Erdoğan'dan Hollanda'ya: Muz cumhuriyeti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli'de düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

"Bunları tek tek kalem kalem saymayacağım. Sizlerle asıl konuşacağım mesele 16 Nisan. Bu bir turnasol kağıdır. Bunlar kadın haklarından anlamazlar bilmezlert. İnşak-llah kızlarımız da erkeklerle beraber 18-25 yaşi arası parlamento sıralarında yerlerini alacaklar."

"SENİN HER YERİN AB ÜYESİ OLSA NE YAZAR"

"Dün Hollanda'da yaşanan kepazeliği izlediniz değil mi? Bir yandan Dışişleri Bakanı'mızın uçuş iznini şiptal ediyorlar. Diğer taraftan Sosyal politikilar bakanımız önünü kesiyorlar. Kardeşlerim uluslararası hukukta büyükelçilikler kendi topraklarıdır o ülkelerin. Kapıyı açmıyorlar düşüne biliyor musunuz? Yav senin her yerin AB üyesi olsa ne yazar? Sen önce uluslarası hukuku öğren. Türkiye 'ye demokrasi dersi vermeye çalışanlşar önce bunu öğrensin. Çarşamba günü orada seçim var. Hollanda'da olan vatandaşlarıma sesleniyorum. Kullanacağızın oyları biliyorsunuz değil mi?"

"Hollanda polisi vatandaşlarımızın üzerine atlarıyla itleriyle saldırarak darp etmiştir. Bu gün çıkmış Hollanda Başbakanı açıklama yapıyor. Türkiye ile ilişkilerimiz düzelteceğiz diye. Neyi düzeltiyorsun ya? Daha sen bedel ödemedin. Bizim vatandaşlarımızın üzerine at it sürersen bunun hesabını vereceksin. Bize bu millet Allah yeter. Akşam Başbakanım arıyor kendisi görüşüyor ve verdiği cevap çarşamba günü seçim var burası sıkıntılı bakan burayı terketsin. Verdiği cevaba bak. Gün ola harman ola. Şu an sabırlıyız ama bu işin hesabını soracağız. Bu iş burada kalmaz. Avrupa'dan ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Niye? Bunlar birbirini ısırmaz. Terbiyesizliklerini tüm dünya gördü. Mızrak çuvala sığmaz yapılan işin adı skandaldır. Hollanda AB üyesi gibi değil muz cumhuriyerti gibi davranıyor. Hollanda bunun bedelini mutlaka ödeyecek. Sabah 4 buçuğa kadar sürekli aradım. Devamlı arayacaksın dedim Fatma Betül kardeşime. Var mı eğilmek yahu. Biz Allah'ın huzurunda eğiliriz başka eğilmek yok. Çünkü bu ülke kendini ancak faşist ülkelerde görülecek bir duruma düşürdü. Mesele 16 Nisan halk oylamasının ötesinde. Irkçı söylemlerin yükselmesi AB'nin geleceğini tehdit ediyor."

"Tarihimizde 12 Mart'ı iki farklı olayla hatırlıyoruz. Birincisi İstiklak Marşı'mızın kabul edildiği gündür. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal'i ve Mehmet Akif'i saygıyla anıyoruz. 15 Temmuz'da F16'lar bomba yağdırıyordu. Ama bizim gençlerimiz kaçmadı. O FETÖ alçakları kadın, genç, yaşlı demöeden ateş ederken yıldı mı? Hayır. Niye? Ne yaptı? Göğsünü siper etti bombalara. Neden? Çünkü onlar şehadet dediler. Şehitler Tepesi boş değil dediler. 15 Temmuz mabetlerimize namahrem eli değmesin diye ezanlar yurdumuzun üzerinde dinmesin diye 249 kardeşimiz şehadete yürüdü. Bu kahramanlık karşısında bizlere düşen daha çok çalışmaktır. Durmak yok uyola devam. Akif ömrünün son günlerinde kendisini ziyarete gelen dostuna Allah bir daha bu millete istiklal marşı yazdırmasın dedi. Kardeşim 15 Temmuz'da milletimiz yeni bir marş yazmadı ama herkese şunu gösterdi. Türk milleti gerektiğinde İstiklal Marşı ruhunu diriltme konusunda üzerine düşeni yapar. Bunu 15 Temmuz gecesi yedi düvele gösterdik."

"ER YA DA GEÇ KEMAL GİDİCİDİR"

"12 Mart 1971'de ülkemiz tarihinin utanç günlerinden biridir. Demokrasimiz üzerinde kara bir leke olan 12 Mart muhtırası milletimiz üzerinde tıpkı diğer darbeler gibidir. Kendilerini halkın üzerinde görenler 12 Mart'ta bir daha sanheye çıktı. Türkiye artık böyle yönetim utançlarına mahkum olsanın diye yönetim sistemini değiştiriyoruz. Komşularınıza anlatın bu 18 madde nedir. Bunu o zat (Kılıçdaroğlu) bilmiyor ama siz bileceksiniz. Kardeşlerim şuanda kim hayır diyor? Kandil, İmralı. O hayır diyenlerle beraber kimler hareket ediyor? Söylememe gerek var mı? Söyle ban arkadaşını söyliyeyim sana kim olduğunu. Şimdi çıkmış anamuhalefetin başındaki zat milleti kandırmak için her türlü yalanı söylüyor. Artık dürüst ol be. Varsa tek adam bu sensin. Yedi seçim kaybettin hala partinin başındasın. Ama er ve ya geç Kemal gidicidir. Zira mensubu olduğu parti bu yükü daha fazla taşıyamaz. Bunun güçlü muhalefet diye bir şeyi ki güçlü demokrasi güçlü muhalefetten gelir. 2014'y-te milletime dedim ki ben tarafsız olmayacağım taraf olcağım. Ama benim tarafım milletten yana olacak dedim ve her zamanda öyle oldu ve bu böyle devam edecek. Bu zat diyorki bir devlet bir kişiyi ikna ettiğinde 12 saatte Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirir. Ya bu çocuk oyuncağı mı? 81 vilayette meydanlara dökülen bu millet öyle bırakılır mı? Eğer lider bir taşın arkasına saklanırsa millet sağın arkasına saklanır. O yüzden saklanamazsın. Bizim karakterimizde bu var. Hadi Kemal efendi çıksın senin 24 saatliklerin, 12 saatliklerin. Neymiş efendim rejim değişiyormuş. Geç onu geç. Rejim 1923'te belirlendi. 16 Nisan'dan sonra meclis yok diyor. Kuyruklu yalan. Kardeşlerim mevcut sistemi savunanların bu sistemi işletmemek için neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Bunlar gensorunun mimarlarıdır. Genç dinamik bir parlamento getiriyoruz. Bunların derdi demokrasi değil. Bunlar sadece sorumluluk kendilerinde olmasın ama türm yetkiler ve şimkanlar kendilerine verilsin istiyor. Tutturmuşlar tek adam tek adam. Geç bunları. Hiç bir zaman biz tek adam olmadık. Milli gelir bereden nereye geldi. Ama bu sistemden gelmiyor. Hayırcı zihniyet var ya, birinci köprüye karşıydı. Marmaray'a da karşıydı. ama oralardan geçiyorlar.Yeni sistemle ülkemizin daha istikrarlı, milletimizin daha güvenli ve huzurlu olacağını çok açık söylüyoruz. Yoksa niye kendimizi yoralım."

"Gençler 16 Nisan sizin gününüz. Biz gençlerimize güveniyoruz. Kılıçdaroğlu bu meseleyi istismar ediyor. Biz çocuklarımızı vekil yapıp askerlikten kaçıracakmışız. İki yıl sonra da 10 bin lira maaş bağlayıp emekli edecekmişiz. Şunun ve ya bunun evlatları değil milletin evlatları milletvekili olacak. Emeklilik konusunda da herhangi bir vatandaşımız nasıl ve ne zaman emekli oluyorsa milletvekili de o şekilde emekli olacak. Bu yalanlar bu iftiralar milletizin vekiline olan güveni sarsmayı hedefliyıor. 16 Nisan'a kadar tüm bu konuları enine boyuna milletimizle tartışacağız. Sayın Bahçeli idam konusunu destekleyeceklerini söyledi. SAyın Başbakan Binali Bey'in de aynı kanaatte oldupuna eminim. Sayın Kılıçdaroğlu sen de düşünceni açıkla. İdam konusunda devletin af yetkisi yoktur. Çünkü o suçlar devlete karşı işlenmiş suçlar değildir. Önüme gelirse gereğini yaparım.Kocaeli bu gün bizi her zamanki gibi çoşkuyla bağrına bastı. Her birinize şükranlarımız sunuyorum. Kalın sağlıcakla."