Arınç: Terörle topyekün mücadele

Ahmet ÜNSAL-AHT

Manisa'da 3 bin kişilik iftar yemeğine katılan ve terör konusuna değinen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Elimizden gelen, bildiğimiz ne varsa terörle mücadele için çalışıyoruz ve sarfediyoruz. Bu konuda sadece hükümetimiz değil, siyasi partilerimizin hepsi milli mesele olduğu için terörle mücadelede elinden gelen katkıyı yapmaya devam ediyor" dedi.

Manisa Valiliği'nin öncülüğünde Vestel firmasının sponsorluğuyla Yuntdağı köylerinden Ortaköy piknik alanında iftar yemeği düzenlendi. 3 bin kişilik iftar yemeğine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eşi Münevver Arınç ile katıldı. İftar yemeğine Arınç'ın yanı sıra Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz, AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, AK Parti İl Başkanı Murat Baybatur, kurum müdürleri ve çevre köylerden gelen köylüler de katıldı. İftar verilen alana gelen Arınç köylülerle tek tek tokalaştı.

İftar yemeğinin ardından yapılan konuşmalarda söz alan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, "Çok önemli bir ayda böyle bir yerde ekmeğimizi paylaşmaktan çok mutluyuz. Bizim inancımıza göre oruç ramazan bittikten sonra başlar. Biz bunu hep aklımızda tutuyoruz. Bugün 6 şehit verdik. Hepsini rahmetle anıyoruz. Bütün kırgınlıkları küskünlükleri bir kenarda bırakalım. Manisa ve ülkemiz için işbirliği içinde dostça kardeşçe çalışmaya birlik ve dirlik içinde olmaya söz veriyorum. Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamlarını iletiyorum" dedi.

Ramazan ayının bereket ve gufran ayı olduğunu, sevinçlerin var olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, özellikle Suriye'de ve Burma Müslümanlarında bu sevincin yaşanamadığını vurguladı. Arınç, "Ramazan bereket rahmet ve gufran ayı. Ramazanın her tarafında büyük bir sevinç var. Allah bu sevinci tüm memleketimize ve İslam alemine inşallah daima birlikte kavuşmayı nasip etsin. Tabi bütün islam dünyası 2 milyar insan ramazanı Kadir gecesini bayramı çok iyi bilir. Şüphesiz onlar da sevinçle karşıladılar. Ama bugün görüyoruz ki maalesef yanı başımızdaki Suriye'den en uzağımızdaki Burma müslümanlarına kadar pek çok yerde acı, ızdırap, şiddet, silah var. Dolayısıyla öncelikle İslam dünyasındaki bu ihtilafların, bu çatışmaların, bu kavgaların bu kan dökmelerin sona ermesini Cenabı Hak'tan diliyoruz. Allah bütün islam alemine huzur versin, sükunet versin. Tabi öncelikle memleketimiz" diye konuştu.

Arınç, Hakkari'deki PKK'nın yaptığı hain saldırı sonucu güvenlik güçlerinin şehit edilmesi konusuna da değildi. Terör örgütünün can yakmaya devam ettiğinin altını çizen Arınç, "Memleketimizde de çok şükür herşey çok iyi gidiyorken terör belası her gün canımızı yakmaya devam ediyor. İşte bugün de maalesef 6 askerimiz, 2 geçici köy korucusu olmak üzere 8 kardeşimiz rahmetli oldu. Kahpece saldırdılar akşam sahur vakti bir karakolumuza. Çatışma çıktı ve hainler arkalarında elbette 15 yakın ölü bırakarak, bizim de 8 canımızı yaktı. Dün de bu oldu, bugün de bu oldu, dileriz yarın olmaz. Elimizden gelen bildiğimiz kadar ne varsa terörle mücadele için çalışıyoruz ve sarfediyoruz. Bu konuda sadece hükümetimiz değil siyasi partilerimizin hepsi de milli mesele olduğu için terörle mücadelede elinden gelen katkıyı yapmaya devam ediyor. Tabi fitne otuz yıla yaklaştı. Bir ara bazı sebeplerle sinmişlerdi. Ama yine şimdi can havli ile saldırılarına devam ediyor. Şehitlerimiz dün ilk değildi bugün de son olmadı. Dileriz ki bundan sonra bu felaketi bir an evvel bitirmek nasip olur. Ve artık annelerin gözyaşı dökmediği, milletimizin ağlamadığı gencecik filizlerimizin toprağa düşmediği huzurlu güvenli bir Türkiye'ye hep beraber kavuşuruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç konuşmasını şöyle sonlandırdı:

"Memleketimizde birlik ve beraberlik çok önemli. Elbette ülkemizin kalkınması için huzur içersinde yaşamak için refah şartlarını daha da güçlendirmek için refah payımızla beraber insanımızın iş bulabilmesi ailelerin huzur içersinde yaşayabilmesi daha nitelikli bir eğitim alabilmesi, sağlık imkanlarının daha güçlenmesi, enerji ulaşım her bakımdan güçlü bir Türkiye'yi hepimiz arzu ediyoruz. Bu yolda bize düşen daha çok çalışmaktır. Çalışmalarımızı sonuçlandırmaktır"