24 milyon, liderleri için yas tutuyor
Kuzey Kore tarzı yas! Ülkenin kurucusu Kim Il Sung'un ölümünün yası bütün ülkenin gözyaşlarıyla tutulmuştu. Oğlunun 69 yaşındaki ölümünün ardından da Kuzey Kore'de ilk gözyaşı damlaları akmaya başladı
HABERTURK.COM DIŞ HABERLER SERVİSİ
Kuzey Kore'nin 69 yaşındaki lideri Kim Jong Il'in ölümü ülkede büyük bir üzüntüye sebep oldu. 24 milyon, liderleri için yas tutuyor...
Kim'in ölüm haberini Kuzey Kore devlet televizyonunda siyahlar içerisindeki spiker, gözyaşları içerisinde okudu.
Ülke genelinde 29 Aralık’a kadar yas ilan edildi. Kim Jong-il’in ölümü dolayısıyla başkent Pyongyang’daki bir meydanda toplanan ve aralarında 7’den 70’e kadın ve erkeklerin bulunduğu kalabalık bir grup, liderlerinin heykeli önünde gözyaşı döküyor.
Gözyaşı, Kuzey Koreliler'in yas törenlerinin ayrılmaz bir parçası. Kim Jong Il'in Kuzey Kore devletinin kurucusu olan babası Kim Il Sung'un ölümü de devlet televizyonunda gözyaşlarıyla açıklanmıştı. Ardından ükenin dört bir yanından milyonlarca Kuzey Koreli'nin ağlayan görüntüleri kameralara yansımıştı.
Tuvalete çıkma ihtiyacı duymadı!
Kendisi lüks içinde halkı açlıkla savaşıyor
Nükleer silaha sahip ancak diplomatik açıdan tecrit edilmiş ve can çekişen bir ekonomisi bulunan Kuzey Kore’yi demir yumrukla 1994’ten beri idare eden Kim Jong-il, puro, konyak ve lezzetli yemeklere olan düşkünlüğüyle tanınıyordu. Kuzey Kore liderinin suşi şefi Kenji Fujimoto, 10 bin şişeden oluşan bir şarap mahzeni olan Kim Jong-il’in her hafta köpekbalığı yüzgecinden yapılan bir çorba içtiğini söylemişti. Uçak korkusu nedeniyle sadece trenle seyahat eden Jong-il, yurtdışı ziyaretlerden de kaçınıyordu. 2001 yılında Moskova’yı ziyaret etmesi gerektiğinde Kim Jong-il, tüm yolu iki ayda trenle giderek herkesi şaşırtmıştı. Binlerce filmden oluşan büyük bir sinema arşivine sahip olan Kim Jong-il lüks içinde yaşarken, ülkesinde açlık ve sefalet büyümüştü.
Nükleer tehditle gündeme geliyordu
Dünyanın en kapalı rejimlerinden biri olan Kuzey Kore, Kim Jong-il liderliğinde nükleer silah programı konusundaki tartışmalarla sık sık gündeme geliyordu. Kim Jong-il 2000’li yıllarda ‘günışığı siyaseti’ adı verilen girişimle, dönemin Güney Kore Lideri Kim Dae Jung ile yakınlaşma adımlarına yöneldi. İki liderin görüşmelerine paralel olarak ABD ile temaslar da arttı. Koreli sporcuların müsabakalara ortak takım yollaması, bölünen ailelerin birbirlerini ziyaret etmesi gibi iyi niyet adımları atıldı. Kim Dae Jung, bu nedenle 2000 yılında Nobel Barış Ödülü’nü aldı. Ancak bu iyimser hava, 2002 yılında ülkenin nükleer programı konusundaki endişelerle dağıldı. ABD’yi kendisine verilen sözleri tutmamakla suçlayan Pyongyang yönetimi BM nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmasından çekildi. Ülkenin 2006 ve 2009’da nükleer testler yapması bölgede endişe yarattı. Geçen yıl ise Güney Kore’ye ait bir geminin batırılması ve bölgedeki bir adaya düzenlenen bombardıman son yılların en gerilimli günlerinin yaşanmasına yol açtı.
ÜLKE YASTA, KOMŞU ALARMDA
Kim Jong-il’in ölüm haberi ülkede tam bir şok etkisi yaratırken, komşu Güney Kore’de ise gerilimin artmasına neden oldu. Güney Kore ordusu alarma geçirildi. Seul’deki Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, ülkenin kriz durumuna geçtiğini ve her türlü olasılığı göz önünde tuttuklarını kaydetti. ABD Başkanı Barack Obama ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-bak soğukkanlı olunması çağrısı yaparak, halktan günlük yaşamlarını sürdürmelerini istedi. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta da Kuzey Kore’yle ilgili ‘ihtiyatlı’ bir tutum içinde oldukları söyledi. Pentagon’un olup biteni yakından takip ettiği de bildirildi. Japonya ise güvenlikle ilgili beklenmedik gelişmeler yaşanması ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını kaydetti. Çin, “büyük lider” ve “yakın dost” olarak nitelendirdiği Jong-il’in ölümü dolayısıyla Kuzey Kore’ye başsağlığı mesajı gönderdi. Hükümet, yeni lider Kim Jong-un ile işbirliğinin devam edeceğini belirtti.
Olası senaryolar