Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Helikopterlere ‘Dön’, F-16’lara ‘Vur’ emrini kim verdi?

        Enis Yıldırım / ANKARA

        Gazete HABERTÜRK

        Şırnak'ın Uludere İlçesi'nde sigara ve mazot kaçakçısı 35 köylünün F-16 savaş uçaklarının bombardımanıyla ölümüne ilişkin inceleme başlatıldı. Edinilen bilgilere göre bölgedeki güvenlik güçleri; istihbarat birimlerinden alınan "PKK'nın 'Doktor Bahoz' kod adlı elebaşlarından Suriyeli Fehman Hüseyin'in bir aydır bölgede bulunduğu ve Haftanin kampında Türkiye'ye yönelik yeni saldırı talimatları verdiği" uyarısı nedeniyle son bir aydır "teyakkuz"daydı. Son bir hafta içerisinde de bu uyarıya katırlarla Irak'tan Türkiye'ye geçileceği ve askeri birliklere yönelik saldırı yapılacağı yönünde istihbari bilgiler eklendi. Bu bilgi bölgedeki tüm askeri birliklerle de paylaşıldı. Bölgede her an saldırı yaşanabileceği dikkate alınarak tedbirler güçlendirildi ve insansız hava araçlarından (İHA) gelen bütün görüntüler de anında değerlendirmeye alındı.

        SİNYAL ALINDI

        Bu gelişmeler yaşanırken olay günü Şırnak Gülyazı Jandarma Taktik Komutanlığı, bir süredir kaçakçılık nedeniyle teknik takip altında bulunan üç kişinin cep telefonundan sinyal aldı. PKK'nın Haftanin kampının uzantısı olan Karaçalı tepesinden gelen bu sinyal üzerine Gülyazı Jandarması, Çakırsöğüt Tugay Komutanlığı'ndan yardım istedi. Bölgeye asker sevkıyatına karar verildi. Dört rütbeli asker de vadiye yakın bir yere giderek helikopterlerin inebileceği bir alan aradı. Bu sırada 4 helikopter kaçakçıları yakalamak üzere Çakırsöğüt Tugayı'ndan kalktı.

        'GERİ DÖN' EMRİ

        Bölgeye asker götüren 4 helikopter havada iken, 5 dakika geçmeden "Geri dön" emri verildi. Bölgeye helikopterleri indirecek 4 rütbeli askere de "mevzi alın ve saklanın" talimatı ulaştırıldı. Ve Diyarbakır'dan kalkan F-16 uçakları 10 dakika sonra Afra Vadisi'ne ulaşarak kaçakçılara bomba yağdırdı. Uçakların bomba bıraktıkları 4 km derinliğindeki Afra Vadisi tutuşarak yarım saat boyunca yandı. Bombalamanın ardından yaralı kurtulan ve kaçakçılık yaptığı belirlenen Hasan Yürek'in cep telefonundan köyünü aradığı ve yardım istediği tespit edildi. İnceleme çerçevesinde, şimdi asker sevkıyatı yapan helikopterlere "Dön"; F- 16 uçaklarına da "kalk" ve "vur" emrini veren yetkilinin kim olduğunun tespit edilmeye çalışıldığı öğrenildi.

        MİT'TEN İSTİHBARAT YALANLAMASI

        MİT Müsteşarlığı, 30 Aralık 2011 tarihli bazı basın yayın organlarında yer alan, “Irak/Haftanin bölgesinde 35 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan hava operasyonuna ilişkin istihbaratın MİT’ten kaynaklandığı’’ yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. MİT’ten yapılan açıklamada operasyona ilişkin bilgilerin Genelkurmay tarafından verildiği hatırlatılarak, kuruma teyit ettirilmeden gerçek dışı haberler yayınlandığı belirtildi. Açıklamada terörle mücadelede kurumlararası istihbarat paylaşımının bundan sonra da kararlılıkla sürdürüleceğinin altı çizildi.

        "HER ŞEY 50 LİRA İÇİN..."

        Sınırda düzenlenen bombardımanda ölen çoğu çocuk ve genç 35 kişi, gözyaşlarıyla uğurlandı. Ölenlerden geriye bilgisayar ve kantin taksitleri, yüreği yanık anneler, babalar, eşler kaldı. “8 yıldır çocuğumuz olmuyordu. İki aylık hamileyim, çocuğumu yetim bıraktılar” diye gözyaşı döken Semire Encü isyan etti: 50 TL kazanmak için gitmişti, değer miydi?

        İlyas AKENGİN / AHT

        IRAK’ın kuzeyinde önceki gece düzenlenen hava operasyonunda hayatlarını kaybeden Şırnak Uludereli çoğu çocuk 35 kişi, gözyaşları arasında toprağa verildi. Ölenlerden geriye bilgisayar ve kantin taksitleri ile gözü yaşlı hamile kadınlar kaldı. Ölenlerden Hüsnü Encü’nün eşi Semire Encü, “Eşim29 yaşındaydı. 8 yıldır çocuğumuz olmuyordu. İki aylık hamileyim, beni ve çocuğumu yetimbıraktılar. Bize yazık değilmi? 50 lira para kazanmak için gitmişti, değermiydi?” diye feryat etti.

        KÜRTÇE AĞITLAR

        Sınırda sigara vemazot kaçakçılığı yapan, Şırnak Uludere’ye bağlı Gülyazı, Ortasu ve Ortabağ köylerinden 39 kişinin önceki gece PKK’lı sanılarak bombalanması sonucu yaşamını yitiren 35 kişinin otopsileri Malatya ve Diyarbakır’dan gelen adli tıp uzmanlarınca Uludere’de yapıldıktan sonra cenazeler ailelere teslimedildi. Uludere Yeşilyuva Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Gülyazı Köyü’ne götürülen cenazeler Kürtçe ağıtlarla toprağa verildi. Gözyaşlarının sel olduğu cenaze töreninde, olayda yaşamını yitiren Hüsnü Encü’nün 2 aylık hamile olan eşi Semire Encü 8 yıldır çocukları olmadığını belirterek, “Eşimhenüz 29 yaşındaydı. 8 yıldır çocuğumuz olmuyordu. Tedaviyle hamile kaldım. 2 aylık hamileyim, beni ve çocuğumu yetimbıraktılar. Günah değilmi? Bize yazık değilmi? 50 lira para kazanmak için gitmişti, değer miydi” diye feryat etti. Olayda ilköğretimöğrencisi oğulları 13 yaşındaki Erkan ile 15 yaşındakiMahsun’u kaybeden Reyhan Encü ise “Çocuklarımızın hayatı bu kadar ucuzmuydu” diye ağıtlar yaktı. Çoğu akraba olan köylülerden Abdurrahman Encü öğrenci olan 16 yaşındaki oğlu Bilal’in senetle aldığı bilgisayarının taksitini ödemek için kaçakmazot almaya gittiğini anlattı. Encü 130 haneli köyde 60 köy korucusu olduğunu belirterek “Bir şehidimiz, 4 gazimiz var” dedi.

        KANTİN BORCU İÇİN

        Ölenlerden lise 1. sınıf öğrencisi Savaş Encü’nün, okulda kantine olan 100 TL’lik borcunu ödemek için, kaçakçılığa giden ağabeyi Vahit Encü’den sırasını aldığı belirtildi. Kardeşi Savaş’ın o gün kendisini sınırdan aradığını anlatan Vahit Encü, “2003’ten beri kaçağa gidiyoruz. Her seferinde 50 kişi birlikte gidiyoruz, zaten kaçağa gidenlerin çoğunu gençler ve çocuklar oluşturuyor. Savaş o akşamtelefon açtı, ‘Abi biz sınırdayız n’apalım’ dedi. Ben de kendisine ‘Asker yolu tutmuş, hava soğuk, yolu bir saat sonra açarlar’ dedim. Daha sonra bombalama başladı” diye konuştu.

        ÖLENLERİN LİSTESİ

        Mehmet, Nevzat, Hamza, Şervan, Cemal, Osman, Şivan, Bilal, Mahsun, Salih, Hakiki, Serhat, Savaş, Selahattin, Bedran, Hüseyin, Aslan, Cevat, Erkan, Selman, Orhan, Fadıl, Vedat, Cihan, Fikret, Hüseyin, Erkan, Zeydin ve Çetin Encü, Seyit Enç, Özcan Uysal, Nadir Alma, Yüksel Ürek, Salik Ürek, Adem And.

        "GÖZLERİMDEN UTANIN GÖZLERİMDEN"

        KUZEY Irak’ta 1998 yılında düzenlenen sınır ötesi operasyonda mayına basarak iki gözünü kaybeden köy korucusu Mehmet Encü hava saldırısında 13 yaşındaki tek çocuğu Erkan Encü ile iki kardeşini kaybetti. Mehmet Encü, gazi maaşının yetmediğini, kaçakçılık yaptıklarından askerlerin haberinin olduğunu belirterek, “PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonda iki gözümü kaybettim. Askerler, köyde kaçakçılık yapmamıza göz yumuyordu. Biz de geçimimizi bu şekilde yapıyorduk. Gazi maaşım yetmiyordu . Bu devlet için gözlerimi verdim, karşılığı bu mu olmalıydı? Gözlerimden utanın, gözlerimden” diye konuştu.

        ‘DEVLETİMİZDEN BEKLEMİYORDUK’

        Bombardımanda iki kardeşini ve tek çocuğunu kaybettiğini belirten Encü şöyle devam etti: “Erkan’ı kaçağa göndermek istemiyordum yalnızca son 1 haftadır aile bütçesine katkı için kaçağa gitmeye başlamıştı. 100 TL kazanmak için gitti, akşam Heronlar dolaşmaya başladı. Askerler, gelecek grubun geçişini engellemek için sınıra yöneldi. Sonra uçaklar bölgeyi bombaladı. Biz bunu devletimizden beklemiyorduk. Kimse zengin olmak için bu işi yapmıyordu, devletimiz bunu iyi bilsin.” Encü, “Devlet, 10 yıldır bu bölgede kaçakçılık yapıldığını biliyordu, terörü bahane etmesin. ‘Kaçakçılık yapmayın sizi öldürürüz’ diyebilirlerdi” dedi.

        RAPORDAN NOTLAR

        DERNEK temsilcileri, ölenlerin götürüldüğü hastanede de inceleme yaptı. Olayda tahrip gücü yüksek mühimmatın kullanıldığı belirtilen raporda hastane koşullarının otopsi işlemlerine elverişli olmadığı, cenazelerin gelişigüzel odalara bırakıldığı anlatıldı. Olaydan sonra hiçbir resmi kurumun cenazeleri almak için girişimde bulunmadığı, işlemleri köylülerin kendi imkânlarıyla yaptığı ifade edildi. Raporun sonuç bölümünde “Bu olaya ilişkin olarak yapılanın bir yargısız infaz olduğu, öldürülenlerin sayısı itibarıyla toplu bir katliam niteliği taşıdığı sonucuna varılmıştır” denilerek, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin heyet göndermesi çağrısında bulunuldu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ