Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Mısır'daki kanlı saldırıya Türkiye'den ilk tepkiler

        Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Mısır’da dün gece gerçekleşen sivil ve barışcıl gösterilere sert ve kanlı bir şekilde müdahale edilmesi sonucunda yüzlerce insanın hayatını kaybetmesinden, binlerce kişinin yaralanmasından Türkiye olarak büyük üzüntü duyulduğu kaydedildi. Açıklamada, “Kesinlikle kabul ve tasvip edilemeyecek olan bu vahim hadiseyi şiddetle kınıyor, hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz” denildi.

        Son gelişmeleri ve can kayıplarının artma ihtimalinin endişeyle karşılandığı belirtilen açıklamada, barışçıl gösterilere yönelik şiddete ve silaha başvurulmasının, halkın üzerine sorumsuzca ateş açılmasının kamuoyu vicdanını derinden yaraladığı kaydedildi.

        Açıklamada, can kayıplarına yol açan bu tür müdahalelerin Mısır'ın iç barışına ve huzuruna yardımcı olmayacağının apaçık ortada olduğu vurgulanarak, kendi iradesine ve demokrasiye sahip çıkan göstericilerin üzerine ateş açılmasının insanlık vicdanının kabul edebileceği bir durum olmadığı belirtildi.

        Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

        “Dost ve kardeş Mısır’ın içinden geçmekte olduğu bu hassas dönemde tüm Mısır vatandaşlarının can güvenliğini korumaktan sorumlu olan güvenlik güçlerinin bu sorumluluk bilinci içinde hareket etmeleri Mısır'ın iç barışı açısından mutlak zorunluluktur. Şu ana kadar şiddete başvurmadan demokrasiye dönüş yönündeki haklı taleplerini dile getiren göstericilerin de provokasyonlara kapılmadan hareket etmeleri, barışçıl yöntemlerden ayrılmamaları önem taşımaktadır. Rabiatu’l-Adeviyye Meydanı’nda yaşanan son olaylar, Mısır'da halkın iradesine saygı gösterilmesinin, barışçıl gösterilere imkan tanınmasının ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Sivil gösterilere karşı takınılacak yanlış tavırlar, demokrasiye geçiş sürecine fayda sağlamayacak, tüm Mısır halkı için öngörülemez sonuçlar doğuracaktır.”

        Mısır’da halkın özgür iradesine dayalı, anayasal meşruiyeti esas alan demokratik yönetime bir an önce geçilmesinin öneminin bu katliamla bir kez daha anlaşıldığı ifade edilen açıklamada, “Üzerinde bütün kesimlerin uzlaşmaya varacağı kapsayıcı bir siyasi sürecin bir an önce uygulamaya konulmasının zaruri olduğuna inanıyoruz. Türkiye her zaman olduğu gibi kardeş Mısır halkının yanındadır ve demokrasiye geçiş sürecinde mümkün olan her türlü desteği vermeye hazırdır” denildi.

        DAVUTOĞLU: TÜM ORTADOĞU'YU ETKİLER

        Mısır'daki gelişmelerle de ilgili Twitter'da açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "Mısır'da dün geceden beri cerayan eden elim hadiseleler ise yüreğimizi yakıyor" ifadesine yer verdi.

        İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ve diğer muhataplarıyla görüşmeleri sürdürdüğünü belirten Davutoğlu, açıklamasında, "Mısır'ın geleceği ve selameti için bu cinayetlerin bir an önce durması ve siyasi normalleşmenin başlaması gerekiyor. Mısır'da demokrasiye vurulan darbe tüm Ortadoğu'yu etkiler. Mısır'ın ayağa kalkması ise tüm Ortadoğu'nun ayağa kalkmasıdır. Bu bilinçle tüm yetkilileri sağduyuya davet ediyorum.Mısırlı kardeşlerimiz bugüne kadar olduğu gibi yarın da bizi yanlarında bulacaktır" değerlendirmesini yaptı.

        "DARBENİN ÇİRKİN YÜZÜNÜ GÖRÜYORUZ"

        AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, "Maalesef darbenin çirkin yüzünü, iğrenç yüzünü Mısır'da da açıkça görüyoruz" dedi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış HABERTÜRK TV'ye katıldı, "Batı medyası çirkin yüzünü Mısır'da ifşa etti" açıklamasını yaptı.

        Çavuşoğlu, Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere ateş açması sonucu 120 kişinin ölmesi, 4 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

        "Darbelerden ve çok çekmiş bir ülke ve millet olarak, biz prensip olarak darbeye niye karşı olduğumuzu vurgularken bu endişelerimizi vurguluyorduk aslında" diyen Çavuşoğlu, "Çünkü bir yerde askeri darbe varsa burada insan haklarından, demokrasiden, hukuktan bahsetmek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

        Darbelerin hukuksuzca insanları katledebildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

        "Bu bizim ülkemizde de zamanında oldu, maalesef darbenin çirkin yüzünü iğrenç yüzünü Mısır'da da açıkça görüyoruz. Oradaki askeri darbe sivil insanların üzerine acımasızca ateş açıyor, katliam yapıyor. Maalesef bunu da mübarek ramazan ayında şu mübarek günlerde yapıyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Burada ne yapılabilir, bugün Türkiye'de polis gaz kullanımında aşırıya kaçtı diye onların tabiriyle günlerce yayın yapanlar, manşet yapanlar Türkiye'ye demokrasi dersi vermeye çalışanlar, Türkiye'ye karşı ilan veren figüranlar, bakıyoruz Mısır'da bir askeri darbe var buna darbe bile diyemiyor. Bu askeri darbe kendi sivil halkı katlediyor, buna da göz yumuyorlar. Her şeyden önce darbelere karşı gerçek demokrasiyi savunabilmemiz için dünya genelinde, gerçek anlamda insan hakkından, demokrasilerden bahsedebilmemiz için bu ikiyüzlülükten ve bu çifte standarttan vazgeçmemiz lazım. Bu tür, darbe, katliamlar konusunda bütün dünyanın tek bir vücut olması lazım. Aksi takdirde birileri eleştirmiş, birileri başka bir şey söylemiş onun çok büyük maalesef ehemmiyeti yok. Ama bugün Mısır'da olanlara darbe bile diyemeyenler çok da fazla bir bu anlamda da maalesef bir şey beklememiz söz konusu değil."

        CHP'DEN İLK AÇIKLAMA

        CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ise "Mısır ordusunun görevi kendi vatandaşlarına silahla saldırmak ve ölmelerine yol açmak değil, bütün Mısır vatandaşlarının hangi görüşte olursa olsunlar can ve mal güvenliğini sağlamaktır" dedi.

        Loğoğlu, Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere müdahalesi sonucu 120 kişinin ölmesi, 4 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

        Ordunun tavrının kesinlikle kabul edilemeceğini vurgulayan Loğoğlu, "Mısır ordusunun görevi kendi vatandaşlarına silahla saldırmak ve ölmelerine yol açmak değil, bütün Mısır vatandaşlarının hangi görüşte olursa olsunlar can ve mal güvenliğini sağlamaktır" dedi.

        "Mısır ordusunun, özellikle de yönetime bir darbeyle el koydukları için birinci vazifeleri vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamaktır" değerlendirmesini yapan Loğoğlu, "Bunu yapmıyorlar ise yanlış yapıyor, tek taraflı hareket ediyorlar demektir. Buna mutlaka şu veya bu gerekçeyi göstererek, davranışlarını izah etmeye çalışacaktır ama bir ordunun silah vatandaşlarının canlarına kıymasını izah edecek hiç bir gerekçe olamaz" ifadesini kullandı.

        Parti olarak askeri darbelere karşı olduklarını ve kınadıklarını daha önce defalarca açıkladıklarını anımsatan Loğoğlu, Mısır'da orduyu, ülkeyi şiddetten uzak tutacak ve bir çıkış yolu oluşturacak çerçevenin etrafında toplanmaya çağırdıklarını kaydetti.

        "İlla Mursi" şeklinde bir tutumun yanlış olduğunu ve bu durumun Mısır'daki kutuplaşmayı artıracağını savunan Loğoğlu, yapılması gerekenin ise Mursi yanlıları, Mursi karşıtları ve Mısır ordusuna itidal çağrısı yapmak olduğunu söyledi.

        Başta Batılı ülkeler olmak üzere AB'den ve BM'den Mısır'daki şiddetin durmasına ilişkin bir açıklama yapılması gerektiğinin de altını çizen Loğoğlu, BM Güvenlik Konseyinin toplanması ve bir karar çıkarmasının zayıf bir ihtimal gibi durduğuna dikkati çekti. Loğoğlu, "Ancak BM'nin bir Başkanlık Bildirisi yayınlayarak Mısır'daki şiddeti hem kınaması, hem şiddetin durdurulması için Mısır ordusuna ve bütün taraflara bir çağrı yapması lazım" diye konuştu.

        MHP: 'BOP'UN ÇİRKİN YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI

        MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, "Mısır'da Müslüman Müslümanı katletmektedir. Bu, aynen Suriye'deki gibi gittikçe önlenemeyen bir iç savaşa dönüşür endişesindeyiz" dedi.

        Şandır, Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere müdahalesi sonucu 120 kişinin ölmesi, 4 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

        "Büyük Ortadoğu Projesi'nin çirkin, vahşi yüzü Mısır'da bir daha ortaya çıktı" diyen Şandır, "Müslüman Kardeşler'i iktidara taşıyan küresel güçler, tekrar onu görevden alarak Müslümanı Müslümana kırdırmaktalar. Sonuç olarak Mısır'ı yıkmaktalar. Suriye, Irak nasıl yıkıldı, tahrip edildiyse şimdi sıra Mısır'a geldi. Ondan sonra sıra Tunus'a geliyor gibi görünüyor" değerlendirmesinde bulundu.

        MHP olarak ilk günden bu yana "Arap Baharı" diye başlatılan sürecin demokratikleşme ve özgürlük getirme amacı taşımadığını, küresel güçlerin, küresel projelerinin uygulanması olduğunu dile getirdiklerini vurgulayan Şandır, şunları söyledi:

        "Büyük Ortadoğu Projesi uygulaması olduğunu ilk günden ifade etmiştik. Şimdi Mısır'da yaşanan son olaylar da göstermiştir ki bu Hristiyan Batı'nın, Müslüman dünyasına düşmanlığıdır. Mısır'da Müslüman Müslümanı katletmektedir. Bu, aynen Suriye'deki gibi gittikçe önlenemeyen bir iç savaşa dönüşebilir endişesindeyiz. Bu olaylar üzerinden Türkiye'yi de tehdit ederek, PKK ile uzlaşmaya, bu bölgede bir Kürt devleti kurulmasına da Türkiye'yi de katmaya çalışıyorlar. Yani Suriye'de, Mısır'da, Irak'ta yaşanan bu hadiselerin üzerinden Türkiye tehdit edilmekte. Türkiye, PKK'ya mecbur bırakılmakta, PKK'nın talepleri Türkiye'yi yönetenlerin eliyle gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Amaç geçen yüz yılın ilk çeyreğinde kuramadıkları Kürt devletini, bu yüz yılın içerisinde kurmaya çalışmaktadır."

        Ordunun sivil halka ateş açmasının da kabul edilemez olduğunu bildiren Şandır, "Bu tür olaylarda ordunun devreye girip ateş etmesi, vatandaşının üzerine kurşun yağdırması asla kabul edilemez. Hiç bir şekilde haklı ve meşru gösterilemez" dedi.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ