Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan derecelendirme kuruluşlarına: Ters köşe oldular

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi'nde toplu açılış töreninde konuştu.

        İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları:

        Kardeşlerim, Ankara şu anda anayasa değişikliğine karşı hayır kampanyası yapan ama evet denmesi için ne gerekiyorsa onu söyleyen birisi var ya, işte o zatın partisinin tek parti olarak bu ülkeyi yönettiği dönemde, maalesef milleti hor gören bir anlayışın hakimiyetine girmiştir. Milletin karargahı olması gereken Ankara, bu faşist anlayışın istilasına uğramıştı.

        Kardeşlerim, bir vesileyle Ankara'ya gelen Aşık Veysel, kılığından kıyafetinden dolayı Ulus'a sokulmamıştır. Bugünkü hayır diyen zihniyet, Aşık Veysel'i de Ulus'a sokmayan zihniyettir. Hamdolsun, dün o caddelere sokulmayan insanlar bugün Ankara'da yaşıyor. İşte onlar evet diyenlerdir. Rahmetli Menderes'i sadece ve sadece milletin taleplerini yerine getirdiği için darağacına çıkardılar. Ona sessiz duranlar da hayır diyenlerdir. Türkiye ne zaman ileriye doğru atım atmışsa, hep aynı şey olmuştur. Bir takım eller devreye girmiş, ülkemiz hep geriye itilmiştir.

        DERECELENDİRME KURULUŞLARINA: BU MİLLET PENALTIYI İYİ ATAR

        Türkiye 1991'den bu yana istikrarlı bir yönetime sahip olsaydı, şu anda bulunduğumuzun yerin tam 2 kat ilerisinde olacaktık. Bugün kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar. Eğer istikrar olsaydı bu 22 bin dolar olacaktı. Önceki gün büyüme rakamları açıklandı. Türkiye, 2016'da 2,9 büyümüş. Bazıları bu rakamı küçümsemeye kalkabilir. Aynı dönemde AB'nin ortalama büyüme rakamı 1,5. OECD ülkelerinin büyüme ortalaması 1,7. Bize tabiki 2,9 yetersiz geliyor ancak dünyadaki anlı şanlı ekonomi kuruluşları var ya, şimdi onların değerlendirmelerinin 1 puan üzerinde olduğumuzu unutmayalım. Bu demektir, ters köşe oldular yine. Bu millet penaltıyı iyi atar. Şu meydanın bereketine bak. Hani bazen diyorsunuz ya, Avrupa Avrupa duy sesimizi, diyorsunuz ya. Gör Ankara'yı gör. Öyle kahve köşelerinde hayır kampanyaları yapmakla, benim milletimi aldatamayacaksınız.

        16 Nisan'da Avrupa'nın liderlerine gereken dersleri vermeye hazır mıyız? Hanımlar, beyler 14 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Hiç merak etmeyin, biz beşer planında kimsenin önünde eğilmedik. Biz sadece rabbimizin önünde rükuda eğiliriz, secdede eğiliriz. Ankara, 16 Nisan'da, demokrasi ve ekonomisiyle daha büyük Türkiye için evet diyor mu?

        "İLK ADIMI 2007'DE ATTIK"

        Dün Diyarbakır'daydı. Diyarbakır evet diyor. Diyarbakır çok çekti. Kardeşlerim, dikkat ederseniz iyi olan, güzel olan, ülkemizin faydasına olan gelişmelerin bir şartı vardır. Bu şart istikrardır, güvendir. Biz bunları tehdit eden onlarca hadise yaşamamıza rağmen bunları engelleyemedik. Özal'dan Demirel'e Türkeş'ten Yazıcıoğlu'na kadar tüm liderler başkanlık sisteminde uzlaşmıştır ancak bir adım atılamamıştır. Özellikle şahsım belediye başkanlığından itibaren bunu dillendirdim. Ama gereken mesafeyi kat edemedik. Çünkü karşımıza sürekli engeller çıkarıldı. İlk adımı 2007'de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini sağlayarak attırdık. Doğru olan bunu 2014 Cumhurbaşkanı seçimlerinden önce yapmaktı. Ancak 2013 baharından itibaren öyle saldırılarla karşılaştık kı, bu meseleyi yapamadık. Neydi bunlar, Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı polis darbe girişimi.

        Ana muhalefetin bugün, sistem değişmezse bir şey olmaz dediğine bakmayın, bu hususta da yalan söylüyor. 7 Haziran akşamı, sonuçlar bile açıklanmadan ne dediler, sivil darbe önlendi dediler. Cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyeti tartışmalı hale geldi dediler. İstikrarsızlık çığırtkanlığı yaptılar. Hemen ardından Diyarbakır'da 53 kardeşimiz öldürüldü. Öldürülenler de öldürenler de Kürt. Hani bu alçaklar Kürt kardeşlerimin temsilcisiydi. Bunlar Kürt kardeşlerimi hep silahlarla tehdit ettiler. Bunlar evlere girerek, evlere tüneller kazarak birbirlerine bağladılar. Ama şu anda o açtıkları çukurlara gömülüyorlar. Bedeli ne olursa olsun, bu terörü bitireceğiz. İnşallah 16 Nisan bunun müjdecisi olacaktır.

        1 Kasım'daki seçimle bunların heveslerini milletim kursaklarında bıraktı. 16 Nisan ise bu kriz tüccarlarına verilecek tarihi bir cevap olacaktır. Ankara, 16 Nisan'da bir daha darbecilere meydan vermemek için evet diyor mu? FETÖ çetesini bir daha bu ülkeye zarar veremeyecek hale getirmek için 16 Nisan'da evet diyor mu?

        Siyasi hesapları tutmayanlar, 15 Temmuz gecesi darbe girişimi başlattılar. Girişimin öncelikli hedefi Ankara'yı ele geçirmekti. Bunun için en çok kanı Ankara'da döktüler. İdam konusundaki kararım bellidir. Neden? Çünkü 16 Nisan'dan sonra bu konu parlamentoya gelir, Sayın Kılıçdaroğlu da olumlu baktığını söylüyor, inşallah terse dönmez. Sayın Bahçeli de olumlu diyor. Sayın Yıldırım'ın düşüncesini biliyorum. Parlamentodan geçip bana gelirse ben de onaylarım. 249 şehidimizin katillerini af yetkisini kendimizde bulmayız. Darbe girişimi sırasında Ankara'da, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni aynı şekilde Gölbaşı Özel Harekat Merkezi'ni ve hemen yanıbaşımızdaki Ankara Emniyet Müdürlüğü'nü bombaladılar. Kahraman Kazan'da Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığı önünde milletimize ateş açtılar. Fakat ben bu milletle gurur duyuyorum. Onlar tuzaklarını kurdular ama Allah'ın tuzağının üzerinde bir tuzak yoktur, bunu bilmiyorlardı. 249 şehit verdik, 2193 gazimiz vardı. Ama tokadı yediler. Bundan sonraki tokat daha da büyük olacak. Ankara, İstiklal Harbi'nden sonra ikinci defa gazilikle şereflendi. Ankara şehit oldu, gazi oldu ama asla teslim olmadı.

        "14 SENEDİR KONUŞTUK, HEP YALAN SÖYLEDİLER"

        15 Temmuz'da Türk milleti izzetine canı pahasına sahip çıkmıştır. Şu anda her taraftan üzerimize gelenlerin tek derdi, sizin zafere ulaşmanızdır. Ondan dolayı kuduruyorlar. Siz onların, tüm planlarını yerle yeksan ettiniz. İşte İsviçre, parlamentonsunun önünde büyük bir pankart. Benim resmim ve şakağıma dayanmış bir silah. Ne diyor? Erdoğan'ı öldürün. Be dangalaklar, Erdoğan sizin demenizle mi ölecek? Biz bu yola kefenimizle çıktık. Rabbimiz ne derse o olacak. Siz o sokaklarda, PKK'yı dolaştırarak, kendi polislerinizle onları korumaya alarak, Türkiye'nin şanından bir şey alabileceğinizi mi sanıyorsunuz. Türk milleti inşallah bu Batı'nın liderlerine en güzel dersi verecek. Gittiler Vatikan'da tüm AB liderleri kuzu kuzu oturup, Papa'yı dinlediler. AB'ye Türkiye'yi niye almıyorlar, anlıyor musunuz? Olay tamamiyle haçlı ittifakıdır. 16 Nisan aynı zamanda bunu değerlendirme günü olacaktır. Çünkü 14 senedir bunlarla konuştuk, hep yalan söylediler. Ve hala yalan söylemeye devam ediyorlar.

        "EVET DİYEN NE KADAR SAYGINSA, HAYIR DİYEN DE O KADAR SAYGINDIR"

        Bu Kılıçdaroğlu diyor ki, hayır diyenler terörist diyormuşuz. Kılıçdaroğlu yine yalan söylüyorsun. Evet diyen ne kadar saygınsa, hayır diyen de o kadar saygındır. Ancak kim hayır diyor? Kandil hayır diyor mu, bölücübaşı hayır diyor mu? Avrupa'daki bazı liderler hayır diyor mu? FETÖ hayır diyor mu? Türkiye'den baro başkanı gidip Avrupa'da hayır kampanyası yapıyor. Bütün bunlar hayır derken, biz milletimize iki şeyi hatırlatacağız. Bir, peygamber efendimiz söylüyor, kişi sevdiğiyle beraberdir. İki, bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.

        Ankara, 1950'den bu yana 48 hükümete şahitlik etti. Koalisyon hükümetleri kurulurken, ne dolaplar döndüğünü en iyi bu şehir bilir. O Güneş Moteller, o pazarlıklar. Biz diyoruz ki, Türkiye bu zilletten kurtulsun. Artık hükümetler doğrudan sandıkta kurulsun. Ankara, ne cumhurbaşkanı-başbakan kavgaları görmüş bir şehirdir.

        "CUMHURBAŞKANININ KANUN YAPMA HAKKI BİLE YOK"

        Şimdi ne diyorlar bir de, Cumhurbaşkanı meclisi feshedecek. Kim diyor, Kılıçdaroğlu. Böyle bir şey söz konusu değil. cumhurbaşkanının kanun yapma hakkı bile yok, sadece bütçe teklifi yapabiliyor. Onda da meclis kabul etmezse, bir önceki yılın bütçesiyle devam ediyor.Meclis, diyelim ki, seçimlerin yenilenmesi kararı aldı. Bu aynı anda hem meclisin, hem de cumhurbaşkanının seçimini getiririr. Bu tür bir kararı almak kolay değil. Böylece geçmişteki siyasi istikrarsızlıklar ortadan kalkıyor. Seçim günü 100 bin imza ile halkımız cumhurbaşkanı adayı gösterebiliyor. Böyle bir hak yoktu önceden. Gençlerimiz için, seçilme yaşını 18'e indiriyoruz. Gençler hazır mısınız? Ama bu hayırcılar ne diyor, çoluk çocuğa mı bırakacağız parlamentoyu. Sanki meclis tamamen 18 yaşındaki gençlerle dolacak. Kim hak ediyorsa, parlamentoya o girecek. Kaldı ki ben gençlerime güveniyorum, inanıyorum. Bu gençlik, 21 yaşında çağ kapatıp çağ açan Fatih'in neslidir, Kanuni'nin Ulubatlı'nın neslidir bu gençlik. Bu parlamento daha genç, dinamik olacak. Batıda var da biz de niye olmasın. Sayıyı 550'den 600 yapıyoruz rahatsız oluyor. Bak bakalım Batı ülkelerine. Sayılar ne kadar.

        "55 BİN MUHTARIMIZI AĞIRLAYACAĞIZ"

        Bu değişikliğe karşı çıkanların dediklerini teker teker sayıp canınızı sıkmak istemiyorum ama şundan emin olun. Söylediklerinin hepsi yalan, yalan, yalan. Ne diyor, lokantaları kapatacak diyor. Ne diyor, muhtarları kapatacak diyor. Bir kere anayasa cumhurbaşkanına bu yetkiyi vermiyor. Ne diyor, bir kararname ile muhtarlıkları kapatacak. Ya muhtarlıklar kararnameyle kurulmuyor ki, kararnameyle kapatılsın. Ancak kanunla kapatılabilir, böyle bir yetki cumhurbaşkanında yok. Ben BM'de konuşma yapıyorum, diyor ki sanki muhtarlara konuşuyor. Sonra Sincan'da bir muhtar kardeşim buna diyor ki, bizi aşağıladınız. Haddime mi, diyor. Yav söyledin işte, kayıtlarda var. Tayyip Erdoğan 16 bin muhtarı, külliyede ağırladı. Benim muhtarım bugüne kadar cumhurbaşkanı makamına gelmemişki. Bu kapıları, vatandaşına muhtarına açan ilk biz olduk çok şükür. Çünkü biz oraları hizmet makamı olarak gördük. 55 bin muhtarımızı inşallah orada ağırlayacağız. Geliyorlar, dertlerini dinliyoruz, beraber yemek yiyoruz. Sonra da hediyelerini verip yolluyoruz. Kılıçdaroğlu biz bunu yapıyoruz.

        "EVET ÇIKARSA, PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI DÖNEMİ BAŞLAR"

        Bu ülkenin bir beka meselesi var. Bunun için terörle mücadeleyi başarıyla götürmek zorundayız. Ekonomik atılımlar yapmak zorundayız. 16 Nisan'dan sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi olmayacak. Seçim Kasım 2019'da olacak. Ancak evet çıkması durumunda partili cumhurbaşkanlığı dönemi başlayabilir, buna bir engel yok. Bu kardeşinizin, ülkenin aleyhine olacak en küçük bir işin içinde olacağına ihtimal veriyor musunuz? Bunun bu milletin ve ülkenin çıkarına olduğundan emin olun.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ