Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Meclis’in küfür tarihi

        Ahmet CİRİK - Saliha ÇOLAK / AHT

        TBMM Tutanak Başkanlığı yetkilileri, tutanakçıların kulaklarıyla duydukları ifadeleri, kayıtta da duyunca aynen tutanağa geçirdiklerini, bunu sansürleme ya da değiştirme yetkileri olmadığını, Meclis’te tutanakları değiştirme konusunda hiç kimsenin baskı yapamayacağını vurguladı. Meclis tutanaklarının, bazı sözler sahipleri tarafından geri alınsa bile değişmediğini ancak geri aldığına ilişkin ifadenin ilgili oturumun kayıtlarında yer aldığını belirten yetkililer, Meclis tutanaklarında geçmişte de yer alan küfürlere dikkati çekti. Tutanaklara geçen Meclis küfürlerinden bazıları şöyle:

        Meclis’teki küfürlü kavgalara ‘güzel konuşma’ konulu vaaz

        TBMM’de geçen hafta AK Partili Zeyid Aslan’ın tutanaklara “üç nokta” halinde geçen tartışmada CHP’li Kamer Genç’e ağır küfürler savurmasının ardından Aslan, CHP’lilerin sert eleştirileriyle karşı karşıya kaldı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in de kınadığı Aslan, partisi tarafından da disipline sevk edildi. Dün de Meclis’te milletvekilleri cuma hutbesinde “güzel konuşmanın” önemi üzerine bir vaaz dinledi. Ankara Müftülüğü’nün belirlediği hutbede, “Ya hayırlı konuşun ya susun” mesajı verildi. AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, cuma hutbesinden herkesin ders alması gerektiğini belirtti. Ancak, Aslan ve Genç’in küfürlü tartışması ilk değildi ve Meclis çatısı altında örneklerine sıkça rastlanıyordu. Şimdi, herkes bu türden tartışmaların “son” olmasını istiyor ve “Meclis’te neden küfür edildiği ve nasıl önleneceği” sorusunun yanıtını arıyor.

        Meclis’te neden bu kadar küfrediliyor? Bu nasıl önlenir?

        ‘Adaylara kişilik testi yapılmalı’

        Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat TARHAN:

        MİLLETVEKİLLERİ Meclis’te kürsü dışında birbirleriyle çok samimiler. Şakalaşıyorlar, sohbet ediyorlar. Kürsüde kişilik değişimi yaşıyorlar. Sanki tribüne seslenir gibi bağırıyorlar, ağır hakaretler ediyorlar. Halka karşı popüler politika yapma eğilimleri var ve tribünlere oynuyorlar. Bu çok samimiyetsiz bir yaklaşım. Güçlü ve haklı olduklarını bağırarak, küfürlü konuşarak göstermeye çalışıyorlar. Ego tatmini yapıyorlar. Genelde kişilik sorunu olan kişiler böyle davranmaya yatkındırlar. ABD’de büyük şirketler personel alımı yaparken kişilik testi uyguluyor. Bu sistem Meclis’te de uygulanmalı.

        ‘Küfredenin beyni farklı tedavisi yok’

        Psikiyatr Prof. Dr. Tanju SÜRMELİ:

        KÜFÜR, bilinçli söylenen bir söz olsa da devreye sokan bilinçaltı mekanizması. Küfürü frenleme mekanizması beynin ön tarafındaki sağ ve sol bölümde yer alıyor. Küfür edenlerde bu bölüm bozuk. Tamiri için ilaç tedavisi yok ama kullandığımız bir yöntem var: ‘Biofeedback.’ Bu yöntemde kişinin beynindeki elektrik akımları ölçülüyor. Bu ölçümler kişinin yaş grubuyla karşılaştırılıyor. Bilgisayar ekranına yansıtılan bu elektrik akımlarını gören kişi, elektrik akımlarını dengelemeyi öğreniyor. Sinirli anında, küfredeceği anda beynin bu bölümü ona, “Dur” diyor, “Düşün” diyor. Kişi de bu şekilde stresli anlarda küfretmek yerine sakinleşmeyi öğreniyor. Vekillere, küfre karşı bu yöntemi kullanmalarını öneriyorum.

        ‘Tartışmalar sokak üslubuyla yapılıyor’

        21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ:

        TÜRKİYE’de siyasetin tansiyonu çok yüksek. Gerginlik kaçınılmaz olarak Meclis’e de yansıyor. Ancak bugün Meclis’te görülen tepkiler toplumdaki tepkilerin önüne geçmiş durumda. Siyasetin toplumu yatıştırıcı bir görevi vardır. Bugün Türkiye’de siyaset toplumu daha çok geriyor. Bu çok tehlikeli, düşündürücü bir durum. Burada liderlerin rol alması ve tansiyonu düşürmesi gerekiyor. Bu dönemde tartışmalar, gerginlikler olabilir. Ancak bunun basit sokak üslubu ile yapılmaması gerekiyor.

        ‘Liderler küfredene prim vermemeli’

        Eski CHP Milletvekili İnal BATU:

        MUHALEFET milletvekili olsun, iktidar milletvekili olsun, kim daha çok küfrederse, sanki daha çok göze giriyormuş gibi bir anlayış var. Hal böyle olunca da Meclis’ten küfür eksik olmuyor. Liderler her şeyden önce küfürlere ve küfreden vekillere prim vermemeli. Bunun kıpırdanmaları son örnekte yaşanmaya başladı. Küfrün Meclis’te önlenebilmesi için daha iyi yetişmiş kişilerin politikaya girmesi şart. Nezaket kurallarına uyan, uzlaşma kültürüne sahip politikacıların olduğu yerde küfür olmaz.

        ‘Meclis’te de gündelik hayatta da var’

        Sosyolog Prof. Dr. Ali Yaşar SARIBAY:

        MECLİS toplumun bir yansıması. Toplumda küfür olduğu için Meclis’te de küfür var. Meclis tutanaklarını incelediğinizde bu yaşananlardan daha ağır şeylerin gerçekleştiğini, umulmadık insanlardan umulmadık sözlerin söylendiğini göreceksiniz. Hakaretler ancak partilerin politikalarıyla engellenir. AK Parti olaya karışan milletvekiline kınama cezası verdi. Bu şekilde “Kol kırılır yen içinde kalır” anlayışına ve bizonlar ayrımına son verildiği takdirde sorunlar çözülecektir. AK Parti’nin sergilediği tavır çok iyi bir başlangıç oldu.

        ‘Gerginliğin Meclis’e yansıması’

        Eski Fazilet Partisi Milletvekili Nazlı ILICAK:

        TÜRKİYE siyasetinde büyük gerginlik mevcut. Parti liderlerinin birbirlerine yönelik ağır söylemleri zirveden başlayarak milletvekillerine, oradan halka yansıyan bir kutuplaşmaya neden oluyor. Meclis’teki gergin havayı teneffüs eden milletvekilleri ortama uyuyor. Ancak Kamer Genç’i ayrı tutmak lazım. O bunu hep yapıyor. Milletvekili olduğum dönemde de kendisi aynıydı. Her zaman kendi partisi de dahil tüm partilerde tedirginlik yaratmıştır. Tabii bu olayda AK Parti milletvekilinin de suçu var. Yaşananları Türkiye’de var olan gerginliğin bir yansıması olarak görüyorum.

        ‘Aile terbiyesi almayanın küfür etmesine engel olamazsın’

        Siyaset Bilimci Prof. Dr. Doğu ERGİL:

        KÜFÜR meselesi, her şeyden önce aile ve siyaset terbiyesi ile ilgili. Aile terbiyesini yeterince almamış kişinin küfretmesine kimse engel olamaz. Siyaset terbiyesi her şeyden önce birbirini dinleyebilmeyi, birlikte var olabilmeyi, aynı mekânı paylaşabilmeyi içerir. Bu birliktelik için de insanlar farklılıklarla bir arada yaşayabilmeyi sağlayacak uygun dili konuşmalıdır.

        ‘Kadın üzerinden kadını aşağılıyorlar’

        Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer NARLI:

        DÜNYADAKİ meclislerde de gerilim, küfür hatta yumruklaşmalar görüyoruz. Türkiye’de ise küfürlerde kadınların direkt veya endirekt hedef alınması durumu var. Kadın üzerinden kadını aşağılayan hakaretler ediliyor. Meclis’te bugün kadın milletvekili oranı yüzde 14. Bu Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranı. Ancak bu kadınlar üzerinden edilen kin ve nefret dolu bayağı küfürler hiçbir Meclis’te duyulmamıştı. Türkiye’de sadece Meclis’te değil toplumun genelinde cinsiyetçi bir öfke var.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ