Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi İnsan sağlığı açısından hormonlu besinler

        Bu sene yaz, tam yaz gibi geçti. Artık bunu da söyler hale geldik. Neden? Çünkü mevsimlerde öyle tuhaf değişiklikler, kaymalar görüyoruz ki... Eski zamanlardan bildiklerimize yakın bir seyir bize bayram ettiriyor: Hah, yaz dediğin tam da böyle olmalı idi diye! Bu aynı zamanda ne demek? Herrengin zenginliğinin bütün tabiatta görünür,elle tutulur hale gelmesi demek. Ve nihayetindetabiatın son sözü söylemesi...Ve de her türlü sebzemeyve alanında bonkör olduğu günler demek. Türkiye, tesadüfen yaz başına rastgeldi. Geçtiğimiz yıla rastgeldi ve de sanki kaynadı gibi... Çok ama çok önemli bir konuyu layıkı ile tartışmadan pas geçiyor. Ve baştan itiraf edeyim, sadece lezzetlerden söz etmiyorum. Sağlığımız açısından da hayati önemdeki bu tartışmayıAvrupa Topluluğu’na borçluyuz.Basında da yer aldı, Muhtelif Avrupa Topluluğu Ülkeleri, özellikle Almanya; üstüne bir de Rusya... Türkiye’den ihraç edilmek istenilen biberleri kabul etmediler, geri yolladılar.HT Cumartesi'de Ali Esad Göksel'in haberi...

        Eskiden olsa “Canım nesi var has biberlerimizin?” diye girişerek... “Zaten bu Almanlar da hepten Türkiye düşmanı... Ya da, acaba bu konuda da bir Merkel marifeti var mı?” diye devam ederdik. Ama artık eğlenebileceğimiz bir noktayı da geçtik. Bütün dünyadaekolojik organik tarıma ağırlık veren görüşler, yatırımcılar gündemde... Pekâlâ ya bizim coğrafyada ahval nasıl? Acıklı... Kabul edilebilirnormların üstünde zirai ilaçya dahormonkullanılmasıvukuat-ı adiye. Bunun değil şüphesi, evhamı üstüne kullanılabilir olması var ya... Vahim!

        21’inci yüzyılın ortasında yer almak isteyen birtoplum için kabul edilemezbir keyfiyet. Peki nedir olup biteninbize maliyeti?Onu söylemek bizi aşar. Zaten muhtemelen esas maliyetigelecekte göreceğiz...Bekliyoruz ki tıp adamlarımız, beslenme uzmanlarımız çıkıp konuşsun, anlatsınlar. Elbette bahis mevzumuzkazip Instagram şöhretleri değil.Onlara hava hoş, günlerini gün etmedeler. Gerçek akademisyenlerimizden söz etmedeyiz...

        HORMONLU BAHÇE SAKİNLERİ, EGONUZ NE ÂLEMDE?

        Biz şu kadarını söylemiş olalım. Malumunuz,insan vücudubir dizi problemle başa çıkabiliyor. Çok şükür, kendikendisini muhtelif beladan arındırıp, temizleyebiliyor.Ama artık şunu da iyiden iyiye biliyoruz. Vücudumuz söz konusu olanzirai ilaçlarıya da kullanıldığı söylenegelenhormonlarıdışarı atamıyor. Bunlar ne yazık kivücutta birikiyor.Birikiyor ve önemli sağlık problemlerine neden oluyor. Çoğu zaman siz olup biteni ne vakit seziyorsunuz? Gecikerek, ne yazık ki problem ortaya çıktığında anlıyorsunuz. Yani artıkgeri dönüşün olamadığı noktada...

        Sorarım sizlere, halk sağlığı açısından önemli olan ne olsa gerektir? Bundandaha hayati olabilecek bir konu olabilir mi?O şahane, adetasitcom-vari ‘hormonlu tavuk’tartışması elbette hatırlarınızda olmalı: Erman Toroğlu “Hayır, o frikik” dediği zaman günlerce, keyfiyeti bütün Türkiye tartışıyor... Ağlamaya meyilli Fenerbahçeliler hemen federasyonu istifaya çağırıyorlar. Hız kesmeyip spor bakanını da müdahaleye davet ediyorlar! Yine aynı Toroğlu, hayatını kazandığı iş sahasında mikrofonu eline aldığında, bir profesyonel olarak, çeşitli tuhaflıklara işaret ettiği zaman ne oluyor?Hiç...

        Hatırlayın lütfen.“Hormon konusuna dikkat !”dediğinde ne tepki verildi?Hiç... Halkımızkendisinealdırmıyor, üreticiler hakaret ediyor, bakan ise azarlıyor...Peki ama sorarım size, bütün bu “anlamsız kişiselleştirme” kabul edilebilir mi... Tam da bize mahsusDoğu usulü toz dumanyapmasak... Laboratuvar sonuçları ve bilim adamları konuşsa daha iyi olmaz mı? Bu başlık halk sağlığını bire bir ilgilendirmede... Ve acilen ele alınması gereken bir konu.

        Devlet, çağdaş devletler gibidavranmalı.Tüketici dehad safhadabilinçlenmeli.Girmeye can attığımızAvrupa Topluluğu normlarıayan beyan yayınlanmalı... Ziraat vegıda sektörü amansız bir denetime tabi tutulmalı...

        REKLAM

        Devlete hâkim “radyasyonsuz çay” refleksini bir kenara koyma zamanı... İnsanımızın sağlığını bilimsel yöntemlerle korumalı ve kollamalıyız. Kalender meşrebimiz bir kez daha galeyana geldi diyelim. Olacak iş değil. Haydi kendimizi bir kenara bırakalım. En azından gelecek kuşaklara,çocuklarımıza borçluyuz, unutmayasınız...

        KURTLU ELMA KAÇ PARA?

        Dünya neleri tartışıyor biz neleri? Ekolojik tarımda da ne yazık ki süratle gerilere düşüyoruz. Bugün dünya ölçeğinde 15 milyon hektarın üstünde ekolojik üretim yapıldığı gözleniyor. Bu tarım alanı Türkiye’de ne kadardır dersiniz? Ziraat ülkesi Türkiye’mizde topu topu bu iş için 50 bin hektar kullanılıyor. Oysa ekoloji demek, sıhhat demek, sofistikasyon demek ve elbette para demek. Bugün artık dünyanın neresinde olursa olsun, mağazalarda özel köşeler, vitrinler var.

        Ekolojik mamullere ayrılmış. Onlara daha çok para talep olunuyor. Ekolojinin ne demek olduğunu bilen tüketiciler, şayet takadları varsa şikâyet etmeksizin ödüyorlar. Peki hal böyle iken bize ne oldu? Türkiye asır başında bu sahada dünya klasmanında ilk beşin içinde yer almada idi... Nasıl oldu da bugünlere geliverdik?

        REKLAM

        Bu alanda dünya birincisi Avustralya. Elde ettiği para 8 milyar doların üstünde. Onu Arjantin ve İtalya takip ediyor. Yine asır başına kadar İtalya ile başa baş durumda idik. Türkiye şu anda 50 bin hektara gerilemişken İtalya 2 milyon hektara çıktı! Sanayi ülkesi, G7 mensubu İtalya bu alanda 2.5 milyar dolara yakın bir gelir sağlıyor. Peki, üreticileri bırakalım, gelelim pazarlara. Haydi ekonomist ağzı ile olsun. Hangi pazarda kaç para dönü- yor? Ne dersiniz? Sıkı durun. Sıkı durun da küçük dilinizi yutmayın.

        Alman Beslenme, Tarım ve Tüketiciyi Koruma Bakanı anlatıyor: “Almanya’da organik ürünler pazarındaki yükseliş devam ediyor. Organik besin sektöründeki üreticilerin, işleyicilerin, alım-satım yapanların sayısı geçtiğimiz yıllarda sürekli artış gösteriyor. Biyolojik ekim yapılan tarım arazilerinin oranı toplamda yüzde 5 düzeyinde. Almanya biyo ürünlerde Avrupa’daki en büyük pazar. Her süpermarkette büyük bir organik besin reyonu var ve satışa sunulan ürünler katı kurallar altında üretiliyor ve denetleniyor. Organik ürünler pazarı da yükselme trendini sürdürüyor. Almanya, organik ürünlerde yaklaşık 6 milyar Euro ile Avrupa’nın en büyük pazarı.”

        Gördüğünüz gibi bu konu romantizm ve doğa merakı ile izah edilemeyecek kadar ciddi. Her açıdan! Ekonomimizin yanı sıra, elbette aynı zamanda halk sağlığı açısından da... Hem devlet, hem müteşebbis, hem de tüketici olarak dikkat kesilmeliyiz. Bu hayati ‘future projesini’ es geçemeyiz !

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ