Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Eğitim Çocuğunuz okula başlamaya hazır mı?

        PERVİN KAPLAN/HT GAZETE

        Eğitimcilere göre çocuğun okula başlatılmasıyla ilgili kararı vermek sağlık personelinin değil, eğitimcilerin işi. Onlara göre 60-66 aylıklar birinci sınıfa değil, okul öncesi eğitime yönlendirilmeli. Akademisyenler hazır olmayan çocukların okula başlatılmaması gerektiğini vurgulayarak, “Çocuklara ‘Yapamadım’ hayal kırıklığını yaşatmamak gerekiyor” diyor. Aileler 67-69 aylık çocuklarda kararın kendilerine bırakılmasından memnun.

        Çocukların okula başlama yaşıyla ilgili yapılan değişikliğe en fazla eğitimciler karşı çıkıyor. 5, 5.5 yaşındaki çocukların birinci sınıfa değil, okul öncesi eğitime yönlendirilmeleri gerektiğini söylüyorlar. Eğitimcilerin bir başka itirazı da çocuğun okula başlatılması konusunda yetkinin “eğitimcilere değil, sağlıkçılara” bırakılması. Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi ÖğretimÜyesi Prof. Dr. Ayla Oktay, okula gitmek üzere ayrıldıkları dönemin çocukların yaşamında çok önemli olduğunu vurguluyor. Çocukların kuralları, disiplini, öğretmenin talimatlarını dinlemeyi, yaşıtlarıyla ve kendinden büyüklerle ilk kez ilişki kurmayı, çalışmayı ve yaşamayı okulda öğrendiğine işaret eden Oktay, “Çocuk buna hazır değilse ve okul öncesi eğitimde almadıysa bu geçiş zor olur” diyor. Oktay, okula başlamayı ifade eden “okul olgunluğunun” ne anlama geldiğini şöyle anlatıyor: “Okul olgunluğu çocuğun o zamana kadar başaramadığı öğrenmeleri ve davranışları herhangi bir kırıklığa uğramadan başarıyla gerçekleştirebildiği zamanı işaret eder. Çocuk o zamana kadar yapmakta veya öğrenmekte zorlandıklarını kolaylıkla yapabilir ve öğrenebilir hale gelir. Bu kavramsadece okuma yazma öğrenmekle sınırlı değil, çocuktan okulda beklenilen tümdavranışları içerir. Çocuğun okula isteyerek gelmesi, okuldan ve orada yapılanlardan hoşlanması son derece önemlidir. İlk günlerdeki olumlu veya olumsuz izlenimler tümeğitim, öğretim yaşamını etkileyecek kadar önemlidir.”

        SAĞLIKÇI HANGİ KRİTERE BAKACAK?

        Okula başlama kararının sağlıkçılara bırakılmış olmasına tepki gösteren Oktay, “Okula başlamak yalnızca bedensel gelişme veya zekâyla ilgili olsaydı bile böyle bir kararın yalnızca sağlık raporuna dayandırılması hatalı olurdu. Aile, eğitimcilerle birlikte bu kararı verir. Yaşamının daha başlangıcında çocuğun ‘Yetersiz’ raporu alması doğru bir yaklaşım değil. Kendi yaşıtları okula giderken çocuğa neden okula gönderilmediğini kim, nasıl açıklayacak? Ayrıca buna karar verenler sağlıkçılarsa çocuğun sağlık durumu dışında neyi kriter alacaklar? Bunun ileride çocuk üzerinde ne tür izler bırakabileceğini şimdiden kestirmek oldukça zor” diyor.

        HAZIR OLDUĞUNU NASIL ANLARSINIZ?

        Prof.. Dr. Ayla Oktay’a göre çocuğun okula hazır olup olmadığını gösteren birçok ipucu var. İşte bunlar: Çocuk kendi başına ne kadar süre bir etkinlikle uğraşabiliyor? Bu süre 20 dakikanın altındamı? O zaman risk olur.  Başladığı bir işi uygun şekilde tamamlayabiliyormu?  Annesi olmadan yabancı bir yetişkinle rahatça kalabiliyormu? Burada yetişkin bir bakıcı ve öğretmen olabilir.  Kendine ait işleri; yemek yemek, giyinmek, tuvalete gitmek el yıkamak, pabuçlarını giymek vb. işleri başarı ile yapabiliyormu? Diğer çocuklarla olumlu ilişkiler kurabiliyor mu? Paylaşma, sırasını bekleme, arkadaşları için kendi isteklerini erteleyebilme, sessiz dinleme gibi özellikleri varmı?  Kendini rahatça ifade edebiliyormu? Duygularını anlatabiliyor, empati kurabiliyormu?  Renkler, sayılar, seslerle ilgili sorulara uygun cevaplar verebiliyormu? Okumaya hazırlık becerileri olarak sesleri tanıma, el göz koordinasyonu sağlayabiliyormu?

        KARARI EĞİTİM UZMANLARI VERİR

        Prof. Dr. Yaşar Özden (Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı):

        Bir çocuğun okula başlamasıyla ilgili kararı rehber öğretmenler, psikolojik danışmanlar, psikologlar, çocuk gelişim ve eğitim uzmanları verir. Çocuğun birinci sınıfa başlayabilmek için kalem tutabilme, dinlediğini ve gördüğünü anlatabilme, kendi başına giyinmesoyunma yemek yeme, el, yüz yıkıma, tuvalet temizliğini yapabilme becerilerine sahip olması gerekir. Çocuk sayı sayabilme ve yazabilme, basit çizgileri kopya edebilme, geometrik şekilleri tanıma ve çizme, kurallı oyun oynayabilme, anlaşılır konuşabilme, en az ana renkleri tanıma, basit zıt kavramları bilme yeteneklerini taşımalı. Rapor alma zorunluluğu aileleri zor duruma sokuyor. Bir yandan hazır olmayan çocukların okula başlatılması onların zamansız ‘eğitimle’ psikolojik, sosyal, fiziksel ve bilişsel anlamda zarar görme olasılıkları söz konusu. Diğer yandan da ‘etiketlenme’ kaygısı gerginlik yaratıyor.

        ‘ETİKETLENMEYE NEDEN OLABİLİR'

        Yrd. Doç. Dr. Özgül Polat (Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölüm Öğretim Üyesi):

        Çocukların okula başlayabilmeleri için fiziksel, sosyal, duygusal, bilişsel, dil alanında ilkokulda kendilerinden beklenen görevleri yerine getirecek olgunluk düzeyine ulaşmaları gerek. Özbakım becerileri önemli. Tek başına aileler bu kararı objektif veremeyebilir. Bu konuda uzman eğitimciler karar almalı. Rapor, çocukların eğitim camiasında etiketlenmesine de neden olabilir. Eğer “60 aylık çocuğum okula başlama yeterliliğine sahiptir” kararını ailelere bırakıyorsak, zorunlu olanlar için de “Hazır değildir” kararını ailelere bırakmamız ve doğruluğunu sorgulamamamız gerekir.

        72 AY DOĞRU BİR TERCİHTİR

        Doç. Dr. Günseli Girgin (Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı):

        Aileler öncelikle okula gidecek çocuklarının yeme, içme, tuvalet, temizlik gibi özbakım becerilerinin gelişmiş olmasına dikkat etmeli. Sınıfa girme çıkma sıralarda oturma arkadaşları ile uyum sağlama gibi beceriler çocuk açısından önem taşır. Sadece bedensel gelişiminin yeterliliği değil aynı zamanda okula hazır bulunuşluk da çok önemli. Psikologlar, çocuk gelişimi uzmanları, okul öncesi öğretmenleri, ilkokul öğretmenleri ve eğitim alanında lisansüstü eğitim alanlar, çocuk hekimleri, çocuk psikiyatrları bu konuda destek sağlayabilecek kişiler. Eğitim çevreleri okula başlama yaşında 72 ayın doğru bir tercih olduğunu belirtir. Gelişimde bireysel farklılıklar nedeniyle bazı çocuklar erken, bazıları geç başlayabilir. Rapora gerek olmamalı. Aileler, uzmanlarla karar vermeli.

        6 YAŞ DOLDURULMALI

        Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Metindoğan (Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakül. İlköğr. Böl. Öğretim Üyesi):

        TÜRKİYE’de birinci sınıfa başlayan çocuklardan 40 dakika sınıfta oturması, öğretmen merkezli ve bütün gruba yönelik öğretme tekniklerinin kullanıldığı ortamda okuma yazma öğrenmesi, kendi başlarına yemek yemesi, tuvalete gitmesi, koşmaması, gürültü yapmaması, oyun oynamaması bekleniyor. Bu listedeki pek çok şeyi küçük çocukların, 6 yaşını hatta 7 yaşını doldurmuşların bile desteksiz ve bir alışma süreci yaşamadan yapması çok zor. Çocuğun sosyal ve duygusal olgunluğu, fiziksel olarak nasıl geliştiği önemli. Kemik gelişimi devam ettiği için çocukların uzun süreli ve ara vermeden kalem tutmaları ve yazı yazmaları yoracak, kemik gelişimlerini olumsuz etkileyecektir. Sadece zihinsel gelişim değerlendirilmesiyle verilen okul olgunluğu kararı yanlıştır. Ülkemizde çocukların 6 yaşını doldurmalarını beklemeyi öneririm. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile yürüttüğümüz çalışmada öğretmenler ve çocukların özellikle okulun birinci döneminde ciddi sıkıntılar yaşadıklarını, bazı çocukların okuma yazmaya geçemediklerini gösterdi. Hazırlıksız ve plansız bir şekilde, altyapısı yapılmadan okula başlama yaşı değiştirildiğinden aileler rapora başvurdu. Alınan rapor formaliteyse çocuğu etkilemez ama o raporda yazılanlar doğrultusunda çocuğa muamele yapılacaksa o başka.

        ‘YÜZEYSEL DEĞERLENDİRME OLMAZ’

        Yard. Doç. Dr. Zeynep Oktuğ (İstanbul Kültür Üniver. Fen Edebiyat Fak. Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi):

        Okul olgunluğu fiziksel gelişimin yanı sıra psikolojik ve sosyal gelişim faktörlerini de kapsar. Fiziksel gelişimi belirlemek kolaydır. Ancak sosyal ve psikolojik gelişimin yeterli olup olmadığına karar verirken, gelişim uzmanlarından yardım alınmalı. Aileler çocuğun tuvalet alışkanlığını geliştirmiş olup olmadığı, yazı yazmaya eğilimi, sayıları tanıması gibi bazı unsurlara bakarak fikir oluştururlar. Bunlar yanlış değildir, ancak yetersizdir. Raporun içeriğini, neden alındığını neden ve “Yetersiz” yazdığını çocuğa anlatmak kafasını karıştırabilir.

        Rapor alan da var, gönül rahatlığıyla yollayan da

        Hazır olmadıkları için çocuklarını okula göndermek istemeyen aileler “Yetersizdir” raporu alarak onları damgalayacaklarından endişeleniyor. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da rapor almak kolay değil. Ancak kimi aile gönül rahatlığıyla 60 aylık çocuklarını bile okula gönderiyor. İşte geçen yıl çocuklarını gönderen ve göndermeyen ailelerin yaşadıkları ve önerileri:

        ‘KARARIN BİZE BIRAKILMASI RAHATLATTI’

        Sinem Kanlıçay

        “Oğlum Doruk, bu yıl eylül ayında 67 aylık olacak, zorunlu okula başlama yaşına girecek. Dilekçe verip göndermeyeceğim, tekrar okul öncesi eğitime gidecek. Ailelere rapor almadan çocuklarını okula gönderip göndermemeye karar verilmesinin sağlanması beni rahatlattı. Çünkü rapor almayı düşünmüyordum. Aileler çocuklarını tanıdığı için bu kararı verebilir. Sorun, okul öncesi eğitim almadan çocukları küçük yaşta okula başlatmak. Oysa okul öncesi eğitim alanlar başarılı oluyor. Keşke 60 aylıkları da 66 aylıkları da 1. sınıf yerine okul öncesine zorunlu alsalar.”

        ‘DEVLET İSTEDİ, YOLLADIK’

        Mehmet Demirkol

        Mehmet Demirkol, geçen yıl kızını 5.5 yaşında birinci sınıfa başlattı. Gerekçesini de şöyle anlatıyor: “Rapor almayı düşünmedik. Çünkü devlet okula başlamalarını istedi, buna karşı çıkacak değildik, yolladık. Ama hatalı olduklarını gördükleri için bu sene değişiklik yaptılar. Yolladığım için pişman olmadım. Çünkü kız çocuğu olması ve hırslı olması kararımızı verdirdi ama duygusal olarak hazır olmadığını biliyorduk. Kızım yine de başarılı oldu. Ama oğlumu yollamam. Çünkü erkek çocukları kızlardan farklı. Onları sıralarda oturtmak zor.”

        ‘HAZIRDI, OKULA GİTTİ’

        Şebnem SÜKAN

        Şebnem Sükan’ın kızı İpek geçen yıl 67 aylık olarak okula başladı. Nedenini şöyle anlatıyor: “İpek zaten 2.5 yaşından beri anasınıfına gidiyordu. Okulla konuştuk, hazır olduğunu gördük ve inandık, 1 yıl daha anaokuluna gitmekten sıkılacağını düşündük. Avantajımız okul öncesi eğitim almasıydı. Bu nedenle sorun yaşamadık. Okumayı erken söktü. Sıkıldığı zamanlar da oldu. Bazen fazla oturmaktan sıkıldı, bazen ödevlerini yapmak istemedi. Oyun oynamak daha cazip geliyordu. Çocukların okul sistemine erken girmesi önemli ama anaokuluna erken başlamalılar. Çünkü el becerilerini burada geliştiriyorlar. Keşke anaokulu ücretsiz olsa ve her çocuk için sağlanabilse. İlk kez okula başlayan çocuklar ise büyük sıkıntı yaşadı.”

        'BAŞARABİLECEĞİNE İNANDIK’

        Mutlu Ermiş

        “Mutlu Ermiş, oğlu Fatih Kaan’ı geçen yıl 1. sınıfa başlatan ailelerden. Bu kararın gerekçelerini şöyle anlatıyor: “2 yıl okul öncesi eğitim almıştı ve ilkokuldaki sistemi kaldırabileceğini ve başarabileceğini gördük. Anaokulu öğretmenlerimiz de aynı şekilde düşündü. Bu nedenle rapor almadık. Sınıf ve rehberlik öğretmenlerinin desteğiyle bu süreci rahat bir şekilde atlattık. 1 yıllık eğitim dönemi onun için yoğun olsa da bizce başarılı ve akademik olarak çok yol kat edilmiş bir yıldı.”

        ‘YOLLAMAMAYI TAVSİYE EDERİM’

        Demet Gül

        Demet Gül, geçen yıl rapor alarak kızı Güzel Dide’yi 1. sınıfa göndermedi. Gül, neden rapor aldığını şöyle anlatıyor: “Çocuk psikologları ve eğitimbilimciler gerekçeleri çok iyi açıklamıştı. Göndermediğim için asla pişman olmadım. Kızım geçtiğimiz kış içinde 15 cm uzadı, bebeklikten çıkıp çocukluğa geçti. Ailelere tavsiyem gerekirse rapor alsınlar ve yollamasınlar.”

        ‘GÖNDERMEDİĞİME HİÇ PİŞMAN OLMADIM’

        Göksan Yalnızer Brambilla

        Göksan Yalnızer Brambilla, kızı Greta Lara’yı geçen yıl 1. sınıfa rapor alarak başlatmayan ailelerden biri. Gerekçelerini şöyle ifade ediyor: “Kızım geçen eylülde 68 aylıktı. Okula hazır değildi. İstemememe ve çok zor olmasına rağmen araya tanıdıklar koyarak rapor aldım. Orada ne yazdığı önemli değil ama rapor almak zorunda kalmak da hoş değildi. Okula gitmesine benden başkasının karar verecek olmasını anlayamadım. Yurtdışından geldiği için çok iyi Türkçe de bilmiyordu. Doğru karar verdiğimi düşünüyorum. Hiç pişman olmadım.”

        YARIN: ÖĞRETMENLER 60 VE 66 AYLIKLARIN EĞİTİMİ İÇİN HAZIRMI? GEÇEN YIL BİRİNCİ SINIFI OKUTAN ÖĞRETMENLER NELERLE KARŞILAŞTI?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ