Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika "Sıkıntıların esas sebebi Cumhurbaşkanlığı seçimi",Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı

        Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, yerel seçim çalışmaları kapsamında gittiği Konya'nın Ereğli ilçesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

        Bir basın mensubunun "Seçimlerden sonra doğudaki illerin karışacağı ve BDP'nin özerklik ilan edeceği yönünde haberler çıktı. Bu konuda ne söylemek isterseniz?" sorusunu üzerine İşler, şunları kaydetti:

        "Aslında 30 Mart'a kadar sokakları yeniden harekete geçirip terörize etme gayreti içindeler. Van'a gittiğimde Muradiye ilçesinde bize nahoş bir karşılamada bulundular. BDP binası önünden geçerken taşlar, sopalar atıldı orada. Oradaki paralel yapıları harekete geçiriyorlar ve Türkiye'yi karıştırmak istiyorlar. Ancak Güneydoğu'da bu çözüm süreci başladıktan sonra ilk giden grup arasındaydım. Oradaki insanlarımız barışa, huzura, istikrara susamışlar ve şu an bu çözüm sürecini en çok benimseyenler onlar. Bundan dolayı BDP ve taraftarları da, orada karşılık bulamıyorlar, zemin bulamıyorlar. Orayı da karıştırmak isteseler de bundan sonra inşallah başaramayacaklar. Çünkü oradaki insanlar şunu gördü. Son 1 yıl içinde terör dönemiyle şu anki huzur dönemi arasındaki farkı çok iyi gördü. Oradaki Kürt kardeşlerimiz de artık huzurdan yana tavırlarını net bir şekilde ortaya koyacaklar."

        CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

        Sadece doğuda değil İstanbul'da ve başka yerlerde de seçim bürolarına saldırıların olduğunu ifade eden İşler, sözlerine şöyle devam etti:

        "Yakılan seçim bürolarımız var. Bazen diğer partilere de oluyor. Birileri gizli elle Türkiye'yi karıştırmak istiyor. 30 Mart'a kadar buna benzer olaylar olabilir. Buradan da milletimiz sağduyuya, aklı selime çağırıyorum. Sıkıntıların esas sebebi Cumhurbaşkanlığı seçimi. Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk defa milletimiz doğrudan yapacak. İlk defa doğrudan halkın seçeceği bir cumhurbaşkanı görev başında olacak. Bundan dolayı milletin doğrudan seçeceği, kendi bağrından kopan, kendi duygularını, hislerini paylaşan bir cumhurbaşkanını seçtirmek istemiyorlar. Tüm bu karışıklıkların arkasında yatan esas sebep de budur. Acaba yeni bir olağanüstü durum yapıp da bizim dayatacağımız Cumhurbaşkanını millete seçtirebilir miyiz hesabı yapılıyor ama bunların hiçbirinin Allah'ın izniyle tutmayacağını düşünüyorum."

        DERSHANELER

        CHP'nin dershanelerle ilgili yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götüreceği iddialarıyla ilgili İşler, "Anayasa Mahkemesi'ne ana muhalefet partisinin başvurması haktır, o hakkı da kullanabilirler. Ancak biz, bu yasayı hazırlarken, bu yasada Anayasa'ya aykırı bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Bu haktan yararlanabilirler. Bu yasa Cumhurbaşkanının onayından çıkmıştır. Götürsünler sonucu hep birlikte göreceğiz" dedi.

        DİNLEMELER

        "30 Mart'a kadar başka ses kaydı ve kasetlerin yayınlanacağı iddiaları" konusunda ise İşler, şunları söyledi:

        "30 Mart'a kadar bir takım provokasyonlar, tehditler, şantajlar, montajlar, kasetler, dublajlar gelebilir ama milletimiz artık şunu gördü; bunlar hiçbir fayda vermiyor ve vermeyecektir. Biz iktidara geldiğimizde ülke çetelerden geçilmiyordu. Çoğunuz o çetelerin isimlerini bilir. Biz o çetelerin hepsini teker teker temizledik. Ülkeleri çetelere bırakmadık. Bugün bir paralel çetenin, bir yapının, bir örgütün devlet içine sinsi sinsi yerleştiğini görüyoruz. Geçtiğimiz hafta yayınlanan 2012 ve 2013 yılında yapılan dinleme rakamları vardı. Bu rakamlar dudak uçuklatan rakamlardı. Neydi, 509 bin insan dinlenmiş. Bu kadar insan dinlendi. Bu hakikaten şaşırtıcı bir rakam. Ama aynı zamanda bunların 217 bin tanesi mahkeme kararıyla dinleniyor. En ilginç olanı da burası. Yan bir takım dinlemeler gayri meşru yasal olmayan dinlemeler ama bir de yasal hale getirilerek, yasal kılıf içerisinde yapılan dinlemeler var. Bu sayısı 217 bin bakınız. 217 değil, 2 bin 170 değil, 21 bin 700 değil 217 bin. Dile kolay. Yani bazı hakimlerin, savcıların işi gücü yok dinleme kararı çıkarıyorlar. Öyle bir yapı var ve tek hakimle bu kararı alıyorlardı. Şimdi biz 2 hafta önce yaptığımız düzenlemeyle buna son verdik. Bundan sonra oy birliği şartını getirdik. 3 hakim oy birliğiyle eğer dinleme kararı verirse o zaman yasal dinleme yapılabilecek, aksi takdirde böyle bir şey söz konusu olmayacak."

        İşler, yapmış oldukları bu düzenlemelere karşı müthiş muhalefet uygulandığını, Anayasa Mahkemesi'ne götürme girişiminde bulunulduğunu dile getirdi.

        Vatandaşları korumak için bu düzenlemeleri yaptıklarına dikkati çeken İşler, "Herkesin dinlenme endişesiyle yaşamasına son verme gayreti içindeyiz. Hakikaten 519 bine baktığınız zaman siyasetçiler, devlet adamları, bürokratlar, gazeteciler, akademisyenler, iş adamları Türkiye'de ne kadar kalburüstü ön planda insan varsa hepsi dinlenmiş. Bunları ne yapacaksınız siz. Herhalde turşusunu kuracak değiller. Bunları tehdit ve şantaj aracı olarak, geçmişte yaptıkları gibi bundan sonra da yapma hedefiyle yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası söz konusu. Böyle bir çeteyle mücadele etmek her vatan evladının boynunun borcudur. Başbakanımız da bu mücadeleyi başlattı. Ama ne gariptir ki geçmişte bu çetenin mağduru olan CHP ve MHP'den ses çıkmıyor. Bunu da milletin çok iyi bilmesinde yarar var."

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ