Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Bir babanın feryadı!

        Konya’da 2002 yılında 2 yaşındayken kalça çıkığı nedeniyle götürüldüğü hastanede yanlış anestezi sonucu bitkisel hayata giren ve 7 yıl sonra hayatını kaybeden Sevgi Öz’ün babasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gönderdiği dava dosyası geri gönderildi. Acılı baba, AİHM’nin, Türkiye’de halen yargılamanın devam ettiğini, bu sebepten dolayı davayı reddettiğini ifade etti.

        2002 yılında 2 yaşındayken ayağındaki aksama nedeniyle götürüldüğü hastanede doğuştan kalça çıkığı teşhisi konulan Sevgi Öz, 14 Mayıs 2002 tarihinde kapalı operasyonla ameliyat oldu. İlk ameliyatından 5 ay sonra gerçekleştirilen ikinci ameliyatında kalbi duran minik Sevgi, iddiaya göre yanlış anestezi sonucu bitkisel hayata girdi. Bitkisel hayata girdikten 7 yıl sonra minik Sevgi, yaşam mücadelesini kaybetti. Hayatını kaybeden küçük kızın ailesi Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açmıştı. Mahkeme üç sanıktan birini suçsuz bulurken, iki sanığı toplam 220 TL para cezasına çarptırdı. Ailenin itirazı üzerine Yargıtay’a giden dava dosyası, mahkeme başkanının imza eksikliği nedeniyle bozuldu. Eksik imzanın tamamlanmasının ardından yeniden Yargıtay’a gönderilen dava dosyasından karar çıkmayınca acılı baba Muammer Öz, iç hukuk yollarının tükendiğini düşünerek AİHM’ye müracaat etti. Ancak müracaat etmesinin üzerinden 2 yıl sonra baba Muammer Öz’e AİHM, dava dosyasını, davanın 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerekçesiyle dava dosyasını kabul etmeyerek geri gönderdi.

        DAVA DOSYASI AİHM’DEN DÖNDÜ

        Kızını, 2002 yılında ayağı aksıyor diye hastaneye götürdüğünü anlatan baba Muammer Öz, kızına doğuştan kalça çıkığı teşhisi konulduğunu belirtti. Hastanede doktorların bu hastalığın tedavisini deneyeceklerini söylediklerini kaydeden Muammer Öz, “Kızım 6 ay alçıda durduktan sonra Ekim 2002’de açık ameliyata karar verildi. Açık ameliyat esnasında anestezi hatası yüzünden çocuğun kalbi duruyor. İlk başlarda bir iki dakika denmesine rağmen sonradan 8-10 dakika olduğu ortaya çıkıyor. Kalbi duruyor ve kalp durmasına bağlı olarak beyindeki hücrelerin ölmesi sonucu çocuk bitkisel hayata giriyor” dedi.

        Türk vatandaşı olarak kurallara uyduğunu söyleyen Muammer Öz, “Yargı yoluna başvurdum, hakkımı aramaya karar verdim. Kasım 2002'de dilekçe verdim. Ocak 2003'de de dava başladı. Çocuğum bitkisel olarak yüzde 98 özürlü yaşamaya başladı. Sonuçta dava sürecinden 7 yıl sonra çocuğum vefat etti. Yüzde 98 özürlü olunca vücut işlevini yapamadı. 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2002 yılında başlayan dava 2009 yılında, 7 yıl 6 ay geçtiğinden dolayı zaman aşımına uğradı. Çocuğumda vefat ettikten sonra taksirle ölüme sebebiyetten tekrar bir dava daha açıldı. Biz AİHM’ye başvurmuştuk, çocuğum vefat etmeden iki ay önce. Davanın düşmesi neticesinde AİHM 2 yıl bekleme süresinden sonra, ‘Türkiye’de halen yargılamanın devam ettiğini, bu sebepten dolayı da yargılama AİHM’de kabul edilemez' olduğunu belirterek dava dosyasını geri çevirdi” diye konuştu.

        BİR ANNE BABA EVLAT ACISINI UNUTMAZ

        Kamuoyunun, doktorların ve devlet büyüklerinin bu olayı unutabileceğini ifade eden acılı baba Muammer Öz, “Ama bir anne, baba evlat acısını unutamıyor. Maalesef benim çocuğum 7 yıl burada bitkisel hayatta yaşarken ızdırap çekti. Çocuk zaten baharındaydı, sadece ayağı aksıyordu. Hastaneye götürdük, bitkisel hayatta çıktı. Olmadı o da yetmedi otopsiden sonra paramparça bir şekilde gömdüler. Çocuğuma 7 yıl cehennem hayatı yaşattılar. Ve onun üstüne parçalayarak toprağa verdiler. Çocuğum şu an toprak oldu” dedi.

        “YARGI SİSTEMİNİNE İNANMIYORUM”

        “Yargı sistemi diye bir sisteme inanmıyorum artık” diyen Öz, “Şu anda yasalar değiştirilmek için bir sürü çalışmalar yapılıyor. Ama şu andaki mevcut yasalar işlevini yapmıyor ki. Ben 10 yılda bir davayı sonuçlandıramadım. Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, bir üst mahkemede bir davayı sonuçlandıramadım. Şu anda 5. Asli Ceza Mahkemesi’nde yeni bir ölüme sebebiyet vermeden bir dava işleniyor. Ve bu davada çok komik trajediler yaşanıyor. Çok ilginçtir hastane, 'hasta ayakta tedavi görmüş çıkmıştır' gibi ibare kullanmış. O hastanede 37 gün kaldık, 26 günü komada kaldık ‘ayakta tedavi görmüş çıkmıştır’ diye mahkemeye bilgi veriyor. Bu mahkemede daha hiçbir temyiz olayı yok" diye konuştu.

        “BU, ŞU ANDA BİR BABANIN FERYADI”

        Devlet büyüklerine seslenen Muammer Öz, "Eğer bu kanunlar değiştirilecekse mahkeme hazırlık dosyaları tam yapılsın. Burada elektronik sistem çıktı. Artık ortaya hastanenin kayıtları, adalet sistemindeki bütün her şey elektronik sisteme bağlı. Bu Yargıtaylara gitmeler lütfen kısa sürsün. Yani 2,5, 3 yıl gibi süre geçiyor. Sonuçta 5 yılı geçtikten sonra zaman aşımı kararı verilebiliyor. Bu, şu anda bir babanın feryadı. Ben buradan özellikle istirham ediyorum, bu dava tekrar bir 10 yılımı almasın. Benim ömrümün yeteceğine inanmıyorum. Zaten bir 10 yıl zaman geçti 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davayı neticelendirmek. 5. Asliye Ceza’da bir 10 yılımı almasın. Yani devlet büyüklerime sesleniyorum. Kanunları değiştirirken bunları dikkate alsınlar. Şu an ülkede bence yargı sistemi çökmüştür, iflas etmiştir. Yani ben düşünüyorum kendi kendime bu ülkede yargı sistemine güvenip de hak arayan insanların hak arama bedeli 10 yıl ise ben hak aramam bir daha. Zaten Allah’a havale ettim. Bu dünyada cezasını verdiremezsem dahi öbür dünyada iki elim yakalarında. Bir acılı anne baba olarak evlat acısı unutulmuyor. Ben unutmayacağım da. Hakkımı sonuna kadar arayacağım. AİHM’ye gidilecekse gidilecek, gittim de ama şu anda 5. Asliye Ceza’yı gösterdiler. Oradaki karar beni ve kamuoyunu tatmin etmezse yine gideceğim” dedi.

        İHA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ