Diyanet FETÖ Raporu: Ashab-ı Bedir'in İsimleriyle Cin Kovma
ASHAB-I BEDİR’İN İSİMLERİYLE CİN KOVMA
“Ben kendi müşahedemi size şöyle anlatayım. Çok sevdiğim bir
arkadaşım ve kadın da alabildiğine mütedeyyin olduğu için, evime
misafir gelsin de Allah’ı hoşnut edeyim; böyle coşan bir kadın
olduğu için, içim yanıyordu. Ashab-ı Bedr’in adını götürdüm. Ben
çok kerametlerini görmüşüm Bedir ashabının. Dedim, bunu onun
yanına koyalım, belki Ashab-ı Bedir, Hz. Hamza bir görünüverir
bu cinlere. Ben merdivenlerden daha çıkarken kadın bağırmaya
başladı yukarıda. Diyorlarmış ki hoca geliyor, onun da iflahını
keseceğiz. Ben daha girmedim eve. Tamam dedim, tuttu bizim iş.
Ben Ashab-ı Bedr’in adını götürdüm. O trans halinde kendinden
geçmiş, hekimler bunu çok iyi bilirler. Arkadaşım gitti. Böyle diyor
onu şuradan göğsüne bırakıverdim. Başladı konuşmaya, duyuyoruz
biz sesini: Niye kaçıyorsunuz? Hz. Hamza geldi diye kaçıyorsunuz
değil mi? Ashab-ı Bedir geldi diye kaçıyorsunuz. Nasıl izah
edersiniz bunları? Edemezsiniz ve sonra Allah’ın tevfik ve inayetiyle
tertemiz oldu, şimdi hacca gitti bu sene…”
“Doğrusu insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına sığınırlardı da, cinler onların
taşkınlıklarını artırırlardı.” (Cinn, 72/6) ayetinde açıklandığı üzere cinlerin insanlara
zarar vermesi, Yüce Allah’ın açık ikazına rağmen insanların cinlere sığınıp onlarla iletişim
kurma ve medet umma hevesleri yüzündendir. Bunun için Felak ve Nâs surelerinde
bu duruma işaret edilerek insanların, cinlerin ve her türlü yaratığın şerrinden ve
vesvesesinden her şeyin Rabbi olan Yüce Allah’a sığınmaları teşvik edilmiştir. Bu demektir
ki gerçekten Allah’a iman edenler üzerinde şeytanların ve cinlerin hâkimiyeti, bir
baskı kurması ve zarar vermesi söz konusu değildir. Şeytanın ve cinlerden şeytanların
hâkimiyeti ve zararı sadece onu dost edinenler ve Allah’a ortak koşanlar için söz konusudur.
(Bk. Nahl, 16/99-100). Bu bakımdan mü’minlerin cin ve insan şeytanların her türlü
şerrinden ve zarar vermesinden Allah’a sığınması ve onlardan korkmaması gerekir.
Onlara hiçbir şekilde meyletmeyen ve iradesini sadece hak ve hakikat doğrultusunda
kullanan kimseler ise cin ve şeytanlardan gelebilecek her türlü etki ve zarardan korunmuş
olurlar. Ayrıca Hz. Peygamber’in öğrettiği bazı dualar ile muavvizeteyn surelerinin
okunması gerektiği yönündeki bilgiler dışında muteber kaynaklarımızda başka korunma
yollarına dair bir bilgi yer almamaktadır. Bu bakımdan Bedir ashabının adının anılması
gibi uygulamaların herhangi bir dinî temeli yoktur.