Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Koalisyon söylemi AKP'yi güçlü göstermek için

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörist başı Abdullah Öcalan'ın ''idam edilmeyeceği'' konusunda altında MHP'nin imzası olan hiçbir karar bulunmadığını savundu. MHP'nin 8. Olağan Kurultayından sonra seçilen Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin ilk toplantısı, Genel Başkan Devlet Bahçeli başkalığında başladı. Toplantının basına açık bölümünde konuşan Bahçeli, partisine yönelik eleştirilere sert yanıt verdi. ''AK Parti sözcülerinin partisine karşı yalan ve iftiralara başvurduğunu, tevil yoluna saptığını'' savunan Bahçeli, şu iddialarda bulundu: ''İmralı canisinin idam edilmeyeceği konusunda, altında MHP'nin imzası olan hiçbir karar bulunmamaktadır. Bu konuda hiçbir kimseye teminat verilmemiştir. Bu iddiayı ortaya atan AKP'nin manevi fedailerinin yapması gereken, şimdi bu iddialarını ispat etmeleridir. Asgari namus ölçülerinin emrettiği haysiyetli yol budur. İmralı mahkemesi sonrası terörist başının infaz süreci AİHM'in sonucunu beklemek zarureti nedeniyle bir süreliğine ertelenmiştir. Terörist başının infaz sürecinin bu amaçla kısa bir süre ertelenmesi sonrası, idam cezasının kaldırılması için Türkiye'de başlatılan Avrupa destekli kampanya büyük hız kazanmıştır. Koalisyon ortağımız partilerin yanı sıra AKP'de Öcalan'ı kurtarma seferberliğinde yerin almıştır.'' Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in daveti üzerine 7 Haziran 2002 günü Çankaya Köşkü'nde bir zirve toplantısı yapıldığını anımsatan Bahçeli, toplantıda, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ''idam cezasının kaldırılmasını hararetle savunduğunu'' ifade etti. Bahçeli, toplantıda ses kayıtlarının da bulunduğunu söyledi. Toplantının ardından, TBMM'de, MHP dışındaki hemen hemen tüm partilerin yaptığı ''Gökkuşağı koalisyonu'' sonucu idam cezasının 2 Ağustos 2002 günü kaldırıldığını ve terör örgütü elebaşı Öcalan'ın ipten kurtarıldığını dile getiren Bahçeli, şu görüşlere yer verdi: ''Bugün MHP'ye dil uzatmaya cüret eden AKP'nin, Mecliste sergilediği tavır ise kendileri açısından utanç verici olmuştur. Bu gerçekler karşısında o dönem terörist başının ipten kurtulması günahına ortak olan Başbakan Erdoğan ve AKP'nin şimdi gerçekleri saptırarak MHP'ye dil uzatmaya yeltenmesi en hafif tabiriyle tam bir yüzsüzlük ve siyasi riya örneğidir. İmralı'daki özel ve imtiyazlı misafirliğine son verilmesini ısrarla talep ettik. MHP'nin iktidarında terörist başının İmralı'dan F Tipi bir cezaevine sevk edilerek, kalan ömrünü burada tam tecrit koşulları altında geçireceğini açıkladık. Hükümetin sorumlu bir bakanı bu talebin, 'terörist başının özlemini yansıttığını' söyleyebilecek kadar akıl ve idrakten uzaklaşmış, bir diğer AKP grup yöneticisi de 57. Hükümet döneminde MHP'nin neden bu haini F Tipi cezaevine sevk etmediğini sormak gafletine düşmüştür.'' -''ARZUSU DEĞİL, KABUSU''- Kendilerinin 28 Mayıs 2002 ve 10 Ağustos 2002 tarihli basın toplantılarında terörist başının F Tipi cezaevine naklini talep ettiklerini kaydeden Bahçeli, ''Ancak koalisyon ortağı DSP'ye mensup Adalet Bakanı ile seçim dönemi bağımsız Adalet Bakanı'nın yaptıkları açıklamalarla, taleplerini, 'bu hainin güvenliğinin sağlanamayacağı' gerekçesiyle reddettiklerini'' bildirdi. Bahçeli, sözleri şöyle sürdürdü: ''Milliyetçi Hareket'in, F Tipi talebi terörist başının özlemi ve arzusu değil, tam tersine kabusudur. İmralı'daki otel lüksü sonrası Sincan Cezaevi'nde bir hücrede mutlak tecrit altında yaşamak, terör örgütünü yönetmek imkanından mahrum kalmak ve şerefsiz bir hayatın sonu için gün saymak eğer bu caninin özlemi ise Milliyetçi Hareket'in 60. hükümeti bunun gereğini yapacaktır. İmralı canisinin avukatlarının siyasi kurye olarak kullanılmasını ve terörist başının kanlı örgütünü bunlar vasıtasıyla yönetmesini önlemek, hükümetin görev ve sorumluluğu değil midir? Bu hainin askeri yasak bölge statüsündeki İmralı'dan hala örgütüne serbestçe talimatlar gönderebilmesini, hükümetin aczi ve basiretsizliğinden başka bir nedenle izah etmek mümkün müdür?'' -KOALİSYON ORTAKLIĞI İDDİALARI- MHP Genel Başkanı Bahçeli, son dönemde ''AKP ile çıkar birliği yapan bazı köşe yazarlarının hayali senaryo ve yakıştırmalarla partisiyle ilgili anlamsız bir kampanya başlattığını'' savundu. Bu çerçevede bazı yayın organlarında ''MHP-CHP koalisyonu senaryoları etrafında mesnetsiz ve maksatlı yorumlar yapıldığını'' kaydeden Bahçeli, partisinin yegane hedefinin Anayasa'yı değiştirecek çoğunlukla iktidara gelmek olduğunu söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu: ''MHP-CHP koalisyonu yakıştırmaları yapanların amacı, AKP'yi olduğundan fazla güçlü göstermek ve ancak diğer partilerin koalisyonuyla yıkılabileceği izlenimini yaratmaktır. AKP'ye olmayan bir gücü vehmedenler tarihi bir yanılgı içindedir. Milliyetçi Hareket, AKP iktidarına karşı tek başına çıkacak ve 60. Cumhuriyet Hükümetini tek başına kuracaktır. Bu bakımdan Milliyetçi Hareket, suni ittifak arayışları veya koalisyon hesapları içinde değildir. Aynı şekilde bugünkü parlamento aritmetiğini değiştirme gibi yönelimi de bulunmamaktadır.'' -ASKERİ MÜDAHALE TARTIŞMALARI- Son zamanlarda askeri müdahale tartışmalarının Türkiye'nin siyasi gündemine sokulmaya çalışıldığını ifade eden Bahçeli, demokratik parlamenter rejime dışarıdan müdahale tartışmalarının, demokrasinin ruhuna ve özüne aykırı çağ dışı ve kınanması gereken arayışlar olduğunu vurguladı. ''Türk milletinin AK Parti hükümetini sandıkta tasfiye edecek bilince ve olgunluğa sahip olduğunu'' söyleyen Bahçeli, ''Bu bakımdan hiç kimse, seçim sandığında tecelli edecek milli irade dışında çözüm reçeteleri aramamalı, bunlara bel bağlama gafletine düşmemelidir'' dedi. Konuşmasında AB ve Papa 16. Benediktus'un Türkiye ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bahçeli, ''AB rüyasının sona geldiğini gören AKP hükümeti şimdi, yaşanacak tren kazasının etkisini saklama telaşına düşmüştür'' diye konuştu. Papa'nın, İslam dinine karşı, bir din ve devlet adamından beklenmeyecek şekilde incitici ve hakaret içeren beyanlarda bulunmasının İslam dünyasında ve Türkiye'de haklı tepki ve infiale yol açtığını kaydeden Bahçeli, ''Bu tepkiler karşısında telaşa düşen Başbakan Erdoğan'ın Papa ile karşılaşmamak için neredeyse köşe kapmaca oynadığını, ancak sonunda kendisini Papa'nın uçağının merdiveninin önünde bulduğunu'' iddia etti. Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, ''hayali AB borsasında Papa'yı da devreye soktuğunu'' öne sürdü. Cumhurbaşkanlığı seçiminin de önemli bir siyasi gerginlik konusu olarak gündemdeki ağırlığını giderek daha fazla hissettirdiğini anlatan Devlet Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın, bu konuda da hesaplı ve kontrollü bir gerginlik stratejisi uyguladığını'' öne sürdü.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ