Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Başbakan konuşurken elektrik kesildi

        Umut TÜTÜNCÜ - AHT

        Başbakan Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından dün İstanbul'da düzenlenen Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri'ne katıldı. Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen etkinliğe Erdoğan'ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile çok sayıda davetli katıldı. Bu yıl "Hazreti Peygamberimiz Din ve Samimiyet" ana teması ile düzenlenen bin 100 etkinliğin ilki olan tören ilahiler ve Kuran-ı Kerim okunması ile başladı. Erdoğan'ın konuşmasının son bölümlerinde ise salonda kapasite aşımı nedeniyle elektrikler kesildi. Erdoğan konuşmasının son 10 dakikalık kısmını jeneratör ile aydınlatılmış salonda harici mikrofonla tamamladı. Başbakanlık yetkilileri elektirik kesintisinin sebebi ile ilgili işletme yöneticilerinden bilgi istedi.

        KALBİNDE NEFRET OLAN

        "Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz şöyle buyuruyor; ‘Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz.' Ancak kalplerinize ve amellerinize bakar. Hazreti Mevlana 'testinin içinde ne varsa dışına da o sızar' diyor. Evet kalpte ne varsa dilde, gözde elde, ayakta tüm bedende o vardır. Din neyi söylerse söylesin, el neyi eylerse eylesin eğer iman dilden öteye gitmeyip, kalbi kuşatmıyorsa, kalbi tesiri altına almıyorsa mühürleri kırarak kalbe yazılmıyorsa o gerçek iman değildir. Münafık odur ki kalbi başka yöne bakar dili başka yöne. Kalbinde nefret olanın kin olanın kalbi kararmış olanın dili her ne söylerse söylesin inandırıcılıktan tamamen uzaktır."

        DALGALARDA KAYBOLUP GİDEN NESİLLER

        "Dünyayı kurtarmak için, alemlere nizam vermek, iyiliği egemen kılmak için halis niyetle yola çıkan ama yol üzerinde mahallesini, semtini, evini, kardeşini hatta kendi kalbini ihmal eden nesillere şahit oluyoruz. Daha kalbine yönelmeden daha kalbinin içini temizlemeden Allah'ı zikretmek sureti ile daha kalbini tatmin etmeden büyük ufuklara yelken açan, dalgalarda kaybolup giden nesiller görüyoruz. Evet hırsından, tamahından, arzularından sıyrılıp ihlas ve samimiyet hırkasını bedenine değil gönlüne giydirmeyenlerin varacakları yer zilletten öte asla değildir."

        SAMİMİYET KÖPRÜSÜ

        "Samimiyetin dışlandığı, kalplerde olanın dile, dillerde olanın kalbe sirayet etmediği her araç bizi Hak'ka götürmeyecek tam tersine bizi Hak'tan uzaklaştıracaktır. Evet siyaset eğer kalpteki ile dildekini samimiyet köprüsü ile birbirine bağlayabiliyorsa hakka ve halka hizmettir. Adalet eğer vicdan ile hak arasındaki samimiyet köprüsünü tesis edebiliyorsa adalettir. Devlet kendisini var eden insan ile arasında bir samimiyet köprüsü imar edebiliyor yani insanı yaşatarak insan için ayakta kalabiliyorsa adil bir devlettir."

        DEDİKODUYU İFTİRAYI DEĞİL

        "Medya dedikoduyu değil, iftirayı, söylentiyi değil kalpte olanı yani hakkı manşetine taşıyabiliyor, gerçekle harf arasında samimiyet kurabiliyorsa dürüst medyadır. Kitap kalptekini yazıya dökebildiği gönülde olanı samimi şekilde beyaz sayfaya aktarabildiği ölçüde faydalıdır. En önemlisi de alim, kalbini keşfedebilmiş kalbine bilgi kadar aşkı yerleştirebilmiş kalbin, Rabbi ile tanıştırarak nefsini tanıyabilmiş gönlü ile dili, tavrı, edası arasında samimiyet ihdas edebilmiş kişidir."

        TOPLUMLAR ZAMAN ZAMAN ALDATILIRLAR

        "Tek tek insanların olduğu kadar toplumların da kaderi vardır. Kaderin üzerinde de bir kader vardır. Toplumlar zaman zaman hayal kırıklığı yaşarlar. Zaman zaman aldanırlar aldatılırlar. Toplumlar öyle zamanlar olur ki yenilirler. Varlıklarını yitirirler fetret dönemleri yaşarlar. Allah'a sonsuz hamdü senalar olsun ki insanın kalbi toplumun kalbidir ve o kalbe yazılan iman silinmedikçe toplumlar da ruh köklerinden, özlerinden, kendilerini var eden dinamiklerden kopuş yaşamazlar. "

        KALPLERİ ÇÖLE ASLA ÇEVİREMEYECEKLER

        "Bugün her ne yaşıyorsak olalım. Takdiri ilahi, dualar eşliğinde yürüyen bu milleti mutlaka bu günden çok daha iyi yerlere ulaştıracaktır. İnsanımızın ihlasını, samimiyetini, hizmet etme duygusunu istismar edenler geride büyük bir aldatılmış duygusu bıraksalar da cemiyetin istikametini köreltemeyecek, kalpleri çöle asla çeviremeyeceklerdir. Burada şu hususu özellikle vurgulamak isterim; Hazreti Peygamser (SAV) 'din nasihattir, yani samimiyettir' diye buyuruyor. 'Kime' diye sorulduğunda 'Allah'a, kitabına, resulüne müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara' diyor. Her bir kardeşimin şunu bilmesini isterim ki gerçek bir mümin için Allah yeterlidir. Onun kitabı yeterlidir. Onun Resulü yeterlidir. Allah'tan başkasına kulluk eden kaybetmiştir.

        İSTİSMAR ARACI YAPILAMAZ

        "Kuran'ı Kerim dışında delil arayan yolundan sapmıştır. Resulullah Efendimizin dışında rehber arayan ışığı arkasında bırakmıştır. Müslümanların idarecilerinden samimiyetini esirgeyen, bunun dışında başka idarecilerle başka otoritelere boyun eğen hem aldatan olmuş hem de aldanan olmuştur. Allah Resulü istismar edilemez. Bütün müminlerin efendisi Hazreti Muhammed Mustafa dünyevi hırslar için, iktidar ve güç arzusu için ne mesajları ile ne yaşantısı ile ne de rüyalarda ve filmlerde istismar aracı yapılamaz. İnanmayanlara karşı gösterilen samimiyetin Müslümanlardan mazlumlardan diğer tüm insanlardan esirgenmesi asla islamla ilim ve ilim adamlığı ile izah edilemez."

        ŞANTAJ ARACI OLARAK KULLANMAK

        "Masum, temiz, saf insanların duyguları üzerine bir çıkar şebekesi bina edilemez. İnsanlara iftira atmak, iffetlerine dil uzatmak, mahremlerine girmek, bunları kaydedip tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmak bu dinin, güzel dinimizin hiçbir ilkesi ile asla bağdaşmaz. İşte onun için tekrar ediyorum. Çıkar şebekelerinin kirli oyunları adına istismar edilen kardeşlerime, işte onun için tekrar sesleniyorum bize 'Allah' yeter. Bize Kuran yeter bize alemlere rahmet olarak gönderilmiş hazreti Nebi yeter."

        ÖRGÜT ÇIKARLARI ADINA

        "Sınırlar belli iken helal ve haram dairesi belli iken örgüt çıkarları adına sınırları aşmak, helal ve haram dairesinden çıkmak, iman ve samimiyet dairesini de terk etmektir. Açık açık ifade etmeliyim ki din ne devletin ne siyasetin ne de arzularına yenik düşmüş hırslıların elinden elverişli bir imkan olarak görülemez. Tam tersine görevi halka ve hakka hizmet etmek olan her kurum, her oluşum, her şahsiyet bu milletin milli manevi değerlerini görmek gözetmek ve ona saygı duymak durumundadır. Bunu da samimiyetle ısrar etmek zorundayız. "

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ