Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel’e 5 yıl aranın ardından gerçekleştirdiği ziyaret dönüşü uçakta soruları yanıtladı

        Nihal BENGİSU KARACA

        Başbakan Erdoğan, yolsuzluk operasyonuna ilişkin “Zengini hayra teşvik etmek suç mu? ‘Okullarla ilgili hayırlarda, kültür, sportif alanla ilgili yardımlarda bağışları vergiden düşebilirsiniz’ diye yasal düzenleme yaptık. Hayrı, hasenatı tavsiye etmiş oluyorsunuz. Buna suç diyemez kimse” dedi.

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel’e 5 yıl aranın ardından gerçekleştirdiği ziyaret dönüşü uçakta soruları yanıtladı. Başbakan’a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

        Brüksel’deki görüşmelerinizde HSYK ile ilgili değişiklikler ve kuvvetler ayrılığı prensibi konuşulurken herhalde “paralel yapı” sürecine de değindiniz. Avrupa’ya bu olguyu nasıl anlattınız?

        İkna olduklarını zannediyorum. Paralel yapıyı anlattım. Bazı örnekler verdikten sonra onlar da olaydan rahatsız oldular. Mesela, ikinci dalgada 25 çuval belgenin açılmadan hemen gözaltı talimatı verilmiş olması. Sayın Çolakkadı bunları duyunca yeni görevlendirme yapıyor. 4 savcının görevlendirilmesinden sonra o savcılar mühürleri sökerek incelemeye başlıyorlar. İncelemeden gözaltı kararı vermiş olanların hedef aldıkları işadamları da enteresan. Ağırlıklı olarak bir havalimanı işini alanlar ve üçüncü köprü işinde olanlar var.

        Bu hususlarla ilgili bir yargısal süreç olur mu?

        HSYK ile ilgili düzenlemeyi niye yapıyoruz? Bu tür yanlışlıklara mâni olmak için tabii...

        HSYK’nın 97 savcı ve hâkimin görev yerini değiştirmesine ne diyorsunuz?

        Çok isabetli olmuş. Yerinde bir karar.

        HSYK böyle isabetli kararlar verebiliyorsa yapısını değiştirmeyi neden elzem görüyorsunuz?

        Çünkü o isabetli şeyleri ancak “istedikleri zaman” yapıyorlar. Canları isterse dürüst ve tutarlı oluyorlar. Kaldı ki muhtemelen bu kararlarında, şu anda gündemde olan yasal düzenleme hazırlığının da etkisi var. Aslında bunu daha önce de yapabilirlerdi. Gönül arzu ederdi ki bu iş böyle olmasın. Süreci herkes endişeyle takip ediyor. Bu iş bana göre çok kısa zamanda çak farklı görüntüler vermeye başlayacak. Paralel yapı herkesi şantajla tehdit ediyor. Benim genel başkan yardımcıma yaptılar. Adamlar telefon dinlemesi, alan dinlemesi yapıyorlar. Görüntü, evlere böcek, benim ofisime böcek... Bunların hepsi açıklanacak.

        Hâlâ yapıyorlar mı?

        Tabii karşı tedbirler alınacaktır. Mesela mahkeme kararlarını toptan alıyorlar. Bunlarla dinlemelere meşruiyet kazandırıyorlar. Yürütmeyle de aynı bağlantıyı kuruyorlar. Emniyet müdürünün haberi olmuyor mesela. Adam savcının verdiği talimatla operasyon yapıyor. Başsavcının veya savcının haberi olmuyor. Üçüncü bir ayağı da var. Gizlilik kararı olmasına rağmen medyaya servis yapıyorlar. Ajanlık var. Casusluk var. Bunlar çok açık ortada. Devletin sırlarını ifşaya varıncaya kadar. En son olay TIR konusunda, kimin eli kimin cebinde ortaya yeni yeni çıkıyor. Savcı-asker müşterek hareket ediyor. Savcı polise yaptıramayınca askeri adli kolluk olarak kullanıyor. MİT Yasası’nın 26. maddesine göre Başbakan’dan izin alması lazım. Başbakan‘ın ve Adalet Bakanlığı’nın bu yapılanlardan haberi yok. “Ben yaptım oldu” mantığıyla hareket ediyorlar. Jandarmadaki uygun adamı buluyor ve yaptırıyor.

        Bazı köşe yazarları ısrarla, ihale alan firmalara gönülsüz de olsalar bağış yaptırdığınızı, bu bağışlarla cami yapımlarını ya da restorasyonlarını finanse ettiğinizi, fetvayı Hayrettin Karaman’dan aldığınızı, bunun da yolsuzluk olduğunu, hatta İslami olmadığını yazıp çiziyorlar. Böyle bir fetva var mı, böyle bir zorunlu bağış uygulamanız var mı?

        Birincisi bu yazarlar ne zaman fıkıh hocası olmuş, bir kere ona bakmak lazım. İkincisi asla böyle bir zorunlu bağış meselemiz yok, olmadı. Hiçbir arkadaşım da yaptırmamıştır. Benden de böyle bir şey çıkmamıştır. Hayrettin Hoca’dan da böyle bir fetva alınmamıştır. Mesele şu: Firma ihaleyi almış ya da almamış, hiç alakası yok. Ona “Şuraya bir okul olsa, şuradaki camiye yardım yapsan ne iyi olur” demişiz. Diyemez miyiz? Mesela, Ali Ağaoğlu’nu söylüyorlar. Ali Bey’in Mimar Sinan Camii’yle hiç alakası yok. İkram esnasında “Herhalde işadamlarımız camiyle ilgili gerekli desteği verirler” denmiş. Ağaoğlu sağ olsun orada hemen taahhütte bulunmuş. Hatta o gün Varyap da taahhütte bulundu. Çek kesip camiye gönderdiler. Resmi evrak burada, var. Bunun neresi İslam fıkhına aykırı, neresi ahlaka aykırı? Zengini hayra teşvik etmek suç mu? “Okullarla ilgili hayırlarda, kültür alanıyla, sportif alanla ilgili yardımlarda bağışları vergilerden düşebilirsiniz” diye yasal düzenleme yaptık. Bunlarla kalkıp da kişiye bir menfaat sağlamıyorsunuz. Siz hayrı, hasenatı tavsiye etmiş oluyorsunuz. Buna suç diyemez kimse. Hoşnut olunması gerekirken buradan bir suç tarifi çıkarıyorlar. Anamuhalefet de yapıyor bunu. Tabii, hayatlarında hayır hasenata yer yok çünkü.

        Cadı avı iddialarına ne diyorsunuz? Neyin cadı avı?

        Temiz insanlarla bir sorunumuz yok. Çalıştığı kuruma, devlete karşı dürüst davranmamış olanlarla sorunumuz var. Buna bir şirket bile tahammül etmiyor, devlet nasıl eder?

        AB’de de güçlü bir destek aldınız. Bunu nasıl değerlendirdiniz?

        “2014 milat olabilir”i bunun için söylerdim. AB sıkıntımız, Almanya-Fransa ittifakı nedeniyle. Almanya seçimi yaşadı. Olumlu bir koalisyon oldu. Fransa’da iyi yaklaşımı olan bir idare geldi. Hollande, Ankara’ya geliyor. Benim de Almanya seyahatim olacak. Bu görüşmelerle birlikte bloke edilen fasıllarla ilgili mesafe alabiliriz. Eğer mesafe alabilirsek bu yıl farklı olabilir. Bu yıl mayısta AB seçimleri var. Ekim, kasımda hem AB Komisyon Başkanı hem de Kongre Başkanı değişiyor. Herman ve Barroso değişiyor. Neler olacak göreceğiz. Elimizden gelen gayreti ortaya koyacağız. Mevlüt Bey ve Dışişleri gerekli çalışmaları AB üyesi ülkelerde yapacaklar.

        HSYK konusunda Anayasa değişikliği mümkün olacak mı?

        Anayasa değişikliği muhalefet açısından kapandı. Bizim de yeterli sayıya ulaşmamız imkânsız. MHP kapıyı kapattı. Anamuhalefet olan CHP, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda olumlu tavır sergilemedi. RTÜK’ün üye seçimi gibi HSYK için de benzer bir düzenleme yapmayı önerdik. Kabul etmiyorlar.

        Yeni bir mektup, sulhname var mı?

        Bana gelen herhangi bir mektup yok. Sadece yazılı ve görsel medyada takınılan tavırları takip ediyoruz. Yeni adımları gördük. Tam aksine şantaj politikaları sürüyor.

        Bir paralel yapılanma olduğunu söylüyor, ajanlık ve vatana ihanet olduğunu ifade ediyorsunuz. Geçmişte bu kesimlere sıcak bakıyordunuz. Geriye baktığınızda ne düşünüyorsunuz?

        Mecelle’de beratı zimmet esastır. Ben Başbakan olarak herkesle eşit mesafedeyim. Orada bir suç veya yanlış olmadıktan sonra aynı şekilde hizmetini devam edersin. Bizim kimseye düşman olmak gibi bir derdimiz yok. Ülkede cemaat yok, cemaatler var. Bugüne kadar nereden gelirse gelsin meşru olan bütün taleplere mümkün mertebe hep olumlu cevaplar verdik.

        Paralel yapılanmayı fark etmeniz 7 Şubat’ta mı oldu, yoksa daha önce mi?

        En somut olay MİT krizi. Onu biz bizzat yaşıyoruz. Somut hale gelmesi için bazı şeylerin yaşanması lazımmış demek ki. Yaşananlar kimin kiminle bağlantılı olduğunu gösterdi.

        Brüksel’de daha önce genelde laiklik konuşulurken şimdi cemaat ile anılmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

        Türkiye’nin aldığı mesafe ortada. İslam ve laiklik konusunda kazandırdıklarımızı gayet iyi biliyorlar. Mısır’da laiklikle ilgili yaptığım konuşmayı da biliyorlar. Orada laiklik konusunun İslam’la ters düşmediğini Müslüman Kardeşler’e de anlatmıştım. Kaldı ki bizim parti tüzüğümüze göre de laiklik, devletin bütün inanç gruplarına aynı mesafede olması.

        Brüksel’de görüştüğünüz yetkililer HSYK düzenlemesine nasıl bakıyorlar?

        AB ülkelerinde farklı farklı uygulamaların olduğunu biliyoruz. Şunu soruyoruz kendilerine: AB’ye üye ülkelerde HSYK benzeri yapılar açısından bir standart var mı? Yok. O halde? Eksiklikleri gidermek amacıyla dünyadaki gelişmeler doğrultusunda yasaları ve düzenlemeleri güncellemek yasamanın görevidir. Nitekim bu konuda daha önce Anayasa değişikliği yaptığımızda kimse bir şey dememişti. Şimdi de yeni koşullar doğrultusunda bir güncelleme söz konusu.

        Brüksel temaslarınız sırasında medyaya düşen Suriye fotoğrafları konusunda AB yetkililerinin tepkisi ne oldu?

        Hepsi bundan çok rahatsız. Ciddi adım atılmasından yanalar. AB’nin çok daha kararlı davranması gerektiğine inanıyorlar. Putin’in Avrupa seyahati var yakında. Bunu ona da anlatmaları gerektiğini söyledim.

        Cenevre 2 toplantısından umutlu musunuz?

        Umutlu olmak istiyorum.

        TMSF kararı “(SARIGÜL)

        O ta ma men TMSF’ in kendi tasarrufudur. Korkmaz Yiğit’ten yeni bir belge gelmiş. Ona göre onlarda böyle bir tasarrufta bulunmuşlar.”

        Demokratikleşme paketi

        “Meclis'e gönderdiğimiz var. Ayrıca yeni hazırlıklar var. Olgunlaşsın, ondan sonra detaylarını veririz.”

        AB çalışmalarında Kıbrıs da var mı?

        “ANASTASİYADİS’e (Güney Kıbrıs Rum Kesimi lideri) bağlı. Kendisi radikallerin ve kilisenin baskısı altında. Bunlardan sıyrılabilirse ilerleme kaydedilebilir. KKTC’nin yapıcı olması için çalışıyoruz. Bir an önce neticeye varalım diye uğraşacağız.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ