Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Kemal Kılıçdaroğlu, Vatanseverlik kimsenin tekelinde değil

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ile birlikte partisinin Aday Tanıtım Toplantısı'na katılmak üzere tarifeli uçakla Gaziantep'e geldi.

        Kılıçdaroğlu, Havalimanı'nda CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Gaziantep milletvekilleri Ali Serindağ ve Mehmet Şeker, İl Başkanı Mehmet Gökdağ, Büyükşehir Belediye Başkan adayı Akif Ekici, ilçe belediye başkan adayları ve partililer karşıladı.

        Partililer ile tokalaşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin Başbakan'ın TÜSİAD başkanına ihanet suçlamasıyla ilgili sorusunu yanıtladı. İhanet suçlamasını amacını aşan bir söz olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Amacını aşan bir söz. Bu ülkede hiç kimse bir başkasını ihanetle suçlamamalı. Vatanseverlik kimsenin tekelinde değildir" diye konuştu.

        Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül'le alakalı yolsuzluk iddiasıyla ilgili ise "Onu sonra konuşacağım" dedi.

        ADAYLARI TANITTI

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şato Restoran'ta partisinin aday tanıtım toplantısına katıldı. Parti yöneticilerinin de katıldığı toplantıda 'Başbakan Kemal' sloganı ile karşılanan Kılıçdaroğlu, kendisine sevgi gösterisinde bulunan kalabalığa el sallayarak karşılık verdi.

        Salonu dolduranlara hitap eden Kılıçdaroğlu, 30 Mart tarihinin önemli olduğunu, seçimlerde haramilerin indirilip, bağımsız ve onurlu Türkiye'nin yeniden ayağa kaldırılacağını öne sürdü. CHP lideri, şöyle devam etti:

        "Biz mücadeleyi, mücadele etmeyi seviyoruz. Çünkü biz halkımızı seviyoruz, halkımız için mücadele ediyoruz. Hiçbir zaman Türkiye'nin hangi coğrafyası olursa olsun, çocuğun yatağa aç girmesini istemiyoruz. Güzel, huzurlu, barış içinde yaşayan Türkiye'yi özlüyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz. 30 Mart bizim demokrasi tarihimizde önemli bir süreçtir. Her yurttaşın şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. 'Benim oğlum neden işsiz' diyorsa her annenin düşünmesi gerekiyor. 11 yıldır iktidarda ne yaptılar Türkiye'de düşünülmesi gerekiyor. Annelere sesleniyorum; sizin çocuğunuz işsiz. Atama bekleyen öğretmenler; 'Neden atama bekliyorsunuz, neden 11 yıldır mezun oldunuz bir okulda ders veremiyorsunuz?' Esnafa sesleniyoruz; Neden geliriniz yok? Sanayiciye sesleniyorum; 'Dolar aldı başını gidiyor neden sesiniz çıkmıyor?' Hepsinin nedenini biliyoruz. Konuşan, sesi çıkan, kanmayan, iktidarı rahatlıkla eleştiren bir Türkiye istiyoruz. Bunun yolu, adresi belli. Adres; ayrıştıran değil birleştiren, kavgadan değil barıştan yana tavır koyan halkın partisi olan CHP. Bunlar iktidara 'Yolsuzlukla mücadele edeceğiz' diye geldiler. Bugün yolsuzluktan beslendikleri ortaya çıktı. O nedenle 30 Mart önemli bir tarih. Hep beraber ortak karar vereceğiz. Ya Cumhuriyet'ten, aydınlıktan ya da karanlıktan yana olacağız."

        "RÜŞVET VE YOLSUZLUK YAPANIN ARKASINDA KAPI GİBİ DURUYOR"

        CHP lideri, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir başbakanın bugüne kadar yolsuzluk yapanları savunmadığını ifade ederken, "İlk kez rüşvet yiyen, yolsuzluk yapanların arkasında kapı gibi duran bir Başbakan var" iddiasında bulundu. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

        "Yolsuzluktan, rüşvetten beslenen siyasal iktidar olmaz. Diyor ki; 'yolsuzluğu ispat et'. Ne söyleyeyim Sayın Başbakan, senin gözlerin kör mü? Görmüyor musun sen? Kutuların içinde para çıktı görmüyor musun sen? Bakan çocuklarının yatak odalarında kasa çıktı görmüyor musun? O kasalarda milyonlar çıktı görmüyor musun sen? Gözleri var görmez, kulakları var duymaz, dili var konuşmaz. 'Darbe yapıldı' diyor. CHP olarak her türlü darbeye, her türlü vesayete karşıyız. Kim darbe yaptı söyle bakalım. Darbeye hep birlikte karşı duracağız."

        "ADAM GİBİ ÇIK HESAPLAŞALIM"

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi hakkında dosyaları bulunduğunu ve kamuoyuna açıklayacağı sözlerine değinirken televizyon kanalında hesaplaşma çağrısı yaparak karşılık veren Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

        "Son günlerde hırsızları savunuyor, ya arada bir bana da laf atıyor. 'Sayın Recep Tayyip Erdoğan kendine güveniyor musun? Yiğit adam mısın? Sözünün arkasında duruyor musun? Adam gibi adam mısın? Senin istediğin kanalda, senin istediğin gazetecilerle adam gibi çık hesaplaşalım. Diyorsun ki; 'Senin dosyaların var', al dosyaları gel şak şak şak önüme koy. Ben de 'çok mahcup oldum' diyeyim. Ama gelebilir mi? Gelemez, gelmesi için adam olması lazım, alnının temiz olması lazım, kul hakkı yememesi lazım, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yememesi lazım. Siyasete girdiğim gün mal varlığımı internet sitesine koydum. Hiçbir zaman yoksulluk edebiyatı yapmadım. Kazandığım tüm mal varlığını ilan ettim çünkü hepsi alnımın teriydi. Devlet memuriyetine girdiğim 1971 tarihten emekli olan kadar elde ettiğim gelir meydanda. Onunki gizli kapaklı. Benim çocuklarımın gemicikleri yok. Onun çocuklarınınkinin sayısı belli değil. Diyor ki; 'senin hakkında dosyalar var açıklayacağım' diyor. Açıklayacaksın, açıklamazsan namertsin Recep Tayyip Erdoğan. Geçmişte şu veya bu partiye oy vermiş yurttaşlar olabilir, ama şimdi yetimin hakkını koruma, kul hakkı yiyenlerden hesap sorma zamanıdır. Onun için beraber olacağız, güçlerimizi birleştireceğiz. Aydınlık ve güzel Türkiye'yi kurmak için yola çıktık. Herkesin aşı, işi olsun, anneler huzurlu olsun, evde tencere kaynasın, çöpten kağıt toplayan, sokakta dilenen çocuklar olmasın."

        "VURUN ANTEPLİLER NAMUS GÜNÜDÜR"

        Gaziantep'in Kurtuluş Savası'ndaki mücadelesini hatırlatan ve bu dönemi anlatan 'Vurun Antepliler namus günüdür' türküsü olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şunları söyledi

        "Unutmadığımız güzel bir türkü var; 'vurun Antepliler namus günüdür' diye. Biz Suriye'yi de Suriyeliler'i de biliyoruz, onlara kardeş gibi davranıyoruz. Kimseye bir şey söylemiyoruz, onları korumak kucaklamak görevimiz. Ama Suriye'de müslüman kanı akıyorsa bundan rahatsızlık duyuyoruz. Antepli iş adamları,eli öpülesi işadamlarıdır. Onlar Ortadoğu'ya, dünyaya meydan okuyorlar. Üretiyor, ürettikleri satıyorlar. Şimdi onların kapıları kapalı; Suriye'ye, Mısır'a, Irak'a gidemiyorlar. Neden, Ortadoğu'da kan akarken ne işimiz var bizim. Kardeşin eline silah veriyoruz 'git kardeşini öldür' diyoruz."

        "KUL HAKKI YEDİ' DİYENİN ALNINI KARIŞLARIM"

        Konuşması sırasında yanına CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Akif Ekici'yi alan ve namuslu siyasetçinin görevinin halka hesap vermek olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, salondaki bir partilinin elindeki 'aman ha hırsız var' yazılı dövizi okuyarak şöyle devam etti:

        "Recep Tayyip Erdoğan beni eleştirirken bir sürücü unvan taktı sağ olsun. İşçi Kemal dedi, işçi olmaktan gurur duyarım. Memur Kemal dedi, memur olmaktan gurur duyarım. Esnaf Kemal dedi, esnaf olmaktan gurur duyarım. Çiftçi Kemal dedi, çiftçi olmaktan gurur duyarım. Hangi unvanı verirsen eyvallah. Ama kimse bana 'sen kul hakkı yiyorsun' diyemez, alnını karışlarım onun. Ama ona ne diyorlar, Allah kimseyi yere bakar hale getirmesin. Benim merak ettiğim bir şey var, bu para merakı nerden geliyor? Gözünüz kaç lirayla doyacak sizin? Emin olun kendisine teklifte bulundum ve dedim ki; yolsuzluk yapmadan, rüşvet yemeden, yolsuzluk yapan rüşvet yiyenden hesap soracaksan ve bunun için karnın doyması için kaç paraya ihtiyaç var söyle kampanya açacağım al o parayı milletin yakasından düş."

        "VALİYİ NİYE SÜRDÜĞÜNÜ ANLAT"

        Urla'da birinci derece SİT alanında villa yaptıran bir kişinin telefonunun ardından inşaata engel olan Vali'nin sürüldüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, "Urla'da birinci derece SİT alanı, kazmayı vursan tarihi eser çıkıyor. Bir müteahhit arıyor ve 'Sayın Başbakan' demiyor, 'Abi villa yaptıracağım, vali engel oldu' diyor. Ne oldu o valiye, sürüldü. Soruyorum; adam gibi adamsan valiyi niye sürdüğünü anlat. Sonra ne oldu, villa sahibi oldu. Villaların parasını sen mi ödedin birisi mi ödedi? Çık açıkla bakalım. Gençler Recep Tayyip Erdoğan'ın sloganını atıyor, 'hırsızlık babadan oğula geçer' diye. Ne diyeyim?" diye konuştu.

        "YETER ARTIK"

        Konuşmasının son bölümünde AK Parti'ye oy veren seçmenlere de seslenen CHP Lideri Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

        "Artık yeter, bunlar yakanızdan düşsün, 'yeter artık' diyelim. Temiz siyasetin, güzel siyasetin, halka hesap veren siyasetin, herkesin barış içinde yaşadığın Türkiye'nin, annenin huzur içinde çocuklarını okula gönderdiği Türkiye'nin yolunu açalım. Ayaz bebek açlıktan ölmesin. Her ailenin güvencesi olsun. Bunun yolu bellidir. Temiz, ahlaklı siyasetin, ahlakın yüceldiği siyasetten yolu CHP'dir. Adalet çok önemli kavramdır. Adalet bütün dinlerin, bütün inançların ortak alanıdır. Adaleti sağlamak zorundayız. Eğer adalet bozulursa o ülkenin düzeni, huzuru bozulur. Hukukun üstünlüğünü söylüyoruz, kışın ortasında yolsuzluğu soruşturan polisleri, savcıları sürüyorsunuz. Hiç düşünmüyor musun aileleri çocukları var ne olacak bu aileler diye. Düşünmüyorlar. O zaman biz düşüneceğiz, haramilerin saltanatını yıkacağız."

        Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından salonda duran partililerden platforma çağırdığı CHP'nin Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarını destek istedi.

        GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin seçim bürosunun açılışını yaptıktan sonra geçtiği otelde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

        Gündemde olan HSYK konusunda AK Parti'nin samimi davrandığına inanmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

        "Anayasa değişikliği konusunda ben Adalet ve Kalkınma Partisi'nin samimi davrandığına inanmıyorum. Daha önce kendilerini söyledik; komisyonda görüşülürken 'teklifi geri çekin oturup HSYK'ya ilgili düzenlemeleri yapalım' dedik ama teklifi geri çevirdiler. Biz de demokraside bir muhalefet partisi nasıl davranırsa öyle davranacağımızı söyledik. Şununla karşılaştık, gerek komisyonda, gerek TBMM'de Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin kaba güç kullandığını gördük. Sayın Başbakan'ın bu kaba güce sahip çıkması başlı başına bir olay zaten. Telaşı anlarım, paniği de anlarım, Sayın Erdoğan'ın neden telaş ve panik içinde olduğunu da çok iyi biliyorum. Yargıyı niçin ele geçirmek istediğini de çok iyi biliyorum. Yargıyı kendi eline almayı, ve şekillendirmek istediğini de biliyorum. Anayasa değişikliklerinde iktidarın samimi olduğuna inanmıyorum. Erdoğan değişiklikle ilgili şunu söyledi; RÜTÜK modeli gibi bir modelden söz etti. Bunun yanıtına da bildik. Bir yargıç bir siyasi partinin temsilcisi olarak koltuğa oturamaz, eğer bir yargıç bir parti rozetiyle yargılama yaparsa topluma gerekli güveni vermez. Arada bir kendilerini sanki haklı çıkarmak için 'biz teklif ettik kendileri kabul etmedi' diye açıklamada bulunuyorlar. Sayın Erdoğan'ın bu söylemleri samimi değil."

        FEZLEKELER PARLAMENTOYA GELMELİ

        Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından istifa eden bakanlara ilişkin hazırlanan fezlekelerin TBMM'ye biran önce gelmesi gerektiğini de anlatan Kılıçdaroğlu, "Fezlekelerin bir an önce parlamentoya gelmesi lazım. Adalet Bakanlığı fezlekelerin nesini inceleyecek. Yolsuzluğun boyutunu görmek için galiba biraz zaman harcayacaklar. Parlamentoya gelince herkes görecek. Seçim sonuna ertelenmeye çalışılıyor. Fezlekelerin bir an önce parlamentoya gelmesi görüşülmesi ve ilgili bakanlarında bir an önce Yüce Divan'a gitmesi gerekiyor. Belki bazı bakanlar itiraflarına yenilerini ekleyebilirler, Erdoğan'ın bu işin baş sorumlusu olduğunu söyleyebilirler. Erdoğan'ın paniği biraz buradan kaynaklanıyor. Kendisinin, çocuklarının Türkiye Cumhuriyeti'ni kendi çıkarları için kullanmaya çalıştıklarını gayet açık ve net görebiliyoruz. Havuzlu villa için Valiyi feda eden bir başbakan düşünebilir misiniz? İki havuzlu villa olacak birinci derece sit alanında olacak Vali görevini yaparak buna itiraz etti diye Vali'yi satacak. Kendi valisini satan birine bu ülkede değil dünyanın hiç bir ülkesinde Başbakan denilmez. Onun adı çıkarcıdır."

        BAŞBAKAN ŞANTAJ YAPAMAZ

        Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Başbakan Erdoğan'ın CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül'ün yolsuzluk dosyaları bulunduğuna ilişkin konuşmasını yönelttiği soruyu şu sözlerle cevaplandırdı:

        "Bir Başbakan şantaj yapmaz. Şantaj yapıyorsa ona Başbakan denmez. Elinde yolsuzluk dosyası varsa elinde neden tutuyorsun. Demek ki sen o yolsuzlukların ortağısın. Sıkışınca muhbir olarak ortaya çıkıyor, muhbir Başbakan portresi çıktı şimdi ortaya. Bana süre veriyor, ne süre veriyorsun, Başbakan'sın çıkar açıklarsın. Benim hakkımda da iddialarda bulundu. Ben onun da cevabını verdim, alır gelirsin dosyaları. Hırsızlar cesur olmaz, hırsızda yürek olmaz, hırsızdan adam olmaz. Rüşveti ve hırsızlığı savunandan adam olmaz. Eğer birisi rüşvet yiyor, birisi yolsuzluk yapıyorsa bir ülkenin Başbakan'ı da ona hamilik yapıyorsa ona da Başbakan denmez. Varsa elinde bir şey devletin savcısı var. Gönder müfettişlerini gerekeni yapsın. Biz hiç bir zaman savcı neden bizi inceliyor, hakim neden bizim hakkımızda karar veriyor diye özel bir suçlama yapmadık. Hesap vermeyi olağan bir görev kabul ettik."

        ADALET BAKANI KOLTUKTA KALMAMALI

        Kılıçdaroğlu, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı'nın hazırladığı tutanağın ardından soruşturmaya müdahale eden Adalet Bakanı ve Müsteşarının istifa etmesi gerektiğini belirterek, "Adalet Bakanı Müsteşarı telefon ediyor. Vali telefon ediyor. Emniyet müdürü telefon ediyor. Adalet Bakanı telefon ediyor. Neden bu telaş? Bu doğrudan soruşturmaya müdahaledir ve bu müdahaleyi yapıyor. Sağlıklı işleyen bir demokraside ne o Adalet Bakanı Müsteşarı ne de o Adalet Bakanı o koltukta kalamaz. Ama ar damarı çatlamış insanlara ne diyeceksiniz?"

        OĞLUNUN BAŞINDA BULUNDUĞU VAKIF RÜŞVETİN MERKEZİDİR

        Başbakan'ın MİT gibi saygın bir kuruma silah kaçakçılığı yaptırdığını ve çocuklarının hesabını veremediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Çocuklarının hesabını veremeyen, hukuk sistemini kendi çocuklarına göre düzenleyen bir Başbakana ne diyeceksiniz? Çocuğunun başında olduğu TÜRGEV rüşvetin merkezidir. İhale veriliyor rüşvet de TÜRGEV'e ödeniyor. TÜRGEV bütün kayıtlarını kamuoyuna açsın. Sayın Başbakan kasetlerden bahsediyor, ispat edin diyor. Hiç internete girmiyor galiba kendi sesi de var o kayıtlarda" diye konuştu.

        VATAN HAİNLİĞİ SUÇLAMASI AMACI ÇOK ÇOK AŞAN İFADEDİR

        Kılıçdaroğlu, son olarak Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD'ı vatan hainliği ile suçlamasına tepki göstererek, "Hukuk ve hukukun üstünlüğünü savunan, 'bir ülkede hukuk olmazsa o ülkeye yatırımcı gelmez' diyen bir insanı vatan hainliğiyle suçlamak amacını çok çok aşan bir ifadedir. Vatanseverlik Recep Tayyip Erdoğan'ın tekelinde değildir. Eğer vatan hainliğiyle suçlanacak kimseler varsa, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yiyenler vatan hainidir. Yolsuzluk ve rüşvet dosyalarını kapatanlar vatan hainidir" diye konuştu.

        DHA

        Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül'le alakalı yolsuzluk iddiasıyla ilgili ise "Onu sonra konuşacağım" dedi.

        ADAYLARI TANITTI

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şato Restoran'ta partisinin aday tanıtım toplantısına katıldı. Parti yöneticilerinin de katıldığı toplantıda 'Başbakan Kemal' sloganı ile karşılanan Kılıçdaroğlu, kendisine sevgi gösterisinde bulunan kalabalığa el sallayarak karşılık verdi.

        Salonu dolduranlara hitap eden Kılıçdaroğlu, 30 Mart tarihinin önemli olduğunu, seçimlerde haramilerin indirilip, bağımsız ve onurlu Türkiye'nin yeniden ayağa kaldırılacağını öne sürdü. CHP lideri, şöyle devam etti:

        "Biz mücadeleyi, mücadele etmeyi seviyoruz. Çünkü biz halkımızı seviyoruz, halkımız için mücadele ediyoruz. Hiçbir zaman Türkiye'nin hangi coğrafyası olursa olsun, çocuğun yatağa aç girmesini istemiyoruz. Güzel, huzurlu, barış içinde yaşayan Türkiye'yi özlüyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz. 30 Mart bizim demokrasi tarihimizde önemli bir süreçtir. Her yurttaşın şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. 'Benim oğlum neden işsiz' diyorsa her annenin düşünmesi gerekiyor. 11 yıldır iktidarda ne yaptılar Türkiye'de düşünülmesi gerekiyor. Annelere sesleniyorum; sizin çocuğunuz işsiz. Atama bekleyen öğretmenler; 'Neden atama bekliyorsunuz, neden 11 yıldır mezun oldunuz bir okulda ders veremiyorsunuz?' Esnafa sesleniyoruz; Neden geliriniz yok? Sanayiciye sesleniyorum; 'Dolar aldı başını gidiyor neden sesiniz çıkmıyor?' Hepsinin nedenini biliyoruz. Konuşan, sesi çıkan, kanmayan, iktidarı rahatlıkla eleştiren bir Türkiye istiyoruz. Bunun yolu, adresi belli. Adres; ayrıştıran değil birleştiren, kavgadan değil barıştan yana tavır koyan halkın partisi olan CHP. Bunlar iktidara 'Yolsuzlukla mücadele edeceğiz' diye geldiler. Bugün yolsuzluktan beslendikleri ortaya çıktı. O nedenle 30 Mart önemli bir tarih. Hep beraber ortak karar vereceğiz. Ya Cumhuriyet'ten, aydınlıktan ya da karanlıktan yana olacağız."

        "RÜŞVET VE YOLSUZLUK YAPANIN ARKASINDA KAPI GİBİ DURUYOR"

        CHP lideri, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir başbakanın bugüne kadar yolsuzluk yapanları savunmadığını ifade ederken, "İlk kez rüşvet yiyen, yolsuzluk yapanların arkasında kapı gibi duran bir Başbakan var" iddiasında bulundu. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

        "Yolsuzluktan, rüşvetten beslenen siyasal iktidar olmaz. Diyor ki; 'yolsuzluğu ispat et'. Ne söyleyeyim Sayın Başbakan, senin gözlerin kör mü? Görmüyor musun sen? Kutuların içinde para çıktı görmüyor musun sen? Bakan çocuklarının yatak odalarında kasa çıktı görmüyor musun? O kasalarda milyonlar çıktı görmüyor musun sen? Gözleri var görmez, kulakları var duymaz, dili var konuşmaz. 'Darbe yapıldı' diyor. CHP olarak her türlü darbeye, her türlü vesayete karşıyız. Kim darbe yaptı söyle bakalım. Darbeye hep birlikte karşı duracağız."

        "ADAM GİBİ ÇIK HESAPLAŞALIM"

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi hakkında dosyaları bulunduğunu ve kamuoyuna açıklayacağı sözlerine değinirken televizyon kanalında hesaplaşma çağrısı yaparak karşılık veren Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

        "Son günlerde hırsızları savunuyor, ya arada bir bana da laf atıyor. 'Sayın Recep Tayyip Erdoğan kendine güveniyor musun? Yiğit adam mısın? Sözünün arkasında duruyor musun? Adam gibi adam mısın? Senin istediğin kanalda, senin istediğin gazetecilerle adam gibi çık hesaplaşalım. Diyorsun ki; 'Senin dosyaların var', al dosyaları gel şak şak şak önüme koy. Ben de 'çok mahcup oldum' diyeyim. Ama gelebilir mi? Gelemez, gelmesi için adam olması lazım, alnının temiz olması lazım, kul hakkı yememesi lazım, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yememesi lazım. Siyasete girdiğim gün mal varlığımı internet sitesine koydum. Hiçbir zaman yoksulluk edebiyatı yapmadım. Kazandığım tüm mal varlığını ilan ettim çünkü hepsi alnımın teriydi. Devlet memuriyetine girdiğim 1971 tarihten emekli olan kadar elde ettiğim gelir meydanda. Onunki gizli kapaklı. Benim çocuklarımın gemicikleri yok. Onun çocuklarınınkinin sayısı belli değil. Diyor ki; 'senin hakkında dosyalar var açıklayacağım' diyor. Açıklayacaksın, açıklamazsan namertsin Recep Tayyip Erdoğan. Geçmişte şu veya bu partiye oy vermiş yurttaşlar olabilir, ama şimdi yetimin hakkını koruma, kul hakkı yiyenlerden hesap sorma zamanıdır. Onun için beraber olacağız, güçlerimizi birleştireceğiz. Aydınlık ve güzel Türkiye'yi kurmak için yola çıktık. Herkesin aşı, işi olsun, anneler huzurlu olsun, evde tencere kaynasın, çöpten kağıt toplayan, sokakta dilenen çocuklar olmasın."

        "VURUN ANTEPLİLER NAMUS GÜNÜDÜR"

        Gaziantep'in Kurtuluş Savası'ndaki mücadelesini hatırlatan ve bu dönemi anlatan 'Vurun Antepliler namus günüdür' türküsü olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şunları söyledi

        "Unutmadığımız güzel bir türkü var; 'vurun Antepliler namus günüdür' diye. Biz Suriye'yi de Suriyeliler'i de biliyoruz, onlara kardeş gibi davranıyoruz. Kimseye bir şey söylemiyoruz, onları korumak kucaklamak görevimiz. Ama Suriye'de müslüman kanı akıyorsa bundan rahatsızlık duyuyoruz. Antepli iş adamları,eli öpülesi işadamlarıdır. Onlar Ortadoğu'ya, dünyaya meydan okuyorlar. Üretiyor, ürettikleri satıyorlar. Şimdi onların kapıları kapalı; Suriye'ye, Mısır'a, Irak'a gidemiyorlar. Neden, Ortadoğu'da kan akarken ne işimiz var bizim. Kardeşin eline silah veriyoruz 'git kardeşini öldür' diyoruz."

        "KUL HAKKI YEDİ' DİYENİN ALNINI KARIŞLARIM"

        Konuşması sırasında yanına CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Akif Ekici'yi alan ve namuslu siyasetçinin görevinin halka hesap vermek olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, salondaki bir partilinin elindeki 'aman ha hırsız var' yazılı dövizi okuyarak şöyle devam etti:

        "Recep Tayyip Erdoğan beni eleştirirken bir sürücü unvan taktı sağ olsun. İşçi Kemal dedi, işçi olmaktan gurur duyarım. Memur Kemal dedi, memur olmaktan gurur duyarım. Esnaf Kemal dedi, esnaf olmaktan gurur duyarım. Çiftçi Kemal dedi, çiftçi olmaktan gurur duyarım. Hangi unvanı verirsen eyvallah. Ama kimse bana 'sen kul hakkı yiyorsun' diyemez, alnını karışlarım onun. Ama ona ne diyorlar, Allah kimseyi yere bakar hale getirmesin. Benim merak ettiğim bir şey var, bu para merakı nerden geliyor? Gözünüz kaç lirayla doyacak sizin? Emin olun kendisine teklifte bulundum ve dedim ki; yolsuzluk yapmadan, rüşvet yemeden, yolsuzluk yapan rüşvet yiyenden hesap soracaksan ve bunun için karnın doyması için kaç paraya ihtiyaç var söyle kampanya açacağım al o parayı milletin yakasından düş."

        "VALİYİ NİYE SÜRDÜĞÜNÜ ANLAT"

        Urla'da birinci derece SİT alanında villa yaptıran bir kişinin telefonunun ardından inşaata engel olan Vali'nin sürüldüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, "Urla'da birinci derece SİT alanı, kazmayı vursan tarihi eser çıkıyor. Bir müteahhit arıyor ve 'Sayın Başbakan' demiyor, 'Abi villa yaptıracağım, vali engel oldu' diyor. Ne oldu o valiye, sürüldü. Soruyorum; adam gibi adamsan valiyi niye sürdüğünü anlat. Sonra ne oldu, villa sahibi oldu. Villaların parasını sen mi ödedin birisi mi ödedi? Çık açıkla bakalım. Gençler Recep Tayyip Erdoğan'ın sloganını atıyor, 'hırsızlık babadan oğula geçer' diye. Ne diyeyim?" diye konuştu.

        "YETER ARTIK"

        Konuşmasının son bölümünde AK Parti'ye oy veren seçmenlere de seslenen CHP Lideri Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

        "Artık yeter, bunlar yakanızdan düşsün, 'yeter artık' diyelim. Temiz siyasetin, güzel siyasetin, halka hesap veren siyasetin, herkesin barış içinde yaşadığın Türkiye'nin, annenin huzur içinde çocuklarını okula gönderdiği Türkiye'nin yolunu açalım. Ayaz bebek açlıktan ölmesin. Her ailenin güvencesi olsun. Bunun yolu bellidir. Temiz, ahlaklı siyasetin, ahlakın yüceldiği siyasetten yolu CHP'dir. Adalet çok önemli kavramdır. Adalet bütün dinlerin, bütün inançların ortak alanıdır. Adaleti sağlamak zorundayız. Eğer adalet bozulursa o ülkenin düzeni, huzuru bozulur. Hukukun üstünlüğünü söylüyoruz, kışın ortasında yolsuzluğu soruşturan polisleri, savcıları sürüyorsunuz. Hiç düşünmüyor musun aileleri çocukları var ne olacak bu aileler diye. Düşünmüyorlar. O zaman biz düşüneceğiz, haramilerin saltanatını yıkacağız."

        Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından salonda duran partililerden platforma çağırdığı CHP'nin Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarını destek istedi.

        GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin seçim bürosunun açılışını yaptıktan sonra geçtiği otelde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

        Gündemde olan HSYK konusunda AK Parti'nin samimi davrandığına inanmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

        "Anayasa değişikliği konusunda ben Adalet ve Kalkınma Partisi'nin samimi davrandığına inanmıyorum. Daha önce kendilerini söyledik; komisyonda görüşülürken 'teklifi geri çekin oturup HSYK'ya ilgili düzenlemeleri yapalım' dedik ama teklifi geri çevirdiler. Biz de demokraside bir muhalefet partisi nasıl davranırsa öyle davranacağımızı söyledik. Şununla karşılaştık, gerek komisyonda, gerek TBMM'de Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin kaba güç kullandığını gördük. Sayın Başbakan'ın bu kaba güce sahip çıkması başlı başına bir olay zaten. Telaşı anlarım, paniği de anlarım, Sayın Erdoğan'ın neden telaş ve panik içinde olduğunu da çok iyi biliyorum. Yargıyı niçin ele geçirmek istediğini de çok iyi biliyorum. Yargıyı kendi eline almayı, ve şekillendirmek istediğini de biliyorum. Anayasa değişikliklerinde iktidarın samimi olduğuna inanmıyorum. Erdoğan değişiklikle ilgili şunu söyledi; RÜTÜK modeli gibi bir modelden söz etti. Bunun yanıtına da bildik. Bir yargıç bir siyasi partinin temsilcisi olarak koltuğa oturamaz, eğer bir yargıç bir parti rozetiyle yargılama yaparsa topluma gerekli güveni vermez. Arada bir kendilerini sanki haklı çıkarmak için 'biz teklif ettik kendileri kabul etmedi' diye açıklamada bulunuyorlar. Sayın Erdoğan'ın bu söylemleri samimi değil."

        FEZLEKELER PARLAMENTOYA GELMELİ

        Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından istifa eden bakanlara ilişkin hazırlanan fezlekelerin TBMM'ye biran önce gelmesi gerektiğini de anlatan Kılıçdaroğlu, "Fezlekelerin bir an önce parlamentoya gelmesi lazım. Adalet Bakanlığı fezlekelerin nesini inceleyecek. Yolsuzluğun boyutunu görmek için galiba biraz zaman harcayacaklar. Parlamentoya gelince herkes görecek. Seçim sonuna ertelenmeye çalışılıyor. Fezlekelerin bir an önce parlamentoya gelmesi görüşülmesi ve ilgili bakanlarında bir an önce Yüce Divan'a gitmesi gerekiyor. Belki bazı bakanlar itiraflarına yenilerini ekleyebilirler, Erdoğan'ın bu işin baş sorumlusu olduğunu söyleyebilirler. Erdoğan'ın paniği biraz buradan kaynaklanıyor. Kendisinin, çocuklarının Türkiye Cumhuriyeti'ni kendi çıkarları için kullanmaya çalıştıklarını gayet açık ve net görebiliyoruz. Havuzlu villa için Valiyi feda eden bir başbakan düşünebilir misiniz? İki havuzlu villa olacak birinci derece sit alanında olacak Vali görevini yaparak buna itiraz etti diye Vali'yi satacak. Kendi valisini satan birine bu ülkede değil dünyanın hiç bir ülkesinde Başbakan denilmez. Onun adı çıkarcıdır."

        BAŞBAKAN ŞANTAJ YAPAMAZ

        Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Başbakan Erdoğan'ın CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül'ün yolsuzluk dosyaları bulunduğuna ilişkin konuşmasını yönelttiği soruyu şu sözlerle cevaplandırdı:

        "Bir Başbakan şantaj yapmaz. Şantaj yapıyorsa ona Başbakan denmez. Elinde yolsuzluk dosyası varsa elinde neden tutuyorsun. Demek ki sen o yolsuzlukların ortağısın. Sıkışınca muhbir olarak ortaya çıkıyor, muhbir Başbakan portresi çıktı şimdi ortaya. Bana süre veriyor, ne süre veriyorsun, Başbakan'sın çıkar açıklarsın. Benim hakkımda da iddialarda bulundu. Ben onun da cevabını verdim, alır gelirsin dosyaları. Hırsızlar cesur olmaz, hırsızda yürek olmaz, hırsızdan adam olmaz. Rüşveti ve hırsızlığı savunandan adam olmaz. Eğer birisi rüşvet yiyor, birisi yolsuzluk yapıyorsa bir ülkenin Başbakan'ı da ona hamilik yapıyorsa ona da Başbakan denmez. Varsa elinde bir şey devletin savcısı var. Gönder müfettişlerini gerekeni yapsın. Biz hiç bir zaman savcı neden bizi inceliyor, hakim neden bizim hakkımızda karar veriyor diye özel bir suçlama yapmadık. Hesap vermeyi olağan bir görev kabul ettik."

        ADALET BAKANI KOLTUKTA KALMAMALI

        Kılıçdaroğlu, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı'nın hazırladığı tutanağın ardından soruşturmaya müdahale eden Adalet Bakanı ve Müsteşarının istifa etmesi gerektiğini belirterek, "Adalet Bakanı Müsteşarı telefon ediyor. Vali telefon ediyor. Emniyet müdürü telefon ediyor. Adalet Bakanı telefon ediyor. Neden bu telaş? Bu doğrudan soruşturmaya müdahaledir ve bu müdahaleyi yapıyor. Sağlıklı işleyen bir demokraside ne o Adalet Bakanı Müsteşarı ne de o Adalet Bakanı o koltukta kalamaz. Ama ar damarı çatlamış insanlara ne diyeceksiniz?"

        OĞLUNUN BAŞINDA BULNDUĞU VAKIF RÜŞVETİN MERKEZİDİR

        Başbakan'ın MİT gibi saygın bir kuruma silah kaçakçılığı yaptırdığını ve çocuklarının hesabını veremediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Çocuklarının hesabını veremeyen, hukuk sistemini kendi çocuklarına göre düzenleyen bir Başbakana ne diyeceksiniz? Çocuğunun başında olduğu TÜRGEV rüşvetin merkezidir. İhale veriliyor rüşvet de TÜRGEV'e ödeniyor. TÜRGEV bütün kayıtlarını kamuoyuna açsın. Sayın Başbakan kasetlerden bahsediyor, ispat edin diyor. Hiç internete girmiyor galiba kendi sesi de var o kayıtlarda" diye konuştu.

        VATAN HAİNLİĞİ SUÇLAMASI AMACI ÇOK ÇOK AŞAN İFADEDİR

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ