Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya Köşe yazarı nasıl olunur?

        KÜÇÜK Hanımın canı gazeteci olmak, yazı yazmak istiyormuş, ne yapsın?

        Bize göre en doğrusunu yapmış, yazılarını Hıncal Uluç'a vermiş:

        Ben mesleği öğrenmek, haber yapmak, koşmak, masaların üzerinde sürünmek istiyorum; beni harcayın, köpek edin! demiş...

        İçini, ne kadar içtenlikle dökmüş değil mi?

        Ya adam seçimindeki isabet!

        Hıncal Uluç, sağ olsun kızcağızı fazla köpek etmemiş, Gel benim köşemde takma isimle yaz! demiş...

        Bir hafta, iki hafta, üç hafta; bir bakmış yazısı Hıncal'ın köşesinde Sevginin Günlüğü diye yayımlanmış...

        * * *

        O gün bugün talihi açılmış, herhalde başta Hıncal Uluç, elini tutan Yürü ya kızım! demiş ki, çok yol almış çokkk!

        Küçük Hanım eskilerin deyimiyle, Hıncal Uluç'a medyunu şükran, Onu sırtımda Kâbe'ye götürsem hakkını ödeyemem! diyor.

        Buyurun bakalım, hac kontenjanına iki kişilik yer daha ayırın, Küçük Hanım iki büklüm Hıncal Uluç sırtında, malum kahkahalarını atarak hac yolundalar. Başlarına bir kaza gelmese de...

        * * *

        ŞİMDİ şakayı bırakalım da, her güzel, zeki kız yazılarını Hıncal Uluç'a gönderse olur mu?

        Hiç olur mu? Bu işler bu kadar ucuz mu?

        Ya nasıl olacak?

        Bu dünyada doğru yerde, doğru zamanda, doğru insanla karşılaşacaksın!

        Bir de bu işlerin ya erbabı olacaksın ya da erbabını bileceksin!

        * * *

        SONRA gel zaman git zaman Vatandan teklif gelmiş, o da kalkmış gitmiş. İş görüşmesini Haşmet Babaoğlu yapmış. İş miş derlerken mercimeği fırına vermişler.

        Ama günahına girmeyelim, Haşmet Babaoğlu, alışılanın dışında, kızımıza asılmamış...

        Tam tersi olmuş, kızımız Haşmet Babaoğlu'na asılmış. Asılmış ama tam dört ay...

        Haşmet Babaoğlu dört ay kaçmış, hanım kızımız da dört ay asılmış, kovalamış, sonunda teslim olmuş...

        Hiç de pişman değilmiş!..

        Eğer ısrar etmeseymiş, adam elden gidermiş, öyle diyor. Şimdi iki yıldır beraberlermiş...

        Aralarında 24 yaş fark varmış, lakin çok şeyde uyuşuyorlarmış. O yaşı gereği hiperaktifmiş, Haşmet Babaoğlu ise Boğa burcu, oturaklı adammış. Onu zaptetmeye çalışıyormuş, patlatıyormuş kafasına bir tane otur aşağı diye?

        Peki Hıncal Baba'sı bu seviyeli birliktelike ne diyormuş ya da ne demiş?

        Gülmüş, hanım kızımıza Seni iş için yolluyoruz, yaptığın işe bak! demiş... (x)

        Sanki bu iş değil?

        * * *

        DİYECEKSİNİZ kim bu?

        Kim bu Küçük Hanım ya da hanım kızımız?

        Ayşe Özyılmazel...

        Sabah gazetesinin eki Günaydının köşe yazarı...

        Biz Gazetecilik, köşe yazarlığı meslek değildir dediğimiz zaman tepesi atanlara saygıyla sunarız.

        Gazetecilik, köşe yazarlığı meslek değil, iştir iş!

        Nasıl iş?

        İşte böyle bir iş!

        Sinemanın kadın, kız oyuncularına yakıştırılan hoş olmayan bir deyim vardır:

        Onların yolu, yönetmenin yatak odasından geçer! diye...

        Artık bu iftiradan vazgeçsek iyi olacak...

        ???-

        (x)Yeni Aktüel, sayı 64/2006-40, Özsel Tortop

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ