Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Başbakan'ın konuşma metinleri

        Habertürk TV'de Siyaset Bilimci İhsan Bal ve Gazeteci Balçiçek İlter'in sunduğu Memleketin Hali programı dün gece çarpıcı açıklamalara sahne oldu. İki bölüm halinde yayınlanan programın ilk bölümünde Başbakan Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan konuk olurken, ikinci bölümüne ise 19 yıl önce bir suikaste kurban giden gazeteci Uğur Mumcu'nun ağabeyi Avukat Ceyhan Mumcu konuk oldu.

        Yalçın Akdoğan, Başbakan'la uzun yıllar yakın mesaide çalışırken gözlemlediklerini ve çalışmanın ayrıntılarını anlattı. Akdoğan, Ahmet Türk'ün Habur krizi ile ilgili sözlerine ise sert cevap verdi: "O önce Öcalan'ın kendisine ettiği hakaretleri izah etsin." Avukat Ceyhan Mumcu ise Hrant Dink cinayetiyle ilgili gündeme getirilemeyen bazı soruları

        hatırlattı ve Hrant Dink'e telefon eden son kişiye dikkat çekti.

        Ankara Milletvekili de olan Akdoğan, Başbakan'ın samimiyetine dikkat çekerek onu şöyle anlattı: "Samimiyet bir liderde çok önemli bir haslettir. Başbakanımız saatlerce dinleyebilir. Karşılıklı tartışmalar yapılabilir. Onlara itiraz edebilir, hatta bazen kızabilir. Ama neticede orada üretilen ortak akla göre hareket eden bir insandır. İnsanlar genelde kendi potansiyelinin çok azını performansa yansıtabilir. Başbakanımız potansiyelinin çok üzerinde performans ortaya koyabilen bir insan. İşte bu da aslında ekip çalışmasıyla ortaya çıkıyor."

        "HANGİ ŞEHİRDE OLDUĞUMU KARIŞTIRIYORUM"

        Yalçın Akdoğan, Başbakan Başdanışmanlığı yapmanın zorluklarına da dikkat çekti. 10 yıl Başbakanlık yapmış birine danışmanlık yapmanın zorluğunun altını çizen Akdoğan, o süreçte yaşanan tüm konulara vakıf olunması gerektiğini söyledi. Başdanışman Akdoğan, güven duygusunun da önemli bir unsur olduğunu belirterek, "Size güven duyulması lazım. Bir eleştiri getirdiğiniz zaman, çok farklı bir düşünce ortaya attığınız zaman arkasında başka bir şey aranmaması lazım." diye konuştu. Yoğun çalışma temposuyla ilgili ise ilginç bir anektodu paylaştı: "Biz 24 saatte 5 ülke değiştirdik. Bir gün içerisinde 5 şehir değiştirdiğimiz oluyor. Öyle olunca ben sabah kalktığım zaman bazen 10 dakika düşünüyorum, 'Burası neresi? Ben hangi şehirdeyim?' diye. "

        "BAŞBAKAN'IN KONUŞMA METİNLERİ NASIL HAZIRLANIYOR?"

        Peki Başbakan Erdoğan'ın konuşmaları nasıl hazırlanıyor? Yalçın Akdoğan o süreci de şöyle anlattı: "Başbakanımız bize bir çerçeve çiziyor. Bunun üzerine ben de ekibime diyorum ki buradaki duruşumuz şudur, çerveçe şudur.

        Ekip ona göre çalışıyor. Kimisi bütün Bakanlıklardan verileri topluyor. Kimisi gittiğimiz şehirle ilgili özlü sözler ve şiirlerle ilgili bir çalışma yapıyor. Ve ya konuşulacak konuyla ilgili atıf yapılacak tarihişahsiyetlere bakılıyor. Neticede bu çalışmalar bize geliyor, biz redakte ediyoruz. Sonra başbakanımız ekleme ya da çıkarma yapıyor, düzeltmeler

        yapıyor. Ve ortaya bir metin çıkıyor. Ama sayın Başbakanımız konuşma esnasında bunu hiç kullanmayıp irticalen de konuşabilir. " Akdoğan, Prompterın dışına çıkıldığında yapılan eleştiriler için ise, "Bunlar siyasi risk alınan konulardır. En büyük alkış da oralardan geliyor. Neticede siyaseti belirleyen, politikayı belirleyen liderdir " dedi.

        "AHMET TÜRK ÖCALAN'IN HAKARETLERİNİ İZAH ETSİN"

        Ahmet Türk'ün "Habur görüntülerinin arka planını açıklarsam hükümet çok zor durumda kalır." sözlerine için ise, "O önce Öcalan'ın kendisine ettiği hakaretleri izah etsin. BDP'de kim biraz popüler olsa, öna çıksa Öcalan'ın onları ne kadar aşağıladığını biliyoruz." diye konuştu.

        HRANT DİNK'E SON TELEFON EDEN KİŞİ KİM?

        Programın ikinci bölümünün konuğu olan Avukat Ceyhan Mumcu ise Hrant Dink cinayetiyle ilgili ilginç noktalara dikkat çekti.

        İşte Ceyhan Mumcu'nun o açıklamaları: "Ben onun ailesine ve avukatlarına yardımda bulunmayı

        önermiştim. Ama onlar bu işi biraz da bir başka dünya görüşü faaliyeti olarak yapmayı planladıkları için benim görüşümü önemsemediler. Hrant Dink'i vuran o genç, o gün saatlerce oradan ayrılmıyor. Gazete içerisinde bir güvenlik sistemi var, içeriye sokmuyorlar. Peki o çocuğun o binada saatlerce dolaşmasını niye emniyet güçlerine haber vermiyorlar. Bunun açıklanması gerekir. Hrant Dink'e en son kim telefon etti? Ve o çocuk oradan ayrılmadığı halde neden gazetenin güvenlikçileri Hrant Dink'i yalnız bıraktılar? Hrant Dink'in ailesinin avukatları bu konuları gündeme getirmediler. Başka telefon görüşmelerini gündeme getirenler, Hrant Dink'e son telefon eden kişiyi nedense gündeme getirmiyor. Kim olduğu araştırıldın. Ama birisi telefon ediyor. Ogün Samast kapıdan ayrılmıyor,bankadan geri dönerken öldürüyor. Onu neden yalnız gönderdiler? Bunları sorgulamazsanız siz de razı olmuş olursunuz."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ