Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "İlk tokadı atın, okyanus ötesinden de duyulsun"

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hiçbir kesimin hayatından memnun olmadığını belirterek, ''Madem ki 8 yıldır bizi yönetenler bize kabusu yaşatıyorlar, hep beraber 12 Eylülde anayasalarını sandığa gömelim'' dedi.

        Kılıçdaroğlu, İzmir Gündoğdu Meydanı'ndaki ''Hayır'' mitinginde yaptığı konuşmada, özgürlüğün, barışın, kardeşliğin başkentinde olduğunu belirterek, halktan yana, yeni bir sayfa açtıklarını, halkın devrimini yapmak için yola çıktıklarını söyledi.

        İktidarın 8 yıldır Türkiye'yi yönettiğini, bu sürede hiçbir sorunun çözülemediğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

        ''Ülkeyi sorun bataklığına dönüştürdüler. Şimdi soruyorum İzmirlilere, emekliler hayatından, işçiler, çalışanlar hayatından memnun mu? Esnafı, sanatkarı hayatından memnun mu? Sanayicisi, üreticisi hayatından memnun mu? Çiftçisi hayatından memnun mu? O zaman yapacağımız bir şey var. Madem ki 8 yıldır bizi yönetenler bize kabusu yaşatıyorlar, hep beraber 12 Eylülde anayasalarını sandığa gömelim. Benim başbakanlığımda karar bana ait değil, size ait. Mühür sizin elinizde olacak. O mührü doğruluktan, adaletten yana kullanırsanız, halktan yana kullanırsanız, emekten, alın terinden yana kullanırsanız ve hep beraber olursak, haramilerin iktidarını aşağı edip halkın iktidarını beraber kuracağız.''

        -DÜNYA MARKASI İZMİR-

        İzmir'in bir dünya markası, Türkiye markası olduğunu; üniversiteler, kültür, emek ve tarım kenti kenti olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, bunun için İzmirlilere teşekkür etti. Vatandaşın önüne bir anayasa değişikliğinin geleceğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

        ''Recep Bey diyor ki 'Bu anayasa değişikliğini muhalefet lideri meydanlara çıkıp anlatmıyor' diyor. Şimdi kendisine söyledim, defalarca söyledim. Şimdi Gündoğdu Meydanı'ndan sesleniyorum, yüreğin varsa, anayasada haklıysan, yüreğin varsa, adam gibi adamsan, çıkarsın televizyonda karşıma, ne olduğunu ben sana göstermiş olurum. Recep Bey, onun istediği televizyon kanalında, onun istediği gazetecilerle benim karşıma çıkmayı gösterir mi? Ben de biliyorum gösteremez yüreğini. Çünkü karşıma çıkması için bir haklı olması lazım, iki mangal yürek lazım. Recep Bey'de ikisi de yok.

        "OKYANUS ÖTESİNDEN DE DUYULSUN"

        Şimdi Recep Bey her seferinde söylüyor, 'İşçilerden yanayız' diyor, 'Emekten yanayız' diyor. Gerçekten inanıyor musunuz? Yandaş sendika, yandaş medya oluşturdular, yandaş iş adamları oluşturdular. Bunların bir görevi var, ülkeyi bölmek. Kardeşi kardeşe düşürmek, açlığı, sefaleti yaygınlaştırmak. Herkesi muhtaç hale getirmek ve her şeyi sömürmek. Öyle bir düzen kurdular ki, daha yeni, bugün İstanbul Bahçelievler'de 3 tane genç bayan CHP'li, 'Hayır' bildirisi dağıtıyorlar, AKP'lilerin saldırısına uğruyorlar. Biz güçlendikçe, AKP'nin altından zemin kaydıkça, bunlar şiddetlenecek. Baskılar artacak, baskıyı her alanda yapacaklar. Bakınız Türkiye'de ticaret sanayi odası başkanlarına soruyorlar, diyorlar ki 'Referandumda evet mi, hayır mi diyeceksiniz?' Bir kısmı 'evet' ama çoğu 'hayır' sözünü ağzına almıyor. AKP iktidarında 'hayır' demek suç. 'Hayır' diyene baskı kuruyorlar. İşçilere, memurlara, sade vatandaşa... Ama meraklanmayın 12 Eylül geliyor. İlk tokadı siz atacaksınız. İlk tokadı atın, okyanus ötesinden de duyulsun bu tokat.''

        "TAŞERONLUK BİTECEK"

        Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerde taşeronluk dönemini bitireceklerini de anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''İstanbul'da, Ankara'da olduğu gibi İzmir'de de söz veriyorum. CHP'li belediyelerde taşeron işçilik dönemini bitireceğiz. Herkes kadrolu olacak. Bunun için grup başkanvekiliyken yasa teklifi zaten vermiştim. O yasa teklifimiz duruyor. AKP kabul ederse geçecek. Kabul etmezse halkın iktidarında, CHP iktidarında emek sömürüsüne son vereceğiz. Herkes sendikalı, örgütlü çalışacak. Bunun sözünü veriyorum.

        Ama size şunu söyleyeyim. Benim sözüm Recep Beyin sözü değil. Size memur Kemal, işçi Kemal, emekli Kemal olarak, çiftçi Kemal olarak söz veriyorum, halkçı Kemal olarak söz veriyorum. Sizden birisiyim. İnsan Kemal olarak söz veriyorum.

        Biz konuştukça Recep Beyin ezberi bozuluyor. Recep Beyin ezberini bozduk. Recep Beyin kimyasını bozduk. 12 Eylülde Recep beylerin düzenini de bozalım, güç verin.''

        -''VAR OLAN HAKLAR YURTTAŞIN ELİNDEN ALINIYOR''-

        Kılıçdaroğlu, yüreğini, sevgisini, coşkusunu bildiği İzmir'in dünyaya örnek bir kent olduğunu anlatarak, İzmir'in 12 Eylülde tarih yazacağını ve tüm Türkiye'nin İzmir ile gurur duyacağını söyledi.

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

        ''Şimdi AKP diyor ki 'Öyle bir anayasa getirdik ki bu anayasada demokrasi var. Bu anayasada hak ve özgürlükler var.' Şimdi anlatıyorum size, Recep Bey de dinlesin. Bakınız TÜPRAŞ'ın ihalesi oldu 2004'te. 1 milyar 300 milyon dolara satıldı. Daha sonra Petrol-İş Sendikası mahkemeye gitti, ihale iptal edildi, kamu yararı yoktur diye. 1 yıl sonra 2005'te aynı TÜPRAŞ'ın daha az hissesi doğru dürüst ihalele ile satış bedeli 4 milyar 100 milyon dolar oldu. Türkiye Cumhuriyeti 3 milyar dolar kazandı. Bu anayasa, yargıya başvurma hakkını sendikaların elinden alıyor ve yasaklıyor. Yani özetle Kenan Paşanın bile yapmaya cesaret edemediğini bunlar yapıyorlar.

        Sadece bu mu? otobüs biletlerine, köprü ücretlerine veya herhangi bir kamu hizmetinin ücretine olağanüstü zam yapıldığında yurttaşlar idare mahkemesine başvurabiliyordu. Yeni anayasada hiç kimse yapılan insafsız zamlar dolayısıyla mahkemeye başvuramayacak. İzin verecek misiniz? Var olan hakları yurttaşımın elinden alınıyor.''

        Kılıçdaroğlu, ''Biz güzel anayasa yapıyoruz, çağdaş bir anayasa yapıyoruz'' denildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''AKP özgürlük diyorsa, demokrasi diyorsa bilin ki özgürlüğünüz elinizden alınacaktır. Bu anayasa onun bir parçasıdır. Anayasa yasalaşırsa İzmir'de de çok sayıda sanatçımız var. Mevcut anayasada var olan hakların, yurttaşların sendikalarının elinden alınmasını hangi sanatçı kabul edebilir? Bunu şiddetle reddediyorum. Sanatçı kimliğinizi ortaya koyun. Yurtsever kimliğinizi ortaya koyun ve şunu söyleyin. Haklar genişliyorsa evet, daraltılıyorsa hayır. Haklar daraltılıyorsa hayır diyoruz ve 'hayırda hayır var' diyoruz.''

        -''SİYASET YARGIYA BULAŞMASIN''-

        Referandumda 26 maddeye, bir tek yanıt istendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, mitinge katılanlara, ''Allah aşkına demokrasi için 'Bizim için araçtır amaç değildir' diyen bu değil miydi? Gömlek değiştiren bu değil miydi? Biz bunun sözüne nasıl güvenelim? Demokrasiyi araç olarak gören, asıl hedefe ulaşmak için anayasa değişikliğini millete dayatan bir insana güven duyulur mu?'' diye sordu.

        Seçmenin önüne 26 madde geldiğini ve sadece bir yanıt istendiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

        ''Ya tamamına 'evet' ya da 'hayır' diyeceksin. Böyle bir anlayış olabilir mi? Ne diyor 'Bir hap yaptık onu vereceğiz vatandaş yutacak.' Recep Beyin tıp eğitimi var mı, doktor mu? Doktor olmayanın verdiği hap yutulur mu?''

        Kılıçdaroğlu, siyasetin yargıya bulaşmamasını istediklerini hatırlatarak, ''Recep Bey 'Ben cumhurbaşkanı, meclis başkanı, valiyi, kaymakamı tayin ediyorum. Herkesi tayin ediyorum. Ama hakimleri tayin edemiyorum. Şimdi yetki istiyorum. Yargıçları da ben tayin edeceğim' diyor. Bu demokrasi midir?'' diye sordu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Hep beraber diyeceğiz ki 'Demokrasiyse evet hak ve özgürlükleri genişletmekse evet.' Yargı siyasallaşırsa o toplum vicdan azabı çeker. geçmişte hatırlarsınız 27 Mayısı, 12 Eylülü, 12 Martı. Siyasi mahkemeler kuruldu, gencecik çocukları astık. 16 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp on sekizmiş gibi idam sehpasına gönderdik. Deniz Gezmiş ve arkadaşları var... Aynı siyasal mahkemede onlar da yargılandı, idam edildi'' şeklinde konuştu.

        -BOY TARTIŞMASI-

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın boyuna ilişkin, kendisinin bir sözü olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

        ''Allah aşkına Recep Beyin boyuyla ilgilenen var mı? Hiç kimse öyle bir şey söylemedi. Bana ne kardeşim senin boyundan posundan, önemli değil. Ama boyunu posunu merak ediyorsan çıkarsın TV'de karşıma, ben boyunu posunu sana gösteririm. Sonra ondan çark etti. Bu sefer dedi ki 'önemli olan boy değil soydur.' Artık 21. yüzyılda Hitler mantığıyla kafası çalışan bir Başbakanımız var. Milletin soyundan sana ne? Eline pergel, cetvel alıp herhalde insanların kafatasını ölçecek. Bunlar bölücüdür. Siyasetin görevi barışı, huzuru sağlamaktır. Topluma entegre etmektir. Bunlarda o güç yok. Toplum bölündükçe, kavgacı oldukça bunlar rantı paylaşacaklar çünkü.''

        Kılıçdaroğlu, ülkenin her bölgesinde yaşayan vatandaşları sevdiğini anlatarak, şunları kaydetti:

        ''Geçen 'CHP kumsalda' dedim. Kumsalda yaşayanlara, yani sizlere sataştı. Toplumu niye bölüyorsun sen? Doğu'da, Güneydoğu'da yaşayan bizim insanımız. Karadeniz'de, Ege'de, Marmara'da Akdeniz'de de yaşayan bizim insanımız. İnsanımızı seviyoruz.

        Geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren bütün vatandaşlarıma söylüyorum. Bizi bölen, ayrıştıran, kardeşi kardeşe düşman eden, konuştuğu her cümleyle ayrışmayı tetikleyen Recep Tayyip Erdoğan'ı ve onun partisi olan AK Partiyi lütfen sandığa gömelim.''

        Kılıçdaroğlu, halkı sömürmeyeceklerini ve halktan yana olacaklarını belirterek, ''Biz sömürmedik, sömürmeyeceğiz, Recepleşmeyeceğiz. Halktan yana olacağız. Halkın inancına saygı göstereceğiz'' dedi.

        İzmir Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, insanların manevi duygularının en yoğun yaşandığı ramazan ayında bulunulduğunu hatırlatarak, AK Partililerin iftar sofraları kurduğunu, ama iftar sofralarını, vatandaşların huzur içinde gelip iftar yapacakları sofra olmaktan çıkardıklarını öne sürdü.

        Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

        ''Oturuyorlar, vatandaş geliyor, ibadetini yapmış, orucunu açmış, bir bakıyorsunuz, önüne 'Evet' pankartı çıkarıyorlar. Ve bir şey daha yaptı bunlar, iftar sofrasını Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek için düzenliyorlar. Bunların Müslümanlık anlayışı da değişti. İnsanların en temiz duygularını ramazan ayında sömürmek. Sömürenlere 'hayır' demek hepimizin, bütün mütedeyyin insanların görevi olmalıdır.

        Biz sömürmedik, sömürmeyeceğiz, Recepleşmeyeceğiz. Halktan yana olacağız. Halkın inancına saygı göstereceğiz. Hangi gazeteyi açsanız, tam sayfa 'Evet' diye başlıyor. Otobanlarda gidiyorsunuz 'Evet', bilboardlara bakıyorsunuz 'Evet', yer, gök 'evet'. Bir soru sordum, bu değirmenin suyu nereden geliyor diye. AKP'ye sordum. Bütün bu paraları nereden buluyorsun, nereden harcıyorsun? Bu değirmenin suyu nereden geliyor?''

        Hükümetin, anayasa değişikliğiyle ihalelerin önüne geçmek istediğini, kimsenin mahkemeye başvurmasını istemediklerini savunan Kılıçdaroğlu, ''Çünkü birilerine para aktaracaklar, birileri malı götürecek. Birileriyle paylaşacaklar. Halk yoksullaşacak'' dedi.

        Gittiği yerlerde, çiftçilere, üreticilere, ''Ürün tarlada, Recep Bey havuzlu villada'' dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bir gazetenin birinci sayfasında söz konusu villanın içinin fotoğraflarını yayımladığını dile getirdi.

        Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

        ''Altın kaplamalı musluklar var. Oturma odalarını, fayanslarını düşünün. Ben villa diyordum, ama bir malikaneymiş orası. Şimdi merak ediyorum. Bu kadar işsizlik varken, bu kadar yoksulluk varken, Diyarbakır'da bir işsiz evine bir şey getirmedi diye kendisini odada asarken, Ege Bölgesi'nde bir gazimiz açlıktan yatakta ölü bulunurken, Afyon'da insanlar böbreklerini satarken geçim için, Allah aşkına altın kaplamalı musluktan akan suyla Recep Bey yüzünü yıkarken acaba ne düşünüyor? 'Ben' diyor, 'Simit, su sattım, köşeyi döndüm.' İzmirlilere soruyorum, içinizde çok sayıda simit, su satan vatandaşım olabilir. Allah aşkına su ve simit satarak altın kaplamalı musluğu olan malikanede oturan İzmirli kardeşim var mı? Ama Recep Bey bu mucizeyi gösterdi. İşsiz kardeşlerim dersini versin. Yoksul kardeşlerim, ezilenler dersini versin. Biz hakkı ve adaleti arayacağız. Yetki verin, güç verin, bu işin hesabını soracağız. Bir umudum var, bir amacım, bir hedefim var. Yetki verin, güç verin, Türkiye'nin önü açılsın. 'Hayır' deyin değişimin önü açılsın.

        Güç verin, yetki verin, demokrasinin önünü açalım. Güç verin, yetki verin, alın teri değerini bulsun. Emek en yüce değerdir diye gönüllerimizde yer alsın, güç verin. Bizim hiçbir şeyimiz eksik değil. Her şeyimiz var. Denizimiz, taşımız, toprağımız, güzel insanlarımız var. Barış içinde yaşamak, kardeşçe yaşamak, gözyaşının dökülmediği, anaların ağlamadığı bir ülkeyi kurabiliriz. Yetki verin, güç verin, bunu yapalım.''

        Türkiye'nin sorunlarını bildiğini, sorunları çözmeye amade olduklarını bildiren Kılıçdaroğlu, CHP olarak yeni bir anlayışla temiz siyaseti getireceklerini daha önce ifade ettiğini söyledi.

        Düzgün, halka güven veren siyaseti getireceklerini, kendileri için değil, halk için çalışacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, halk için üreteceklerini, emeği, alın terini yücelteceklerini ifade etti.

        AK Parti'nin sorun ürettiğini savunan Kılıçdaroğlu, ''O, Türkiye'nin rantına talip, onun için köşeyi döndüler. Onlar iki türlü politikalar güdüyorlar. Sizin aranıza gelince, 'Din, iman, Allah, peygamber' diyorlar. Bir üst kata çıkıp hepsi köşeyi döndü'' diye konuştu.

        AK Parti'li bir bakanın çocuğunun işsiz kaldığının duyulmadığını, ama İzmir'de işsizlik oranının yüzde 36 olduğunu dile getiren Kılıçdaorğlu, 12 Eylülün gençlere siyaseti yasakladığını, ama gençlerin artık siyasetin odağında olduğunu kaydetti.

        Türkiye'nin geleceğini gençlerin çizeceğini belirten Kılıçdaroğlu, gönlünün gençlerden yana olduğunu söyledi.

        ''Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşamak Allah aşkına zor mu?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Yeter ki beraber olalım, yeter ki AKP'nin tuzağına düşmeyelim. Ben sorunları çözerim dediğim zaman AKP'de telaş başlıyor. 'Vay efendim bu samimi değil'. Ya teşekkür etsene. Korkuyorlar, çünkü sorunların çözülmesini istemiyorlar. Ama size söz veriyorum, bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçe yaşayan Türkiye'yi beraber kurup, beraber yaşatacağız.''

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ