Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya "Gazze unutulmuş bir hapishane"

        İsrailli felsefeci, insan hakları savunucusu, Tel Aviv Üniversitesi öğretim üyesi ve ABD'deki Quinnipiac Üniversitesi misafir öğretim üyesi Prof. Dr. Anat Biletzki, ''Mavi Marmara, Gazze'nin hatırlanmasına yardım etti. Son iki buçuk haftada tüm dünyanın uyandığını, ablukanın durdurulması için harekete geçtiğini görüyoruz'' dedi.

        Biletzki, Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi ve UNESCO Felsefe Kürsüsünce düzenlenen ''Filistin Günü''nde yaptığı, ''Goldstone Raporu'ndan Sonra İsrail'de İnsan Hakları'' ve ''Gazze: Unutulmuş Bir Hapishane'' başlıklı konuşmada, insan hakları konusunu ele aldı.

        ''İsrail ve Filistin bir çatışmanın içindeler'' diyen Biletzki, insan hakları savunucuları olarak, bireylerin devlet tarafından ihlal edilen haklarının savunuculuğunu yaptıklarını söyledi.

        İsrailli birtakım örgütlerin de işgal altındaki topraklardaki Filistinlileri İsrail'e karşı savunduklarını anlatan Biletzki, çok sayıda İsrailli örgütün, Filistinlilerin insan haklarının ihlalleri üzerinde çalıştığını belirtti.

        Çatışma dönemlerinde Filistinlilerin haklarını savunan İsrailli örgütlerin zor durumda kaldığını, hatta onların ''düşman tarafında'' olarak algılandığını ifade eden Biletzki, ''Çatışma dönemlerinde İsrailli insan hakları savunucuları vatan haini değil belki ama İsrail'e ihanet ediyorlar diye algılanıyor'' dedi.

        İnsan hakları kuruluşları temsilcilerinin Goldstone Raporu için bilgi verdiklerini dile getiren Biletzki, bu raporun İsrail'de büyük ses getirdiğini, rapora bilgi veren insan hakları örgütlerinin ''ulusun düşmanlarıyla işbirliği yapanlar'' olarak adlandırıldığını ifade etti.

        Biletzki, kurucusu olduğu Enformasyon Merkezi B'Tselem'in de işgal altındaki topraklarda insan hakları ihlalleriyle ilgili çalışma yaptığını belirterek, kendilerinin de Goldstone Raporu için bilgi verdiğini söyledi.

        ''GÜVENLİK VE İNSAN HAKLARININ GALİBİ HEP GÜVENLİK OLUYOR''

        Biletzki, ''İsrail çok siyasi bir ortam. Ağzınızdan çıkan bir sözcük siyasi bir sözcük olarak algılanabiliyor. İnsan haklarını İsrail'de politikanın önemli bir parçası haline getirmek zorundayız. Ordu ya da mahkemeler karşısında çok başarılı olamıyoruz. Karşımıza hep 'güvenlik' konusu geliyor. Güvenlik ve insan hakları karşılaştığında hep güvenlik galip geliyor'' dedi.

        İsrail'in Kudüs'te yaptığı duvarı da anımsatan Biletzki, bu duvarın dünyanın en büyük gettosunu yarattığını hatırlattı.

        İsrail'de iç eleştirilerin odağında bulunduklarını, bunun kendileri için demokrasi mücadelesi olduğunu da vurgulayan Biletzki, ''Bugün İsrail'de insan hakları savunuculuğu yapmak, İsrail'de demokrasiyi ayakta tutma mücadelesidir. Biz bunu sadece Filistinlileri savunmak için değil, İsrail'i de ayakta tutmak için yapıyoruz'' diye konuştu.

        ''GAZZE TAM BİR HAPİSHANE''

        Biletzki, Gazze'nin, İsrail'in işgal ettiği bir yer olduğunu, Ağustos 2005'te İsrail'in bir şekilde güya Gazze'den çekildiğini hatırlattı.

        Gazze'nin uzun zaman insanlığın unuttuğu bir yer olduğunu belirten Biletzki, ''Gazze tam bir hapishane, giriş de yok, çıkış da yok'' dedi.

        Biletzki, İsrail'in Gazze'ye gireni de çıkanı da kontrol ettiğini ifade ederek, Mısır'ın da Refah kapısında benzer bir uygulamayı yaptığını vurguladı.

        Mısır'ın, Mavi Marmara gemisi olayından sonra Refah kapısını açtığını hatırlatan Biletzki, Mısır'ın da kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.

        Gazzelilerin cep telefonlarının da İsrail'in kontrolü altında olduğunu dile getiren Biletzki, İsrail'in son 5 yıldır Gazze'nin karasularını kontrol altında tuttuğunu, hatta Gazze'deki balıkçıların avlanmalarını bile engellediğini belirtti.

        Biletzki, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargoyu, ''tüm dünyanın Gazze'deki 1.5 milyon insana sırtını dönmesi'' olarak nitelendirerek, bu ambargonun Gazze'nin ekonomisini yerle bir ettiğini söyledi.

        ''TÜNEL EKONOMİSİ''

        Gazze'nin, kaçakçılığın hakim olduğu ''tünel ekonomisi'' ile varlığını sürdürebildiğini kaydeden Biletzki, Mısır'ın ise bu tünellerin kapatılması için yer altında duvar yapmaya devam ettiğini ifade etti.

        Biletzki, bazı İsrailli yazarların, 9 kişinin ölmüş olmasına rağmen ''Mavi Marmara olayı''nın Gazze'ye kuşatmayı kaldıracak en önemli olay olduğunu yazdığını belirtti.

        İsrail ile birlikte ABD ve AB'nin de Gazze'yi yöneten Hamas'ın bir terörist örgüt olduğunu savunduğunu anlatan Biletzki, İsrail'in, AB'nin Gazze'deki bankalarla işlem yapmasını engellediğini ve bunu AB'nin kabul ettiğini söyledi.

        ''Türkiye Müslüman bir ülke, Orta Doğu ve Avrupa arasında bir köprü. Türkiye bu noktada çok zor bir görevi omuzlamış durumda. Hem İsrail-Filistin çatışması konusunda, hem de bölgedeki sorunlar konusunda'' diyen Biletzki, Mavi Marmara'nın Türkiye'den çıkıp gelmesinin kendisini şaşırtmadığını anlattı.

        Türkiye'nin başından beri Gazze kuşatmasına karşı çıktığını anımsatan Biletzki, ''Mavi Marmara, Gazze'nin hatırlanmasına yardım etti. Son 2.5 haftada tüm dünyanın uyandığını, ablukanın durdurulması için harekete geçtiğini görüyoruz. Yardım gemisinin gelmesi ablukayı durdurmak için pozitif bir provokasyondu ve işe yaradığını düşünüyorum'' şeklinde konuştu.

        REKTÖR KÖYMEN

        Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Köymen de toplantının İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemiye saldırısından çok önce planlandığını ifade ederek, Musevi halkının geçmişte soykırıma uğramış olmasının İsrail hükümetinin bugünkü tutumunu haklı çıkarmadığını söyledi.

        Köymen, Gazze'nin dünyanın en büyük açık hapishanesi konumunda olduğunu belirterek, burada yaşama mücadelesi veren Filistinlilerin gıda yardımına muhtaç olduğunu dile getirdi.

        Rektör Köymen, yalnız Filistinlilerin değil, İsrail halkının da huzursuzluk içinde yaşamasına neden olan İsrail-Filistin sorununun çözülmesi gerektiğini kaydetti.

        Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi Müdürü Prof. Dr. İoanna Kuçuradi de güvenliğin bir insan hakkı olduğuna işaret ederek, insan hakları konusunun siyasallaştırıldığını ifade etti.

        Kuçuradi, insan hakları ihlallerinin etik bir sorun olduğunu da vurguladı.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ