Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden Tuncay Şahin'in kardeşinden Habertürk'e çarpıcı açıklamalar

        KÜBRA PAR / HT GAZETE

        Soma’da hangi köye gitsek, hangi sokakta dursak acı bir hikâyeyle karşılaşıyoruz. Mahalle meydanları, evlerin avluları ağıt yakan kadınlarla dolu...

        Maden faciasında en çok kaybı veren ilçelerden biri de Kınık. Kadınların feryadını duyarak girdiğimiz bir evde 37 yaşında hayatını kaybeden, geride biri kundakta dört çocuk ve iki yaşlı bırakan Tuncay Şahin’in hikâyesi bekliyor bizi... Tuncay Şahin'in maden işçisi kardeşi Taylan anlatıyor: 

        İşe nasıl başladınız? Herhangi bir eğitim verdiler mi?

        Hiçbir şartı yok. Üç günlük verilen bir kurs var, orada da zaten kazma ve kürek ile çalıştırıyorlar. Belirli bir eğitim yok. Gazı falan da bir kere anlatır geçerler. Ondan sonra da beden gücü olarak çalışıyorsun. 

        Verdikleri maskeleri hiç denediniz mi?

        O maskeler tek kullanımlık. Açınca “Gereksiz yere niye patlattın?” deyip 300 TL ceza kesiyorlar. Korkudan zamanında açmamış olabilirler. Zaten o maskelerin çoğu 3-5 senelik, denetlemelerde bulunsun diye alınmış şeyler. 

        Abiniz kaç senedir madende çalışıyordu?

        10 yıldır. Tarama bölümünde yolların genişlemesinden sorumluydu. Ben de farklı bir madende çalışıyorum. 

        Madencilik aile mesleği mi?

        Aile mesleği değil, başka iş olanağı olmadığından giriyoruz. Buranın gençleri çaresizlikten madenlerde köle gibi çalışıyor. 

        Nasıl haber aldınız?

        Yeraltından sürekli ceset çıktığı için kimin kim olduğu belli değildi. Yeğenlerim yeraltına inmişler, “Dayımı gördük, bandın üzerinde cesedi var” dediler. O an yıkıldım zaten... Hemen çıkaramadık, ertesi gün soğuk hava deposuna gidip aldık. 

        Nasıl teşhis ettiniz?

        Cesetlerin fotoğraflarını çekmişler, işyerinden dosyalarını alıp fotoğrafları karşılaştırıp isim isim belirlemişler. Teşhis için çağırdılar, cenazeyi getirdiler. Yüzüne bakınca haliyle anladık o olduğunu. 

        Bazı cenazeler çok kötü durumdaymış, abiniz yaralanmış mı?

        Yok, gazdan zehirlenmiş, öylece kalmış... 

        Siz tekrar madende çalışabilecek misiniz bu kazadan sonra?

        Tekrar kaldırabilir miyim bilemiyorum... 

        Başka arkadaşınızı kaybettiniz mi?

        Evet, hepsi arkadaşımız, hepsi kardeşimizdi... 

        Buralı bir aile misiniz?

        Evet.  Kaç kardeşsiniz? On kardeşiz, sekiz kız, iki erkek. Annem 70 yaşında felçli, babam hasta. Onlara abim bakıyordu. Dört çocuğu yetim kaldı. Tüm yükler benim omzumda, taşıyabilir miyim bilemiyorum... 

        Son günlerini nasıl geçiriyordu abiniz, ne konuşuyordunuz?

        Hep geçim derdi, hep dert, hep sıkıntı... Bir ay güzel giderse alabileceğimiz para 1000-1500 lira... 

        Çalışma şartlarından şikâyetçi miydi abiniz?

        Şikâyetçiydi tabii. “İçerisi havasız ve alçak, daralıyorum” diyordu. Çaresizlik başka da bir şey değil.

        "BİR GÜN İŞE GİTMEYENDEN İKİ GÜNLÜK ÜCRET KESİLİYOR"

        Taylan Şahin “İşe bir gün gitmeyince iki günlük çalışma yevmiyen kayboluyor. Aldıkları zaten 1200 TL maaş...” diyor.

        "TRAFO DEĞİL, METAN GAZI PATLAMASI"

        Siz de madencisiniz, içerideki şartları biliyorsunuz. Sizce kaza neden oldu?

        İhmal. Bu kaza değil, suikast gibi bir şey...  Ne olmuş olabilir tam olarak? Trafo patlamasıyla alakası yok. Metan gazı patlaması. Zaten bazı cesetler yanarak çıkmış.

        "SIRTI YARA OLURDU SÜRÜNMEKTEN"

        Kaç yaşındasınız?

        39 yaşındayım. 4 çocuğumla ortada kaldım... 

        Eşiniz şikâyet ediyor muydu işinden? Nasıldı çalışma koşulları?

        Zordu, ama ekmek parası... Herkes gibi o da gönülsüz gidiyordu madene. “Siz bizim çalıştığımız yerlere giremezsiniz bile” derdi. Çalıştığı yer çok darmış. Sırtı yara olurdu sürünmekten. 

        Nasıl öğrendiniz kazayı?

        Saat 5’e çeyrek vardı. Balıkesir’de üniversitede okuyan kızım aradı “Babamın madeni patlamış” dedi. Madene ilk biz gittik, hiç kimseler yoktu. 

        Ne gördünüz?

        Alev ve dumanlar çıkıyordu. Vardiya saati olduğu için içerisi kalabalıkmış. Sonra birkaç yaralı çıkardılar, ambulanslar geldi götürdü. “Yakınlarınıza temiz hava basıyoruz hepsi yaşıyor” dediler. Bir süre hiçbir müdahale olmadı. Ambulanslar gelip diziliyordu. Soruyorduk “Hani bizim işçilerimiz? Hani bizim yakınlarımız?”... Saat 8 oldu başladılar cenaze çıkarmaya. Ağızlarına da maske koyuyorlar canlı süsü vermek için... 12’ye kadar bekledim, maden cesetle doldu... Ondan sonra cenazeleri tek ambulans ile götürüp az ötede birbirlerinin üstüne koyup paket yaptılar. Bunları gözlerimizle gördük. İnsanların canı bu kadar mı ucuz? (Ağlıyor...)

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ