Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı Cumhuriyet gazetesi davası başladı

        Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarının örgüt üyeliğinden yargılandığı davada gazeteci Kadri Gürsel savunma yaptı. İHA'nın haberine göre; Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarının sanıkları arasında yer aldığı 19 sanıklı davada kimlik tespitlerinin tamamlanmasının ardından savunmalara geçildi.

        İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada mahkeme başkanı ilk olarak savunmasını yapmak üzere gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Murat Sabuncu'yu sanık kürsüsüne çağırdı.

        Sabuncu'nun savunmasını yarın yapacağını belirtmesi üzerine söz alan sanık avukatları müvekkillerinin tahliyelerini talep etti.

        Gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart'ın sanıkları arasında bulunduğu Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarına yönelik 19 sanıklı davada, ilk savunmayı Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı sanık Kadri Gürsel yaptı. Gürsel, aleyhindeki suçlamaların mesnetsiz olduğunu söyleyerek beraatini talep etti.

        REKLAM

        İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, savunmalara geçilmeden önce Cumhuriyet Gazetesi avukatlarından avukat Abbas Yalçın dava gününe kadar olan 9 aylık süreci özetledi. Avukat Yalçın, "Bir sabah azılı bir suçlu olarak uyandırılıyorsunuz, evinize geliniyor. Gözaltına alınıyorsunuz ne suç işlediğinizi bilemeden avukatınızı ailenizi göremeden 5 gün bekliyorsunuz. O an masumiyetinizi anlatmak ve kanıtlamak zorunda kalıyorsunuz. Evinizden de alınsanız kaçacağınız şüphesiyle tutuklanıyorsunuz. Ya bir başınıza, şanslıysanız tanıdığınız biriyle hücreye atılıyorsunuz. Gökyüzü telle kapatılmış durumda. Avukatınızla 1 saat görüşebiliyorsunuz. Bu hikayede ne vicdan, ne hak, ne hukuk var" dedi.

        İLK SAVUNMA KADRİ GÜRSEL'İN..

        Daha sonra sanıkların savunmasına geçildi. İlk savunmayı yapan Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı sanık Kadri Gürsel, "İddiaların tamamı gerçek dışıdır. Bylock kullanıcısı 92 kişi ve haklarında FETÖ soruşturması 21 kişi ile iletişim kaydı bulunduğu iddiası gerçek dışıdır. 85 kişi bana bir defaya mahsus SMS (telefon mesajı) atmıştır, 17 kişi de beni aramıştır. Bana SMS atanlara cevap vermediğim için benim onlarla iletişim kurduğum iddiası kabul edilemez. Bu SMS'lerin tamamı 27 Temmuz ve 1 Ağustos tarihlerinde gönderilmiştir. Bu kişilerin benimle irtibat kurma çabaları vardır. Benimle iletişim kurma çabalarının bağımsız ve eleştirel bir gazeteci olmamdan kaynaklandığını düşünüyorum. Ama bu çabaları sonuçsuz kalmıştır. İletişim kaydı bulunduğum iddia edilen 112 kişiden sadece 8 ile iletişim kaydım vardır. 5'i ile meslek nedeniyle görüştüğüm oldu. Bu kişilerin Bylock kullanıcısı olduklarını bilmem mümkün değildir. Hiç unutulmamalı ki gazeteciler meraklı kişilerdir ve herkesle görüşebilmelidirler. Bunun adı gazeteciliktir ve gazetecilik suç değildir. İki kişiyi ben aradım. Biri Mehmet Altan'dır, babasının ölümünden dolayı başsağlığı için aramıştım. Diğeri de Mümtazer Türköne'dir, onu da geçmiş olsun dilemek için aramıştım. Bu asılsız iddianame, iktidara yakın gazetelere servis edilmiştir. Yalan haberle itibarsızlaştırılmak istendiğim aşikardır. İddia makamı hakkımdaki HTS kayıtlarını inceleme gereği duymamıştır. Asılsızlığını bilerek iddianameye koyduysa görevini kötüye kullanmıştır iddia makamı. Bu suçlamalar her türlü mesnetten yoksundur" dedi.

        REKLAM

        "YAYIN POLİTİKASINI DEĞİŞTİRME İDDİASI ABESLE İŞTİGAL"

        Kadri Gürsel, "Benim yayın danışmanlığım ile gazetenin sözde yayın politikası değişikliğiyle ilişki kurmak abesle iştigaldir. Görevine 27 Eylül 2016'da başlayıp sadece 34 gün görevde kalmış bir kişinin yayın politikasını değiştirmesi nasıl mümkün olur? 5 ay köşe yazarlığı yapıyor olmam da yayın politikasını değiştirmeye etki etmez. Yenigün Haber ajansı imza yetkilisi olmadığım halde polis fezlekesinde bu şekilde yazılması görevi kötüye kullanmaktır" diye konuştu.

        "BERAATİME KARAR VERİLSİN"

        Gürsel, Türkiye'de otoriterleştiğine yönelik algı yaratmakla ilgili iddiayı da kabul etmeyerek "Hukuki değil, siyasi bir suçlamadır. Türkiye'deki rejimin otoriterleştiği iddiasını değişik dönemlerde yazılarımda belirttrim. Maalesef bu öngörüm gerçekleşti. Aksi halde mesnetsiz suçlamalarla 9 ay sonra mahkeme çıkarak savunma yapıyor olmazdım. Uzun tutukluluk yoluyla cezalandırma başlı başına insan hakkına aykırıdır. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum" dedi. Gürsel'in savunmasının ardından Akın Atalay'ın savunmasına geçildi.

        REKLAM

        Cumhuriyet Gazetesi'nin tutuklu yazarı Kadri Gürsel'in savunmasını tamamlanmasının ardından, Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı tutuklu sanık Akın Atalay savunmasına başladı.

        "KRAVATLAR TOPLATILDI... SAVUNMADA KULLANACAĞIM KİTAPLARA İZİN VERİLMEDİ..."

        Savunmasına geçmeden önce 31 yıllık avukatlık mesleği boyunca girdiği tüm davalarda kravat taktığını, ancak kendisinin yargılandığı davada cezaevi yönetiminin tüm kravatları toplaması nedeniyle kravat takamadığını belirtti. Atalay ayrıca cezaevi yönetiminin savunmada kullanacağı kitapları da sakıncalı denilerek izin verilmediğini söyledi. Atalay, daha sonra iddianamede yer verilen iddialara ve yöneltilen suçlamalara karşı hazırladığı yazılı savunmasını okudu.

        "CUMHURİYET GAZETESİNE YÖNELİK SORUŞTURMANIN AMACI; SUSTURMAK, KORKUSUZCA YAZANLARA MESAJ VERMEK..."

        Cumhuriyet Gazetesine yönelik soruşturmanın iki amacının olduğunu belirten Atalay, bunlardan birinin Cumhuriyet gazetesini susturmak ya da teslim almak olduğunu, diğerinin ise korkusuzca yazmaya devam edeceklere mesaj vermek olduğunu söyledi. Atalay, "Bizi baskı, tehditle korkutamazlar. Örgütlerle ve devlet içinde yuvalanmış çetelerle gazetenin ilişkisi yoktur. Tek faaliyeti gazeteciliktir. Bu gazetenin adını Atatürk vermiştir. Yazarları bedel ödemiştir, katledilmiştir. Bu gazete öyle sıradan bir gazete değildir. Son nefesimize kadar gazetecilik mesleğine, etik ilkelere, onurlu geçmişe leke sürdürmeyeceğiz" dedi.

        REKLAM

        "SORUŞTURMAYI YAPAN SAVCI FETÖ'DEN YARGILANIYOR"

        Kendilerine yönelik soruşturmayı başlatan Savcı Murat İnam hakkında FETÖ üyeliğinden 2 müebbet hapisle açılan davanın sürdüğünü hatırlatan Atalay, "Yayın politikasında laiklik ilkesi bulunan kadim bir gazeteye FETÖ suçlaması yapan Savcı, FETÖ'den sanık. Müebbetle yargılanan Savcı Murat İnam'ın iradesi ipotek altındadır. Bu baskı ile iddianame hazırlamıştır" iddiasında bulundu.

        "DIŞARIDAN GELDİĞİ SÖYLENEN ORHAN ERİNÇ 1963'TEN BERİ BU GAZETEDEDİR"

        Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'nda yaşanan değişikliklere ilişkin yöneltilen suçlamalara da cevap veren Atalay, "8 Şubat 2014 Vakıf Yönetim Kurulunun yeniden seçimi için toplantıya kim katıldı kim katılmadı, onu anlatıyor. Katılmayanlar aleyhte tanık oldu. Dışarıdan gelip gazeteye el konulduğu söylenen Orhan Erinç 1963 yılından beri bu gazetededir. Eski yönetimden 5 kişiden 2'si yeniden seçim yapılacak toplantı öncesinde istifa edip üçü de mazeretsiz katılmamıştır. Bu seçime istifa edip katılmayan iki kişi, sonra toplantı yeter sayısı yok diye başvuruda bulunmuştur. Bu iki kişi aleyhte tanık olmuşlardır" dedi.

        REKLAM

        "YAYIN POLİTİKASINI DENETLEMEK SAVCININ GÖREVİ DEĞİLDİR"

        İddianamede yayın politikasının değiştiği yönündeki suçlamaya karşı Atalay, "Savcılığın bununla ilgilenmesi abes. Gazetelerin içeriğini ve yayın politikasını denetlemek savcıların görevi de değildir, haddi de değildir. Bizim gazetemizde editöryal bağımsızlık vardır ve patronlar yazı işlerine, köşe yazılarına karışmaz" ifadesinde bulundu.

        "9 AYDIR TÜM YÖNETİCİLERİ TUTUKLU OLAN CUMHURİYET GAZETESİ OKURLARIYLA AYAKTADIR"

        Gazetenin zarara uğratılmasına ilişkin suçlamaya ise, "Yenigün A.Ş. borca batık değildir. Güveni kötüye kullanma suçu için ahlaken, mesleki olarak batık olmak gerekir. 25 yılık tüm bilançoları sunuyorum. 5 yıldır zarar eden Cumhuriyet 2016'da kar etti, ama biz kötü yöneterek zarar ettirdik diye tutuklandık. 9 aydır tüm yöneticileri tutuklu olan Cumhuriyet gazetesi batırılamamıştır, gazete okurlarıyla ayaktadır" diye konuştu. Duruşma, verilen aranın ardından Atalay'ın savunmasıyla devam edecek.

        REKLAM

        İDDİANAMEDEN

        İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Can Dündar, Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Kadri Gürsel, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay'ın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenirken, gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik'in "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 11,5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.

        İddianamede, Bülent Utku, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 9,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep edilirken, gazeteci Ahmet Şık'ın ayrıca "PKK ve DHKP/C" silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edilmişti.

        Twitter'daki "jeansbiri" hesabının sahibi Ahmet Kemal Aydoğdu'nun "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, firari şüpheli İlhan Tanır'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi öngörülmüştü.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ