Türkiye'nin Kuzey Kutbu'ndaki bilim üssünde SDÜ damgası SDÜ'lü akademisyen, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nca Kuzey Kutbu projesinde koordinatör olarak görevlendirildi

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde başlatılan Ulusal Kutup Bilim Programı’nda görev alan Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) ve görevli akademisyenler önemli görevler üstlendi.

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK işbirliğinde “Ulusal Kutup Bilim Programı” hayata geçirilmeye başlandı.

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde başlatılan proje kapsamında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 'Antarktika ve Arktik' ile ilgili bilimsel çalışmaların destekleneceği bir proje çağrısı açtı. Desteklenecek projelerin total çağrı bütçesi bir yıl için 1 milyon avro karşılığı Türk Lirası olarak belirlendi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “Ulusal Kutup Bilim Programı Çalıştayı” düzenledi.

Ulusal Bilim Programı Çalıştayı'na Süleyman Demirel Üniversitesinden Dr. Çağlar Sivri ve Dr. Ahmet Kara da katıldı.

Bakanlık Dr. Sivri'yi “Koordinatör” olarak atadı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Mühendislik Fakültesi Tekstil Teknolojisi Anabilim Dalı'ndan Dr. Çağlar Sivri'yi ‘Malzeme Bilimi ve Biyoteknoloji Alanı’ için 'Koordinatör' atadı. SDÜ, Türkiye Cumhuriyeti'nin 20182022 döneminde Antarktika'da gerçekleştireceği çalışmalarda iki farklı alanda görevli olacak.

SDÜ'nün “Ulusal Kutup Programı”ndaki rolü

Dr. Çağlar Sivri, Türkiye Cumhuriyeti'nin 2022 yılına değin Antarktika'da bir üs kuracağını söyledi. Üs kurulumuna eş güdümlü olarak SDÜ'nün de “Malzeme Bilimi” ve “Biyoteknoloji” alanında çalışmalar yapacağını anlatan Dr. Sivri, şöyle dedi: “Proje, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştiriliyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) işbirliğinde hayata geçiriliyor. Şu an Türkiye'de ortalama yüz bilim insanı bu alanda çalışmalar yapıyor. Gıda ve tekstil alanında Türkiye çapında 12 bilim insanı çalışacak. Koordinatör unvanı da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından şahsıma tevdi edildi. SDÜ'nün Türkiye Cumhuriyeti'nin Kutup hamlesindeki rolü iki proje üzerinde olacak. Biri 'Gıda', diğeri ise 'Lif Polimer Mühendisliği' alanında Kuzey ve Güney Kutbu'nda dünyadan giden gıdaların üzerinde biriken mikroorganizma kontrolünün ve tespitinin yapılması noktasında çalışmalar yapacağız. Antarktika'da buzullar eriyor. Yeni virüsler ve mikroorganizmalar ortaya çıkıyor. Çıkmaya da devam edecek. Bunların bazıları biliniyor. Ancak bilinmeyen türler de var. SDÜ olarak biz geliştirdiğimiz 'Biyofilm' ile gıdaların üzerinde biriken mikroorganizmaların tespitini yapacağız. Güney Kutbu, Kuzey'e kıyasla daha yeni bir bölge. Daha bakir ve birçok ülke yeni üs kuruyor. Hiç bilinmeyen virüsler ortaya çıkacak. İşte biz de gıdaların virüs ve mikroorganizmalara karşı daha koruyuculuğunu sağlayacak ve çapraz bulaşmayı önleyecek bir 'Biyofilm' üzerine çalışacağız. Güney ve Kuzey Kutbu'na giden insanların orada tüketeceği gıdaların daha güvenli hale getirilmesi sağlanacak. Gıdaları daha koruyucu hale getirmiş olacağız. Gıda alanındaki projede Koordinatör görevini Dr. Ebru Aydın üstlenecek.”

İlhamını doğadan alan giysi

Dr. Çağlar Sivri, SDÜ'nün, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde 20182022 arasında gerçekleştireceği 'Ulusal Kutup Programı' kapsamında bir diğer çalışma alanının da 'Lif Polimer' esaslı giysiler olacağını söyledi. Dr. Sivri, ayrıntılarını şöyle paylaştı:

“Güney Antarktika Dünya'nın en kurak ve soğuk bölgesidir. En sarp koşullar orada yaşanıyor. Hava değeri ortalama 70 santigrat derece. En iyi olduğu dönem dâhi 30 santigrat derece. Bu koşullara dayanacak tekstil ürünlerine gereksinim var. Dolayısıyla yeni nesil ürünlerin geliştirilmesi gerekiyor. Bu konuda biz SDÜ olarak 'İmparator Pengueni'nden ilham aldık. Yeni nesil ve Lif Polimer esaslı ileri teknoloji tekstil ürünlerinin geliştirilmesi üzerinde çalışacağız. İmparator Pengueni'nin tüy yapısını esin alarak çalışıyoruz. Ne sağlıyor bu lifler: Yüksek teknolojik olduğu için su geçirmezlik sağlıyor. Aynı zamanda yüksek derecede Ultra Viyola (UV) dayanımları var Kuzey Kutbu dağlık bir alan. Güney Kutbu ise daha açıktır. Dolayısıyla Güney Kutbu'nda daha yüksek derecede ışıma söz konusu. Dolayısıyla burada UV ürünleri bayağı bozuyor. Yüksek derecede ısıl dayanım gerçekleşiyor. Daha iyi nefes almalarını sağlıyor. Aynı zamanda bu lifler, güneş ışınlarına göre açı değiştirebiliyor. Diyelim ki buzula tırmanacaksınız, açısını değiştiriyor. Tırmanacak şekilde buzu kavrıyor. Tam tersi yüzeceği zaman da açısını değiştirerek suda kaymasını sağlıyor.”