"Onlar benim sözlerim değil"

Nalan Koçak / TV Habertürk

Dün ortaya çıkan İmralı tutanaklarında adı geçen işadamı ve Temas ve Diyalog Grubu üyesi Osman Kavala Habertürk'ün sorularını yanıtladı

Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi ile ilgili çekincelerini dile getiren Kavala, "Kürt meselesiyle ilgili düzenlemeler parlamenter sistem içerisinde yapılmalı. Eğer bu süreç Başkanlık sistemi içerisinde devam ederse risk içerisine girer diye düşünüyoruz'' şeklinde konuştu. Tutanaklarda adının geçmesinin hatırlatılması üzerine Kavala; "Onlar benim sözlerim değil. Ben referandum sürecini ve yeni anayasanın kabulünde mümkün olduğunca en geniş tabanın bulunması gerektiğini vurgulamıştım" dedi.

İmralı tutanaklarında sizin de isminiz geçiyor...

Aslında o süreç şöyle başladı. ben BDP Genel Başkanı Sayın Demirtaş'a bir mektup yollamıştım. Kendisinin bu görüşmelerde daha aktif rol oynamak istediğini bildiğimden ve İmralı'ya

gideceğini ümit ettiğimden; orada bir soruna dikkat çekmeye çalıştım. Bu fırsat heba edilebilir çünkü yeni anayasada Başkanlık sistemi gelirse ve Başkanlık sistemini savunan Başbakan ve AK Parti arasında bir sertleşme olursa bu toplumda da bir bölünme yaratır. Sonuçta Kürtleri de ilgilendiren düzenlemelere karşı daha fazla ön yargıların oluşmasına neden olabilir. Kürt meselesiyle ilgili düzenlemeler parlamenter sistem içerisinde yapılmalı. eğer bu süreç Başkanlık sistemi içerisinde devam ederse risk içerisine girer diye düşünüyoruz.

Tutanaklarda başkanlık sisteminin Türkiye'yi totaliter bir rejime götürebileceği konusunda endişe duyduğunuz yazıyor...

Onlar benim sözlerim değil. Ben referandum sürecini ve yeni anayasanın kabulünde mümkün olduğunca en geniş tabanın bulunması gerektiğini vurgulamıştım.

Peki sürecin riskleri neler...

Siyasi partiler arasında daha iyi bir diyaloğun olması gerek. CHP Genel Başkanı bu konuda kendilerine bilgi verilmediğinden bahsetmişti. Sanırım bu iktidar partisi ile muhalefet arasındaki güvensizlikten kaynaklanıyor ve böyle bir mekanizma işlemiyor.

Medyaya topluma baktığınızda bir barış dili hakim mi? Barışa en yakın olduğumuz süreç bu mu?

Bundan öncesiyle mukayese ettiğimizde daha iyimser bir dil hakim. Bu olumlu. Fakat bununla

birlikte birtakım sorunları da gözden kaçırmamak lazım. Kürt meselesinin çözümü o kadar kolay değil, PKK'nın Türkiye'den çıkmasıyla sonuçlanmayacak birikmiş pek çok sorun var. Yasalarla ilgili sorunlar var. Toplumda belirli ayrışmalar var. Güneydoğu'da çok ciddi yoksulluk var. Bunların halledilmesi için büyük bir mobilizasyona ihtiyacımız var. Yine aynı şeyi söylüyorum partiler arası mutabakata ihtiyacımız var.