Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Esenyurt'ta 16 yaşındaki gencin ölümüne neden olan polis memurunun yargılanmasına başlandı

        Esenyurt'ta arkadaşıyla hırsızlık şüphesiyle gözaltına alındıktan sonra kaçan Ömer Barış Topkara'nın, teslim olmak için durduğu sırada ölümüne sebep olduğu iddia edilen polis memurunun yargılanmasına başlandı.

        Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu polis memuru H.D.S. ile Topkara’nın babası Seyfettin Topkara ve kardeşi Neslihan Aydın katıldı.

        Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık H.D.S, Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yaptığını, olay günü iki erkeğin hırsızlık yaptığına dair ihbar yapıldığını, mağaza görevlilerinin şüphelileri kendilerine teslim ettiğini ve bu kişilerin Ömer Barış Topkara ve E.S. olduğunu söyledi.

        Sanık H.D.S, maktul ile arkadaşının kimliklerinin yanlarında olmadığını kendilerine söylediğini dile getirerek, "Biz şahısları 18 yaşından büyük göründükleri ve kimlik beyanında bulunmadıkları için birbirlerine kelepçeledik. Hastane raporu almak ve ardından polis merkezine gitmek için ekip otosuna bindik. Esenyurt Devlet Hastanesi'nden gerekli adli ve sağlık raporlarını aldık. Şahısları ekip otosuna bindireceğimiz sırada bir anda kaçtılar. Kaçarlarken birbirlerine kelepçeliydiler. Şahıslara durun kaçmayın ihtarına bulunduktan sonra peşlerinden koşmaya başladık. Havaya bir el ateş ettim." dedi.

        REKLAM

        "SİLAH ATEŞ ALDI"

        Şahısların kaçmaya, kendisinin de kovalamaya devam ettiğini belirten H.D.S, şüphelilere yaklaştığı sırada olayın meydana geldiği yerde bir anda durduklarını, şahıslara "yere yat" diye bağırdığını ifade ederek, "Şahıslara yere yatmadıkları ve benim de tek kişi olmam sebebiyle bana karşı mukavemet edip tekrar kaçacaklarını düşündüğümden, şahısları yere yatırıp muhafaza altına almak için müdahale ettim. Bu esnada elim tetikte olmamasına rağmen, silahım ateş aldı. Şahsın yere düştüğünü ve başından kan geldiğini gördüm. İlk yardım uyguladım. Üzüntü sebebiyle sinir krizi geçirip bayılmışım." diye konuştu.

        Sanık H.D.S, olay nedeniyle çok üzgün olduğunu, maktulün ailesine başsağlığı dilediğini, olay yaşandığında 6 aylık polis memuru olduğunu dile getirdi.

        Müşteki Seyfettin Topkara da Ömer Barış Topkara’nın oğlu olduğunu bildirerek, "Sanıktan şikayetçiyim. Oğlumun ölümüne sebep olmuştur. Çocukların teslim olduğunu gördüğü halde vurmaya teşebbüs etmiştir. Oğlumun umutları çalındı. Oğlum ile birlikte bizi de öldürdü. Oğlum daha çok gençti. Hayalleri vardı. Oğlumun sabıkası yoktur. Sanık oğlumun GBT’sine bakmış, alışveriş merkezinde oğlumun arkadaşının söylediklerine göre dövmüşler. Oğlumu aşağılamışlar, 'kız kılıklısınız' diyerek, tekmelemişler. O yüzden oğlum ve arkadaşı oradan kaçmışlar. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

        Müşteki Neslihan Aydın da Topkara'nın öz kardeşi olduğunu, sanığın silahın ateş alacağını tahmin etmesi gerektiğini, sanığın sinirle hareket ettiğini ve vurduğunu iddia ederek, şikayetçi olduğunu beyan etti.

        Duruşmada tanık olarak dinlenen E.S. ise maktul Ömer Barış Topkara’nın arkadaşı olduğunu, olay günü Topkara ile alışveriş merkezine gittiklerini, bir miktar paralarının olduğunu, bir dükkanda hırsızlık malı montu kendi üzerlerine attıklarını, güvenlikçilerin kendilerini depoya aldığını, polislerin geldiğini ve kendilerine hakaret ettiklerini anlattı.

        Tanık E.S, mağaza görevlisinin üzerlerini aradığını, sanık olan polisin kendilerine "kaçarsanız tetikteyim" dediğini savunarak, hastanede Ömer ile kaçmak için anlaştıklarını, birbirlerine kelepçeli olduklarını, kaçarken kelepçelerden dolayı arabaya çarptıklarını, sanığın kendilerine "size kaçmayın demiştim" dediğini, kendilerinin teslim olmak için arkalarını döndükleri sırada sanığın Ömer’in ensesine silah doğrulttuğunu ve silahın ateş aldığını belirtti.

        Ömer Barış Topkara’nın ilk 5-10 dakika kalbinin attığını, ambulansın geciktiğini, Ömer’e kendisinin tampon yaptığını, alışveriş merkezinde mağaza görevlilerinin kendilerine yaşlarını sorduklarında 16 olduklarını söylediklerini, polislerin kendilerine yaşlarını sormadıklarını ifade etti.

        Mahkeme heyeti, kamera kayıtlarındaki konuşmalara ilişkin dudak okuma şeklinde döküm yapılması için dosyanın uzman teknik bir bilirkişiye gönderilmesine ve olaya ilişkin keşif yapılmasına karar vererek, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.

        Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

        Duruşma çıkışında açıklama yapan baba Seyfettin Topkara, adalet istediklerini söyledi.

        "KOVALAMACA 150 METRE SÜRDÜ"

        Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 16 Şubat 2017'de Ömer Barış Topkara (16) ile arkadaşının gerçekleştirdiği hırsızlık sonrasında kolluk kuvvetleri tarafından yakalandığı, ardından sağlık raporu alınmak üzere Esenyurt Devlet Hastanesi'ne götürüldüğü belirtildi.


        İddianamede, elleri birbirine kelepçeli Topkara ile arkadaşının işlemleri sırasında kaçarken takipteki polis memurunun hastane kapısında havaya bir el ateş ettiği anlatılarak, ''Söz konusu kovalamacanın yaklaşık 150 metre sürdüğü, çocuklar teslim olmak üzere durmalarına rağmen polis şüpheli H.D.S'nin (20), maktul Ömer Barış Topkara'nın omuz hizasına silah bulunan eliyle vururken silahın ateş alması sonucu maktulün vefat ettiği anlaşılmıştır.'' denildi.

        Şüphelinin olası kastla hareket ettiği, olayın kastedilenden daha ağır sonuçlandığı aktarılan iddianamede, şüpheli H.D.S'nin ''çocuğu, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi olası kast ile öldürme'' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ