Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya ''Rum kesimiyle doğrudan temasımız olmaz''

        Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB üyelik süreci, Avro Bölgesi'nde yaşanan ekonomik kriz, Kıbrıs sorunu ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB Dönem Başkanı olmasıyla ilgili AA'ya değerlendirmede bulundu.

        Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB Dönem Başkanı olmasına ilişkin Çavuşoğlu, Türkiye ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasında doğrudan bir ilişki olmayacağına işaret etti.

        Çavuşoğlu, ''Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımadığı için, doğrudan bir teması olmaz. AB'nin diğer kurumlarıyla yürütmesi gereken çalışmalar vardır. Bu kurumlarla Türkiye ilişkilerini elbette yürütür. Dönem başkanlığının yapması gereken işlerde o ülkeyle doğrudan Türkiye muhatap olmaz'' diye konuştu.

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın söylemlerinin de bu doğrultuda olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, özellikle Kıbrıs sorununun çözülmesini temenni ettiklerini bildirdi.

        Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs sorununun henüz çözüme kavuşmadığını belirterek, Kıbrıs sorununun çözüme kavuşmasını temenni ettiklerini söyledi. AB'nin çözüm olmadan Rum Kesimi'ni üye yaptığına vurgu yapan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''Bunun da şimdi hatalı bir karar olduğunu anlamışlardır. Ama iş işten geçmiştir. Bu konuda telafi edici adımlar atmasını bekliyoruz. En azından KKTC üzerindeki kısıtlama ve ambargoları kaldırması gerekiyor. Bu konuda kararları da var. 2004'de 24 Nisan'daki referandumdan iki gün sonra 26 Nisan'da böyle bir karar aldılar. Bunu uygulasınlar ki bazı karşılıklı adımlar atılsın. Bu iş daha fazla da sürüncemede kalmasın diye ümit ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte Kıbrıs konusunda olumlu gelişmeler bekliyoruz.''

        ''AB sürecine inanıyoruz''

        Türkiye olarak AB'ye üyelik sürecinde ellerinden geleni yaptıklarını belirten Çavuşoğlu, ''Müzakerelerden sorumlu bir bakanımız var. Sayın Egemen Bağış, başarılı bir şekilde görevini yürütüyor. Aynı zamanda hükümetimizin ve meclisimizin de önceliklerinden birisidir. Bu konuda sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, yine hükümetimiz ve biz siyasetçiler olarak AB sürecine inanıyoruz'' ifadelerini kullandı.

        Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB üyeliği sürecine ilişkin önemli bir mesafeyi geçtiğini, bu doğrultuda çok sayıda üye ülkenin de Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini bildirdi. Az sayıda üye ülkenin Türkiye'nin AB üyeliğini istemediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, ''AB sürecinde yapılan bu reformların Türk halkı için faydalı olduğuna inanıyoruz. Ama diğer taraftan baktığımız zaman bugün Türkiye'nin üyeliğini isteyen çok sayıda üye ülke olduğu gibi istemeyen ya da bazı alternatif sunmaya çalışan, sayısı az ama hatırı sayılır diyelim Almanya gibi, Fransa gibi önemli üyeler de vardır'' diye konuştu.

        Türkiye'nin üyelik sürecini başarılı bir şekilde sürdürdüğüne inandığını aktaran Çavuşoğlu, iç politikada atılacak bazı adımlarla daha da başarılı olunacağını savundu.

        Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin 50 yıllık bir geçmişe dayandığını anlatarak, ''Ama biz bu süreci başarılı bir şekilde yürütüyoruz. İnşallah yeni bir anayasayla birlikte, bazı yargı reformlarıyla beraber bu kriterlerin yerine getirilmesi konusunda önemli mesafeler kat etmiş olacağız. Şu ana kadar bu süreci başarılı bir şekilde yürüttük. Tabi kolay değil, 50 yıllık bir süreç. İşte ilk defa 2004'te müzakere tarihi alındı ve 2005'te müzakerelere başlandı. Yani şu anda en azından dışarıda bekleme odasında değil de içeride masanın başında müzakere eden bir ülkeyiz'' dedi.

        ''Türkiye'nin Kıbrıs sorununa yaklaşımı bellidir''

        AB üyeliği süreciyle ilgili olarak Kıbrıs sorununa da değinen Çavuşoğlu, bu sorunla ilgili olarak askıya alınmış ya da açılıp kapanmamış dosyaların bulunduğuna dikkati çekti.

        Çavuşoğlu, bu sorunun bir an evvel çözüme kavuşturulması gerektiğine işaret ederek, ''Bir taraftan Türkiye'nin Kıbrıs sorununa yaklaşımı bellidir. Çözmeye çalışıyor. Diğer taraftan bu ülkelerde özellikle seçim zamanı maalesef Türkiye'nin üyeliğinin aleyhine söylemleri görüyoruz. Bu tabi Türk halkında da bir kırılganlığa yol açıyor. Çifte standart olduğunu düşündüğümüz gelişmeler'' görüşünü bildirdi.

        Türkiye'nin büyüyen ekonomik yapısıyla istenen ülke konuma geldiğine işaret eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

        ''Diğer taraftan Türkiye ekonomi olarak çok büyüyor. Dış politikada çok başarılı. Bunu gören ve Türkiye'nin bir an evvel AB üyesi olmasını isteyen ülkeler de var. Ve son zamanlarda 11 ya da 12 Dışişleri Bakanı tarafından ortak deklarasyon yayınlaması da bu somut göstergelerden birisidir.''

        ''Avrupa'da kriz olmasaydı ekonomimiz belki biraz daha fazla büyüyecekti''

        Dünyada meydana gelen krizlerden artık bütün ülkelerin etkilenmeye başladığını anlatan Çavuşoğlu, Avrupa'da yaşanan ekonomik krizin Türkiye'ye de etkisi olduğunu ifade etti.

        Çavuşoğlu, Türkiye'nin güçlü bir ekonomik yapıya kavuştuğunu belirterek, ''Avrupa'daki ekonomik krizin mutlaka Türkiye'ye az ya da çok etkisi vardır, olacaktır. Ama özellikle Türkiye daha önceki krizlerden aldığı dersle bankacılık sistemini, finansal yapısını güçlü tuttuğu için ve son 10 yıldır Türkiye'de popülizm ve seçim ekonomisi izlenmediği için şu anda Türkiye'nin çok güçlü bir ekonomisi var. Hükümetin bugüne kadar aldığı tedbirler sayesinde özellikle üretimi desteklemesi ve dış politikadaki başarıları ve birçok ülkeyle vizelerin kaldırılması ve çok kapsamlı anlaşmaların imzalanmasıyla birlikte ihracatımızın artması da üretimimizi artırmıştır'' diye konuştu.

        Ekonomik gelişmenin sanayi sektörüne de olumlu yansıdığını dile getiren Çavuşoğlu, bunun suni bir büyüme olmadığını söyledi.

        Çavuşoğlu, Avrupa'daki ekonomik krizin Türkiye'yi olumsuz ve ciddi etkilemeyeceğini belirterek, ''Şu anda büyümede dünya ikincisiyiz. İlk çeyrekte dünya birincisiydik. Dolayısıyla Türkiye, Avrupa'daki krizden bu rakamlara baktığımız zaman daha önce Başbakanımızın bir tabiri vardı 'teğet geçti, geçmedi' tabiri. Teğet bile geçmeden ve etkilenmeden bu süreci atlatacağız. Tabi Avrupa'da durgunluk olunca, kriz olunca Avrupa'ya ihracatımız diğer bölgelere göre ağırlıktadır. Dolayısıyla mutlaka ihracatımız bugün artıyor ama daha da artacaktı kriz olmasaydı. Avrupa'da kriz olmasaydı ekonomimiz belki biraz daha fazla büyüyecekti'' ifadelerini kullandı.

        ''Ekonomik krizler gelip geçicidir''

        AB'nin yaşanan ekonomik krizi atlatacağına inandığını vurgulayan Çavuşoğlu, bazı ülkelerin bu krizden daha fazla etkilendiğini bildirdi.

        Çavuşoğlu, ekonomik krizlerin bir süreç olduğunu kaydederek, ''Şimdi ekonomik krizler gelip geçicidir. Bazı ülkelerde bu derin bir şekilde yaşanıyor gerçekten. Yunanistan gibi, İspanya gibi, İtalya hatta keza öyle. Fakat bunun mutlaka bir sonu olacaktır. Daha sonra ABD, Japonya da bu krizi yaşadı, tüm dünya yaşadı. Tabi bunlar yavaş yavaş atlatıyorlar. Ekonomik yapısı güçlü olanlar daha çabuk atlatıyorlar, Almanya gibi. Dolayısıyla bugünkü duruma bakmamak lazım tabi ki. Bugün durum vahim gibi gözükse de ileride bu süreç geçecektir. Dolayısıyla ben Avrupa Birliği'nin bir dağılma sürecine gireceğine inanmıyorum. Belki Avro Bölgesi ile ilgili işte yeni teklifler geliyor, öneriler var. İngiltere karşı çıktı. Yeni kurallar ve cezalandırma sistemi geliştiriyorlar. Burada bazı değişiklikler olabilir'' ifadesini kullandı.

        Türkiye'nin ekonomik kriz yaşayan AB'ye girip girmemesi tartışmasına değinen Çavuşoğlu, şunları belirtti:

        ''Ama genel anlamda AB'nin dağılacağını düşünmüyorum. Ama önemli olan burada Türkiye'nin amacıdır. Sadece ekonomik olarak AB'den faydalanmak değildir. Bu bir demokratikleşme sürecidir. Bu bir çağdaşlaşma projesidir. Dolayısıyla ileride vatandaşlarımız karar verecektir. Şimdi bunları tartışmadan biz bu süreçte yani uyum sürecini başarılı bir şekilde yürütüp tamamlamamız gerekiyor. Ondan sonra karar veririz, üye olup olmayacağımıza. Bence şimdi bu süreçte olalım mı olmayalım mı tartışmalarına hiç gerek yok.''

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ