Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Başbakan Erdoğan, birçok Müslüman ülkede açlık ve yoksulluk içinde olan insanlar bulunduğunu söyleyerek, "Hani komşusu açken tok yatan bizden değildi. Hani biz kardeştik, kardeşliğimizin gereği bu mu? Biz elimizi uzatmayacak mıyız? Biz köşklerimizde yatar

        Serkan AKKOÇ / AHT

        Başbakan Erdoğan, birçok Müslüman ülkede açlık ve yoksulluk içinde olan insanlar bulunduğunu söyleyerek, "Hani komşusu açken tok yatan bizden değildi. Hani biz kardeştik, kardeşliğimizin gereği bu mu? Biz elimizi uzatmayacak mıyız? Biz köşklerimizde yatarak bu işi çözebilir miyiz? Üzerimize düşen sorumluluğun bilinci içerisinde olmadığımız sürece gideceğimiz yer belli. Öleceğiz ve iki metreküp mezarın içine bizi gömecekler ve orada hayat son bulacak'' dedi.

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Grand Cevahir Oteli'nde düzenlenen 28. İSEDAK Toplantısı Bakanlar Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, İSEDAK Stratejisi'nin getirdiği yeni işbirliği yapısı ve vizyonun uygulanabilmesi için İSEDAK statüsünde değişikliğe gidilmesi gerektiğini belirterek, ''Bu çerçevede, öncelikle üye ülkelerin işbirliğimizin merkezindeki rolünün daha da pekiştirilmesini, temin etmeliyiz. Ayrıca sekreterya hizmetlerinin daha etkin ve profesyonel biçimde yapılmasına dönük bazı değişikliklere de ihtiyaç var'' dedi.

        Yeni stratejinin 3 temel ilkeye dayandığını söyleyen Erdoğan, bunlardan ilkinin serbest dolaşımın arttırılması, ikincisi ülkeler arasındaki dayanışmanın güçlendirilmesi, üçüncüsü de katılımcı yönetim anlayışının hayata geçirilmesi olduğunu ifade etti.

        KONUŞURUZ, SONRA DAĞILIZ GİDERİZ, ANLAMI VAR MI?

        Üç temel ilkenin İSEDAK çerçevesinde yürütülecek bütün işbirliği çabalarının vizyonunu oluşturduğunun altını çizen Erdoğan, "Yoksa burada otururuz, konuşuruz, ondan sonra dağılır, gideriz. Bunun bir anlamı var mı? yok. Bunun anlam kazanabilmesi için, bizim bu dayanışmayı ortaya koymamız lazım. Bu karşılıklı iletişimi sağlamamız lazım. Bende ne var, sende ne yok... Ben var olanı sana, sen de sende var olanı bana aktarmalısın ki, İSEDAK'ın asıl ruhu bu. Bunun için İSEDAK statüsünde değişikliğe gitmemiz gerekiyor. Bu çerçevede, öncelikle üye ülkelerin işbirliğimizin merkezindeki rolünün daha da pekiştirilmesini, temin etmeliyiz. Ayrıca sekreterya hizmetlerinin daha etkin ve profesyonel biçimde yapılmasına dönük bazı değişikliklere de ihtiyaç var" dedi.

        TERCİHLİ TİCARET SİSTEMİ

        Başbakan Erdoğan, İSEDAK ekonomi zirvesinde öncelikli sektör olarak belirlenen tarım, ulaştırma ve turizm alanlarında kaydedilen ilerlemelerin memnuniyet verici olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyeleri arasında ticaretin gelişmesinin de ülkelerin zenginleşmesine büyük katkı sağlayacağını vurguladı. İSEDAK'ın önemli projelerinden birisi olan İİT Tercihli Ticaret Sistemi'nin hukuki zemininin tamamlanmasını veya uygulama aşamasına gelmesini de önemsediğini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:

        "Tercihli ticaret sistemini aramızda tereddütsüz kurmalıyız. Bunu kurduğumuz takdirde göreceksiniz sıçrama başlayacak. Bunu kurmasak bu içe kapanık bir ticaret anlayışını, bir ekonomi anlayışını getirir ki bir yere varamayız. İSEDAK'ın mali işbirliği alanında gösterdiği başarıyı takdirle izliyoruz. Üye ülkeler menkul kıymetler borsaları arasında yürütülen çalışmalar meyvesini verdi. Özellikle Standart and Poors buna benzer İİT endeksi hayata geçirildi"

        MERKEZ BANKALARI ARASINDAKİ İŞBİRLİĞİ

        Erdoğan, mali işbirliğini geliştirecek çalışmaların bununla da sınırlı olmadığını belirterek, şöyle devam etti: "Son yıllarda önemli merkez bankaları arasındaki işbirliği çalışmaları düzenlenen yıllık toplantılar kapasite geliştirme faaliyetleri ile güçlenerek devam ediyor. Geçen yıl kurulan ve ilk toplantısını geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yapan İSEDAK Sermaye Piyasaları Düzenleyici Kurumlar Formu'nu da önemli bir girişim olarak görüyorum. İslam ülkelerinde büyük bir yekun teşkil eden sermaye birikimini cezbedecek düzenlemeleri hayata geçirmemiz ekonomik gelişme için hayati öneme sahiptir."

        ÖZEL SEKTÖRÜN GELİŞMESİ

        Erdoğan, özel sektörün gelişmesinin ekonomik kalkınmanın en önemli dinamikleri arasında yer aldığını, özel sektör içinde küçük orta boy işletmelerin, ülke ekonomilerinin bel kemiği konumunda bulunduğunu söyledi. KOBİ'lerin ekonomik kalkınmada olduğu kadar teknolojik ilerlemede, sosyal refahın yükselmesinde ve fakirliğin önlenmesinde de büyük rol üstlendiğine değinen Erdoğan, "Bunun için KOBİ'lerin küresel ve ulusal risklere karşı güçlendirilmesi, desteklenmesi gerekiyor" dedi.

        İŞ FORUMU VE FUARLAR

        İslam ülkelerinden çok sayıda iş adamını bir araya getiren iş forumu ve fuarına da dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "10 yıl önce iktidara geldiğimizde bizde devlet ağırlıklı bir ekonomik anlayışı egemendi ve biz, devleti bu ekonomik alandan çektik. Dedik ki 'Biz ufuk veririz, düzenleriz, denetleriz ve ekonomik alan tamamen özel sektöründür.' Ekonomik alandan hemen hemen büyük ölçüde çekilmiş vaziyetteyiz. Hedefimiz, sıfırlamak... Bazı stratejik konular, bazı alanlar sektörler hariç" diye konuştu.

        DAYANIŞMA İLKESİ

        Başbakan Erdoğan, konuşmasında yoksulluğun giderilmesi konusuna de değinerek, yoksulluğun giderilmesinin, İSEDAK çatısı altında yürüttükleri işbirliğinin önemli ayaklardan birisi olan dayanışma ilkesinin bir gereği olduğunu vurguladı. Erdoğan, ''Komşusu açken tok yatan bizden değildir'' prensibinin rehber edinilmesi gerektiğini söyledi.

        FONLARA ÖDEME YAPILMALI

        Müslüman ülkelerde yaşanan fakirlik ve yoksulluğa dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Kurduğumuz yardım ve kalkınma fonlarının başarısı bu nedenle hayati önem taşıyor. Ancak mevcut fonlar için vaad edilen kaynakların ödenmesi noktasında yeterince hassas davranılmadığını üzüntüyle görüyoruz. Bu vesileyle söz konusu fonlar için finansman taahhüdünde bulunan üye ülkelerimize bir an önce taahhütlerini yerine getirmeleri çağrısında bulunuyorum" dedi.

        KÖŞKLERDE YATARAK İŞ ÇÖZÜLMEZ

        "Şu anda aramızda olan birçok ülke temsilcilerinin yoksullukla ne tür mücadele içerisinde olduğunu biliyorum" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bazı ülkelerin şu anda ne sıkıntılar çektiğini biliyorum. Peki bunlara karşı ne yapıyoruz? Arakan'daki Müslümanlara karşı ne yapıyoruz? Acaba hassasiyetimiz nedir? Şu anda fakirlik, yoksulluk içinde kıvranan o çocuklara, o kadınlara, o anne babalara karşı ne yapıyoruz? Somali'de aynı şekilde, Filistin'de aynı şekilde. Dünyanın birçok yerinde aynı şekilde bu sıkıntıları yaşıyoruz. Hani komşusu açken tok yatan bizden değildi. Hani biz kardeştik, kardeşliğimizin gereği bu mu? Biz elimizi uzatmayacak mıyız? Biz köşklerimizde yatarak bu işi çözebilir miyiz? Üzerimize düşen sorumluluğun bilinci içerisinde olmadığımız sürece gideceğimiz yer belli. Öleceğiz ve iki metreküp mezarın içine bizi gömecekler ve orada hayat son bulacak. Hiçbir şey bizimle beraber gelmiyor. Bu dünyada ne yaparsak, o bizimle beraber geliyor. Hayır yapmışsak hayır bizimle gelecek, şer yapmışsak şer bizimle gelecek. Onun için tefekkür etmemiz lazım. Düşünmek bizim için çok çok önem arz ediyor."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ