Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Diyanet FETÖ Raporu: Gülen Cemaati: Günümüz Kutsileri

        GÜLEN CEMAATI: GÜNÜMÜZ KUTSÎLERI (!)

        Aşağıdaki alıntılarda Gülen’in kendi cemaatiyle ilgili yaptığı ayrıştırıcı ve seçkinci nitelemeler

        yer almaktadır. Bu nitelemeler bir bütün olarak göz önünde bulundurulduğunda

        Gülen’in kendi topluluğunu diğer mü’minlerden ayrı bir yere yerleştirerek onları bir anlamda

        kutsamaya çalıştığı görülmektedir.

        “Öncelikle, adanmış ruhlara bu hizmet çığırını açan zatın “Biz o

        kutsîlere zemin hazırlıyoruz” ifadesiyle işaret buyurduğu hakikate,

        bu zaviyeden bakmak isabetli olur diye düşünüyorum.”

        “…ve nefsine, ailesine, çoluk çocuğuna, işine, hatta hizmet

        felsefesine rağmen, günümüzün kutsîleri içinde yerini

        alabilmesi adına her şeye âmâde ve teşne bulunmalı… ve bir

        gün kendisine de vazife terettüp ettiğinde hiç duraklamadan

        ve tereddüt yaşamadan, “baş-göz üstüne” deyip vazife yerine

        koşmalıdır.”

        REKLAM

        “Havariler gibi yola çıkan hasbi topluluk, kutsi ordu” (Gülen, Buhranlar

        Anaforunda İnsan, Nil Yayınları, İstanbul 2013, s. 26). “kudsîler kadrosu” (Gülen,

        Prizma 1, s. 92). “kutsi dava erleri” ( Gülen, Fasıldan Fasıla 3, Nil Yayınları,

        İstanbul 2011, s. 58). “İnsanlar arasında seçkinlerden seçkin aydınlık

        ordusu kutsiler” (Gülen, Yitirilmiş Cennete Doğru (Çağ Ve Nesil-3), Nil Yayınları,

        İstanbul 2011. s. 16) “…feyzini daima tek ve mutlak kaynak sayılan

        “altın çağ” insanı dediğimiz, saadet asrının Kur’ân cemaatinden

        alan.. ilimde, dinde, sanatta, fikirde, siyasette, ticarette, askerlikte,

        idarede ve daha bir sürü sahada eser, görüş ve düşünce sahibi

        bu kudsîler, bizim toplumumuzun manâ mimarları, aydınlık

        rehberleri, ruhânî timleriydi ve her zaman bunların binlercesiyle

        karşılaşmak da âdiyattan sayılırdı.” (Gülen, Zamanın Altın Dilimi (Çağ Ve Nesil

        4), Nil Yayınları, İstanbul 2011 s. 59-60). “…kudsîler, aydınlar ve ışık ordusu

        mübarekler…”

        Bu ifadelerde de görüldüğü gibi Gülen, pek çok eserinde müntesiplerini motive etmek

        için kendi zannı olan seçilmişliğe atıflar yapmaktadır. Hâlbuki Allah yolunda ve O’nun

        rızası için çalışmak her mü’minin görevidir ve insanın bu dünyaya geliş amacı da zaten

        güzel ameller yapmaktır. (Mülk, 67/2). Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ortaya

        koyduğu bir hakikat vardır ki o da mü’minin bu yolda çaba sarf ederken ümit ve korku

        arasında olmasıdır. Yani mü’min, çok iyi ameller yapsa da cenneti kazanacağına

        emin olamadığı gibi çok günah işlemiş de olsa Allah’ın rahmetinden bağışlanma ümidini

        kesemez. Mü’min, ebedî kurtuluş hususunda hayatını bu iki duygu arasında yaşar.

        Bu ilke, bir topluluğa dâhil olmakla ebedî kurtuluşa erişilemeyeceğini veya birisinin bir

        başkasını ‘kutsi’ olarak nitelemesiyle de mukaddes/kutsanmış olunamayacağını açık-

        ça ortaya koyar.

        REKLAM

        Muhakkak bütün insanlar, dünyada yapmış olduğu amellerden sorgulanacaklardır. Hz.

        Peygamber, (s.a.s.) kızı Fatıma’ya (r.a.) şöyle buyurmuşlardır: “Ey Muhammed’in kızı

        Fâtıma! Sen de kendini cehennem ateşinden koru. Çünkü sana da (hesap gününde)

        fayda ve zarar verebilecek bir imkânım yoktur.” (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 26; ayrıca bkz.

        Buhârî, Menâkıb 13). Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s.) cennette kendisiyle birlikte olmak isteyen

        bir sahabîye, “Öyleyse çok namaz kılıp secde ederek, kendin için bana yardımcı

        ol!” buyurmuşlardır.

        Meselenin bir diğer yönü de kişilerin bir başkası hakkında cennetliklerden olduğu hükmünü

        vermesinin mümkün olmadığıdır. Zira bu hükmü verme yetkisi ancak Yüce Allah’a

        aittir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ