Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Odatv Davası'nın bugün görülen duruşmasında tahliye kararı çıktı

        BÜLENT CEYHAN - SERKAN AKKOÇ - MÜSLİM SARIYAR - Eray EROLLU / AHT

        İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'tutuklu yargılandığı 'Odatv'' davasında tahliye edilen gazeteci Soner Yalçın, gerekli işlemlerinin tamamlanmasının ardından saat 20.30'da cezaevinden çıktı.

        Eski eşi ve avukatı Feza Kutanoğlu ve oğlu Aren Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 50 kişilik grubun karşıladığı gazeteci Soner Yalçın duygulu anlar yaşadı. Tahliye saatinden çok önce cezaevi önüne gelerek bekleyen ve "En büyük yılbaşı hediyesi babamın tahliye edilmesi" diyen kendi adını taşıyan oğlu Aren Soner'e sarılarak öpen gazeteci Yalçın gözyaşlarını tutamadı.

        BEN NİYE DIŞARIDIYAM, YALÇIN KÜÇÜK NEDEN İÇERİDE

        Yakınlarına sarılarak hasret gideren Yalçın basın açıklama yaptı. Açıklamasına, "Buraya çok başka duygularla geldim. Başka sözler söyleyecektim ama söylemeyeceğim" diyerek başlayan Yalçın, "75 yaşındaki bir Yalçın Küçük'e bu yapılmaz. Bu insan bir bilim insanı. Bu insanın kitapları dünya üniversitelerinde konuşuluyor. Bu insanın hepinizin boyu kadar kitapları var. Ben niye dışarıdayım, Yalçın Küçük neden içeride arkadaşlar. Bunu lütfen sizlere söylüyorum, bunun peşini bırakmayın.

        HEPİNİZ AYAĞA KALKIN

        Sadece Prof. Küçük değil burada Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu da var. Bu insan bir rektör. Bu insan binlerce insana ameliyatlarla hayat vermiş. Bu insan kanser, bu insan işte böyle bir evladını kaybetmiş. Ve bu insanı içerde tutmakta neden inat ediyorlar. İşte Prof. Dr. Mehmet Haberal, yazıktır, ayıptır bu ülkenin vicdanı nerede? Sadece birkaç tane onurlu gazeteciye mi kaldı bu! Nerede o ülkenin gazetecileri, bu insanlar nerede? Bu öğretim üyeleri nerede? Bir tek biz değiliz. Hepiniz ayağa kalkın" dedi.

        GAZETECİ GERÇEĞİN ARKASINDA DURUR, HAKİKATE AŞKLA BAĞLIDIR

        Yalçın, Odatv'de Ergenekon davasının yazdıkları için tutuklandıklarını belirterek, "Burada bir dava yok. Bu dava sadece Odatv davası değil. Biz Odatv'de Ergenekon'u yazdığımız için tutuklandık. Ben oradaki insanların büyük çoğunluğunu tanımam. Tanıdıklarımla da mahkemelik olmuşum. Ama bir gerçek var. Gazeteci gerçeğin yanında durur. Hakikate aşkla bağlıdır. Size sesleniyorum meslektaşlarım. Bu dönemde gazetecilik yapacaksanız buradaki zulmü görün. Burada bir zulüm var. Buna kimse gözünü kapatamaz. Gazeteci sadece gerçeğin yanında durur. Biz gazeteciler kendimizi iktidarlara cemaatlere beğendirmek zorunda değiliz. Böyle bir sorumluluğumuz ve zorunluluğumuz yok. Kimseden izin alarak yazmayız. Biz kimseden izin alarak düşünmeyiz. Düşünürüz özgürce ve özgürce yazarız. Ve son olarak şunu söylemek istiyordum.

        BİZ YENİLGİYİ ÖĞRENMEYECEĞİZ VE İNADINA YAZACAĞIZ

        Birileri Soner Yalçın'ı ve diğer yürekli, onurlu gazetecileri cezaevine atarak kalemini eğeceğini, kalemini kıracağını düşünebilir. Ama biz öyle olmayacağız. Çünkü biz cezaevinde yatmayı zindanda kalmayı Namık Kemal'den öğrendik. Biz bu vatana hasret içinde sürgünde yaşamayı Nazım Hikmet'ten öğrendik. Biz Aziz Nesin'den, Sabahattin Ali'den, Rıfat Ilgaz'dan inadına gazete çıkartmayı öğrendik. Biz Abdi İpekçilerden, Uğur Mumculardan, Bahriye Üçoklardan, Hrant Dinklerden, Ahmet Taner Kışlalılardan, Hablemitoğlu'dan ölmeyi öğrendik. Ama bize yenilgiyi öğretemeyeceksiniz. Biz yenilgiyi öğrenmeyeceğiz ve inadına yazacağız" diye konuştu.

        TAHLİYE GEREKÇESİ

        Mahkeme, 3. Yargı Paketi'ne giren 'uzun tutukluluk süresini sınırlandıran 98. Madde'yi gerekçe gösterdi. Tahliye kararında "Atılı suçun niteliği ile tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında, tutuklama koruma tedbiri yerine diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada sanık için yeterli olacağını nazara alarak''" ifadesi yer aldı.

        ŞARTLI TAHLİYE

        Mahkeme yurt dışına çıkış yasağı koyduğu Yalçın'a denetimli serbest uygulaması getirildi. Buna göre Soner Yalçın her hafta sonu polis merkezine giderek imza verecek. Tahliye kararına Üye Hakim Hikmet Şen ise muhalefet şerhi düştü. Şen, muhalefet şerhinde "İddia olunan terör örgütü Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak yönünden kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların olması devam ediyor" dedi. Mahkeme tutuklu sanıklar eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ve Yalçın Küçük'ün tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

        KARARI DUYMADI

        Soner Yalçın duruşmaya verilen arada diğer tutuklu sanıklar Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı ile birlikte Silivri Cezaevi'ne döndüğü için hakkında verilen tahliye kararını duymadı. Karar avukatları aracılığıyla Yalçın'a iletildi. Tahliye kararı üzerine duruşma salonunda izleyiciler alkış tuttu.

        34 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ

        18 Şubat 2011 tarihinde tutuklanan Soner Yalçın hakında 'örgüt üyeliği', 'özel hayatın gizliliğini ihlal', 'dijital verileri hukuka aykırı kaydetme', 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' ile 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlarından 14 yıldan 34 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

        MAHKEME BAŞKANI: "BİZİM İÇİN AKP'NİN KÖPEĞİ DİYENLER, KÜFREDENLER OLDU"

        ODATV davasına ayrıca Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci'nin "Sanıkların burada bir gün fazla yada bir gün az kalmasına buradaki üç hakimden başka kimsenin gücü yetmez. Bazen savunmalarda sınırlarını aşanlar oluyor. Yalçın Küçük bugün özür diledi. Bazıları da hakaret etmeye başladı.Suç içerikli beyanlardan ötürü, suç duyurusunda bulunacağız. Hesabını adalet önünde soracağız. Bizim için AKP'nin köpeği diyenler, küfredenler oldu. O şahıslar kendilerini biliyor.Elbette bunun hesabını soracağız. Suç içerikli beyanda bulunan olursa gereğini yapacağız.Bunları hak etmiyoruz" sözleri damga vurdu.

        ÖZĞÜRLÜĞÜN KEYFİNİ BALIKLA ÇIKARDI

        Odatv davasından tahliye edilen gazeteci Soner Yalçın, Silivri Cezaevi’nden çıkar çıkmaz soluğu Beyoğlu Asmalımescit de aldı. Aralarında CHP Milletvekili İlhan Cihaner, avukat Turgut Kazan, gazeteciler Tuğçe Tatari, Hakan Aygün, Ertuğrul Mavioğlu ve Yalçın Bayer gibi isimlerin bulunduğu yaklaşık 95 kişi bu mutlu anında Soner Yalçın’ı yalnız bırakmadı. Saat 22.40 da girdiği Yakup 2 adlı restauranttan saat 03.00 da çıkan Soner Yalçın, yaprak ciğer, ızgara börek, mezgit marin, pirzola ağırlıklı karışık ızgara, peynir, acılı ezme ve humus tavayı tercih etti.

        Balıkçı’dan çıkar çıkmaz uzatılan mikrofanlara konuşan Soner Yalçın, “Arkadaşlar bütün söyleyeceklerimi cezaevi çıkışında söyledim. Burada artık bir şey söylemek istemiyorum. Bütün dostlarım, bütün arkadaşlarım buradaydı. Onlarla sohbet ettik. Cezaevine ilişkin sorular sordular. O konuda konuştuk. Bundan sonra da gazeteciliğe devam edeceğiz. Bizi içeri atanlar kalemimizi eğeceğimizi, kalemimizi kıracağımızı düşünebilirler. 26 yıllık gazeteciyim. Bundan sonra da gazeteciliğe devam edeceğiz. Hayatımın sonuna kadar gazetecilik yapmakta kararlıyım. Hem gazetecilik yapacağım, hem de kitap yazacağım. Benim için değişen bir şey yok. Hayat devam ediyor. Gerçek ne ise, hakikat ne ise biz orada olacağız. Kim acı çekiyorsa biz acı çekenin yanında olacağız. Gerçeği sadece halk ister. Dün nasıl halkın yanında gazetecilik yapıyorsam aynı şekilde devam edeceğim. Hayatımda değişen bir şey yok” diye konuştu.

        Arkadaşlarıyla Asmalımescit sokaklarında dolaşan ve daha sonra "Lütfen" diyen Sonar Yalçın, gazetecilerin kendisini takip etmemesini istedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ