Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Dünyanın imrendiği ülkeyiz!"

        Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Türkiye bugün dünyanın imrenilen ülkelerinden birisi oldu ama muhalefetin siyaset tarzı konusunda maalesef mesafe alamadık. Biz bütçe açığını kapatıyoruz, cari açığı kapatıyoruz, başka açıkları kapatıyoruz ama bu ülkede sağlıklı bir muhalefet açığını kapatamıyoruz'' dedi.

        AK Parti Sivas Merkez İlçe Teşkilatı'nın 4. Olağan Kongresine katılmak üzere uçakla kente gelen Başbakan Yardımcısı Bozdağ'ı, Sivas Nuri Demirağ Havaalanı'nda Vali Ali Kolat, Belediye Başkan Vekili Orhan Demirok, AK Parti Sivas Milletvekili Hilmi Bilgin ile diğer yetkililer karşıladı.

        Buradan Sivas Valiliği'ne geçen Bozdağ, Hükümet Konağı önündeki tören mangasını selamladıktan sonra Vali Ali Kolat'ı makamında ziyaret etti. Valilik şeref defterini imzalayan Bozdağ'a, Vali Kolat ''hayat ağacı'' motifli plaket ile Valiliğin kültür yayınlarından oluşan kitaplar armağan etti.

        Valilik ziyaretinin ardından AK Parti Sivas Merkez İlçe Teşkilatı'nın Belediye Nikah Salonu'nda düzenlenen 4. Olağan Kongresine katılan Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını belirterek, ülkede demokrasi anlayışının değiştiğini söyledi.

        Türkiye'de konuşulamayan, tartışılamayan konuların, bugün konuşulup tartışılabildiğini ifade eden Bozdağ, Türkiye'nin bugün bambaşka noktada olduğunu belirtti. Önceden belli konularda imtiyazlı kabul edilen veya imtiyazlı görülen kişilerin artık bu konumda olmadığını anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:

        ''Artık kimsenin imtiyazı olmadığı ortada. Eğer birisi hakkında suç iddiası varsa, isnadı varsa, deliller, belgeler, bulgular da onu gösteriyorsa veya yargı orada hareket etmesi gerekiyorsa profesör olsun, işçi olsun, köylü olsun, general olsun, başka bir kişi olsun, sıfatı veya serveti ne olursa olsun, artık ona karşı da işleyen bir sağlıklı yargı sistemi var. Türkiye'nin hukuk devleti olma yolunda da önemli adımları bu dönemde attık.

        AK Parti'nin en önemli başarılarından birisi bu ülkede korkuları yenmek olmuştur. Biz korkuları ve korku siyasetini tarihin çöplüğüne attık. 'Aman laiklik tehlikede', artık kaldı mı bu tartışmalar? 'Aman irtica hortladı, irticacılar geliyor, dolanıyor', kaldı mı bu tartışmalar? 'Aman komünistler geliyor', kaldı mı bu tartışmalar? 'Falan vaka, siz buraya durmazsanız falanlar söz sahibi olur, onlar söz sahibi olursa şöyle şöyle sonuçlar ortaya çıkar, aman ha onlardan korkun bize oy verin' diyen mantık artık tedavülden kalktı. Ama bu mantıkla hala devam edenler varsa bilmeleri lazım ki boşuna uğraşıyorlar. Türkiye artık eski Türkiye değil, değişim tam anlamıyla gerçekleşti ve biz bu ülkede korku siyasetini tarihin çöplüğüne attık. Artık korku siyaseti üretenler başarılı olamayacaktır.''

        ''En önemli sorunlarından biri sağlıklı bir muhalefetin olmayışıdır''

        Muhalefetin iftira siyasetinin, karalama, çamur atma siyasetinin çok olduğunu savunan Bozdağ, ama bu siyasetin artık para etmediğini söyledi. Artık siyasetin çamur atma siyaseti olmaktan çıktığını, çamur atma siyaseti yapanlara milletin prim vermediğini anlatan Bozdağ, artık insanların proje siyaseti, program siyaseti, çözüm siyaseti istediğini belirterek, şöyle devam etti:

        ''Ama maalesef böyle bir sıkıntı bizim muhalefetimizde hala var. Bu kısmı aşamadık. Hukuk devleti noktasında mesafe aldık. Demokratikleşme noktasında mesafe aldık, ekonomik kalkınma noktasında mesafe aldık, dış politikada mesafe aldık. Türkiye bugün dünyanın imrenilen ülkelerinden birisi oldu ama muhalefetin siyaset tarzı konusunda maalesef mesafe alamadık. Biz bütçe açığını kapatıyoruz, cari açığı kapatıyoruz, başka açıkları kapatıyoruz ama bu ülkede sağlıklı bir muhalefet açığını kapatamıyoruz. Bu ülkenin en önemli sorunlarından bir tanesi sağlıklı bir muhalefetin olmayışıdır, sağlıklı bir ana muhalefetin olmayışıdır.

        Ana muhalefetin planı olur, programı olur, projesi olur ama yok. Sayın Kılıçdaroğlu her hafta müfettiş gibi elinde bir dosya sallıyor. Yani dosyada zannedersiniz ki Türkiye'de işsizliği çözecek bir projesi var, terörü halledecek bir projesi var. Falan şunu yapmış, filan şunu yapmış, yahu bu dedikoduyu herkes yapıyor, kahvede yapıyorlar, günlerde yapıyorlar bari sayın genel başkan sen yapma. Hiç olmazsa dosyayı saklama veya elinde tutma gönder savcılara, savcılar baksın içinde ne varsa. Cezayı gerektiren bir şey varsa, onu cezalandırsınlar. Dilerim ki Türkiye pek çok engeli aştı demokrasi yolunda, hukuk devleti yolunda. İnşallah sağlıklı bir muhalefetin yokluğu sıkıntısını da aşar.''

        Şu anda ciddi bir muhalefet sıkıntısı olduğunu, sağlıklı bir muhalefet olmadığını ifade eden Bekir Bozdağ, ''Cari açığı azaltıyoruz, bütçe açığını da Allah'a şükürler olsun kapatıyoruz neredeyse denk bütçeye doğru gidiyoruz. Ama muhalefet açığını iktidarın kapatması demokrasiler de olacak iş mi, değil mi Sivaslılar. Bunlar bekliyorlar ki muhalefet açığını da iktidar kapatsın. O zaman demokrasi olmaktan Türkiye çıkar. Sadece demokrasilerde muhalefet vardır, özgür muhalefet ama maalesef böyle bir muhalefet Türkiye'de yok'' diye konuştu.

        ''Tarihimizi yırtıp atamayız''

        Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Meclis Başkanlığı'nın, Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nın İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda bir toplantı yaptığını, Sultan Abdülmecid'in 150. ölüm yıl dönümü nedeniyle ''Abdülmecid'i ve Dönemini Anma'' adı altında uluslararası bir sempozyum düzenleneceğini hatırlattı.

        Bu sempozyumla ilgili eleştirileri değerlendiren Bozdağ, ''Ya nasıl sen böyle bir sempozyum düzenlersin? Hem de Meclis Başkanı, nasıl böyle bir sempozyum düzenler?'' gibi eleştiriler olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

        ''Peki ne düzenliyor Meclis Başkanı? Osmanlı padişahlarından birini anma sempozyumu düzenliyor. Ayıp mıdır, günah mıdır, suç mudur? Osmanlı bizim geçmişimiz mi? Geçmişimiz. Osmanlı bizim tarihimiz mi? Tarihimiz. Osmanlı bizim atamız mı? Atamız. Osmanlı bizim dedemiz mi? Dedemiz. Ecdadımız mı? Ecdadımız. Yahu biz ecdadımızı, dedemizi, atamızı, tarihimizi, geçmişimizi anmayacak mıyız? Türk tarihi Cumhuriyet'le mi başlıyor? Türkiye'nin geçmişi yok mu? Yeri geldiği zaman Yargıtay'ın kaçıncı yılını kutluyoruz, yeri geldiği zaman Danıştay'ın kaçıncı yılını kutluyoruz, yeri geldiği zaman Silahlı Kuvvetlerin kaçıncı yılını kutluyoruz. Yüzlerce yıl, onları kutluyoruz. Öyleyse bu ülkede hizmeti olan tarihimizi de anacağız, ecdadımızı da anacağız. Osmanlı'nın bu topraklarda hizmeti yok mu? Bu toprakları yurt edinen, vatan edinen, böylesi bir büyük ulus millet olmasına en büyük katkıyı veren bizim ecdadımız Osmanlıdır. Tarihimizi yırtıp atamayız.

        Öte yandan biraz da kendi tarihlerine bakmaları lazım. Ona da bakmıyorlar. Ben şimdi bakıyorum bu ülkeyi kuran, kurucu lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı Paşası değil mi? Osmanlı Paşası. İsmet İnönü Osmanlı'nın okullarında yetişmiş, Osmanlı'da eğitim almış, bütün sıfatları Osmanlı döneminde kazanmamış mı? Fevzi Çakmak Paşa Osmanlı döneminde Osmanlı Paşası değil mi? Kazım Karabekir Osmanlı Paşası değil mi? Osmanlı dönemi kapanıp da Cumhuriyet dönemine geçtiğimizde bu ülkenin okullarında, yargısında, eğitiminde, hükümetinde, meclisinde görev alanların tamamı Osmanlı okullarında okuyup, Osmanlı eğitiminden geçmediler mi? Bu ülkeyi kuranlar, Osmanlıların yetiştirdiği yani dedelerimizin yetiştirdiği yiğit ve kahraman vatan evlatları değil mi? Biz bununla ancak gurur duyarız, ancak övünürüz. Ama gelin görün ki dedesinden utanan bir nesil türedi CHP'de. Böyle bir nesil olabilir mi? Atasından utanan insanlara bu millet kıymet verir mi? Babasından utanıyor, dedesinden utanıyor, siz ona saygı duyar mısınız? Biz atamızla, dedelerimizle utanmıyoruz. Eksikleri varsa konuşacağız, yanlışları varsa konuşacağız, doğruları varsa konuşacağız. 'Atalarımız yanlış yapmaz, eksik yapmaz da' demiyoruz. İnsandır herkes eksiği olur, yanlışı olur, doğruları olur, biz tarihimizle doğru bir şekilde yüzleşmemiz, konuşmamız lazım, onları değerlendirmemiz lazım. Biz tarihimizi değerlendiremezsek geleceğimizi de doğru tayin edemeyiz.''

        CHP'nin ''Dersim'' konusundaki tutumu

        Başbakan Yardımcısı Bozdağ, CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün'ün Dersim ile ilgili açıklamalarına değinerek, muhalefet partisinin bu konudaki tutumunu değerlendirdi.

        Bozdağ, ''Sayın Kılıçdaroğlu da biliyorsunuz Tunceli'li ve bu katliam dile geldikten sonra CHP içerisinde kıpırdanmalar başladı. 12 tane milletvekili kalktı, bir bildiri yayınladı. Öte yandan sayın Kılıçdaroğlu bu konuda başka şeyler söyledi ve diyor ki sayın Kılıçdaroğlu, bu tarihi olayların önemine vurgu yapıyor. Bunlar diyor 'önemli şeyler ama bu günlük politikada bunlar kullanılmaz. Bunu tarihçelere bırakın' diyor. Konuşursun, politikacılar konuşamaz mı bunu'' dedi.

        CHP Tunceli milletvekilinin kendi ilinin tarihinde çok önemli bir konuyu gündeme getirdiğini ancak CHP'nin içinde ''bunu tartışanları susturun'' diyen bir koronun çıktığını ifade eden Bozdağ, ''Bunu susturun, buna disiplin cezası verin, şöyle yapın, böyle yapın'' diyenler olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:

        ''Suriye'de bugün bir rejim var, kendi insanının üzerine silah doğrultuyor. Tankları topları doğrultuyor, gazeteyi bombalıyor, masum insanları öldüren bir yönetim var. Kadınları, çocukları, yaşlıları sıfatına vasfına bakmaksızın, ayırmaksızın öldüren bir yönetim var. Bir zulüm var, bir cinayet var. Bütün dünya bu zulüm karşısında ayağa kalkmış, Arap ligi ayağa kalkmış, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu noktada hükümetiyle, milletiyle tavır koymuş, Avrupa ayağa kalkmış, Amerika 'olmaz' diyor, herkes 'burada katliam var', 'masum insanlar öldürülüyor' diyor ama CHP heyet gönderiyor. Katliam yapıldığı, bütün dünyanın gittiği yere heyet gönderiyor, heyet geliyor açıklama yapıyor, 'Suriye'de hiçbir şey yok' diyor, 'denildiği gibi değil' diyor, 'olaylar bambaşka' diyor. Böyle açıklamalar yapıyorlar ama bir iki gün sonra Suriye'de Türk bayraklarını yakma teşebbüsünde bulunan, yakan, birtakım yönetimin güdümünde insanlar çıkıyor. Atatürk'ün posterini yakan insanlar çıkıyor. Kim yakıyor bunu? CHP'nin kutsadığı Suriye yönetiminin ayarladığı, meydana sürdüğü yapılar veya yandaşları yapıyor.''

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Genel Başkan olduktan sonra ''Biz korku imparatorluğunu yıktık'' dediğini hatırlatan Bozdağ, ''Ama öyle anlaşılıyor ki CHP'de korku imparatorluğu kuruluyor, Türkiye demokratikleşirken, CHP antidemokratik bir yapıya doğru gidiyor. Umarım onlar da demokrasinin gereklerini parti içerisinde işletirler'' dedi.

        Kongrenin ardından vatandaşların sorunlarını dinleyen Bozdağ, karayoluyla Yozgat'a hareket etti.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ