştu.

        Torba kanunları eleştiren Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesine götürmediklerini hatırlattı.

        Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin kaderini belirleyecek makam mahkeme değil, milletin kendisidir. Milletin kendisine götüreceğiz, millet kendi kaderini, kendisi belirleyecek." dedi.

        Hukuk fakültesindeki bir öğrencinin "Anayasanın 4. maddesi kalkabilir mi?" diye sorduğunu aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

        "Hayır kalkmaz. Dördüncü madde kalkarsa ilk üç maddenin anlamı kalmamış olur. Ama ilk üç madde bu değişiklikle zaten büyük ölçüde değişmiş oluyor. Demokrasi askıya alınmış olacak, büyük ölçüde. Eğer bir kişi hakim savcı tayin edecek, hem başkan olacak hem devleti yönetecek hem de Meclisin yerine geçecekse o zaman ilk 3 maddenin, yani demokrasinin bir anlamı kalmamış olur. Demokrasi askıya alınmış olur. Bu tablo üzerinde hepimizin düşünmesi lazım."

        "ANORMAL BİR ZEMİN HAZIRLANIYOR"

        Suriye politikasıyla ilgili bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, Türkiye'de iki yıldır fiili başkanlık sisteminin uygulandığını söyledi.

        "Bu iki yılda ne oldu? İstikrar sağlandı mı, ekonomi düzeldi mi?" diye soran Kılıçdaroğlu, dış politikayla ilgili başbakanın, dışişleri bakanının konuşması gerekirken, cumhurbaşkanının konuştuğunu belirtti.

        Türkiye'de, cumhurbaşkanının "az ve yerinde, zamanında" konuşması gibi bir gelenek olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Herkes ne söyleyeceğini beklerdi. Siz günün 24 saati konuşursanız olmaz. Bu ağırlığı kaybedersiniz. Şimdi bir iç çatışmanın zemini bu anayasaya ile hazırlanıyor. Anormal bir zemin hazırlanıyor. Sorunumuz da bu." dedi.

        TBMM'nin Kurtuluş Savaşı'nı yönettiğini ve bu nedenle Gazi Meclis olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Erzurum'da, Sivas'ta toplanan kongrelerde kararı bir kişinin vermediğini hatırlattı.

        Böyle bir süreçten gelen Türkiye'de, şimdi bütün yetkilerin bir kişiye verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu kişinin ikna edilmesi durumunda devletin en geç 24 saat içinde ele geçirilebileceğini savundu.

        Resmi Gazete'de yayımlanacak bir kararname ile devletin bütün müsteşarlarının, bütün genel müdürlerinin, bütün valilerinin, komutanların ele geçirilebileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, böylece 30-40 yıl "devleti ele geçireyim" diye beklemeye ihtiyaç kalmayacağını söyledi.

        Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin can ve mal güvenliği olmadığını, bir kararname ile bütün mal varlıklarına el konulabileceğini ileri sürerek, "Bu OHAL'de oluyor, şimdi bu sürekli hale getiriliyor." dedi.

        "SANDIĞA GİDİN" ÇAĞRISI

        Tercihi ne olursa olsun her vatandaşın, sandığa gitmesi gerektiğini bildiren Kılıçdaroğlu, sandığa gitmemenin vebalinin büyük olacağına vurgu yaptı.

        Kemal Kılıçdaroğlu, "Ya çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakacağız ya da demokrasisi olmayan bir ülke bırakacağız. Ya hep birlikte hiç ayrım yapmadan barış içinde yaşayacağız ya da bu toplum ikiye, üçe bölünecek. Benim sorumluluğum var ama benim kadar sizin de var. Sandığa gideceksiniz. Bu işin sağı, solu yok, ortası da yok. Bu iş demokrasiden yana mısın, otoriter tek adamdan yana mısın? Olay budur." açıklamasında bulundu.

        Değişikliği bir siyasi parti meselesi haline getirmeden gerçekleri anlatmaya çalıştıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, kavgadan hep uzak durduklarını söyledi.

        Türkiye'de huzur içinde, barış içinde yaşamak istediklerini ve bunu gerçekleştirmek için hiçbir siyasi çıkar gözetmeksizin çalıştıklarını bildiren Kılıçdaroğlu, "Bu değişiklik toplumu bölüyor. Çok daha ciddi sorunlar yaratıyor. Bunların bilinmesi lazım." dedi.

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gelişmiş ülkeler arasında başkanlık sisteminin sadece ABD'de olduğuna değinerek, oradaki sistemde ise katı bir kuvvetler ayrılığı bulunduğunu, başkanın büyükelçi bile tayin edemediğini söyledi.

        Değişiklikle milletvekili sayısının 600'e çıkarıldığını ve bunun anlamsız olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "550 milletvekili bizim neyimize yetmiyor? Emin olun 550 de fazla bana sorarsanız. Normali 450. Gençlerin oyunu almak için bir de tuzak kurmuşlar. 18 yaş tuzağı. Bana şu salonda 18 yaşında çocuğu milletvekili olacak vatandaş var mı söylesin. Kimin çocuğu olacak? Kendi çocuklarına ikbal hazırlıyorlar. Üstelik ömür boyu askerlikten de muaf olacaklar." diye konuştu.

        "Hayır" oyu çıkması durumunda Türkiye'de hiçbir şeyin değişmeyeceğini anlatan Kılıçdaroğlu, parlamenter sistemin eksikliklerinin giderilmesi için de 5 ayrı kanun teklifi verdiklerini hatırlattı.

        Kılıçdaroğlu, parti liderlerine yönelik daha önce yaptığı, televizyonda tartışma çağrısını yineledi.

        İSRAİL'E TEPKİ

        Kılıçdaroğlu, İsrail parlamentosunun ezanın okunmasını kısıtlayan yasa tasarısını ilk oylamada kabul etmesine de tepki gösterdi.

        Hazreti Peygamber'in, bazı kaynaklara göre hicretin birinci, kimi kaynaklara göre de hicretin ikinci yılında Bilal-i Habeşi'ye ezanı nasıl okuyacağını öğrettiğini ve ezanı okuttuğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

        "Dolayısıyla ezan, İslam dünyası için çok önemlidir ve bütün dünyada günün 24 saati ezan okunur. Çünkü burada akşamken bir başka ülkede sabahtır. O nedenle Mehmet Akif, bugünün diline çevirdim, şöyle diyor; 'Güneşin doğuş vaktindeki farklılıklar nedeniyle dünya üzerinde ezansız zaman yoktur.' Bizim açımızdan, İslam dünyası açısından bu kadar önemli ama İsrail parlamentosu bir karar aldı, belli saatlerde ezanın okunmasını yasakladı. Biz bekliyoruz, buna daha ciddi bir tepki gösterilmesi lazım. Ezan yasaklanamaz."

        Kemal Kılıçdaroğlu, tasarının ilk oylamada kabul edildiğini, ancak yasalaşması için ayrıca oylamaya sunulacağını belirterek, şunları kaydetti:

        "Tekrar görüşülecek. Buradan İsrail'in bütün siyasetçilerine sesleniyorum, biz Türkiye olarak bütün inançlara saygılıyız. Bizim ülkemizde kilise de var, havra da var, cami de var, cemevi de var. Biz kendi ülkemizde bütün inançlara saygı gösteriyoruz ve bütün inanç sahibi vatandaşlarımız, özgürce ibadetlerini yerine getiriyorlar. Eğer İsrail'de ezanı belli saatlerde okumayı yasaklarsanız, sizin inançlara saygı gösterdiğiniz konusunda ciddi endişeler Türk toplumunda oluşur, bu tür bir endişeye yol açmamak lazım ve onları sağduyuya davet ediyoruz."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ