Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Sakarya'da Suriyeli kadını ve 10 aylık bebeğini öldüren zanlılar tutk-uklandı

        Sakarya’da Suriyeli 9 aylık hamile kadınla 10 aylık bebeğini vahşice katlettiklerini itiraf eden 2 zanlı, tutuklandı. Ailenin kapı komşusu Birol K. ile Cemal B.’nin olay günü otomobille kadının eşi Al-Rahmun’u da alıp işyerlerine gittikleri, kısa bir süre sonra işyerinden izinsiz ayrılarak talihsiz kadını ve bebeğini öldürdükleri ortaya çıktı.

        Gazete Habertürk'ten Müslim Sarıyar, Uzay Kesmen ve Ramiz Kaan Oktar'ın edindiği bilgilere göre, 1 yıl önce ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeli Halid Al-Rahmun (27), 9 aylık hamile eşi Mefta Emani (20) ve 10 aylık bebeği Halaf’la birlikte Sakarya Kaynarca’da yaşamaya başladı. Halid Al-Rahmun, aynı apartmanda oturan Birol K. (35) ve Cemal B.’yle (22) birlikte bir tavuk kesimhanesinde çalışıyordu. Birol K., Cemal B. ve Al-Rahmun arasında çarşamba günü tartışma yaşandı. Birol K.’nın, tartışmanın nedenini işverene “Al-Rahmun bizden daha çok çalışıyor” diye aktardığı iddia edildi. Ancak asıl tartışma konusunun bu olmadığı belirtildi.

        VARDİYA DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİNDE BULUNDU

        Birol K., tartışmalarına rağmen Al-Rahmun ve Cemal B.’yi perşembe günü gece vardiyasına kendi otomobiliyle götürdü. Birol K. ile Cemal B., gece 03.00’te gittikleri işten izin almadan saat 03.15’te ayrılıp Al-Rahmun’un evine gitti. İkili, levyeyle zorlayarak kapısını açtıkları evde 9 aylık hamile Mefta Emani Al-Rahmun’ı darp etti. Kafasına levyeyle vurulan genç kadın bayıldı. Kadının 10 aylık oğlu Halaf’ı ağladığı için yakalanacaklarını düşünüp elle boğarak öldüren zanlılar, bebeğin cansız bedenini kucaklayıp baygın kadını da battaniyeye sararak ormanlık alana götürdü. Birol K. ve Cemal B., burada cinsel istismarda bulundukları kadını odunla dövüp başını taşla ezerek öldürdü. Kadınla bebeğinin cesedini ormanlık alana atan zanlılar, daha sonra evlerine döndü. Birol K. ve Cemal B.’yle tartışmasının ardından vardiya değişikliği talebinde bulunan Al-Rahmun, saat 07.00 sıralarında eşini doktor kontrolüne götürmek için eve gitti ve kapı kilidinin kırık olduğunu gördü. Evdeki kan lekesini de fark eden, eşi ve çocuğunu bulamayan Al-Rahmun, polise başvurup bir gün önce tartıştığı Birol K. ve Cemal B.’nin kendisini “Sen göreceksin, hesabını soracağız” diye tehdit ettiğini söyledi. Al-Rahmun’un başvurusu üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, 2 zanlıyı gözaltına aldı. Evli ve 15 aylık bir çocuk babası Birol K. ile bekâr Cemal B., anne ve bebeğini öldürdüklerini itiraf etti. İfadeler üzerine, anne-oğulun cesetleri Topçu Mahallesi Dağyeniköyü civarındaki ormanlık alanda üstlerine çalı örtülmüş halde bulundu. Birol K. ile Cemal B. ise çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı. Zanlıların emniyetteki ifadelerinde, olayı tartıştıkları Al-Rahmun’dan intikam almak için gerçekleştirdiklerini, tecavüz ettikleri kadını kendilerini yakalatabileceği için öldürdüklerini söyledikleri öğrenildi. Cemal B.’nin, “Birol ‘Cezaevine tekrar dönmek istemiyorum’ deyince kadını kafasını taşla ezerek öldürdük” dediği belirtildi.

        CİNSEL İSTİSMARDAN CEZAEVİNDE YATMIŞ

        Cemal B.’nın yaşadığı Karaağaç Köyü’nün muhtarı Mehmet Elmacı, “Cemal’in arandığını öğrenince evine gittim, uyuyordu. Uyandırdım, ‘Sen ne yapıyorsun evde?’ diye sorduğumda ‘Bugün izinliyim, çok kötüyüm’ dedi. Sanki bonzai içmiş gibiydi. Birol ise evlenmeden önce ormanda engelli bir kadına cinsel istismarla suçlanmış ve tutuklanıp 5-6 yıl cezaevinde yatmıştı” diye konuştu.

        GÜVENLİK GEREKÇESİYLE ORAYA GÖNDERİLDİLER

        Nöbetçi sulh ceza hâkimliğinin tutukladığı zanlılar, kendilerini zırhlı araçla cezaevine götüren polislere, “Pişmanız. Bu utançla yaşayamayız. Bu gece kendimizi öldüreceğiz” dedikleri öğrenildi. Katil zanlıları, güvenlik gerekçesiyle Kocaeli’ndeki yüksek güvenlikli Kandıra F Tipi Cezaevi’ne gönderildi.

        LİNÇ ETMEK İSTEDİLER

        Sakarya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’ne götürülüp sorgulanan şüpheliler, işlemlerinin ardından Kaynarca Adliyesi’ne sevk edildi. Zanlıların getirildiğini duyan yaklaşık 300 kişi, adliyenin önünde toplandı. “İdam” sloganı atan ve adliyenin demir bahçe kapısını zorlayan kalabalığa polis copla müdahale etti, jandarma havaya uyarı ateşi açtı. Bölgeye takviye ekipler sevk edildi.

        ŞİKÂYETÇİ OLACAKLARDI

        Acılı eş Halid Al-Rahmun, taziyeye gelenlere Birol K.’nın eşi Mefta Emani’yi takip ve taciz ettiğini, bu nedenle polise şikâyetçi olmaya hazırlandıklarını söyledi. Al-Rahmun ayrıca jandarmaya Suriye’deki akrabalarının öğrenmemesi için “Kesinlikle ‘Tecavüz edilip öldürüldü’ demeyin, ‘Trafik kazasında öldü’ diye söyleyin” dedi. Genç kadın ve bebeği, Suriye’nin İdlib kentinde toprağa verilecek.

        Gazete Habertürk yazarları Nihal Bengisu Karaca, Sevilay Yılman ve Nagehan Alçı bugünkü köşelerine Sakarya'daki vahşeti taşıdı.

        NİHAL BENGİSU KARACA:

        SAKARYA'DA YAŞANAN VAHŞET

        Önce Yeşilköy’de denize giren birkaç Suriyeli sığınmacının yol yordam bilmez hareketlerinin yer aldığı bir video dolaştı.

        Derken Ankara Yeni Mahalle’de Suriyeli ile Türk gençler arasında çıkan bir gerginlik “Yetişin, Türkleri öldürüyorlar, yüzlerce yaralı var” anonsuyla servis edildi.

        Sosyal medya sabaha kadar kin kustu. “Ülkenize dönün, yoksa yapacağımızı biliriz” yollu tehditler, “Yapmayın etmeyin” diyenlere yönelik küfürler günlerce sosyal medyanın gündeminde kaldı. En büyük derdi, kaldığı otelin yavrusuna nesquik ikram etmemesi olan ünlü kötüler #SuriyelilerEvineDönsün hashtag’iyle “Evet sonuna kdr katiliorum! Hirsizlik gasp bicaklama haberlerinden bıkdık!” diye yazdı. (Yazım hataları mankenden bozma şarkıcıya aittir.)

        Cahiller cahil, psikopatlar psikopattı. Ve maalesef soğukkanlı, yapıcı bir duruş geliş- tirmesi gerekenlerin mülteci meselesiyle ilgili çözümü de “Suriyeliler defolsun gitsin”in kibar versiyonundan ibaretti. Bu tavrın sahipleri bilerek ya da bilmeden tül kadar incelmiş ahlaki sınırlarını koçbaşı gibi delip yırtacak bir nefret suçuna zemin temin etmiş oldular. Bu işler böyledir. Batılı ülkeler arasında Müslümanlara karşı en makul yer olan İngitere’de son dönemde artan İslamofobik nefret suçları, Brexit’in sosyolojisinde yeşermişler, Brexit sürecinde yapılan antipropagandalar, sözde gerekçeler sayesinde zemin bulmuşlardı.

        Şimdi benzeri, daha fenası Türkiye’de oluyor. Bir Avrupa ülkesine ya da ABD’ye kapağı atma peşinde koşanların “Suriyeliler gitsin de ülkeleri için savaşsın” mızıldanmalarının gölgesinde neşv ü nema bulan kötücüllük, bir başka yerde bir/birkaç psikopatın bilinçdışını şekillendirerek kan dökülmesine yol açıyor.

        Sakarya’da oldu.

        Suriye uyruklu, 9 aylık hamile Emani Al Rahmun, 10 aylık çocuğu Halaf ile birlikte evinden kaçırıldı, ormanlık bir alana götürülerek tecavüz edildi, başı taşla ezilerek öldürüldü. Vahşiler daha sonra Emani’nin 10 aylık çocuğunu boğdular.

        İki şüpheli gözaltına alındığında ortaya çıktı ki katiller ve mütecavizler genç kadının eşine, yani aynı fabrikada çalıştıkları mesai arkadaşlarına kinlenmişler. Plan yapıp mesai arkadaşlarının çalıştığı saatlerde levye ile kırdıkları kapıdan girerek sonu vahşetle biten eylemlerini gerçekleştirmişler.

        MÜLTECİLERİN HAYATI BİZİMKİ KADAR DEĞERLİ

        Bu olaya, “Mesele Suriyelilik değil, mesele intikam” deyip tahfif etmeden önce kendinize şunu sorun. Beraber çalıştıkları ve “haddini bildirmek” istedikleri kişi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Türk olsaydı, böylesine pervasız, katmerli bir katliamı gerçekleştirmeyi göze alırlar mıydı? Cevap belli: Çok düşük bir olasılıkla evet, çok yüksek bir olasılıkla hayır.

        Emani henüz 20 yaşındaydı, karnındaki bebeği doğurmasına birkaç gün kalmıştı, öldüğünde kafasının yarısı yoktu. Ve hepimiz çok üzgünüz değil mi?

        Acı gerçek şu ki... Kendisine “Irkçı” dendiğinde köpüren ama bir Suriyeli ile eşit olmayı, paylaşmayı hazmedemeyen sıradan insanlar içlerindeki kötülükle başa çıkamazsa üzüntümüz hiçbir işe yaramayacak.

        Hükümetin dış politikasına muhalefet etme adına höh desen etten önce çömleğe düşecek psikopatlara ince ince yol haritası çıkaran muhalefet/ muhalif analistler sorumluluk almadıkça üzüntümüz hiçbir işe yaramayacak.

        Kabul ettiği mültecilerle kâh övünen, kâh masaya koz olarak koyan; kabul ettiği mültecilerin entegrasyonu için ciddi adım atmadığı gibi, bu işleri yapabilecek STK’lara da alan açmayan, milyonlarca mültecinin kendi halkıyla karşı karşıya gelmesini önleyemeyen iktidar, sahici ve işlevsel politikalar üretmeye başlamazsa üzüntümüz hiçbir işe yaramayacak.

        Velhasılı... Mültecilerin hayatlarının bizimkiler kadar değerli olduğuna dair bir farkındalığa hizmet etmediği sürece bizim o sakil, o sümüklü üzüntümüz hiçbir işe yaramayacak.

        Not: Emani Al Rahmun ile bebeğinin cenazesi bugün öğle namazını müteakiben Sakarya Orhan Camii’nden kaldırılacak. Katılım ne kadar yüksek olursa o kadar güçlü bir mesaj verilir. Keşke!..

        SEVİLAY YILMAN:

        BİRİLERİ FARKLI SENARYO PEŞİNDE

        Önceki gün 9 aylık Suriyeli hamile kadının, 10 aylık çocuğuyla başının taşla ezilerek öldürülmesi vahşetinin perde arkasında kesinlikle başka bir niyetler olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz iki gün önce de Ankara Demetevler’de benzer bir haber yayılmış ve ortalık birbirine girmişti. Sonradan valilik, haberlerin tamamen uydurma olduğunu duyurdu ama sonuçta anlaşılan o ki birileri bu son yumuşak karnımız üzerinden farklı bir senaryoyu hayata geçirme peşinde. Aman dikkat!

        NAGEHAN ALÇI:

        AVRUPALI IRKÇILARDAN FARKINIZ NE?

        Avrupa’da yükselen aşırı sağ söylemden rahatsız oluyor, oradaki Türklere gösterilen tepkiyi kınıyoruz. Peki son günlerde Suriyeli mültecilere yönelik giderek artan olumsuz yorumların Avrupa’daki aşırı sağ refleksten ne farkı var? Her şeylerini kaybederek, canlarını kurtarmak için ülkemize sığınmış talihsiz bir halkı sürekli hor görmek, hepsine potansiyel suçlu muamelesi yapmak ve geri dönmelerini istemek insanlığa sığıyor mu?

        Bakın daha dün, son yıllarda duyduğum en vahşi olay yaşandı. Bir kez de burada hatırlatayım: Sakarya’da Suriyeli 9 aylık hamile bir kadın ve yanındaki 10 aylık çocuğu, iki psikopat, iki gözü dönmüş, iki cani tarafından evinden kaçırıldı, ormanda kadına tecavüz edildi ve karnındaki bebeği ve yanındaki 10 aylık çocuğuyla birlikte o kadın başı taşla ezilerek öldürüldü.

        Bundan daha vahşi, daha iğrenç, daha büyük bir şiddet olabilir mi? O kadın yaşasaydı bugün doğum yapacakmış. Nasıl bu kadar barbarlaşılabilir? Ne istediniz daha doğmamış bebekten? Hamile bir kadından? Daha 10 aylık, minicik bir çocuktan? Neymiş, kocası ile vardiya arkadaşıymış gözü dönmüş bu sapıklar ve adamla kavga ettiler diye ailesini kaçırmışlar... Hiçbir şey böyle bir vahşeti açıklayamaz!

        Her gün medyanın bir kısmında sistematik olarak Suriyelilere yönelik olumsuz bir dil kullanılıyor, kovulmakla tehdit ediliyorlar bu zavallı insanlar. Sanki hayatlarında her şey güllük gülistanlıkken beleşçilik yapmak için Türkiye’ye geldiler havası yaratılıyor... Yahu yanı başımızda son 50 yılın en vahşi savaşı yaşanıyor, kimyasal silahlar atılıyor, siz kimi nereye göndermekle tehdit ediyorsunuz?

        Her toplulukta olduğu gibi Suriyelilerin arasında da maalesef suça bulaşanlar, etrafına rahatsızlık verenler var, oluyor, hükümet de buna yönelik uyarılarını yapıyor ama o uyarıları bile kendi faşist tutumlarına merhem gibi kullanmaya kalktılar. Dertleri onlar değil, açıkça savaştan bize sığınan insanların varlığından rahatsızlar. Onların etnik kimliğinden, dini aidiyetinden rahatsızlar, görüntülerinden, çağrıştırdıklarından rahatsızlar...

        Ben Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’yı dünkü vahşetten sonra gönderdiği mesajdan dolayı kutluyorum.“Suriyelileri hedef gösterenlerin zalim Esad rejiminden farkı yok” dedi bakan. Kesinlikle öyle!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ