Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik Yeni 'Fırat Kalkanı Operasyonu' mu geliyor?

        Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yönelik başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı'nın yeni safhası, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 30 Ağustos resepsiyonundaki açıklamalarının ardından merakla bekleniyor. Operasyonun nasıl ve kimlerle yapılacağı tartışılırken Rusya merkezli Stratejik Kültür Vakfı, "Türkiye Eylül'de Büyük Askeri Operasyon Başlatacak" başlıklı raporunda operasyonun 14 Eylül'deki Astana Görüşmeleri'nden hemen sonra başlayacağı öne sürüyor.

        Peki Suriye'deki son durum, ABD, Rusya, Türkiye ve İran odaklı gelişmeler, böyle bir operasyonun sinyallerini veriyor mu? Suriye'de ülkelerin öncelik alanları neler? HABERTURK.COM'a değerlendirmelerde bulunan Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar olası operasyon için İdlib'i, Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Bora Bayraktar ise Afrin'i işaret ediyor.

        Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar:

        "ULUSLARARASI KONJONKTÜR İDLİB'DE İŞBİRLİĞİNE DAHA YAKIN GÖZÜKÜYOR"

        Afrin mi, İdlib mi daha yakın? İdlib daha yakın. Çünkü, uluslararası konjonktür İdlib'de daha esnek, işbirliğine yakın gözüküyor. Buradaki mesele şu; Suriye'de 25 milyon nüfus vardı, bunun 10 milyonu kaçtı. Sünni taban kaçtı. Geri kalan Sünni tabanın büyük bir çoğunluğu da İdlib bölgesinde yoğunlaştı. İdlib'in içerisinde 2-2.5 milyon, etrafı ile beraber 6 milyona yakın bir rakamdan söz ediliyor.

        İDLİB'İN ÖNEMİ

        İdlib meselesinin çözülmesi, Suriye'nin siyasi geleceği açısından büyük değer taşıyor. Bu, aynı zamanda oradaki Sünni tabanın geleceği ile ilgili temel mesele. Bu anlamda İdlib çok önem kazanmış durumda. Sadece siviller, halk tabanı değil; kaçmış olan 10 milyon insanın geleceği açısından da, geriye dönüşü açısından da büyük değer taşıyor. O yüzden buraya yapılacak operasyonun ortak mutabakat çerçevesinde ve sadece radikal tabanı etkisizleştirmeye yönelik bir operasyon olması açısından çok önemli. Cımbızla ayıklamak gibi zor bir şey bu.

        Fırat Kalkanı Harekatı, Suriye'nin Halep ilinin kuzeyinde geçen yıl ağustos ayında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Müşterek Özel Görev Kuvveti ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kuvvetleri tarafından, tank birliklerinin Cerablus bölgesine girişi ile başlamıştı. Fırat Kalkanı Harekatı’nın birinci haftasında TSK destekli ÖSO birlikleri 400 km² alan içindeki bir ilçe merkezi ile 38 köyü DEAŞ ve PKK/PYD işgalinden kurtarmış ve Suriye içinde 24 kilometre derinlikte güvenli hat oluşturmuştu. DEAŞ'ın Türkiye sınırı ile teması tamamen kesilmişti.

        "TABAN HTŞ'NİN KONTROLÜ ALTINA GİRDİ, İNSANLARIN O ETKİDEN KURTARILMASI GEREKİYOR"

        Oradaki taban Heyet-i Tahrir Şam'ın (HTŞ) kontrolü altına girdi, o insanların onların etkisinden kurtarılması gerekiyor. Siyasi anlamda çözüme olumlu yaklaşan grupların etkisi önem taşıyor. Sivillerin iki ateş altında kalması meselesi var. Bu da yeni bir göç dalgası anlamına gelir. Çünkü gidecekleri başka bir yer kalmadı.

        "İRAN'IN MÜDAHİL OLMASI KİMYA PROBLEMİ ÜRETİYOR"

        İran'ın olaya müdahil olması kimya problemi üretiyor. Uluslararası konjonktür, müzakereler nasıl bir sonuç verecek? Astana sonrası için bir cümle kuruluyor. Astana'nın önemi şu; Astana'ya İdlib'deki silahlı grupların temsilcileri de katılacak. Bu anlamda onlarla da işbirliği anlamında önemli. Sadece İran, Rusya ve Türkiye arasında işbirliği ile değil, sahadaki grupların ortaya koyacağı refleks anlamında da, refleksin yönü anlamında da değer taşıyor.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her türlü tedbirimizi aldık. Hazır durumdayız. Ve şunu bilecekler ki Fırat Kalkanı'nda ne yaptıysak bundan sonraki süreçte de aynı şekilde bizler bu görevi ifa etmenin hazırlığı içerisindeyiz.

        SURİYE'DEKİ ULUSLARARASI REKABETİN VE OLUŞAN EKSENLERİN FOTOĞRAFI

        Bir diğer tarafıyla oradaki tabanın, sahadaki silahlı Heyet-i Tahrir Şam'ın, hem Rusya hem İran hem Türkiye hem de ABD için terör örgütü olarak kabul edilen bir yapının etkisi altına girmiş olması çok önemli. Burada ABD'nin YPG/PKK ile oraya bir operasyon yapması öngörülüyor. Böyle bir olasılık var. Diğer tarafı ile de Türkiye, İran ve Rusya'nın operasyon yapması öngörülüyor. Bu aslında Suriye'deki uluslararası rekabetin ve oluşan eksenlerin fotoğrafını da ortaya koyuyor.

        "YIĞINAKLAR BİR ŞEKİLDE KENDİSİNİ GÖSTERMİŞ DURUMDA"

        Yığınaklar bir şekilde kendisini göstermiş durumda. Zaten böyle bir operasyon başlarsa önce yumuşatma ile başlar. Kuvvetler yerlerini alırlar ki zaten büyük bir çoğunluğu yerlerini almış durumda. Bu bir tarafı ile de zamanlama ile ilgili bir şey. İki ana eksene ayrılmış durumda. YPG/PKK, onları havadan destekleyen Batı dünyası; diğer tarafta, Rusya, İran, rejim. Türkiye'nin burada alacağı pozisyon jeopolitik anlamda da çok büyük değer taşıyor. Bunun müzakereleri gizli yapılıyor. Hiçbir ülke kendi başına böyle bir operasyona kalkışmak istemiyor, çünkü kalkıştığı zaman, birilerinin ayağına basma olasılığı var. Bundan sonraki süreçte uluslararası anlamda yürüyen eksenler çok daha fazla önem kazanmış durumda.

        Başbakan Yıldırım: Bir yere operasyon davulla zurnayla yapılmaz. Taktik hazırlığı ve planlama süreci olur. Şartların oluşması olur. Uluslararası istişareleri olur.

        İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bora Bayraktar:

        "ÖNCELİK İDLİB GİBİ GÖRÜNMÜYOR BANA"

        Yakın zamanda bir operasyon konuşuluyor ama şu anda buna dair somut atılmış bir adım görünmüyor. Suriye'de esas savaşın ağırlık merkezi doğuya, Deyr Ez Zor ve Rakka'ya kaymış durumda. Deyr Ez Zor'da şu anda rejim büyük ölçüde kuşatmayı kırdı. Ben Rusya'nın ağırlığı buraya verdiğini düşünüyorum. İran da benzer bir şekilde burada etkililer. O yüzden şu anda öncelik İdlib gibi görünmüyor bana.

        "TÜRKİYE'NİN AFRİN OPERASYONU NİYETİ VAR AMA RUSYA İLE PÜRÜZLER VAR"

        Türkiye'nin Afrin meselesi ile İdlib'i çok iç içe getirmemeye çalıştığını düşünüyorum. Türkiye sanki Afrin'i ayrı tutmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın açıklamalarına baktığımız zaman da Türkiye'nin böyle bir Afrin operasyonu niyeti var ama zannediyorum şu anda Rusya ile ilgili birtakım pürüzler var, PYD'ye Rusya'nın hala vermiş olduğu destekle ilgili olarak. O yüzden belirginleşmedi diye düşünüyorum.

        "TÜRKİYE, AFRİN'DE TEK TARAFLI BİR ADIM ATARSA BU BENİ ŞAŞIRTMAZ"

        Niyet var ama çok da görünür hale gelmiş değil bu durum. Türkiye, Rusya ve İran ittifakının öncelik verdiği yer bana biraz daha farklı gibi geliyor. Cumhurbaşkanı'nın Astana ziyareti olacak. Bu durum biraz diplomasi ağırlıklı gidebilir ama Türkiye, Afrin'de tek taraflı bir adım atarsa bu da beni şaşırtmaz.

        "HEYET-İ TAHRİR ŞAM (HTŞ) HERKES İÇİN BİR TEHDİT"

        İdlib'de 2 milyona yakın bir nüfus var ve bu nüfusun yarısı evinden göç etmek zorunda kalan insanlar. HTŞ buradaki mülteci kamplarında insanlardan çok ciddi bir şekilde adam devşirme potansiyeline sahip. Türkiye-Suriye sınırını da büyük ölçüde kontrol ediyorlar. Dolayısıyla burada önemli noktaları tutmuş durumdalar. Çok fazla alan hakimiyetine önem vermemekle beraber önemli noktaları ellerinde tutuyorlar. Bu da herkes için bir tehdit.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ