Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig HTS Meclisi: "TFF'de değişim şart" - Futbol Haberleri

        Habertürk kurmaylarının ağırlıklı olarak yaptığı yorumlarda, TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in istifa etmesi ya da kurullarda değişikliğe gitmesi gerektiği vurgulandı. Meclis’te bu fikre karşıt görüşler de ortaya çıktı.

        MODERATÖR: Cüneyt Haydaroğlu

        FOTOĞRAFLAR: Hüseyin Yavuz

        1) FEDERASYON GÜVEN VERİYOR MU?

        2)BU UYGULAMAYA ‘VAR’ MISINIZ?

        3)AYKUT KOCAMAN’A NELER OLUYOR?

        “Yeter Yıldırım Demirören” gibi negatif bir slogan ile her statta kulakları çınlatılan, Türk futbolunda belki de en çok tartışılan isim olan TFF Başkanı’nı, HTS Meclisi’nde tartıştık. Keyifli sohbette Video Hakem Sistemi (VAR) ile F.Bahçe’de 5. kez istifadan dönen Aykut Kocaman’ın durumlarını da ele aldık.

        REKLAM

        SELÇUK TEPELİ: Bu ülkede Federasyon ne işle meşgul?

        Milli Takım’ın hali ortada. Avrupa’nın futbola en çok para döken ülkeleri arasında 6. sıradayız, ama Milli Takım’ımız yıllardır iç savaşla boğuşan Suriye ayarında bir yerlerde. Futbol Federasyon’u, Milli Takım antrenörü ve kulüpler, “Yabancı sınırlamasıyla ilgili ne yapsak” diye oyalanıp duruyor ama sınırlayın ya da sınırlamayın, bu ülkede futbolcu yetiştirilemiyor. Yetenekli, kaliteli, uluslararası standartlara sahip olmasını bırakın, insan olarak bile “İyi” denebilecek neredeyse hiç futbolcu yetişmiyor artık. Bu işle ilgili kurum ve kimselerde “Bu meseleyi nasıl çözsek” diye düşünüp bir çare üretecek zekâ kırıntısı da görünmüyor. Altyapıya yatırımın aslında transferden pahalı olduğunu, sabır isteyen ve ciddiyetle hazırlanmış ulusal bir projeyle çözülebileceğini bilmiyorlar. İşleri bu ama dünyayı doğru dürüst takip etmiyorlar. Hakikaten şaşılacak bir durum. Hakemler inanılmaz hatalar yapıyor, artık hiçbir hakemimize yarı final, final verilmiyor ama federasyon besbelli bir problem görmüyor. Eh bu işleri yapmadığına göre biri lütfen bana söylesin: Bu ülkede Futbol Federasyonu ne işle meşgul oluyor?

         SELÇUK TEPELİ:
        SELÇUK TEPELİ: "Kurum ve kimselerde “Bu meseleyi nasıl çözsek” diye düşünüp bir çare üretecek zekâ kırıntısı da görünmüyor"

        HALİL ÖZER: Son yılların en kötü federasyonu

        Ellerinde ilk kez bu kadar yetkiyle donanan bir federasyonun bu kadar çok hata yapması gerçekten anlaşılmaz. Son yılların en kötü federasyonu... Ve tabii ki bütün suç kendilerinde. Örnek mi; Fatih Terim-Arda Turan olayı ve prim olayı... Bunlar tamamen TFF’nin hatasından kaynaklandı. Demirören zamanında yumruğunu masaya vurabilseydi, riske girseydi, bugün Dünya Kupası’nda yer alabilirdik ya da bu hafta play-off maçına çıkmıştık. Ancak iki egonun çatışmasını engelleyemedi. Tabii bir de kurullar. Bu MHK ile sezona başlanması tam bir intihar oldu.

        MERİÇ MÜLDÜR: Esas sorun rantçı kafa yapısı

        Federasyonun icraatları olarak biz sadece Süper Lig’de hakem kararlarını, kurul kararlarını yorumluyoruz. Dönem dönem de milli takımı. Federasyonun icraatları bunlarla sınırlı değil ki. Tabii ki yetersiz kaldıkları konu çok... Öncelikle kurullar baştan aşağı değişmeli. Dik duracak, hiçbir kulübün adamı olmayacak, talimatla karar almayacak isimler gelmeli. Ama federasyona da bu konuda baskı yapılmamalı. Ne kulüpler, ne siyasiler tarafından.. Federasyon yöneticileri de kurul üyelerine, gözlemci, temsilci raporlarına müdahale etmemeli elbette. Hep bir günah keçisi aramak ise zaten işin en kolay yolu... Biz hangi federasyondan memnun kaldık ki Demirören federasyonundan memnun olalım. Sorunu biraz da başka yerlerde arayalım. Örneğin genel kurul yapısında, örneğin rantçı kafa yapısında. Bu kafa yapısı değişmedikçe Demirören gitse başkaları gelse ne değişecek ki?

        REKLAM

        BÜLENT YAVUZ: Önemli işler de yaptılar

        40 yıldır futbol ailesinin içindeyim. 15 yıl fiilen TFF içinde çeşitli görevlerde bulundum. Ali Uras ile başlayıp Yıldırım Demirören’e kadar onlarca TFF Başkanı ile çalıştım. Her başkan bir şeyler yaptı ama Yıldırım Demirören de önemli işler yapmaya çalışıyor. Milli Takım’ın başarısızlığı büyük takımların altyapılarıyla alakalı. Riva projesi, E-bilet, Passolig, paraşüt sistemi, havuz yayın ihalesi ve son olarak VAR sistemi... Bunlar büyük işler... Bunları bu federasyon yaptı. Hakemler profesyonel oldu. Avrupa’da önemli hatalar yapıyorlar. Ama bunun TFF ile ne alakası var. Ligimizde de zaman zaman hatalar olabiliyor. Kasımpaşa başta olmak üzere birçok maçta aleyhte hatalar var. Bunları görmezden gelemeyiz. Ama bence kasıt yok. Bunu yapacak hakem yok, olamaz da. MHK de işin farkında, umarım düzelir. Bu TFF’nin daha çok iş yapacak projeleri var.

        SERDAR ALİ ÇELİKLER: Devrinin bittiğini kendisi de biliyor

        Demirören devri bitti. Sürekli yalpalamasının nedeni de bu; devrinin bittiğini kendisi de biliyor. Yerine bir alternatif bulunduğu anda onu o koltuğa atayan irade kendisine ‘teşekkür edip’ görevden alacaktır. İlk geldiği zamanlar Allah’ı var iyi işler yaptılar ama en az 2 yıldır sadece ‘evet efendim’ sistemiyle ayakta. Bu sistemle uzun vadede devam edilemez.

        ATİLLA TÜRKER: Ya istifa ya değişiklik

        Demirören artık misyonunu tamamladı. Son derece başarısız bir başkan olarak koltuğunda oturuyor. Ya istifa etmelidir ya da kurullarını tamamen değiştirmelidir. Çünkü bu kurullar ahbap-çavuş usulü oluşturuldu. Adil olmayan işlere imza atılıyor. Kurullarda hangi takımın adamı varsa, o takımın borusu ötüyor. Bu çarpıklığı da herkes biliyor. Göz göre göre ülke futbolu elden gidiyor. Ben de sormak isterim. Demirören’in başarılı olduğu hangi konu var? Altyapı mı, hakemler mi, milli takım mı, yabancı sayısı mı, kriz yönetimi mi! Hepsinden sınıfta kaldı. Düşünün, medya patronu olmasına rağmen, federasyonla medya arasındaki iletişim bile evlere şenlik.

        REKLAM

        LUCESCU İLE BU İŞ OLACAK MI?

        H.Ö.: Her geçen gün pozitiften, negatife doğru gidiyoruz. Biz böyle bir Lucescu tanımıyoruz. Yabancı oyuncu sınırlaması konusundaki değişken fikirleri beynimiz yaktı. Çok fazla konuşmak yerine icraatlara önem vermeli.

        M.M.: Fatih Terim’in güzel bir sözünü hatırlıyorum. “Dışarıda iken getirmek için, görevdeyken de göndermek için yapmadığını bırakmıyor” demişti basın için. F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş için ne zaman hoca arayışı gündeme gelse Lucescu ismi öncelikli tercih oldu. Şimdi adam geldi, yine yaranamıyor.

        S.A.Ç.: Lucescu ile bu iş olabilir ama mesele Lucescu’dan daha geniş tartışılması gereken bir mesele. Bana göre bu olaya daha kapsamlı bakmak gerekiyor.

        A.T.: Lucescu ile bu iş olmaz. Tahmin ediyorum ki iki taraf da bu birliktelikten memnun değildir. Zaten Lucescu’nun da açıklamaları bunu gösteriyor. Demirören’in ekibi de Lucescu’yu ağır şekilde eleştiriyor.

        'VAR'DIR BİR HAYIR

        Habertürk kurmaylarının kimine göre futbolun ruhunu öldürecek olsa da VAR sistemi sorunları kökünden çözecek. Kimine göre ise bu yeni uygulama yeni tartışmaları da beraberinde getirecek.

        SERDAR ALİ ÇELİKLER: Son çare robot hakemlik

        VAR konusuna karşı aslında ikilemdeyim. Futbolun ruhu çoktandır öldü zaten, o anlamda bir duygusal çekincem yok. Ve evet futbola teknoloji girmeli. Bana göre robot hakemliktir en son çare. Bu kadar büyük ekonomide milyon Eurolar’ın el değiştirmesi durumuna neden olan insani hatalara, hoşgörüyle bakılamaz. VAR sistemi insani hataları en aza indirecektir ama benim çekincem başka. 2 türlü soru işaretim var: Birincisi Türk hakemler. Araçtaki ya da sahadaki olsun ben Türk hakemlere güvenmiyorum. Eyyam ruhlu hemen hepsi çünkü. İkincisi ise sahadaki karara uyan futbolcuların vereceği tepkilerin ardından oluşan durumların nasıl telafi edileceği. Mesela Negredo topu göğsüne aldı ve Cem Satman bayrağı kaldırdı. Bunu gören Kameni topu ve kaleyi bıraktı, Negredo vurdu gol oldu ama hakem çoktan iptal etmişti. Tüm bunlar 2 saniyede olup bitti. Şimdi aynı pozisyonda VAR olduğunu düşünelim: VAR hakemleri golü verdi; Kameni de diyecek ki: Ee yardımcın bayrak kaldırdı, sen de düdük çaldın; ben de kaleyi bıraktım. Düdük çalmasan ben kaleyi bırakmaz ve Negredo’nun vuruşunu çıkarırdım. Böylesi bir durumda ne olacak? Bunlar soru işaretlerim.

        Aykut Kocaman’ın istifalarına alıştık. Bu sonuncusu kimine göre 5., kimine göre ise 7. istifadan dönüşü. Aykut Kocaman’ın liderlik vasıfları taşımadığı için hatalarıyla yüzleşemediği için sürekli başkalarına kusur yükleyip ortadan kaybolma huyu var. Misketlerini alıp eve koşarak kaçan çocuklar gibi. Bu sene bir daha istifa etmez, Aziz Yıldırım yol verir. En yandaş, candaş kanka yazarları bile kendisini eleştirmiş. En geç sezon sonunda Aziz Bey son kez kovar ve bir daha da F.Bahçe’de çalışamaz.

        FAİK ÇETİNER: VAR'la adalet gelecek

        Hakemler her takım adına hatalar yapıyorlar. Ama bir takım var ki resmen doğranıyor. O da Kasımpaşa. Hakemlerden şikayetçi olan takımlar, alsınlar da Kasımpaşa’nın maçlarını izlesinler. O zaman belki susarlar. VAR gelirse, futbolun ruhu ölebilir ancak sahalara adalet gelir. VAR gelmeli ki büyük konuşan, hedef saptıran büyük kulüpler de sahadaki gerçek fotoğraflarını görsünler. Yıldırım Demirören’in en büyük hatası ise, federasyonun kurullarına el atmaması. Genelde kulüpler; kurullar ve aldıkları kararlardan memnun olmuyorlar. Bilhassa da MHK’den. Hakem atamaları hep yanlış yapılıyor. Cezalar da Tahkim’in kararları da çelişkili. Tabii ki burada Milli Takım’ın durumu, Fatih Terim’in gidiş şekli ve Lucescu’nun geliş şekli çok tartışılıyor. Demirören “İstifa et” denilince istifa etmez. Ancak kendi bırakır. Devre arasında en azından kurullarda değişiklikler yaparsa başı daha az ağrır.

         FAİK ÇETİNER:
        FAİK ÇETİNER: "Belli ki Aykut Kocaman’ı da yönetimi de Ali Yıldırım ikna etmiş. Çünkü ben, yönetimin Aykut Kocaman’ın istifasını kabul edeceğini biliyordum."

        F.Bahçe’de yaşananlara değinecek olursak; tam bir komedi. Bir insan kendine güvenmiyorsa, bunları daha önce yaşamış ve de yaşatmışsa neden istifa sinyalleri verir? Sonra iki günde ne değişti ki geri dönüyor? Belli ki Aykut Kocaman’ı da yönetimi de Ali Yıldırım ikna etmiş. Çünkü ben, yönetimin Aykut Kocaman’ın istifasını kabul edeceğini biliyordum. Bu saatten sonra işler çok iyiye gitmez. Aykut Kocaman’ın gülmeyen yüzü, stresi, mutsuzluğu ve psikolojisi ile Fenerbahçe’nin yüzü nasıl güler?

        MERİÇ MÜLDÜR: VAR, TFF için bir kurtuluş

        ‘Demirören ne gibi önlemler almalı?’ sorusunun bir cevabı da burada. VAR sistemi federasyon için kurtuluş. “Futbolun ruhunu öldürür” söylemine katılsam da sistemin tartışmaları bitirmeyeceğini düşünsem de federasyon açısından bakılınca şart gibi duruyor. En çok eleştirildikleri konu hakem hataları. Sanki golü Demirören iptal ediyor, penaltıyı Ali Dürüst vermiyor, ofsaytı Servet Yardımcı atlıyor. VAR sistemi 3 büyükler dışındaki takımlara yarar. Ama bu sistemi ısrarla savunanlar var ki onları anlamakta da zorlanıyorum. Sistemin TFF’ye yıllık maliyetinin 8 milyon Euro olduğu söyleniyor. İşte size “Paramız yetmiyor” dediğiniz altyapı için kaynak. Bu parayı VAR’a dökeceğimize altyapımızı VAR edelim derim.

        Aykut Kocaman için ise şunları söyleyebilirim. Canın sıkıldığında yarı yolda bırakamazsın. Görevi kabul eden kendisi, kadroyu kuran yönetimle kendisi. Arzuladığı oyunu sahaya yansıtamıyorsa, futbolcu grubuyla sorun yaşıyorsa kabahati kendinde de aramalı. İşi beceremeyen sadece futbolcular olamaz. Aykut Hoca çıkıp öncelikle bu git-gel konusunu bir açıklığa kavuşturmalı. Hiç de hak etmediği hakaretlere maruz kalıyor. Onu çok sevenler bile tavrını eleştirir oldu. İşi artık daha da zor. Birkaç kez daha istifaya yeltenmeyeceğini kim garanti edebilir ki? Ne yazık ki kredisini çabuk tüketti.

        HALİL ÖZER: Türk hakemlerle olmuyor

        İlk başta VAR’a karşıydım. Ancak şu anki Türk hakemleri, zaten futbolun var olan ruhuna ihanet ediyorlar. Tarihi bir şekilde kötü sezonlar üst üste geliyor. Rezillik diz boyu. O yüzden diyorum ki VAR gelsin. Madem teknoloji artık avuç içine kadar geldi. Niye orada da kullanmayalım? Çünkü artık Türk hakemleri ile olmaz. Bu net bir şekilde belli. Kasımpaşa geçen hafta bildiri yayınladı. Haksız diyebilir misiniz? O bildiri karşısında, TFF’nin ve hakemlerin utanması lazım. Hakemler zaten yok, bari ‘VAR’ olsun.

        Artık Aykut Kocaman konusunun ciddiye alınacak tarafı kalmadı. İnsanların en azından Aykut Kocaman’ın kişiliğine saygısı vardı. Ancak kendi eliyle onu da yaralıyor. Bir efsane olarak ayrılma şansını çoktan yitirdi. Yeniden geri dönüşü akıl alacak gibi değil. Bari çık konuş. Neden böyle oldu diye anlat. Bu şartlarda yürümesi çok zor. Bence hoca çoktan gitti. Resmi olarak da ligin ikinci yarısını zor görür.

         HALİL ÖZER:
        HALİL ÖZER: "Türk hakemleri ile olmaz. Bu net bir şekilde belli. Kasımpaşa geçen hafta bildiri yayınladı. Haksız diyebilir misiniz? O bildiri karşısında, TFF’nin ve hakemlerin utanması lazım."

        SELÇUK TEPELİ: İlkelkurallar artık kabak tadı veriyor

        VAR işe yarayabilir. Teknolojik imkânlar kullanılsa da tartışmalar olur ama hiç olmazsa futbolcu ve takımların kaderiyle oynanmasın diye bir imkân daha denenir. Zaten futbolda genel olarak seyirciyle dalga geçildiğini düşündüğüm ilkel kural ve uygulamalar artık kabak tadı veriyor. Adam hızla atağa çıkıyor. Bir an rakip sahada çoğalan bir takım görüyoruz. Birkaç pasla harika bir gol izleme şansımız var... Fakat bir taktik faulle her şey son buluyor. Hakem de saf saf, atak kesildiği için sarı kart gösteriyor. Sarı kartı gören razı. Peki böyle “caydırmayan” ceza olur mu? O atakta kurnazca, kuralların suiistimal edilmesiyle öldürülen şey futbolun ta kendisi oysa. Biz neden izliyoruz ki bu tiyatroyu? Kuralların ve hakemlerin işi futbolu yaşatmak değil miydi? Haydi diyelim, taktik faul yapan futbolcu sağlığını tehlikeye atmadı ve kırmızı ağır olur diye düşünüyorsunuz. En azından sarı ile kırmızı arası bir turuncu kart olsun, bu tür fauller yapan futbolcular da ceza olarak 10 dakika kenarda oturtulsun. Yahut o maçta atılmasın ama bir sonraki maçta oynayamasın. Ama bırakın cezayı, adı “taktik” faul! İşi bu olan bir pozisyon ve oyuncu tipi bile yaratıldı: Ön libero! Başka örnek: Top aut çizgisine doğru gidiyor ama henüz 10 metre var. Defans oyuncusu rakiple topun arasına giriyor, toptan uzak tutmak için arkasındaki hücumcuyu itip kakıyor. Yaptığının topla alakası var mı? Yok. Hücumcu futbolda ısrar etse faul veriliyor. Bu saçmalıkları ortadan kaldırmak için yeni kurallara, teknolojilere lüzum yok diyorsanız, bu futbolla size mutluluklar dilerim!

        Aykut Kocaman konusunda ise istifasının Fenerbahçe’de her şeyi bir anda düzelteceğini düşünmem. Futboldaki bu “istifa fetişi”nin işe yaradığını sanmam. Uzun vadeli planlar ve sabır çok daha önemli. Ancak Kocaman’ın davranışlarını da hiç normal bulmadım. Uzun vadeli planlar ve sabrın onda işe yarayacağına inanmıyorum. Kendisini tarif etmeye çalıştığı gibi davranmıyor genelde. Sakin intibası bırakmaya çalışıyor ama değil. Hırsı yokmuş gibi yapıyor ama öyle değil. Belki kendi futbolcularıyla tanışıp kaynaşmasını zorlaştıran da budur. Ve bu yaştan sonra kolay kolay değişmez. Yönetimi de uzun süre kararsızlığa sevk eder.

        BÜLENT YAVUZ: VAR katkı sağlar ama...

        VAR uygulamasının denemeleri bu hızla devam ettirilirse gelecek sezon Süper Lig bu sistemle sahne alır. Şüphesiz katkı sağlar. Maçın neticesine tesir edecek hataların azalacağı net. Zaman zaman VAR da tartışılacak. Sistem oturur ve sürat kazanırsa problem olmaz. Aksi olursa can sıkabilir. Seyir zevkini öldürür futboldan soğutur. Keyifler kaçar. Gelelim Aykut Hoca konusuna. Bu kadar eleştirilmesini ve alay konusu yapılmasını şiddetle kınıyorum. Karar verme noktasında belirsizliklerini normal karşılıyorum. F.Bahçe’den doğmuş efsane olmuşsun, şampiyon yapıp tarihe geçmişsin. Kolay değil, çat diye kestirip atmak. Duyarsız kalmak da elbette olmaz. Baskılar da karar almasında önemli rol alıyor. Kötü gidişe rağmen devam etmek Aykut Hoca’ya ters. F.Bahçe’yi bırakıp gidemezsin baskısı, bu durumu yaratıyor bence.

        UMUR TALU: Futbolun dinamiğine aykırı

        Federasyon başkanını kulüpler seçmiyor mu? Tabandan değil mi? Öyle gider o zaman! Yoksa bu işler öyle yürümüyor mu? Seçilenler her zaman öyle gitmiyor mu? O vakit de git denince gider herhalde Yıldırım Demirören. VAR, ancak yorum-tartışma alet edevatı olmalı. Daha ötesi futbolun dinamiğine aykırı, kararların TV programı gibi alınması... Futbol ayakla, gözle, biraz elle, çokça hatayla, epey mücadeleyle oynanan bir oyun. Bir de seyredersin işte. Perde arkasındaki oyunlara çok açık olsa da, anında perde arkası kararlara açık olmamalı. Hakemleri de kişiliksizleştirir. Adaletimizin eksik kaldığı tek yer futbolsa, o zaman VAR’ım!

        Aykut Kocaman konusunda görüşüm net. Kendisini en azından “prensip sahibi” bilirdik. En azından o öyle bilmemizi istedi. Son olay her prensibin bir dibi olduğunu gösteriyor. Kendi sorumluluğunu ilan edip Mehmet Topal’ı sorumlu yapmak, yakışıklı bir iş değil. Muhtemelen soyadından türetilen sevgi sözcüklerinin de sonuna gelindi. Zaten daha önce hakkında “O istifa etmedi, ben kovdum” denen kulübe “İstediler, geldim” diye dönmüşseniz, galiba yine ancak kendi iradeniz dışında gidiyor ya da kalıyorsunuz!

        ATİLLA TÜRKER: Yeni krizler ortaya çıkacak

        VAR sistemini kabul etsek de etmesek de dünya futbolu o yönde hızla ilerliyor. Futbolun ruhunu elbette ki öldürecek. Özellikle bizim gibi ülkelerde çok vahim olaylar yaşanacak. Hakemler daha da yıpranacak. Monitör başında görev yapan hakemler bile birbirleriyle bazen ters düşecek. Yeni krizler ortaya çıkacak. Şu da ayrı bir gerçek. Ülke hakemliği her geçen gün daha kötüye gidiyor. Hakemlerimize kimsenin güveni kalmadı. Süper Lig’de bazı takımlar çıra gibi yanıyor. Bunların başında da Kasımpaşa geliyor.

        Aykut Kocaman konusu ise çok ilginç... Kendisi lider değil. İyi bir teknik adamlık için pek çok vasıf gerekiyor. Bunların başında da liderlik geliyor. İyi lider, ekibi kötü durumdayken gözden kaybolmaz. Araziye uymaz. Varlığıyla ve mesajlarıyla dimdik durur.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ