Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Anadol, Türkiye'de seri olarak üretilen ilk otomobil markasıdır.

 Tasarım ve mühendislik anlamında ilk Türk otomobili ise "Devrim"'dir. Devrim'den daha önce de (1953 yıllarında) otomobil imali üzerinde "deneme mahiyetinde" diye adlandırabileceğimiz çalışmalar olmuştur, buna karşın Devrim'e ilk Türk yapısı ve hattâ ilk Türk tipi otomobil gözüyle bakılabilir. Anadol'dan önce "Nobel" diye bir küçük otomobil daha piyasaya çıktı ve bir süre sonra bunun imalâtı durdu.


1928 yılında, Ankara’da kurduğu Otokoç firması ile Ford Motor Company’nin distribütörlüğünü alan Vehbi Koç, 1946 yılında da resmen Ford Motor Company’nin Türkiye temsilcisi olmuştu.

Fakat Koç, Türkiye’nin kendi yaptığı otomobiline Türk insanını bindirmenin zamanının geldiğine inanıyor ve bu nedenle Ford’la ortak bir otomobil endüstrisi kurmak istiyordu.

Koç’un otomobil kısmının müdürlerinden Bernar Nahum ve Kenan İnal 1954’ten beri Ford’un müdürleriyle görüşüyor ancak bir türlü sonuca ulaşamıyorlardı.

1956 yılının başlarında Koç, Nahum ve İnal ile birlikte, Başbakan Adnan Menderes’ten Henry Ford II’ye hitaben yazılmış mektubu da alarak ABD’ye gitti.

Ford Motor Company ile yapılan yoğun temaslar sonucunda otomotiv konusunda işbirliğine varıldı. Bunu 1959 yılında Topluluk için önemli bir adım olan Otosan’ın kuruluşu izledi.

Ford kamyonlarının montajına Otosan’da başlandı. 1963’te İzmir Fuarı’ndaki İsrail pavyonunda “fiberglas” ile yapılmış bir araba Bernar Nahum ve Rahmi Koç’un dikkatini çekti.

Sac ile araba kalıbı yapmak o sıralar pahalı olduğu için, fiberglastan araba yapmak fikri, Anadol’un doğuşunun en önemli yanı olacaktı.

 

Böylece, 1966’da seri üretime geçen ilk yerli otomobil “Anadol”, Ford işbirliğinin sonucu olarak üretilmeye başlanarak, 26 bin 800 liradan satışa sunuldu.

İlk Anadol, 1966 Aralık’ında Otosan kapısından çıkarken onu, üretiminin devam ettiği 1984 yılına kadar 87 bin adet Anadol takip etti.

Ancak Anadol piyasaya çıktığında, aleyhine çeşitli yazılar yazılıyor ve “fiberglas” gövdeyi atın, öküzün yiyeceğinden bahsediliyordu. Tiyatrolarda oyunlara da konu olan bu duruma rağmen, halk zamanla Anadol’u sevdi ve Türkiye’nin her tarafına yayıldı.

İHRAÇ ETMEDİLER

Anadol, o günlerin yan sanayi yokluğunda çok iyi düşünülmüş bir otomobiliydi ve Anadol’un üretimiyle Koç, Türkiye’de otomotiv endüstrisinin kurucusu oldu.

Gazeteci Aydın Demirer ve Özgür Aydoğan “Huzurlarınızda Spor Anadol” adlı kitabında ise, 1973 yılında üretilen “ilk ve son Türk tasarımı otomobil” olan Spor Anadol’un bilinmeyen anektodlarına yer verildi. Bunlardan bazıları şunlardır:

Anadol ithal etmek için 11 şirket Londra fuarında başvuruda bulundu. Bunların arasında bir Amerikan şirketi de vardı. Ancak dönemin yöneticileri Anadol’u ihraç etmeye yanaşmadı.

Anadol’un fiberglas gövdesiyle alay etmek için yıllarca bu gövdeyi keçilerin yediğinden bahsedildi. Oysa, Anadol’dan çok önce dünyanın en büyük otomotiv şirketi General Motors fiberglas gövde kullanıyordu.

 Fiberglas gövde bugün otomotiv sanayiinde çok miktarda kullanılıyor. Ayrıca uzay ve havacılık sanayiinde de kullanılmaktadır.

İlk fiberglas araba yapma fikri o zamanlar 13-14 yaşlarında olan, Petrol Ofisi’nin bugünkü CEO’su Jan Nahum ve abisi Klod Nahum’dan çıktı.

Bugün Otosan’ın ortağı olan Ford, 1950’li ve 1960’lı yıllarda Türkiye’de otomobil üretilmemesi için elinden geleni yaptı. Anadol üretimine sadece birkaç ay kala bile Ford yöneticileri “siz otomobil yapamazsınız, hemen vazgeçin” diyorlardı.

Türk otomotiv sektörünün babası rahmetli Bernar Nahum, Anadol piyasaya çıkmadan kısa bir süre önce Vehbi Koç’a yazdığı mektupta “Çetin Altan bu otomobille alay edecek” diyordu.

Türkiye’de know-how kavramı bilinmediğinden ve yasalarda da yeri olmadığından İngilizlere know-how ödemek için Otosan bir hayli uğraşmak durumunda kaldı.

Seri olarak üretilen Türk tasarımı ilk otomobili yapan Eralp Noyan, iş hayatına 20 yaşında Ferrari’de hademelik yaparak başladı. Bugün Spor Anadol’un genç mühendislerinden Ekber Onuk ile Türk Deniz Kuvvetleri için hücumbot üreterek Spor Anadol idealini sürdürüyor.

İngilizler Anadol’un aynısını Yeni Zelanda’da üretmek için çaba gösterdiler. Bugün hala Yeni Zelanda’ya ait bir adada Anadol yoğun olarak kullanılıyor.

 

BAKMADAN GEÇME