HT Masa haftanın magazin olaylarını değerlendirdi

"Hadise, yalnız kalınca pes etti"

Hadise, RTÜK'ten ceza alan ‘Sıfır Tolerans’ adlı şarkısına yeniden klip çekti. Şarkının akustik versiyonunu yayınlayan ünlü şarkıcının yeni klibinde ne sevgili var, ne de dekolte. Hadise ceza aldıktan sonra “Kadın olarak boyun eğmeyeceğim” demişti. Yeniden klip çekmesini nasıl karşılıyorsunuz?

ESİN ÖVET: Tepkisini çok güzel ortaya koymuş ama Hadise konuşuyor sadece. Bir tek Demet Akalın bu konu hakkında tepkisini dile getirdi, diğer ünlülerden çıt yok. Bu gerçekten kötü ve şunu gösteriyor ki bu sektörde herkes sahte arkadaşlıklar kuruyor, “Benim başıma gelmiyorsa başkasının başına gelmiş bana ne?” diyor.

OBEN BUDAK: Ben bir tepki olarak algılamadım, klibi izleyince kesin “Jennifer Lopez’in ya da Beyonce’nin bu kıvamda bir klibi vardır ve Hadise onu kopyalamıştır” diye düşündüm. Hadise’nin bendeki algısı bu. Modelsiz klip çekeceğine yanında sus pus oturan jüri arkadaşlarını protestosuna dahil etsin.

İPEK DURKAL: Klibi çok beğendim. Şarkının akustik versiyonu için zaten tam da böyle bir klip çekilebilirmiş. Bu versiyonda sevgili de dekolte de renk de sakil dururmuş.

KADİR KAYMAKÇI: Hadise’nin bu tavrına sıfır tolerans diyorum! Klibi ceza aldıktan sonra yaptığı açıklamaya sosyal medyada onu dinleyen dinlemeyen binlerce insan destek verdi. En azından o insanlara saygıdan bu yeni klip yapmamalıydı! Yazık, çok yazık!

BÜLENT İPEK: Hadise’nin RTÜK’ün tartışmalı ‘erotik’ anlayışına tepki olarak eski klibi montajlamak yerine çöpe atarak yeni klip çektiğini düşünüyorum. İyi de yapmış. Cıvıl cıvıl pop şarkısına renksiz bir kliple tepki göstermiş. Yasaklamalara karşı bugün Hadise’nin yanında durmayanlar yarın daha tutucu anlayışlarla karşılaştıklarında yalnızlıklarını fark edecekler ama iş işten geçmiş olacak.

REŞAT BALCIOĞLU: Sanatçı dostlarının Hadise’yi RTÜK’ün sansür kararı hususunda yalnız bıraktıklarını düşünüyorum. Hadise’nin klibine cezanın sığ bir bakış açısıyla verildiğini düşünüyorum. Sanatçılar ayağa kalkıp sansüre “Dur” demeliydi. Hadise de yalnız kalınca pes etti ve yeni klip çekmekten başka çaresi kalmadı. Bugün, Hadise’ye sansür uygulayanların yarın başka bir sanatçıya aynını yapabileceğini unutmamak gerekiyor.

‘Sosyal medya reklam kokan pozlarla doluydu’

Sevgililer Günü’nün yankıları hâlâ sürüyor. Berrak Tüzünataç’ın sevgilisi Birkan Sokullu’yla dudak dudağa olduğu fotoğrafını paylaşması çok konuşulurken, Ahmet Kural’ın Burhan Çaçan’la fotoğraf paylaşması esprilere konu oldu. Geride bıraktığımız Sevgililer Günü’nü nasıl değerlendiriyorsunuz?

E.Ö.: Berrak Tüzünataç’ın o fotoğrafı yanlışlıkla koyduğunu zannetmiyorum ki bence Sevgililer Günü’nün en güzel karesiydi. Öpüşen, güzel gözüken çiftlere hasret kalmışız. O kadar çok şiddet var ki etrafta.

O.B.: Özellikle Instagram reklam kokan pozlarla doluydu. Eski sevgiliye yapılan nispetlere kurban gidenler mi istersiniz, sadece gündem olabilmek için ilişki uyduranlar mı? En tatlı çifti sorarsanız Pelin Akil ve Anıl Altan derim herhalde, aralarındaki aşk ilham olacak cinsten.

İ.D.: Bence en gerçek fotoğraf Berrak Tüzünataç’ınkiydi. Bu kadar şiddetin, nefretin içinde içim açıldı. Aşk güzeldir gerçekten.

K.K.: Ben direkt 15 Şubat’a geçtiğim için 14 Şubat’ta gözüme bir şey çarpmadı. Yalnız Ahmet Kural, Sevgililer Günü’nde Burhan Çaçan’la fotoğraf paylaşarak bütün ‘kural’ları yıkmış.

B.İ.: Herkesin kendi 14 Şubat’ı var. Kimisi “Bize her gün 14 Şubat” deyip özel bir şey yapmıyor o gün. Kimisi “Kapitalizmin pazarlama aparatı” diye tu kaka ilan ediyor, kimisi de ortamı kalplere, hediyelere, aşk sözlerine boyuyor. O akşam Boğaz hattında turladım. Restoranlarda yer yoktu adeta. İsteyen kutlasın, isteyen karşı çıksın ama bence eski havası söndü. Nerede eski 14 Şubat’lar?

R.B.: Ben böyle günlere pek itibar etmem. Kapitalizmin tüketici bir toplum yaratmak için ortaya attığı bir gün. İnsan sevdiğini her gün mutlu eder.

"Vicdanlar felç olmuş"

Beyinde pıhtı atması nedeniyle geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldırılan Yeşilçam’ın ünlü ismi Kadir İnanır, normal odaya çıkarıldı. Ünlü oyuncunun hastalığı sonrası çoğunluk “Keşke İnanır’ı bir projede görebilsek” derken, kimileri de siyasi görüşünden ötürü kendisini eleştirdi. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

E.Ö.: Kadir İnanır çok uzun süredir bir projede yer almalıydı. Sevenleri ona hasret. Bence artık bu kadar geride durmamalı. Daha çok görünmeli, daha çok dokunmalı, daha çok hissettirmeli. Sağlığına kavuşur kavuşmaz onu özleyenleri anlayarak hareket etmeli.

O.B.: Kadir İnanır yıllarını Yeşilçam’a vermekten nasıl yorulduysa, artık dizi sektörüne pek bulaşmıyor. Reyting belasıydı, rol arkadaşınla çıkan dedikodulardı hiç uğraşmak istemiyor galiba.

İ.D.: Allah önce sağlık sonra da gönlüne göre bir iş versin. İnanır da ister mutlaka bir sinema filminde ya da dizide rol almayı ancak bunun için iyi bir senaryo ve iyi ekip olması lazım. İnanır’ın bunca yıl proje reddetme sebebi gönlüne göre bir proje gelmemesi.

K.K.: Kadir İnanır öncelikle sağlığına kulak vermeli. O iyi olduktan sonra projeler bir yere kaçmıyor.

B.İ.: Kadir Abi’ye geçmiş olsun. Zamanında müdahaleyle felçten döndüğünü öğrendik. Benim söylemek istediğim, Kadir İnanır’ın yoğun bakımdayken sosyal medyada acımasız bir lince uğraması. Ayıp denen bir şey vardı eskiden. Felç tehlikesi artık erken müdahaleyle önlenebiliyor ama vicdanlarımız felç olmuş bizim. Bunun çaresi nedir, bilen söylesin.

R.B.: Kadir Abi’ye geçmiş olsun. Türk sinemasının yaşayan efsanesi o! Büyük değerlerimizi tek tek kaybettiğimiz bu yıllarda Kadir İnanır’a iyi bakmamız lazım. O da sağlığına dikkat etmeli. Ben yeniden kamera karşısına geçeceğini sanmıyorum.

‘Artık penaltılara geçilsin’

Bir süre aşk yaşadıktan sonra ayrılık kararı alan Fenerbahçeli futbolcu Alper Potuk ile oyuncu Tuvana Türkay, birlikteliklerine bir şans daha verdi. İki ünlü ismin yeniden mesajlaşmaya başladıkları iddia edildi. Bu ilişkinin geleceği var mı sizce?

O.B.: İkinci kez denenen ilişkilerin gümleme ihtimali çok yüksek ama bazı durumlarda çiftler ayrılık döneminde fark ettikleri hatalarını bu sayede toparlıyor. Yakışıyorlar, ikinci şans neden olmasın?

K.K.: Bu ilişki sürekli uzatmalara giden maç gibi, bir türlü bitmiyor! Bencemartık penaltılara geçilsin ve biz de bir an önce sonucu öğrenelim!

B.İ.: Hiç sevmediğim “Aynı suda iki kez yıkanılmaz” diye bir söz var. ‘Ex’ten next olmaz diye de yine sevmediğim başka bir söz var. Bu tanımlamaları sevmesek de genel olarak doğru çıkıyor ve kısa ayrılıkla sonuçlanıyor. İnşallah Alper ile Tuvana istatistikleri tersine çevirir, arada yaşananları unuturlar da birlikte uzun süre mutlu olurlar.

R.B.: Ne halleri varsa görsünler.

‘Gençlerin para kazanması suç değil’

Usta oyuncu Cüneyt Arkın, Türker İnanoğlu’nun ‘Afişlerle Türk Sineması’ adlı kitabının lansmanında genç sinemacıları eleştirdi. Arkın, “Günümüz oyuncularının aklına ilk olarak para ve şöhret geliyor. Ancak her şeyden önemlisi dostluktur. Biz hiçbir zaman setlerde aşk yaşamadık, aile gibiydik. Azla yetinirdik. Günümüzde bunu pek göremiyorum. Türk sineması vizyonunu kaybetti” dedi. Bu açıklama hakkında neler söylersiniz?

ESİN ÖVET: Hiç uğraşmayalım, kazanamayız. Geçti gitti, bitti o günler. Artık hayalini bile kuramıyoruz.

OBEN BUDAK: Vizyonunu kaybetmesi konusuna katılıyorum, Türk sineması yıllar içinde hayli kırolaştı. Vizyon sahibi yeni nesil belki kurtarabilir. Can Evrenol, Cem Karcı ve Tolga Karaçelik gibi genç yönetmenler daha çok üreterek piyasadaki heyecanı desteklemeli.

İPEK DURKAL: Nasıl setlerde aşk yaşamamışlar? En büyük, en köklü ve bazen de en skandal aşklar hep o Yeşilçam setlerinden çıktı. Ayrıca Türk sineması vizyonunu kaybetti ne demek? Türk sineması, dünya sinemasıyla boy ölçüşebilecek kadar iyi işler çıkarıyor. Cüneyt Bey herhalde sadece Şahan Gökbakar sineması izliyor.

KADİR KAYMAKÇI: Cüneyt Arkın’ın “Sette aşk yaşamadık, aile gibiydik” sözleri bence gereksiz olmuş! Şimdiki setlerde neler oluyor ki? Ayrıca iki kişinin sette tanışıp âşık olması ayıp mı, günah mı? Türk sinemasının eksikleri yok mu, bir sürü şey sayılabilir ama o kadar da vizyonsuz değil sanki. Yılda 70-80 milyon bilet satan ve daha da büyüme potansiyeli olan bir sektör. Tolga Karaçelik’in Sundance’te aldığı ödül dünyada da ses getirebildiğini gösteriyor. Nuri Bilge Ceylan’ı saymıyorum bile...

BÜLENT İPEK: Malkoçoğlu, kılıcını biraz hızlı sallamış. O kadar da değil. Türk sineması vizyonunu kaybetmedi. Çok kötü filmlerin yanı sıra ödüller toplayan nitelikli filmler de çekiliyor. Eskiden ‘az’la yetiniyorlardı çünkü ‘çok’ yoktu. Sinemamız yılda 150 Türk filminin çekildiği, 80 milyon sinema biletinin kesildiği bir dönemde. Bu nedenle sinemacılık profesyonel bir meslek oldu. Bu yüzden genç sinemacılar daha çok para kazanıyor ve bu da suç değil. Günümüzün tiyatrocuları da futbolcuları da geçmişe göre daha çok para kazanıyor. Set aşklarına gelince onlar daha çok dizi setlerinde yaşanıyor. Cüneyt Arkın’ın döneminde dizi yoktu. Eski filmler 15-20 günde çekilip bitiyor ve herkes başka setlere dağılıyordu. Aşka vakit yoktu yani. Oysa şimdi diziler uzun ve sette 6 gün geceli gündüzlü zaman geçiren oyuncular iç içe. Ya kavga edecekler ya aşk yaşayacaklar gibi bir durum oluyor.

REŞAT BALCIOĞLU: Cüneyt Arkın’a kısmen katılıyorum. Eski dostluklar kalmadı. Yeni nesil oyuncular para ve şöhretten başka bir şey düşünmüyorlar. Onlar bitince de kalıcı olamıyorlar. Sanatçılar eserleriyle yaşarlar. Günümüzde izleyicinin gönlünde taht kuran şöhretlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

Türker İnanoğlu’nun ‘Başlangıcından Bugüne 1914- 2018 Afişlerle Türk Sineması’ kitabının tanıtımı geçtiğimiz çarşamba bir AVM’de yapıldı. Usta yapımcı ve yönetmeni Cüneyt Arkın ve Türkan Şoray da yalnız bırakmadı.

'Nikah masasında görene kadar inanmamalı'

Can Bonomo ve Öykü Karayel, sonunda birlikteliklerini resmiyete döktü. Aile arasında nişanlanan çift, haziran ayında evlenecek. Bonomo, bu kez aradığı aşkı buldu mu sizce?

E.Ö.: Can Bonomo’yu nikâh masasında görene kadar inanmamak gerek. Belli olmaz.

O.B.: Can yaşı itibarıyla dolandı, şimdi de aşkın doruğunda yaşıyor. Evlilik gibi bir karar alabiliyorsa, bu Öykü Karayel’den ötürüdür. Dünya tatlısı bir kadını kaçırmamakla çok iyi yaptı Can.

İ.D.: Bu kez durulacak mı yerine diyebiliriz ki, bu kez ömrünü birlikte geçirmek istediği kadını buldu. Mutluluklar dilerim.

K.K.: Ne yani Can Bonomo Mecnun mu, Ferhat mı, Romeo mu? İlk âşık olduğu kadınla evlenip sonsuza kadar mutlu mu olması gerkiyordu! O belki peri masallarında olur... Bence Can’la Öykü birbirine yakışıyor, mutluluklar diliyorum...

B.İ.: Can Bonomo’nun sevgili listesini görünce “Dalgalanmış da durulmuş” demek geliyor içimden. Böyle durumlarda insanlar hakkında illa “Evleneceği kadını bulmuş” yorumu yapamayız. Herkesin evliliğe karar verdiği bir an oluyor. Can Bonomo’nunki Öykü Karayel’le birlikte olduğu döneme denk gelmiş olabilir. Allah tamamına erdirsin.

R.B.: Nikâh masasına oturmadan “Evleneceğiz” yönündeki haberlere itibar etmiyorum. Can Bonomo, aradığı aşkı Öykü Karayel’de bulmuş olabilir. Ancak huylu huyundan vazgeçmez diye bir laf var. İlişkilerini kamuoyunun önünde yaşayanlar yarın pişman olacakları sözler vermemeli, kararlar almamalı.

‘Saygıyı kaybetmeden ayrıldılar'

Mustafa-Emina Sandal çifti ortak açıklama yapıp “Aramızdaki aşk bitti. Bundan sonra hayatımıza iki yakın dost, Yaman ile Yavuz’un anne ve babası olarak devam edeceğiz” diyerek boşanacaklarını duyurdu. Bu ayrılığa yorumunuz nedir?

E.Ö.: Kavgasız, gürültüsüz, iftirasız bir boşanma açıklaması. İnşallah gerçekten sessiz sedasız ve dostça ayrılabilirler. Çünkü böyle boşanmalara hasret kaldık.

O.B.: “Aramızdaki aşk bitti” kadar geçerli bir ayrılık sebebi yok, çaresi olmayan belki de tek sebep bu. Çiftlerin genel sorunu bu aslında. Aşk bitince önce çocuk yaparak durumu kurtarmaya çalışıyorlar ama ne mümkün.

İ.D.: Müzik çevresinde bir süredir Mustafa Sandal’ın mutsuz olduğu, Emina’yla ortak noktalarının kalmadığı konuşuluyordu. Eminim Emina’nın çevresinde de Emina tarafından aynı şeyler konuşuluyordur. Yürümeyen ilişkiyi zorlarsan saygı, sevgi tarafı da zarar görür. Kendi adlarına en doğru kararı vermişler.

K.K.: Bu konuda daha önce söylediklerimi tekrarlayacağım; ikili bütün bu ayrılık sürecini iyi yönetti. Dedikodulara, saçmasapan suçlamalara izin vermedi. Ve gelinen noktada evliliklerini kurtaramayıp boşanma kararı aldılar. Her evlilikte, ilişkide olabilecek şeyler bunlar... Umarım bundan sonra da birbirlerine aynı saygıyı göstermeye devam ederler.

B.İ.: “Ayrılık haberleri yeni şarkının reklamı” diyenler şimdi ne diyecek onu merak ediyorum. Her şey reklam değildir. Ünlüleri bu kadar da maddiyatçı görmemek gerekir. Hiç ayrılmayacakmış gibi birbirlerine bağlı görünüyorlardı. Bu açıdan üzücü tabii. Sevgi ve saygıyı devam ettirme kararlılıkları takdire değer. Bu devirde az görülüyor saygıyı kaybetmeden ayrılabilen.

R.B.: İki medeni insan, medenice bir karar vererek boşanıyorlar. Ben Emina Sandal hakkında çıkan yasak aşk iddialarına inanmıyorum. Mustafa Sandal ve eşi, örnek gösterilebilecek bir aile portresi çizdi.

‘Zoraki barış oldu’

Ebru Gündeş, sahneye çıktı. Seyirciler arasında 4 yıldır küs olduğu Serdar Ortaç da vardı. Ortaç sahneye çıkıp Gündeş’in önünde diz çökerek özür diledi. İkilinin barışma sahnesini nasıl yorumlarsınız?

E.Ö.: Serdar Ortaç uzun süredir sadece bu konuyla kendinden konuşturmayı başarıyor. Keşke bunlarla uğraşacağına şöyle ‘Bilsem ki’ gibi bir şarkı yapsa, ne güzel olur. Hasretle bekliyoruz güzel şarkı.

O.B.: Serdar Ortaç kariyerinin en kötü dönemine girdi. Yanına Hande Yener’i aldı olmadı, Yıldız Tilbe’yi aldı tutmadı. En sona Ebru Gündeş kaldı tabii. Şimdi bir single da onunla patlatır, dostluk meselesini konu ettiklerini sanmıyorum.

İ.D.: Samimiyetten uzak...

K.K.: Gerçek dostlar herkesin gözü önünde böyle PR kokan ‘gösteriler’le barışmaz. En azından böyle anlaşılabileceğini düşünüp bu şovu yapmaz.. Ama ben gerçek dostluklardan bahsediyorum tabii

B.İ: Serdar Ortaç uzun zamandır barışmak için medya üzerinden mesajlar yollayıp duruyordu. Küslüğe neden olan Reza ZarrabTürkiye’de gözaltına alındığında, Serdar’ın Ebru Gündeş’i yalnız bırakmasıydı. İşler çok değişti. Reza ABD’de tutuklu, itirafçı, hapishanede tacizle vs. yargılanıyor. Bu büyük dertlerin yanında Ebru Gündeş’in Serdar Ortaç’a küs kalmasının, uzatmasının hiç anlamı yok zaten.

R.B.: Zoraki barış oldu. Gözlerden ırak bir yerde baş başa yemek yiyip barışabilirlerdi. Biraz şov amaçlı bir barış olmuş aynı zamanda. Zaten küslüklerine anlam veremiyordum. Ebru Gündeş, Reza Zarrab’la yaşadığı dönemde kimselerle görüşmüyordu. Şimdilerde yalnız kalınca dostlarını hatırlar oldu.

MASANIN ALTINDAKİLER

- Kızı İstanbul’la birlikte bir alışveriş merkezinde görüntülendikten sonra sinirlerine hâkim olamayıp muhabirlere “Terbiyesizler” diye bağıran ünlü şovmen Okan Bayülgen.

- Çukur’ dizisinde Vartolu Sadettin karakterinin argo içeren ve bip’lenerek ekrana getirilen görüntülerinin internette sansürsüz yayınlandığı gerekçesiyle SHOW TV’ye görülmemiş bir ceza veren RTÜK.

MASANIN ÜSTÜNDEKİLER

- Etiler Bakım Evi’ndeki bir aile yakınını ziyarete giden, yaşlılara ve kimsesizlere gösterdiği ilgiyle duyarlılığını gözler önüne seren Megastar Tarkan.

- Sokak hayvanlarına dair farkındalık projesi kapsamında, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde konser düzenleyen ‘Bana Göz Kulak Ol Derneği’nin kurucuları Özge Özder, Aslı Tandoğan ve Ayça Varlıer.